Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/141 E. 2023/518 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 17/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACILAR : 1- …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : HASIMSIZ
MÜDAHİLLER : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … – Av. …
3- …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
4- …
VEKİLİ : Av. …
5- …
6- …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
7- …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
8- …
VEKİLİ : Av. …
9- …
VEKİLİ : Av. …
10- …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
11- …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …

12- …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … – Av. … – Av. …
13- …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
14- …
VEKİLİ : Av. …
15- …
VEKİLİ : Av. …
16- …
VEKİLİ : Av. …
17- …
VEKİLİ : Av. …
18- …
VEKİLİ : Av. …
19-
VEKİLİ :Av. …
20- …
VEKİLİ : Av. …
21- …
VEKİLİ : Av. …
22-
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … – Av. …
23- … .
VEKİLİ : Av. … -Av. …
24- …
VEKİLİ : Av. … – …
KONKORDATO
KOMİSERİ : … – (T.C. Kimlik No: …) – …
DAVA : ADİ KONKORDATO
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 17/03/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 20/03/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 07/11/2019 tarihli dilekçesiyle; davacının borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemez duruma geldiğini, ödeme güçlüğüne düştüğünü ve konkordato ön projesinde yazıldığı şekilde borçlarını ödemek istediğini beyan ederek, 3 aylık konkordato geçici mühleti verilmesini ve gerekli tedbirlere hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Müdahiller vekilleri tarafından da müdahale dilekçeleri ibraz edilmiş, bir kısım müdahiller tarafından konkordato davasının reddine karar verilmesi istenilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Somut olayda ; dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan konkordato komiserinin 30/09/2020 havale tarihli son rapor ve son rapora ilişkin 13/10//2020 tarihli ek raporu ile İİK’nin 305. maddesinde yazılı şartların oluşup oluşmadığı yönünden alınan … tarihli bilirkişi heyetinin raporunda da belirtildiği üzere, alacaklılar toplantısının yapıldığı, davacı tarafın 1. revize edilmiş haliyle konkordato projesinin oylamaya sunulduğu, nisabın değerlendirilmesinde İİK’nın 302. maddesindeki hususların gözetildiği, konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasanın aradığı oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edildiği, 2004 s. İİK’nın 206/4. maddesinde yazılı 1. sıra (İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları) alacaklar yönünden davacının yeterli mal varlığı bulunduğundan teminat alınmasının gerekmediği belirlenmiş ayrıca, rehinli alacaklılarla da yasanın aradığı çoğunlukla anlaşma sağlandığı, tek bir rehinli alacaklının projeye olumlu oy kullanmadığı anlaşılmıştır.
Son duruşmadan önce Mahkememiz tarafından, davacı taraftan 2004 s. İİK’nın 305/son maddesi gereğince, büyük alacaklıların durumu ağırlaştırılmaksızın ve değiştirilmeksizin sadece küçük alacaklıların alacaklarının ödemesiz ilk 8 aylık dönem sonuna kadar ve tek seferde ödenmesi yönünde projenin düzeltilmesi (2. revize ödeme planı sunulması) istenilmiştir.
Davacı vekili tarafından da 20.000 TL. ve daha aşağı miktarda alacağı olanların alacaklarının ilk 8 aylık ödemesiz dönem sonuna kadar ve tek seferde ödenmesi, diğer büyük alacaklıların ise alacaklarının toplantıda kabul edildiği şekliyle ödenmesi isteğini içeren 01/10/2020 tarihli 2. revize ödeme planı sunulmuş ve bu planına uygun olarak konkordato komiseri tarafından da ödeme palanlarını gösterir şekilde … tarihli ek rapor ibraz edilmiştir.
