Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/155 E. 2023/921 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ :Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ :Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 11/05/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 11/05/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalının/Sigortalının maliki bulunduğu … plakalı araç ile sebebiyet verilen 05.09.2017 tarihli trafik kazasında zarar gören 3. Kişiye ZMMS poliçesi kapsamında ödenen tazminatın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları B.4.a-b-f maddeleri uyarınca, kasti hareket, ehliyetsizlik ve olay yeri terk nedeniyle davalı sigortalıya rücu etmek amacıyla Konya … İcra Müdürlüğü’nde … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun iş bu takibe haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak itiraz etmesi neticesinde takibin borçlu yönünden durduğunu, tebliğ edilmeyen itiraz dilekçesi ve durma kararına UYAP üzerinden yapılan inceleme sonucunda ulaşıldığını, öncelikle arabuluculuk süreci ile anlaşma sağlanmaya çalışıldığını, anlaşma sağlanamaması nedeniyle işbu itirazın iptali davasını açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, mülkiyeti davalı … adına tescilli … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 23.09.2016-23.09.2017 tarihleri arasında geçerli … numaralı KTK ZMMS Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden görüleceği üzere aracın ticari/kamyonet olması nedeniyle davanın mahkememizde açıldığını, 05/09/2017 tarihinde sürücü … idaresindeki … plakalı kamyonet ile bölünmüş tek yönlü olan … Caddesini takiben seyir halinde iken, kırmızı ışıkta yan yana durdukları yeşil ışık yanması akabinde … Caddesi istikametine doğru harekete geçen tescilsiz motosikletin arkasından harekete geçmesi sonrasında motosiklet sürücüsünün kendisine küfür ettiği iddiasıyla motosikletin arkasından giderek yolun sonunda motosikleti sıkıştırması ve kamyonetinin ön kısmı ile önünde seyreden motosikletin arka kısmına kasten çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu savcılık evrakları ve ilgililerin ifadeleri incelendiğinde davalıya ait araç sürücüsünün olay yerini terk ettiğini, ehliyetsiz olduğu ve kazayı kasten gerçekleştirdiğinin açıkça görüleceğini, davalıya ait … plakalı sigortalı aracı kullanan firari sürücünün sebebiyet verdiği kaza neticesinde kaza sonucu yaralanan motosiklet sürücüsü … tarafından Konya … Asliye Ticaret mahkemesinin … esas sayılı dosyasından müvekkili aleyhine açılan dava sırasında sulh olduğunu ve 3. şahsın maluliyeti için 355.806,00-TL tazminat ödemesi yapıldığını, olay yerini terk, ehliyetsizlik tek başına rücu sebebi olduğundan müvekkilinin davalı/sigortalıdan rücu hakkı olduğu hususunun tartışmasız olduğunu, davalıya ait aracı kullanan sürücünün aynı zamanda kasti hareketi nedeniyle de bu hasarın meydana gelmesine sebep olduğunu, haksız fiilden doğan zararlarda faiz sorumluluğunun başlangıç tarihi her ne kadar haksız fiilin meydana geldiği tarih olsa da müvekkili sigorta şirketinin zararının ödemeyi yaptığı tarihten doğduğundan icra takibinde ve iş bu itirazın iptali davasında ödeme tarihi olan 19.12.2018 tarihinden itibaren yasal faiz talep ettiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulünü, davalının Konya … İcra Müdürlüğü … E. sayılı takibe itirazının iptalini, dava dışı 3. Kişiye ödenen 355.806,00-TL ile 19.12.2018 tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faizi 18.599,39-TL olmak üzere toplamda 374.405,39-TL üzerinden takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkile ait olan … plakalı aracın Kayolları Trafik Kanunu gereğince ZMMS kapsamında 23.09.2016-23.09.2017 dönemine ilişkin olarak sigorta poliçesi düzenlendiğini, … plakalı aracı müvekkilinin oğlu tarafından rızası dışında anahtarı alındığını ve 05.09.2017 tarihinde seyir halinde iken önünde seyir eden motorsiklete çarpması sonucunda bedensel zararlı trafik kazası meydana geldiğini, yaralanma nedeni ile davacı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçe kapsamında 355.806,00 TL ödendiğini beyan ederek bu bedelin sigorta genel şartları kapsamında tahsili için müvekkili hakkında Konya … İcra Müdürlüğünün … dosyası ile icra takibi yapıldığını, icra takibine karşı böyle bir borcunun olmadığını, alacak iddiasının yargılamayı gerektirdiğini belirtilerek itiraz dilekçlerinde beyan ettikleri nedenlerle takibe itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, davanın usul ve esas yönünden hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 2918 sayılı Karayolları trafik kanunun rucu davaları için iki yıllık zamanaşımı süresinin öngörüldüğünü, davacının yasal süresi içinde davayı açmamış olması nedeni ile alacağın zamanaşımına uğradığını, her ne kadar müvekkili araç maliki ise de aracın