Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1384 E. 2023/1445 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 13/07/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 16/03/2023
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
: 2- …
VEKİLİ : Av. …
: 3- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 13/07/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 13/07/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/12/2018 tarihinde müvekkili …ın sürücü …’ın sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plakalı araç ile… Caddesi’ni takiben ….Caddesi istikametinde seyir halindeyken sürücü … ‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması neticesinde maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin trafik kazası nedeniyle ağır bir tedavi süreci yaşamak zorunda kaldığını ve sürekli iş göremez durumda olduğunu, bahsi geçen kaza ile ilgili olarak Konya … Ağır Ceza Mahkemesinin … E., … K. ( … E., … K. ) sayılı dosyası ile yapılan yargılamada …’ın ceza aldığını, Adli Tıp kusur bilirkişi raporunda dava dışı … plakalı araç sürücüsü …’ın tali, … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın asli kusurlu olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin kaza tarihinde 30 yaşında olduğunu, bu sebeplerle trafik kazasında meydana gelen bedensel zarar nedeniyle müvekkili lehine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL geçici iş göremezlik, 100,00-TL sürekli iş göremezlik, 100,00-TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri, 100,00-TL bakıcı ihtiyacı gideri ve 100,00-TL ekonomik geleceğin sarsılması olmak üzere toplam 500,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalı sigorta şirketi ile diğer davalı …’dan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 50.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalı … Bakanlığı ile diğer davalı …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrarlamıştır.
Davalı … Bakanlığı’na usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı … Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın maddi tazminat açısından bakanlıklarından talebinin olmaması sebebi ile bu hususta açıklama yapılmadığını, davacı tarafın müvekkilinden manevi tazminat talebinin hukuka aykırı olduğunu, dava konusu olay neticesinde tutulan kaza tespit tutanağında …’ın meydana gelen kaza neticesinde kusurunun bulunmadığını, davalı …’ın çok yüksek oranda alkollü şekilde araç kullanarak, trafik kurallarına riayet etmeyerek meydana gelen kazaya asli ve tam kusuru ile sebep olduğunu, olay sebebi ile polis memurunun şehit olduğunu, kaza neticesinde idarenin zarar gördüğünü, ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporunun hukuk mahkemesini bağlamayacağını, davacı tarafından talep edilen manevi tazminat miktarının çok fahiş olduğunu, manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını, bu sebeplerle davalı …’ın asli ve tam kusurlu olması, olay sebebi ile idarenin mağduriyetinin doğmuş olması sebebi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Anonim Şirketi’ne usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkil sigorta şirketi nezdinde … numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile 23/05/2018-2019 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, aktüer … tarafından yapılan hesaplamaya göre başvuru sahibinin maluliyetinden kaynaklı zararının 75.360,25 TL, %25 hatır, %25 müterafik kusur indirimi düşüldükten sonra 37.680,12-TL tazminat tutarının 26/08/2019 tarihinde davacıya ödendiğini, müvekkili şirketin üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, ödenecek başkaca bir tutar bulunmadığını, davacının dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatlarının mahsubunun gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun tebligat yapılmış, ancak davaya cevap vermemiş, davalı … vekili duruşmadaki beyanlarında davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde kaldırma ilamında ifade edildiği şekilde kusur raporları arasındaki çelişkiyi giderir mahiyette Karayolları Fen Heyetinden teşekkül edecek üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınması yönünde ara karar kurulmuş, davacı vekili kusur raporuna itirazları olmadığını ve bu hususu istinaf nedeni yapmadıklarını ifade ile delil avansını yatırmamış, davalı … Bakanlığı vekili kusur raporuna itiraz etmiş ve bu hususu istinaf konusu yapmasına rağmen ve de Karayolları Trafik Kanunu 86/1 maddesine göre zararın zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispatlaması halinde sorumluluktan kurtulması gerekmesine ve verilen kesin süreye rağmen, delil avansını yatırmadığından dolayı rapor alınamamış, bu nedenle mevcut duruma göre karar verilmesi gerekmekle maddi tazminat talebi konusuz kaldığından dolayı maddi tazminat bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, manevi tazminat bakımından ise az yukarıda yapılan değerledirmeler mucibince kısmen kabul kararı verilmekle;