Mahkememizin düzeltme isteği gereğince davacı tarafından sunulan … tarihli 2. revize ödeme planının, aynı durumda olan küçük alacaklıların tamamını içerip, aynı durumdaki küçük alacaklılar açısından gerekli eşitliği sağladığı, bu düzeltmenin büyük alacaklıların durumunu hiç bir şekilde ağırlaştırmadığı ve değiştirmediği, küçük alacaklıların borcunun bu şekilde ödenmesinin davacı yönünden muhasebe kolaylığı getirdiği gibi, kalan büyük alacaklıların borcunun ödenmesi yönünden de muhasebe sadeleştirmesi sağladığı, küçük alacaklıların borcunun bu şekilde ödenmesinin, davacı şirketi ile bu küçük alacaklıların konkordato tasdikinden sonra da ticaret yapmaya devam etmelerine fırsat ve dolayısıyla konkordato projesinin tamamının uygulanabilir olmasına katkı sağladığı, küçük alacaklıların ekonomik durumları itibariyle konkordatonun tasdikinden daha fazla ve daha olumsuz etkilenmelerinin önlenmesi düşüncesi ile adalet ve hakkaniyet prensiplerine de uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Aynı düşüncelerle ve sadece konkordato komiserinin … tarihli raporuna ekli Tablo-1’de yer alan bu alacaklıların, alacaklarının projede öngörüldüğü şekilde ödenmesinin kontrolü, gerekirse bu alacaklıların bilgilendirmesi ve ilk 8 aylık dönem sonunda bu konuda Mahkememize tek bir rapor sunulması görevi ile sınırlı olarak, aynı konkordato komiseri bilirkişi olarak görevlendirilmiştir.
Konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasada öngörülen oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edilmesi, projenin davacının mal varlığı ile uyumlu olması, 2004 s. İİK’nin 206/4. fıkrasında yazılı 1. sıra alacaklılar yönünden teminat alınmasının gerekmemesi, konkordatonun tasdiki halinde alacaklıların eline geçecek miktarın iflas koşullarına göre daha fazla olacağı sonucuna varılması, konkordato yargılama giderleri ile son raporda belirtilen konkordato harcının da yatırıldığının görülmesi karşısında, 2004 s. İİK’nin 305. maddesindeki konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu belirlenerek davacının davasının kabulü ile konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden tasdikine karar vermek gerekmiştir.
2004 s. İİK’nin 308/h maddesine göre, “Adi konkordatoda borçlu, ön projede belirtmek suretiyle, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılmasını bu madde uyarınca talep eder.
Komiser, kesin mühlet içinde uygun göreceği zamanda bütün rehinli alacaklıları borçlunun anapara indirimi, faiz indirimi, vadelendirme veya diğer ödeme tekliflerini müzakere etmek üzere tebligat çıkartarak davet eder.
Müzakerede ve müzakereyi takip eden yedi günlük iltihak süresi içinde rehinli alacaklıların, alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunluğu ile bir anlaşma hasıl olursa, komiser, imzalanan anlaşmaları tutanağa bağlar ve rehinli alacaklılarla anlaşma yapıldığını 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli raporuna ayrı ve bağımsız bir başlık altında işler.
Borçlunun tekliflerinin alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi hâlinde, borçlu ile anlaşamayan rehinli alacaklı, konkordato talep tarihinden itibaren, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle, diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olur. Bu husus ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılara borçlu tarafından yapılacak ödemelere ilişkin plan komiser tarafından tutanağa geçirilir ve komiserin 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli rapora da işlenir.
Rehinli alacaklılarla bir anlaşmaya varılamamışsa, bu husus da komiserin gerekçeli raporuna işlenir.
Mahkeme, rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmaları üçte iki oranına ulaşılıp ulaşılmadığı ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılar varsa bunlara uygulanacak ödeme planının bu maddede öngörülen şartlara uyup uymadığı bakımından kontrol ettikten sonra anlaşmaları ve ödeme planını, 305 inci ve 306 ncı maddeler uyarınca vereceği karara dahil eder.
302 nci madde uyarınca yapılacak alacaklılar toplantısı borçlunun konkordato projesini kabul etmezse, bu madde uyarınca anlaşma yapmış olan rehinli alacaklıların borçluyla akdetmiş bulundukları anlaşmalar ve anlaşma yapmamış olan rehinli alacaklılar için hazırlanmış olan ödeme planı geçerli hâle gelmez.