işleten konumunda olmadığı için davanın husumet yokluğu nedeni ile reddinin gerektiğini, dosya münderecatına göre aracın müvekkilinin rızası dışında evinden alındığını ve kullanıldığını, farazi işleten tarafından kullanılması nedeni ile müvekkilinin işleten sıfatının bulunmadığını, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeni ile reddinin gerektiğini, davacının sigorta genel şartlarına göre rucu ettiğini beyan ettiğini, oysa davacının dayandığı sigorta genel şartlarına ilişkin kanun hükmünün iptal edildiğini ve sigorta genel şartlarının yasal dayanak olmaktan çıktığını, 2981 sayılı Karayolları Trafik kanunun 90 maddesi hükmünde tazminatın sigorta genel şartlarına göre hesaplanmasına ilişkin kısmının Anasaya Mahkememesi tarafından iptal edildiğini, tazminatın genel şartlara göre hesap edileceğinin düzenlendiğini, davacının taleplerinin tamamının yargılamayı gerektirdiğini, davacının kötü niyet tazminatını talebinin yasal dayanağı bulunmadığını, bu nedenlerle usul ve esas yönünden hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “…a-Davalıya ait aracın 05/07/2017 tarihinde oğlu olan dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresinde olduğu, …’ın aynı tarihte dava dışı zarar görene ait bisiklete kasten vurması neticesinde …’ın yaralandığı,…’ın eyleminin T.C. Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas-… Karar sayılı ilamıyla sabit görüldüğü ve şahsın neticeten 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi …Ceza Dairesinin … Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aynı tarihte kesinleştiği,
b- Dava dışı …tarafından davacı sigorta şirketi ile davalı araç işleteni ve dava dışı araç sürücüsüne karşı cismani zararlardan kaynaklı zararlarının tazmini için T.C. Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas-… Karar sayılı dosyasında maddi tazminat davası açıldığı, ilgili dosyada kusur raporu aldırıldığı ve akabinde davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı …’ın zararlarının karşılanması sebebiyle davanın feragat sebebiyle reddine karar verildiği, kararın ise 27/03/2019 tarihinde kesinleştiği, ilgili dosya sebebiyle davacı sigorta şirketi tarafından 19/12/2018 tarihinde 355.806,00 TL ödemede bulunulduğu,
c- Davacı tarafından dava dışı zarar görene karşı T.C. Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile 19/12/2018 tarihinde yapılan 355.806,00 TL asıl alacak, ödeme tarihinden itibaren işleyen 18.599,39 TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 374.405,39 TL olmak üzere ilamsız icra takibine geçildiği, davalı tarafından yasal süre içerisinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, davalı itirazının alacaklıya tebliğ edilmediği ve yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında eldeki davanın yasal süre içerisinde açıldığı,
ç- Kazanın meydana gelmesinde davalının oğlu olan sürücünün kasten vurması sebebiyle tam kusurlu olduğu, dava dışı zarar görenin kaza sebebiyle sürekli maluliyetinin %73 oranında olduğu, iyileşme(geçici iş göremezlik) süresinin 18 aya kadar uzayabileceği, bu sürenin 6 aylık zarfında bakıcıya ihtiyacı olacağı ve SGK tarafından karşılanmayan, belgeye bağlanamayan zorunlu tedavi giderinin ise 10.000,00 TL olduğu, Aktüerya bilirkişi tarafından hazırlanan 17/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda dava dışı zarar görenin sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik, bakıcı ve SGK tarafından karşılanmayan, belgeye bağlanamayan zorunlu tedavi giderinin olmak üzere toplam zararının 705.816,27 TL olduğunun anlaşıldığı,
d- Kazanın araç sürücüsünün Mahkeme kararıyla kesinleşen kasti eylemi sebebiyle gerçekleşmesi sebebiyle sigortalıya rücu edilmesinin koşullarının somut olayda gerçekleştiği, sigorta tarafından yapılan ödemenin gerçek zarar miktarından az olduğu dolayısıyla davacı sigortanın yapmış olduğu tüm ödemeyi davalı işletene rücu edebileceği,
e-Her ne kadar yukarıda detayı verilen T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … Tarih ve … Esas- … Karar sayılı ilamı ile T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere taraflar arasındaki sigorta poliçesinin ticari mahiyette olması ve taraflar arasındaki ilişki TTK.’nda düzenlenen sigorta sözleşmesinden kaynaklandığından ve bu tür sözleşmeler TTK.’nun 3. ve 4. maddeleri hükmü uyarınca tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın mutlak ticari işlerden olduğundan ödeme tarihi itibariyle avans faizi istenebilecek olmasına rağmen davacı tarafından icra dosyasında ödeme tarihinden itibaren yasal faiz talep edilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile T.C. Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında davalı(borçlu) … tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden aynen devamına karar verilmesi hususunda Mahkememizde vicdani kanaat hasıl olmuştur.
