Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1617 E. 2023/1690 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 13/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 02/05/2023
NUMARASI : ….. Esas …. Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Konkordatonun Kısmen Feshi
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 13/09/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 15/09/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 01.03.2023 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin teklif etmiş olduğu konkordatonun mahkememizin 07.10.2022 tarihli ve ….. sayılı kararı ile onandığını, konkordato projesi ile müvekkiline her ayın 21. ile 25.günleri arası 3.195,83 TL’lik ödeme yapılmasına karar verildiğini, 21.02.2023-25.02.2023 tarihleri arasında ödemesi gerekmekte olan borcun ödemesinin gerçekleştirilmediğinden bahisle; İİK.m.308-e uyarınca konkordatonun kısmen feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu 11.03.2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ve beyanlarının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında borç ilişkisinin müvekkili şirketin faaliyetlerini yürütmüş olduğu iş yerinin davacıya ait olması sebebi ile kira ilişkisinden kaynaklandığını, müvekkili şirketin gerek konkordato mühlet süreleri içerisinde gerekse tasdik süreci sonrasındaki dönemde gerek davacıya gerekse diğer alacaklılara ilişkin tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ve tüm borçlarını gününde ve zamanında ilgililerine ödediğini, ancak davalı tarafın kötü niyetli olarak ve sürekli olarak müvekkilini iş yerinden tahliye ettirmek amacıyla icra takipleri başlattığını, devamında ise İcra Hukuk Mahkemelerinde tahliye talepli davaların açtığını, bu durumun davacının niyetini ortaya koyması açısından önem ifade ettiğini, müvekkili firmanın davacıya olan borcunu ödediğini, davacının kötü niyetli olması sebebiyle bu durumu da müvekkili aleyhine kullanma çabası içerisine girdiğini, mücbir sebep halinin varlığı, gecikmenin çok kısa süreli olması, davacının alacağının miktarı ve konkordatonun tüm süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde, gerek mahkemece kendisine yüklenen yükümlülükleri gerekse de alacaklılara yapılan ödemelerin müvekkili şirketçe eksiksiz yerine getirildiği hususları da dikkate alındığında davacının kötü niyetli olduğunun aşikar olduğundan bahisle; İyi niyetli olmayan davacının dava ve talebinin reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacının, davalı şirketin teklif etmiş olduğu konkordatonun mahkememizin 07.10.2022 tarihli ve ……. sayılı kararı ile onandığını, konkordato projesi ile müvekkiline her ayın 21. ile 25.günleri arası 3.195,83 TL’lik ödeme yapılmasına karar verildiğini, 21.02.2023-25.02.2023 tarihleri arasında ödemesi gerekmekte olan borcun ödemesinin gerçekleştirilmediğinden bahisle; İİK.m.308-e uyarınca konkordatonun kısmen feshine karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalı tarafın davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, 2004 s. İİK’nın 308/e maddesinin; “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.”şeklinde düzenlenmiştir.
Konya … .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07.10.2022 tarih ve ……. Esas ……. Kararı ile konkordato davasının davacısı ………’nin konkordato projesinin tasdikine, tasdik kararının gerekçeli kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin derhal (07.10.2022 tarihi itibariyle) bağlayıcı hale gelmesine karar verildiği belirlenmiş, verilen hüküm gereğince tasdik kararının, dolayısıyla konkordato ödeme planının derhal bağlayıcı hale geldiği,
Konkordato davasına ilişkin tasdik edilen proje (ödeme planı) dosyamıza getirtilmiş, buna göre davacının davalıdan 115.050,00 TL alacağının olduğu, (2022 / Ekim Dönemi itibariyle her ayın 21. ve 25. günleri arasında bu tarihler dahil 36 eşit taksitle yapılacak borç ödemesinin şeklinde) ödemelerin tarih ve miktarının ödeme planında ayrıntılı olarak yazıldığı,