Yapılan anlaşmaya uygun olarak kendisine karşı ifada bulunulmayan her rehinli alacaklı tasdik kararını veren mahkemeye başvurarak o rehinli alacağa ilişkin anlaşmayı feshettirebilir. Ancak bu fesih sonucunda üçüncü fıkrada belirtilen üçte iki oranının altına düşüldüğü takdirde, borçlunun teklifini kabul etmeyip ödeme planına tabi tutulan rehinli alacaklılar bu planla bağlı olmaktan çıkar, borçlu ile anlaşmış olan rehinli alacaklılar ise anlaşmayı sona erdirebilir.
Bu madde münhasıran adi konkordatoda borçlunun, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılması teklifinde bulunması hâlinde uygulanır. 285 ilâ 309/l maddeleri, açıkça belirtilmedikçe rehinli alacaklılar hakkında uygulanmaz.”
Rehinli alacaklılar yönünden yapılan incelemede de; ön projede rehinli alacaklılarla müzakerenin yer aldığı, konkordato komiserinin … tarihli raporunda da belirtildiği üzere rehinli alacaklılarla da yasanın aradığı çoğunlukla anlaşma sağlandığı, adi konkordatonun tasdiki şartlarının ve buna bağlı olarak rehinli alacaklara ilişkin de konkordatonun tasdiki şartlarının (nisap yönünden) oluştuğu, ödeme planının davacının malvarlığı ile uyumlu olup, konkordatonun tasdiki halinde rehinli alacaklıların eline geçecek miktarın iflas koşullarına göre daha fazla olduğu, konkordato harcı yatırılırken rehinli alacakların da değerlendirilmek suretiyle yatırıldığı, anlaşma sağlanamayan 1 rehinli alacaklı için de 2004 s. İİK’nın 308/h maddesinde yazıldığı gibi, konkordato talep tarihinden itibaren, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle, diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olacak şekilde ödeme planı hazırlandığı görülmüş, rehinli alacaklar yönünden de konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu sonucuna varılmış ve davacının davasının kabulü ile konkordato projesinin hem adi alacaklar hem de rehinli alacaklar yönünden tasdikine karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 22. HD.nin 31.10.2017 gün ve 2017/8717 E. 2017/23581 K. ve Yargıtay 7. HD.nin 08/09/2015 gün ve 2015/17486 E. 2015/14188 K. sayılı emsal içtihatlarına göre, davaya müdahale halinde maktu olarak hem başvuru hem de peşin harcın yatırılması gerektiğinden, eksik harç yatıran müdahillerden eksik harçların da tahsili gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davacının davasının kabulü ile Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı … Şirketi’nin (revize edilmiş haliyle) konkordato projesinin tasdikine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asli Müdahil … A.Ş. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; konkordato komiseri tarafından sunulan raporda döviz cinsinden olan alacakların, kesin mühlet tarihindeki TCMB efektif döviz satış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrildiğinin beliriltiğini, müvekkili şirketin alacağının hemen hepsinin yabancı para cinsinden olduğunu ve 41.741,26 USD + 360,17 TL olarak bildirildiğini, kesin mühlet tarihi olan 29/01/2020 tarihindeki kurun 5.9512 TL olduğunu, USD’nin kesin mühlet içerisinde ciddi artış gösterdiğini, müvekkilinin alacağının kesin mühlet tarihi itibariyle Türk Lirasına dönüştürülmesinin müvekkilinin mağduriyetinin artmasına sebebiyet verdiğini, bu alacağın 8 ay geri ödemesiz süreci takip eden 40 ay içerisinde ve faizsiz olarak ödeneceğini, bu uzun süreçteki kur hareketlerinin müvekkiline bir etki etmeyeceğini, davacı şirketin konkordato kurumu ile ayakta tutulmasının alacaklıların bu denli mağdur edilmesine yol açılmaması gerektiğini, yabancı para alacaklılarının alacaklarını Türk Lirasına çevirerek kaydettirmek mecburiyetinde olduğunu, bu çevirinin de konkordatonun tasdik edildiği andaki kur üzerinden yapılması gerektiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asli Müdahil … A.Ş. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ve eksik inceleme sonucu verildiğini, Yerel Mahkemece ilamda ve konkordato projesinde müvekkili banka alacağının sadece ana para borçlarının ödeneceğinin kabul edildiğini ancak buna ilişkin müvekkili bankanın bir muvafakatinin söz konusu olmadığını, taraflarınca muvafakatin söz konusu olmadığını, projede değerlendirmeye tabi tutulması gereken tüm alacak miktarının faiz ve ferilerin de dahil edilmesi gerektiğini, bu nedenle projenin eksik olduğunu, Yerel Mahkemece resen müvekkili banka alacağının faiz ferilerinden feragat edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, yasal hiçbir düzenlemede tüm faiz alacağından ve ferilerinden feragatin yer almadığını, konkordato projesinin oylama ile kabul edildiğinin belirtildiğini ancak davada sadece 24 müdahil olan alacaklıların hangilerinin kabul hangilerinin red oyu kullanıldığının bilirkişi raporunda ve gerekçeli kararda yer almadığını, bu hususta bir belirsizliğin mevcut olduğunu, ayrıca raporda alacak miktarlarının neredeyse borçlara göre hazırlanmış gibi göründüğünü, alacaklar konusunda hiçbir netliğin yer almadığını, basit bir excel tablosuyla ve karşılarında nereden geldiği belirsiz rakamlarla aktif pasif listesinin hazırlandığını, davacının dava dışı … Şirketine olan borcunun 2.972.739,87 TL’nin bilançoda pasifte yer almasına rağmen konkordato projesinde ve alacaklılar listesinde dikkate alınmadığının belirtilmesine ve bu şirketin davacı lehine verilen çeklerin de alacaklılara teklif edilen alacak listesinde yer almamasına rağmen davacının konkordato talebinin kabul edildiğini, ipotekli alacaklı olan bankaların ipotekli taşınmaz sahiplerinin 3. kişiler olmasına rağmen bunların davacı şirket alacağı gibi kabul edilerek konkordato projesindeki rehinli alacaklar konusunda çoğunluğun sağlandığının kabulünün ortadan kaldırma nedeni olduğunu, anlaşma sağlanan 3 bankanın ipotekleri şirket ortaklarının şahsi gayrimenkulleri üzerine tesis edildiğini, bu bankalarla yapılan anlaşmaların rehinli alacakların 2/3’ünün kabul edilemeyeceğinin, rehinli alacakların hesaplamasında dikkate alınamayacağını, bu nedenle yasada yazılı çoğunluk nisabının sağlanamadığının açık olduğunu, davacı şirketin borca batıklık durumunun ortada olduğunu, İİK’da düzenlenen konkordato şartlarının dosyada mevcut olmadığını, şirketin borçlarını ödeyebilmesi için mali kaynağın sermaye arttırımı, kredi temini, yahut tasfiye yolu ile malların satılması gibi bir yönteme dayanılması gerekirken mevcut borçlarını 48 ay vade ile ödeyebilmesinin gerçeklikten uzak olduğunu, normal faaliyetine devam ederek borcunu ödemesinin mümkün olmadığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asli Müdahil … A.Ş. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; konkordato projesinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığını, bu nedenle konkordato projesinin uygulanabilirliğinin bulunmadığını, proje kabulü için yeterli çoğunluğun sağlanıp sağlanamadığının değerlendirilmesi gerektiğini, kabul edilen projede alacaklarının hukuka aykırı şekilde eksik geçtiğini, konkordato kararı verilen dosyada süresinde dosyaya müdahil oldukları ve alacak bildiriminde bulundukları halde konkordato davasında tasdik edilen konkordato komiserinin nihai raporuna göre bildirdikleri alacağın tamamının kabul edilmediğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asli Müdahil … A.Ş. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; konkordatonun tasdik hükmünün müvekkili banka yönünden usul ve yasalara aykırı olduğunu, davacı hakkında kesin mühlet kararı verildikten sonra müvekkilinin usul ve yasaya uygun olarak mevzuat gereğince konkordato komiserlerine dilekçe ile alacak kaydı talebinde bulunulduğunu, müvekkili tarafından sunulan alacak kayıt dilekçesinde müvekkili bankanın davacı şirketten alacağının 78.135,68 TL olarak bildirildiğini, Yerel Mahkemece tasdik edilen konkordato projesinde müvekkili bankanın alacağının 36.250,68 TL olarak yer aldığını, bu tutarın müvekkili bankanın gerçek alacağının göstermediğini, müvekkili bankaya bildirim yapılmadan ve müvekkili banka belgeleri üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadan işlemler yürütüldüğünü, konkordato tasdik edildiğini ve müvekkili bankanın alacağını konkordato projesinde eksik olarak yer aldığını, konkordato tasdiki için İİK’nın aradığı şartların gerçekleşmediğini, davacının asıl maksadının borçların ifasını sürüncemede bırakmak olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ÖZETİ :
Dairemizce verilen 27/10/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/10/2020 gün ve … E., … K sayılı kararının HMK’nun m. 353/1-b.2 düzenlemesi uyarınca kaldırılmasına ve yeniden aşağıdaki şekilde esas hakkında karar verilmesine; istem sahibi … Ltd. Şti.nin konkordato isteminin reddine dair karar verildiği, karara süresi içinde temyiz yoluna başvurulduğu, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 24/11/2022 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği, bunun üzerine Dairemizin … Esasına kaydedildiği ve yapılan … tarihli duruşmada yargıtay ilamına direnilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
TEMYİZ NEDENLERİ:
Davacı vekilinin sunduğu temyiz başvuru dilekçesinde özetle; temyiz konusu kararda geçen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 09.09.2020 tarih … Esas … Karar sayılı emsal kararı incelendiğinde görüleceği üzere temyiz konusu kararda zikredildiği gibi konu orada yalnızca faizsiz ödeme konusu olmadığını, sadece faizsiz ödeme hususunun alınmasının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olmadığını, emsal alınan kararda onlarca meselenin ve eksikliğin yanı sıra ödemelerin faizsiz yapılacağı olgusunun da bulunduğunu, temyiz konusu kararda ise sadece borçların faizsiz ödenmesi olgusunun bulunduğunu, konkordato dosyasındaki alacaklıların hiçbirinin diğeri ile aynı durumda olmadığını, alacaklının birinin faiz alacağının olmasının ve diğer alacaklının faiz alacağının olmamasının veya faiz hakkının doğmuş veya doğmamış olmasının ölçü olarak alınamayacağını, kesin mühlet ile faizlerin kesilmesi yönünden herkesin mutlak eşitliğe tabi tutulduğunu, küçük alacaklıların alacaklarının öncelikle ödenmesinin usul ekonomisine, vicdana ve konkordatonun işleyişi ile ekonomik hayata uygun olduğunu, bu yönden de kamu düzenine aykırılık olmadığını ve konkordato hukukunun özüne aykırılık olmadığını, istinaf incelemesinde konkordatonun başına, ortasına veya son aşamasına dönülemeyeceğinden söz edildiğini ancak bu durumun da istinafın kendini ikrarı anlamına geldiğini beyan ederek verilen kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran tarafların dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Dava, borçlarını ödeme güçlüğü içinde olduğunu ileri süren davacının İİK’nun 285 vd. maddeleri gereğince geçici ve kesin mühlet kararı verdikten sonra ileri sürdüğü vade konkordatosunun tasdiki istemine ilişkindir.
Konkordato bir borçlunun alacaklılarının kanunda öngörülen çoğunluğunun kabulüyle borçlarını belirli bir oranda ve/veya vadelerle ödemesini öngören, borçların yapılandırılmasını sağlayan bir cebri icra türüdür. Borçlu ile alacaklılar arasındaki bir çeşit sulh sözleşmesi niteliğinde olan konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan, dürüst borçluları korumak amacıyla getirilmiş bir müessesedir. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya indirim yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkânı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkânları da korunmuş olur.