MÜTERAFİK KUSUR AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Dava dışı sürücü tarafından, dava dışı zarar görene kasten çarpılmış olması sebebiyle bisiklet sürücüsünün kask ya da koruyucu ekipman takmasının zararın artmasına bir etkisi olmadığına Mahkememizce kanaat edilmiş aynı zamanda ilgili ceza dosyasında herhangi bir tahrik indirimi yapılmaması ve gerçek zarar miktarı ile yukarıda detayı verilen T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında
herhangi bir müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
İCRA-İNKAR TAZMİNATI AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı ilamı da emsal alındığında davacının talebi uğranılan zararın rücuen tahsiline ilişkin olup alacak likid kabul edilemeyeceğinden yasal şartları oluşmadığından davacının icra-inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve;
Davanın KABULÜ ile T.C. Konya… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında davalı(borçlu) … tarafından yapılan itirazın İPTALİNE, takibin kaldığı yerden AYNEN DEVAMINA,
Yasal şartları oluşmadığından davacının icra-inkar tazminatı talebinin REDDİNE, ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; başka bir hakem hastaneden Adli Tıp Bilirkişi Raporu alınmadan denetime açık olmayan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, … için 18 yaşına kadar maddi anlamda hak kaybı söz konusu olmadığından bilirkişi raporunda bu döneminde hesaplanmasının hatalı olduğunu, dava dışı motosiklet sürücüsünün kask, koruyucu ekipman takmaması, plakasız motorla seyretmesi müterafik kusur kapsamında detaylı değerlendirilmediğini, tüm bu nedenlerle Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas …Karar sayılı kararının kaldırılmasına, usul ve esas yönünden hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen karar, davalı yanca istinaf edilmiştir.
Dava, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı tarafından zarar gören üçüncü kişilere yapılan ödemenin, Zorunlu Mali Mesuliyet sigortalısından, kasdi hareket, ehliyetsizlik ve olay yerini terk nedeniyle rücu istemine ilişkindir.
Bu tür davalarda sigortacı 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 95/2. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B-4. maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden, zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir.
Rücu davaları; gerçek zararının giderilmesi amacına yönelik olup, zenginleşmeye bir vesile teşkil etmemelidir. Dolayısıyla zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı da, ödediği meblağın tamamını değil, ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusu bulunanlardan isteyebilir.
-Sorumluluğa ve zarara ilişkin;
Karayolları Trafik Kanunu’nu 36.maddesi ile bu kanuna bağlı yönetmelikte motorlu araçların, sürücü belgesi olmayan kişiler tarafından karayolunda sürülmesinin yasaklanmış olmasına; davaya konu olayda davalı tarafça itiraz konusu olmamakla birlikte, davalıya ait aracın sürücüsü oğul İsmail Bayram’ın soruşturma ve ceza mahkemesindeki beyanları ile sabit olduğu üzere sürücü belgesine sahip olmadığı, sürücü belgesine sahip olmayan kimse tarafından kullanılırken riziko meydana geldiğine göre, KTK’nun 95 ve Poliçe Genel Şartlarının 4. maddesi uyarınca sigortacının rücu edebileceği tazminat tutarının, sürücünün kusur oranı ve zarar görenlerin gerçek zararı kadar olabileceği dikkate alınıp, sigortalı aracın geçerli bir sürücü belgesi olmayan kişi tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların teminat dışı olduğunun anılan düzenlemelerde belirtilmesine; tarafları arasında ihtilaflı olmayıp kabullerinde olduğu ve dosya kapsamından da sabit olduğu üzere kazanın sürücü belgesi olmayan tarafından gerçekleştirilmiş bulunmasına göre, rücu şartının ehliyetsizlik sebebiyle gerçekleştiği görülmüştür. (Bkz. YARGITAY 17. Hukuk Dairesinin 2017/5677 Esas, 2019/11361 KARAR; 2013/5276 ESAS, 2013/13006 KARAR sayılı ilamları)
-Davalının maluliyete itirazında;
Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan hükümlere göre ,haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği (ancak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı bu dönem için de yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanacak) hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.Kökleşmiş Yargıtay 17. HD uygulaması ve içtihatlarına göre maluliyet raporlarının düzenlenmesinde haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik ve yasa hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.Nitekim Yargıtay 17 HD nin 2016/16240 esas 2019/7273 karar 2016/15369 esas 2019/6853 karar sayılı ilamları.