Mahkememizin 07.10.2022 tarih ve ……. Esas ……. Kararı ile konkordato davasının davacısı ………’nin konkordato projesinin tasdikine karar verildiği, ancak tasdik kararının henüz kesinleşmediği, istinaf aşamasında olduğu görülmüştür.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 10/12/2021 tarih ve ……. Es. ……. Kar. Sayılı ilamında;”.. Dava konkordatonun kısmen feshine ilişkindir. Konkordatonun bir alacaklısınca fesinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordato projesinin bulunması gerekmektedir. Konkordatoya tabi borcun yani konkordato alacağının proje gereğince ifa edilmemiş olması davanın sebebini teşkil eder. Ademi ifayı takiben yeni bir mühlete yahut borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek yoktur. Konkordatonun kısmen feshi 2004 sayılı İİK’ya 28/2/2018 tarihinde 7101 sayılı Yasa’nın 37. Maddesiyle eklenen 308/e maddesinde “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” biçiminde, Konkordatonun tamamen feshi ise 2004 sayılı İİK’ya 28/2/2018 tarihinde 7101 sayılı Yasa’nın 37. Maddesiyle eklenen 308/f maddesinde “Her alacaklı, kötü niyetle sakatlanmış konkordatonun feshini tasdik kararını vermiş olan mahkemeden isteyebilir. Konkordatonun tamamen feshi kararı kesinleştiğinde durum 288 inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.308 inci madde hükmü bu hâlde de uygulanır.” biçiminde düzenlenmiştir. Kısmen Feshi Talep Edebilmek İçin Gereken Şartlar ; Konkordatonun bir alacaklısınca (yani kısmen) feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordatonun (projesinin) bulunması gerektiğinde tereddüt edilemez. Mademki, proje gereğince ifada bulunulmamıştır, şu hâlde evvela elde davacı alacaklı için mecburi bir proje olmalıdır. Eş deyişle konkordato projesi, tasdik edilmiş bulunmalıdır.Bu sırada tasdik kararının kesinleşmesinin gerekip gerekmediği, mülga 300. maddenin aksine yeni m. 308/c, f. 1, c. 1 hükmüyle birlikte değinilmesi gereken meselelerdendir. Zira artık proje, tasdik kararıyla birlikte, alacaklılarını (ve doğal olarak borçlusunu) aksi alacaklılarınca oylanıp kabul edilen projede öngörülmediği sürece derhâl bağlamaktadır. Bu hâlde, ilk bakışta önceki dönemden farklı olarak konkordatonun kısmen feshi bakımından kesinleşmesinin de aranmayacağı söylenebilmekle beraber bu sonuç, yüzeysel kalacaktır. Zira Kanunun bu kez 308/a maddesinde öngörülen kanun yolu denetiminden geçemeyen bir projenin, tasdik edilmekle başta bağlayıcılık kazanmış olsa da, anılan özelliğini sürdürmesi zaten mümkün olamayacak; takiben feshini istemek de gerekmeyecektir. Kısacası, konkordatonun feshini talep etmek bakımından her hâlükârda [kesinleşmekle işlerlik kazanacak projeler içinse kaçınılmaz olarak, m. 308/c, f. 1, zira bu son hâlde elde, işler hâlde olup da ihlâl edildiğinden feshi istenebilecek bir proje de bulunmamaktadır], tasdik kararının kesinleşmiş olması şartını da aramak gerekir. .(YENİ KONKORDATO HUKUKU 7100 ve 7155 Sayılı Kanunlarla Değişik İcra ve İflas Kanunu m.285-309 Şerhi sayfa 636 )” şeklinde kabul edildiği,Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 12.02.2020 tarih ve 2020/147 Es. 2020/285 Kar. Sayılı ilamının da benzer mahiyette olduğu,
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 23/11/2022 tarih ve 2022/825 Es. 2022/5420 Kar. Sayılı ilamında; “Dava İİK’nın 308/e maddesi uyarınca açılan konkordatonun kısmen feshi istemine ilişkindir. Konkordatonun kısmen ya da tamamen feshi için kesinleşmiş bir konkordato tasdik kararının bulunması gerekir. Somut olayda davalı şirketin konkordato projesinin tasdikine ilişkin kararın Dairemizin 16.02.2022 tarih ve 2021/3486 E., 2022/807 K.sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiş olduğundan, konkordato tasdik kararı kesinleşmemiştir. Bu durumda Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince tasdik kararı kesinleşmeyen konkordatonun feshi istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddi doğru olmamış ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, sonucu itibariyle doğru olan bölge adliye mahkemesi kararının, HMK’nın 370/4. maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde kabul edildiği, (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 19/12/2022 tarih ve 2022/4950 Es. 2022/5860 Kar. Sayılı ilamı da benzer doğrultudadır.)