Davacının talep ettiği maddi tazminatın konusu kalmadığından konusu kalmayan maddi tazminatın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Davacının talep ettiği manevi tazminatın KISMEN KABULÜ İLE;
5.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Bakanlığı ile davalı …’dan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … Bakanlığı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davacı taraf, …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen kazada ağır şekilde yaralandığını, ağır bir tedavi süreci yaşamak zorunda kaldığını, Konya …Ağır Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası kapsamında bulunan bilirkişi raporunda sürücü …’ın olayda tali kusurlu olduğuna yönelik tespitin yapıldığını iddia ederek 50.000,00-TL manevi tazminatın idare ve diğer davalı …’dan tahsili talepli huzurdaki davayı açtığını, ilk derece mahkemesince davayı ispat yükümlülüğünün davacı tarafta bulunduğunun gözden kaçırıldığını, istinaf mahkemesinin ilk derece mahkemesinin kararını hangi tarafın lehine bozduğu hususu davayı ispat yükümlülüğünü değiştirecek bir husus olmadığını, meydana gelen olay nedeniyle davacının tazminat isteminin hukuka aykırı olduğunu, dava dışı …’ın bir polis memuru olup, ifadesinde de anlaşılacağı üzere anons gelmesi sebebiyle olay yerine intikal ederken aracın çakarlarını açtığını, kavşağı kontrol ederek kavşağa girdiğini, davalı …’ın çok yüksek oranda alkollü şekilde araç kullanarak trafik kurallarına riayet etmeyerek meydana gelen kazaya asli ve tam kusuru ile sebep olduğunu, olay sebebi ile bir polis memurunun da şehit olduğunu, davacı tarafın davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan araca, …’ın alkollü olduğunu bilerek kendi rızası ile bindiğini, olay anında kendisinin de alkollü olup emniyet kemerinin de takılı olmadığını, dolayısıyla meydana gelen olayın kendisi açısından ağırlaşması davacının kendi kusurlu davranışlarından ileri geldiğini, tüm bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı 16/03/2023 tarihli kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından hükmedilen manevi tazminat tutarının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre manevi tazminatın iki temel işlevinden maddi tazminatla tam giderilemeyen can zararını karşılamak ve diğeri haksız eylemi işleyenler üzerinde caydırıcı etki yaratmak olduğunu, bu nedenle günümüzde paranın değerinin düşmesi de dikkate alınacak olursa, Yerel Mahkeme tarafından caydırıcı ve de müvekkilin uğramış olduğu zararın giderilmesine etki edecek miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, ancak yerel mahkeme tarafından kazada herhangi bir kusuru bulunmayan ve yoğun bir tedavi süreci geçiren müvekkil lehine 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi, manevi tazminatın temel iki işlevine, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2023 tarih … Esas ve … Karar sayılı ilamının kaldırılmasına, davanın itirazları doğrultusunda incelenerek taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dairemizin ilamı ile verilen kaldırma ve gönderme kararı üzerine mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen karar, davacı ve davalı tarafından istinaf edilmiştir.
Mahkemece taraflara bilirkişi ücretini yatırması için kesin süre verildiği ancak, verilen kesin süre içerisinde delil avansını yatırmadığından bilirkişi incelemesi yaptırılamadığı, kusura itiraz edenin davalı taraf olduğundan bilirkişi ücretinin davalı tarafça yerine getirilmediğinden, mevcut kusur raporlarına göre karar verileceği gerekçesi ile davacının manevi tazminata ilişkin davasının kısmen kabulune karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı vekilince istinaf edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 114/g maddesinde gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir.
HMK’nun harç ve avans ödenmesi başlıklı 120.maddesinde; dava açılırken yargılama harçlarının mahkeme veznesine yatırılması zorunluluğu düzenlenmiştir.
Maddede ayrıca, her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu avansın yetmemesi durumunda ise tamamlanması için davacıya kesin süre verileceği hususu hüküm altına alınmıştır.
03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45. maddesinde, gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade ettiği, delil avansının ise tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade ettiği vurgulanmıştır.
Gider avansının yatırılmaması halinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir (Yön. m. 45/3); delil avansının yatırılmaması halinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır (Yön. m. 45/3).