Yargıtay HGK 17/06/2015 tarih 2013/17-2423 Esas,2015/1661 Kararında da belirtildiği üzere eğer sağlık kurulu raporunda belirlenen maluliyet oranı ile mahkemece alınan adli tıp heyet raporundaki maluliyet oranı arasında “misli fark varsa” bu çelişki Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu tarafından giderilmelidir.
Somut olayda, Mahkemece hükme esas, yargılama aşamasında alınan … Üniversitesi Tıp Fakültesi Heyeti raporunda davacının yaralanmasında, kalıcı sakatlığının % 73 olduğunun belirtildiği, gerek hasar gerekse Devlet Hastanesinden alınan raporlarda ise uygun yönetmeliğe göre alınmadığı gibi hükme esas maluliyet oranı ile arasında fahiş fark da bulunmadığından, anılan maluliyet raporunun ve oranının hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, buna yönelik itirazın reddi gerekmiştir.
-Zarar görenin çocuk olduğundan gelir elde edemeyeceği itirazında;
Davacının olay tarihinde 18 yaşının altında olup çalışmadığı, gelirinin bulunmadığı sabittir. Haksız fiil sorumluluğunda zarar verenin sorumlu tutulabilmesi için fiil, zarar ve uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Zararın ise haksız fiiller yönünden TBK.nın 54. Maddesinde belirtildiği şekilde kazanç kaybı olabileceği gibi çalışma gücünün azalması veya yitirilmesi de bir zarar olarak kabul edilmiştir. İş gücü kaybı sebebiyle uğranacak tek kalem zarar, gelir kaybına ilişkin olan değildir. Dava konusu olayda da davacı her ne kadar 18 yaşın altında ve gelir getiren bir işte çalışmıyor olsa da geçici iş göremezlik tazminatı için onsekiz yaşın altında kalınan dönem için herhangi bir işte çalışmaması zararının olmadığı şeklinde yorumlanması haksız fiilin zarar ilkesi ile bağdaşmaz. Zarar gören bu dönem içinde günlük işlerini yerine getirememesi, öz bakımını sağlayamaması da bir zarardır. Bu dönem içinde küçüğün zararının bulunmadığı ve bu süre için tazminat hesabı yapılmaması zarar veren lehine olup zararın sadece maddi olarak gelir azalması ve kazanç kaybı olduğu sonucunu doğurur. Zarar hesabında pasif dönem için dayanak teşkil eden “efor kaybına” ilişkin görüş, küçüklerin sürekli iş göremezliğinin bulunması halinde kabul edildiği gibi eforun tamamen %100 oranında kaybedildiği geçici iş göremezlik süresi için de kabul edilmelidir. (Aynı yönde) Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/9064 E- 2014/8672 K. Sayılı 29.5.2014 tarihli ilamı.
Bu nedenle, buna yönelik itirazlar yerinde bulunmamaktadır.
-Müterafik kusura ilişkin itirazın incelenmesinde;
Dava dışı zarar gören …’ın karşı motosiklet sürücüsü olup, hükme esas aktüer bilirkişi raporunda ödeme tarihi itibariyle hesaplanan tazminat miktarı 705.000 TL olup bunun üzerinden yüzde yirmi oranında müterafik kusur indirimi yapılması halinde dahi davacı sigorta tarafından yapılan ödemenin hayli altında kaldığı gibi, dava dışı motosiklet sürücüsü zarar görenin kask takıp takmadığı belirsiz olup davalı tarafça ispatlanmamasının yanında, sürücünün ehliyetsiz olmasının da müterafik kusurda kendi aleyhine indirim sebebi teşkil etmemesi hususları bir arada değerlendirildiğinde buna ilişkin itirazın yerinde olmadığı görülmüştür.
Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına; dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 25.575,63 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 6.393,90 TL nin mahsubu ile bakiye 19.181,73 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde temyiz yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.11/05/2023

Başkan …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Katip …
e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.