Konkordatonun kısmen feshinin talep edilebilmesi için tasdik kararının kesinleşmesinin gerektiği, Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07.10.2022 tarih ve ……. Esas ……. Kararı ile konkordato davasının davacısı ………’nin konkordato projesinin tasdikine ilişkin kararın istinaf aşamasında olduğu, kararın kesinleşmediği, davacının konkordato davası kesinleşmeden işbu davayı açtığı anlaşılmakla; davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar mahkememiz dosyasının kısa kararının dair kısmının “Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, İİK’nın 308/e maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.” olarak yazılması gerekirken “Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.” olarak yazıldığı, HMK.’nun304.maddesinde; (1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yapıldığı, mahkememizin kısa kararının dair kısmındaki yapılan yanlışlığın maddi hatadan kaynaklandığı ve düzeltilmesinin kısa kararla çelişki oluşturmayacağı anlaşılmakla aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davanın REDDİNE” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı şirket vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı borçlunun konkordatoya ilişkin yasal düzenlemelerin ve konkordato kararı verilmesi usulünün dışına çıkarak, konkordato kapsamında belirlenen borç miktarına ve vadesine uygun ödeme yapmayarak alacaklı müvekkilinin haklarını hukuka aykırı şekilde ihlal ettiğini ve müvekkili şirketi zor durumda bıraktığını, her ne kadar Yerel Mahkemece konkordato projesinin tasdikine ilişkin kararın kesinleşmediği gerekçesine itibar edilmişse de halihazırda derhal bağlayıcılık kazanan tasdik kararının kesinleşmesinin beklenilmesinin hukuka ve hakkaniyete uygun hiçbir dayanağı bulunmadığını, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava konkordatonun kısmen feshine ilişkindir
Konkordatonun bir alacaklısınca fesinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordato projesinin bulunması gerekmektedir. Konkordatoya tabi borcun yani konkordato alacağının proje gereğince ifa edilmemiş olması davanın sebebini teşkil eder. Ademi ifayı takiben yeni bir mühlete yahut borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek yoktur.
Konkordatonun kısmen feshi 2004 sayılı İİK’ya 28/2/2018 tarihinde 7101 sayılı Yasa’nın 37. Maddesiyle eklenen 308/e maddesinde “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” biçiminde, Konkordatonun tamamen feshi ise 2004 sayılı İİK’ya 28/2/2018 tarihinde 7101 sayılı Yasa’nın 37. Maddesiyle eklenen 308/f maddesinde “Her alacaklı, kötü niyetle sakatlanmış konkordatonun feshini tasdik kararını vermiş olan mahkemeden isteyebilir. Konkordatonun tamamen feshi kararı kesinleştiğinde durum 288 inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.308 inci madde hükmü bu hâlde de uygulanır.” biçiminde düzenlenmiştir.
Kısmen Feshi Talep Edebilmek İçin Gereken Şartlar ;
Konkordatonun bir alacaklısınca (yani kısmen) feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordatonun (projesinin) bulunması gerektiğinde tereddüt edilemez. Mademki, proje gereğince ifada bulunulmamıştır, şu hâlde evvela elde davacı alacaklı için mecburi bir proje olmalıdır. Eş deyişle konkordato projesi, tasdik edilmiş bulunmalıdır.Bu sırada tasdik kararının kesinleşmesinin gerekip gerekmediği, mülga 300. maddenin aksine yeni m. 308/c, f. 1, c. 1 hükmüyle birlikte değinilmesi gereken meselelerdendir. Zira artık proje, tasdik kararıyla birlikte, alacaklılarını (ve doğal olarak borçlusunu) aksi alacaklılarınca oylanıp kabul edilen projede öngörülmediği sürece derhâl bağlamaktadır. Bu hâlde, ilk bakışta önceki dönemden farklı olarak konkordatonun kısmen feshi bakımından kesinleşmesinin de aranmayacağı söylenebilmekle beraber bu sonuç, yüzeysel kalacaktır. Zira Kanunun bu kez 308/a maddesinde öngörülen kanun yolu denetiminden geçemeyen bir projenin, tasdik edilmekle başta bağlayıcılık kazanmış olsa da, anılan özelliğini sürdürmesi zaten mümkün olamayacak; takiben feshini istemek de gerekmeyecektir. Kısacası, konkordatonun feshini talep etmek bakımından her hâlükârda [kesinleşmekle işlerlik kazanacak projeler içinse kaçınılmaz olarak, m. 308/c, f. 1, zira bu son hâlde elde, işler hâlde olup da ihlâl edildiğinden feshi istenebilecek bir proje de bulunmamaktadır], tasdik kararının kesinleşmiş olması şartını da aramak gerekir. .(YENİ KONKORDATO HUKUKU 7100 ve 7155 Sayılı Kanunlarla Değişik İcra ve İflas Kanunu m.285-309 Şerhi sayfa 636 )
Somut olayda mahkeme kararı yerinde ise de karardan sonra dairemizin ….. E ….. K sayılı Konkordato dosyasının 03/07/2023 tarihinde temyiz dilekçesinin reddi ile kesinleştiği anlaşılmakla davacının iddiasının incelenmesi ödeme belgelerinin incelenmesi oluşacak sonuca gör karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.
Bu itibarla davacı vekilinin istinaf başvurularının açıklanan nedenlerden ötürü kabulü ile sair yönleri incelenmeyen ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde değerlendirme ve işlem yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan, başvuru harcı dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde davacıya iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi.13/09/2023

Başkan Üye Üye Katip

e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.