Konkordatonun tasdikinin şartları, talep tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nın mülga 297 ve 298. maddesi hükümlerinde sayılmış olup, buna göre yasada açıkça belirtilmese de öncelikle borçlunun dürüst olması, daha sonra, teklif olunan meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordatonun 297/1. maddesi uyarınca alacaklıların yarısı ve alacakların üçte ikisini aşan çoğunlukla kabul edilmesi, borçlunun konkordato işlemlerinin yerine getirilmesi, alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı alacakların tamamen ödenmesi ve mühlet sırasında komiserin onayı ile akdedilmiş borçların ifasını sağlamak için yeterli teminatı göstermesi, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği, yargılama masrafları ve ilam harçlarının tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekir. (AYNI YÖNDE BAKINIZ YARGITAY 23 HK DAİRESİNİN 2019/3021 ESAS , 2020/292 KARAR SAYILI İLAMI)
Konkordato, belli (nitelikli) bir alacaklı çoğunluğunun muvafakat etmesi halinde borçlunun ekonomik faaliyetine devam etmesine imkan vererek mallarının cüz’i veya külli icra yoluyla paraya çevrilmesine engel olan özel bir cebri icra alternatifi teşkil etmektedir. Öyle ki, bu cebri icra aracı, konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklıları da bağlamakta ve resmi organların katılımıyla cereyan etmektedir. Konkordato vade verilmesi, tenzilat yapılması ve bu ikisinin birlikte istendiği kombine/karma konkordato şeklinde olabilir. Borçlu bu seçenekleri değerlendirirken alacaklılar arasındaki eşitliği ya da en azından denkliği sağlayacak ve onların kabul oyunu alacak uygun bir kombinasyona ulaşmaya çalışacaktır.
Somut dosyamızda; Dairemizin 02/11/2021 tarih, … Esas, … Karar sayılı kaldırma yeniden hüküm kurma kararı Yargıtay … Hukuk Dairesi 24/11/2022 tarih, … E … Karar sayılı ilamı ile bozulmasına dair verilen karar sonucu, Dairemizce yapılan duruşma sonucunda bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından 01/03/2023 tarihli celsede konkordato istemli davadan feragat ettiğine ilişkin taleplerinin olduğu görülmüştür.
Yukarıda anılan Yasa’nın “Kesin Mühlet İçinde Konkordato Talebinin Reddi ile İflâsın Açılması” başlıklı 292. maddesi gereğince:
“İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir:
a)Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa,
b)Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa,
c)Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa,(Ek:06/12/2018-7155/m.16) ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa.
d)Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse,
İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine re’sen karar verir.
Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” hükmü emredicidir.
İstem sahibi şirketle ilgili olarak Dosya Komiseri …’ın sunduğu 30/09/2020 tarihli raporlarında :
Konkordato talep eden firmanın
bilançosuna göre firmanın varlıkları 17.867.006,53-TL olup, borçları toplamı ise 17.441.862,63-TL dir. Dolayısıyla firma 31.08.2020 tarihli itibariyle 425.143,90- TL artıda olup, BORCA BATIK DURUMU OLMADIĞI belirtilmiştir.
Dolayısıyla konkordato talep eden şirketin BORCA BATIK DURUMDA OLMADIĞI anlaşılmıştır.
İİK m.308 gereğince, borçlunun iflasına ancak doğrudan doğruya iflas şartlarının oluşması ve borçlunun iflasa tabi olması halinde karar verilebilecektir. Konkordatoyu reddeden mahkeme, şartların oluşması halinde borçlunun iflasına re’sen karar verecektir.
Konkordatonun tasdik edilmemesine benzer bir düzenleme İİK m. 292’dedir. İlgili madde gereğince konkordato mühleti içerisinde maddede öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde mühlet kararı kaldırılarak iflasa tabi borçlunun iflasına karar verilecektir. Görüldüğü üzere, tasdik talebinin reddinde olduğu gibi geçici mühlet ve kesin mühletin kaldırılması halinde de borçlunun iflası mümkündür. Belirtelim ki, m. 292’de hükme bağlanan iflasın şartları ile m.308 gereğince konkordatonun tasdik edilmemesi halinde mahkemece verilecek iflas kararının şartları birbirinden farklıdır. En temel farklılık ise, doğrudan doğruya iflas koşullarının aranıp aranmadığı noktasında kendisini göstermektedir. İİK m.292 gereğince borçlunun iflasına karar verebilmek için borçlunun tacir olması ve ilgili maddede sayılan işlemlerin borçlu tarafından gerçekleştirilmesi yeterlidir. Ayrıca borçlunun doğrudan doğruya iflas koşullarını gerçekleştirip gerçekleştirmediği aranmaz. 308 madde gereğince iflasın gerçekleşebilmesinin ilk koşulu yine borçlunun tacir olmasıdır. İkinci koşul ise, konkordatonun tasdiki talebinin reddedilmesidir. Üçüncü koşul ise, doğrudan doğruya iflas koşullarının varlığıdır.