Bu yasal düzenlemeler göstermektedir ki, taraflar; dinlenmesini istedikleri tanık ve bilirkişinin veya yapılmasını istedikleri keşif ve sair işlemlerin masraflarını, mahkeme veznesine yatırmaya mecbur olup, hakim tarafından verilen sürede gerekli masrafı vermeyen tarafın talebinden sarfınazar ettiği kabul edilir. Hakimin, bu masrafların yatırılması konusunda verdiği sürenin kesin olduğunu usulünce karara bağladığı hallerde, kesin süreye uymayan tarafın bu delile dayanma olanağı kalmaz. Kesin süre tarafların yanında hakimi de bağlayacağından uyulmaması halinde, gereğinin hakim tarafından hemen yerine getirilmesi gerekir (YHGK’nın 12.12.2012 gün 2012/9-1170 E.2012/1172 K.).
Temyize konu uyuşmazlık; mahkemece gider avansı kabul edilerek değerlendirme yapılan ücretin, dava şartı olan gider avansı mı yoksa delil avansı mı niteliğinde olduğu noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 120/2. maddesinde, gider avansının yatırılması için mahkemenin davacıya iki haftalık kesin süre vereceği ve 115/2.maddesi uyarınca dava şartı olan gider avansının yatırılmaması halinde, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedileceği düzenlenmiştir.
HMK’nın 324.maddesine göre ise, taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.
HMK’nın gider avansına ilişkin 120. maddesi ile delil avansına ilişkin 324. maddesi birlikte değerlendirildiğinde; gider avansının yatırılmaması ile delil avansının yatırılmamasının farklı hukuki sonuçlara bağlandığı dikkate alındığında; gider avansının tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderleri kapsayacak şekilde yorumlanmasına olanak yoktur.
Bu durumda; dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderlerini ifade ettiği kabul edilmelidir.
Delil avansına yönelik ara kararında mahkemece, hangi delil için ne miktarda avans yatırılacağı açıkça belirtilmeli ve avansın kesin süre içinde yatırılmaması halinde bu delilin ikamesinden vazgeçildiğinin kabulü ile dosya kapsamındaki delillere göre karar verileceğinin ihtar edilmesi gerekir.
Delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmaması davanın dava şartı yokluğu ile reddine neden teşkil etmez. Taraf belirtilen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilden vazgeçmiş sayılır. Öte yandan;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 49. Maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”;
Aynı kanunun 50. Maddesinde ise, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, mahkemece önce belirlenen bilirkişi ücreti için delil avansının yatırılması için sonuçları ihtar edilmeden davacı tarafa kesin süre verilmiş, bilirkişi ücretinin davacı tarafça yatırılmaması üzerine bu kez kusura davalı tarafça itiraz edildiğinden bahisle bilirkişi ücretinin davalı tarafça yatırılması için davalı tarafa kesin süre verilmiş olup, davalı tarafça da bilirkişi ücretinin yatırılması üzerine mevcut kusur raporlarına göre davanın kabulüne karar verilmiş bulunup, mahkemece manevi tazminat talebinde kusur ispat yükünün davacı tarafta olduğu göz ardı edilerek bilirkişi delil avansının yatırılması için davalı tarafa süre verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu halde, yukarıda yazılı ilke ve düzenlemeler kapsamında kusur ispatının davacı tarafta olduğu gözetilerek, belirlenen bilirkişi ücretinin davacı tarafça yatırılması için verilen kesin sürede, bilirkişi ücretinin yatırılmamasının sonuçlarının usulünce ihtar edilmediği de görüldüğünden, delil avansına yönelik ara kararında mahkemece, hangi delil için ne miktarda avans yatırılacağı açıkça belirtilmeli ve avansın kesin süre içinde yatırılmaması halinde bu delilin ikamesinden vazgeçildiğinin kabulü ile dosya kapsamındaki delillere göre karar verileceğinin ihtar edilmesi gerektiğinden, buna göre işlem yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, taraf istinaf taleplerinin bu nedenle kabulüne karar verilerek, hükmün kaldırılarak mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.
-Kaldırma sebep ve şekline göre, tarafların manevi tazminat itirazları konusunda şimdilik bir değerlendirme yapılmasına gerek ve yer bulunmamaktadır.
Anlatılan sebep ve gerekçelerle, tüm dosya kapsamı ve davanın niteliği nazara alınarak davacı ve davalı … Bakanlığı vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK m.353/1-a-6 uyarınca kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davalı … Bakanlığı vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı … Bakanlığı harçtan muaf olduğundan harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf eden taraflarca istinaf aşamasında yapılan masrafların İlk Derece Mahkemesi tarafından verilecek nihai kararda hüküm altına alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.353 uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/07/2023


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı
Katip

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.