Tasdik edilmeyen konkordato doğrudan doğruya borçlunun iflasına da sebebiyet vermeyebilecektir. Mahkemenin tasdik talebini reddi ile birlikte iflas kararı verebilmesi için borçlunun iflasa tabi olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinin bulunması, borca batıklık halinde kooperatif veya sermaye şirketi olması gerekir. İİK 305. maddede belirtilen tasdik şartları gerçeklememesi nedeniyle konkordato talebinin reddine karar verilmesi durumunda İİK 308. maddesinde düzenlenen iflas şartının değerlendirilmesi gerekir. Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası başlıklı 308. maddesi ” Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine verir ve bu karar 288. madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin bulunması halinde mahkeme, borçlunun iflasına karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Doğrudan doğruya iflas sebepleri ise İİK 177 ila 179. maddelerde ( İİK m. 179 atfıyla TTK 377 m.) düzenlenmiştir. İİK 179. maddesine göre, ” Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.” Borca batıklığın tespiti için TTK’nın 324. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. TTK’nın 324. maddesine göre borca batıklık bilançonda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir.
Konkordatonun tasdik edilmemesi ile birlikte mahkeme, şartları varsa, derhal borçlunun iflasına karar verecek ve bu karar ile birlikte iflasa bağlanan sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bu noktada dikkat etmek gerekir ki, konkordatonun tasdik edilmediğine (reddedildiğine) ilişkin karar m. 288’e göre ilan edilecektir. İflasın açılmasına ilişkin karar ise m.166 çerçevesinde tebliğ ve ilan edilir. Görüldüğü üzere, konkordatonun tasdik edilmemesi halinde iki farklı ilan yapılacaktır. (YENİ KONKORDATO HUKUKU Prof Selçuk Öztek, Prof Ali Cem Budak, Prof Serdar Kale, Doç.Müjgan Tunç Yücel, Doç.Bilgehan Yeşilova shf,550 vd)
İstem sahibi şirket borca batık durumda olmadığından ve dosyaya yansıyan başkaca bir doğrudan iflas nedeni de bulunmadığından İcra ve İflas Kanunu’nun 308. maddesi çerçevesinde borçlunun iflasına karar verilemeyecektir.
HMK’nin 355. maddesinde, “ İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek KONKORDATO İSTEMİNİN FERAGAT SEBEBİYLE REDDİNE alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesi gerektiği düşünülmektedir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstem sahibi HERAY … ANONİM ŞİRKETİ’nin KONKORDATO İSTEMİNİN FERAGAT SEBEBİYLE REDDİNE,
B-Dosyadan verilmiş tüm İHTİYATİ TEDBİRLERİN KALDIRILMASINA,
C-İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesi uyarınca hüküm fıkrasının aynı Yasa’nın 288’inci maddesi uyarınca ilanına ve bu maddede belirtilen yerlere bildirilmesine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Konkordato isteyen tarafından yatırılan tasdik harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgililerine iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
6-İstinaf eden taraflarca yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
7- … A.Ş. tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu tarafa ödenmesine,
8- … A.Ş. tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu tarafa ödenmesine,
9- … A.Ş. tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu tarafa ödenmesine,
10- … A.Ş. tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu tarafa ödenmesine,
11-Vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Temyiz Yargılaması Yönünden;
12-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
13-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
14-Vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, yukarıda belirtilen davacı vekilinin, müdahil … AŞ vekilinin, müdahil … AŞ ve … AŞ vekili, müdahil … vekili, müdahil … Bank vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda yokluğunda verilen kararın İİK 293. Maddesinin 3.fıkrasının göndermesiyle uygulanması gereken 164.maddesinin 2.fıkrası uyarınca kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine yahut temyiz edenin bulunuğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK, olmak üzere OYBİRLİĞİ ile yapılan açık yargılama sonucunda karar verildi. 20/03/2023

… … …. ….
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.