Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1345 E. 2023/1443 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 13/07/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … -…
Av. … -…
DAVALI : 1- … – ……
VEKİLİ :Av. … -…
DAVALI : 2- … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 13/07/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 13/07/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;25.10.2020 tarihi 16.30 saatinde … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile … Mahallesi … Caddesi üzerinde seyir halindeyken, No: … karşısına geldiğinde “U” dönüşü yapmanın yasak olduğu yerde “U” dönüşü yaptığı esnada müvekkili …’un sevk ve idaresindeki motosiklet ile çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkili ağır yaralandığını, olayla ilgili Konya …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı ile kamu davası açıldığını, nitekim Konya …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. Sayılı dava dosyası kapsamındaki görüntü kayıtları incelenerek tanzim edilen 05.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda davalı …’un kusuru nedeniyle trafik kazasının meydana geldiği tespit edildiğini, 25.10.2020 günü geçirdiği olay nedeniyle ağır şekilde yaralanan 04.01.1991 doğumlu müvekkil …, 29 yaşında olup, kaza tarihinde … LTD. ŞTİ.’de elektrik tesisatı ustası olarak sigortalı bir şekilde çalıştığını, kazanın ardından müvekkili ağır bir tedavi süreci yaşamış ve sürekli iş göremez durumda olduğunu, Yargıtay İçtihatlarında da kabul edilen hâkim görüşe göre tedavi süreci, davacının yalnızca hastanede yattığı süreyle sınırlı olmadığını, davalılar tarafından tazmini gereken tedavi masrafları, tamamen iyileşmeyi ifade eden tıbbi şifa süresince yapılan bütün masrafları karşıladığını, ayrıca henüz yapılmamış olsa dahi ileride yapılması muhtemel diğer giderlerin de tedavi giderleri kapsamında değerlendirilmesi Yargıtay tarafından da kabul gördüğünü, kaza sonucu müvekkilin yüzünün görüntüsünde meydana gelen değişiklik, müvekkilinin günlük hayatını önemli ölçüde etkilemiş, çocukları kendisinden korktuğu için uzak durduğunu, kazaya bağlı olarak ağır yaralanması sonucu, aylarca üzüntü duyduğunu, endişeye kapıldığını ve bu durum psikolojisine de etki ettiğini, yaralanmalı trafik kazasında sorumluluk, araç işleteni ve sürücüsü olan …’a ait olduğunu, davalı …, sürücüsü olduğu, … plaka sayılı aracın 25.10.2020 kaza tarihi itibariyle davalı …Ş nezdinde sigortalı bulunduğundan, sorumluluk sınırları içinde sigorta şirketine 16.12.2020 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, ancak sigorta şirketi tarafından zarara yönelik herhangi bir ödeme yapılmamış olup, zarar karşılanmadığını, belirtilen hususlar doğrultusunda ticari uyuşmazlıklarda dava şartı olan Arabuluculuk Bürosuna taraflarıncaı, … A.Ş. için başvurulduğunu, yapılan görüşmeler sonucunda davalı taraflar ile anlaşılamamış olup işbu davayı açma zorunluluğu hâsıl olduğunu beyanla; Haklı davalarının kabulü ile, aşağıda belirtilen ve belirtilmeyen kalemlerle ilgili, öncelikle hüküm altına alınacak alacağın tahsil edilmeme riskine karşılık dava konusu … plaka sayılı aracın trafik kaydına ve davalı …’un üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine kararın kesinleşmesine kadar teminatsız olarak“ihtiyati haciz” şerhi konulmasına, trafik kazasında meydana gelen bedensel zarar nedeniyle davacı lehine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL geçici iş göremezlik, 100,00-TL sürekli iş göremezlik, 100,00-TL SGK karşılanmayan tedavi gideri, 100,00-TL bakıcı ihtiyacı gideri olmak üzere toplam 400,00-TL maddi tazminatın davalı …’dan olay tarihinden, diğer davalı …Ş.’den temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, davacı … için 25.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’dan olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; başvuru şartının yerine getirilmemesi sebebi ile taleplerin reddi gerektiğini, bilindiği üzere haksız fiil davalarında ispat yükü davacı tarafta olduğunu, bu sebeple davacı taraf, yönelttiği talebini destekleyecek ve şüpheye yer vermeyecek şekilde tüm delil ve somut verilerini sunması gerektiğini, ancak işbu davada kazanın oluş şekli, sürücülerin kusur durumları, koruyucu tertibat kullanıp kullanmadıkları ve kazaya etki eden başkaca etkenlerin (başka araç, yaya, teknik arıza, hava/yol durumu vs) bulunup bulunmadığı hususları tamamen belirsiz olduğunu, bunun yanı sıra yukarıda da belirtildiği gibi davacının maluliyet oranının tespit edilebilmesi için sunulması zorunlu evraklardan 20/02/2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirme Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporuna da yer verilmediğini, yasal mevzuata göre başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için; gerekli belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve ödeme süresi dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olması gerektiğini, ancak somut olayda müvekkili şirket tarafından talep edilen eksik evrakların ibrazı beklenirken işbu uyuşmazlık sayın Mahkememize taşındığını, görüldüğü üzere somut olayda davacı, huzurdaki davadan önce ve sonra Trafik Sigortası Genel Şartlarında belirtilen belge ve bilgileri ibraz etmemiş olması nedeniyle geçerli bir başvurudan söz edilemeyeceği açık olduğunu, kanun ile düzenlenen emredici nitelikteki özel dava şartını yerine getirmeyen davacının talebi; dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri ve bakıcı gideri trafik poliçesi teminatı dışında olduğunu, davacının sürekli maluliyet oranı dahi net bir şekilde tespit edilmediğinden haksız taleplerin reddi gerektiğini, sürekli iş göremezlik tazminatı hak eden kişiye yaşamı boyu için verilecek tazminat olduğunu, bu nedenlerle maluliyet oranının kesin ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi hayati önem taşıdığını, her halükarda “maluliyet tazminatına” ilişkin tazminat hesabının Zmms Sigortası Genel Şartları A.5/C maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılması gerektiğini, maluliyet tazminatı zararının, 01.06.2015 yürürlük tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının ekinde yer alan esaslara göre belirlenmesi gerektiğini, aksi bir hesaplamanın kanuna ve genel şartlara aykırı olacağını beyan ettiklerini, somut olayda başvuranın müterafik kusuru bulunduğundan, belirlenecek tazminat tutarından indirim yapılması gerektiğini, somut olayda ölümlü/ yaralamalı trafik kazası tespit tutanağı bilgilerine göre motorsikletli sürücü konumunda bulunan başvuranın koruyucu tertibat kullanılmadığı tespit edildiğini, kazaya ait kaza tespit tutanağında, motosikletli sürücüsünün kask takmadığı şeklinde tespitte bulunulduğunu, yaralanmalı ve maddi hasarlı kaza sonucunda savcılık tarafından başlatılan ceza soruşturma dosyasının celp edilmesi ve savcılık tarafından tespit edilen hususlarda değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden her halükarda faiz başlangıcına dair taleplerin (temerrüt tarihinden itibaren) yerinde olmadığını belirttiklerini, sigortacının tazminat sorumluluğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1 maddesi yollamasıyla 85/1 maddesinde düzenlendiğini, her halükarda hükmolunacak vekalet ücretinin her iki taraf içinde AAÜT’de belirlenen vekalet ücretinin 1/5’i olacağı izahtan vareste olduğunu, ibrazı zorunlu belgelerin sunulmamasından dolayı geçerli bir başvuru olmadığı dikkate alınarak HMK 115 maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın usulden reddine, geçici iş göremezlik tazminatı, adli tıp rapor ücreti, tedavi giderleri poliçe teminatı dışında olduğundan bu yöndeki haksız taleplerin reddine, sayın mahkememiz aksi kanaatte ise somut olaydaki kusur durumlarının tespiti için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını, maluliyet oranının hesaplanabilmesi için gerekli evrakların eksiksiz bir şekilde taraflarına tebliğ edilmesine, maluliyet oranının alınacak güncel evraklara ve en erken Aralık 2020 sonrasında yapılacak fiziki muayeneye göre tespit edilmesini ve maluliyet tazminatı hesabının ZMS sigortası genel şartları A.5/c maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılmasını, davacı lehine muaccel bir alacak doğmadığı için müvekkili şirketin temerrüde düşmediği dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … vekilinin cevap dilekçesinde özetle;25.10.2020 tarihinde meydana gelen kaza olayının ardından davacı taraf işbu davası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunmadığını, ancak davacının talepleri haksız olduğunu, davacının uğramış olduğu cismani zararlar kendi ihmalinden ve kural ihlallerinden kaynaklandığını, olayın meydana geldiği esnada davacının kaskı ve diğer koruyucu ekipmanları bulunmadığını, ayrıca davacı yolun solunda seyir eden aracı sollamaya kalkıştığını, tek şeritli yolda sollama yapılması trafik kurallarına aykırı olduğunu, dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkin olduğunu, Borçlar Kanunu’nun 44/1. maddesi hükmüne göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim, tazminat miktarını hafifletebildiğini, davaya konu olan olayda, davalı vekili davacı motosiklet sürücüsünün yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olarak motosiklete kask, dizlik v.s takmadan binmesi nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu savunduğunu, dosya kapsamından davacı sürücünün kaza anında kask takıp takmadığı anlaşılamadığını, davacının motosiklete kasksız olarak binmiş olması halinde BK.nun 44. maddesi uyarınca zarar görenin müterafik kusuru kabul edilmeli ve bu nedenle de belirlenecek kusur oranında bir indirim yapılması zorunlu olduğunu, bu itibarla somut olayda davacı sürücünün kask takıp takmadığı araştırılıp BK. 44. maddesi gereğince tazminattan indirim yapılmasının gerekip gerekmediği hususunun tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun karar yerinde değerlendirilmemiş olması doğru görülmediğini, müvekkili de yaşadığı bu kazadan dolayı ve genç yaştaki davacının gördüğü zarardan dolayı üzüntü ve acı duymakta olduğunu, fakat kararlardan ve kanundan da anlaşılacağı üzere davacının tazminat talebi hakkaniyete aykırı olduğunu, bir diğer husus ise davacının belirttiği derecede maluliyetinin olmaması olduğunu, bu sebeple hem maluliyet oranına ilişkin hem de kusura ilişkin rapor aldırılmasını talep ettiklerini, iş bu haksız tazminat davasının reddini, davanın reddi talebimiz kabul edilmediği takdirde tazminata hükmedilirse sayın mahkememizce tazminat oranında indirim yapılmasını, kusura ve maluliyete ilişkin yeninden rapor aldırılmasını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Davacının manevi tazminat taleplerinin incelenmesinde; 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü ile kanunun 51. maddesi “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmü gereğince hakimin özel durumları göz önünde tutarak hükmedeceği manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de, takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça belirtilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Zira kanunun takdir hakkı verdiği durumlarda hakimin, hukuk ve adalete uygun karar vereceği TMK m. 4 hükmünde açıkça belirtilmiştir.
Bu çerçevede davacıların manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde, manevi tazminat, zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünda tutularak, 6098 sayılı B.K’nun 56.maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedileceği öngörülmüştür.
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacının maddi tazminat talebinin konusu kalmadığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, meydana gelen trafik kazasının oluş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının çektiği acının ve üzüntünün boyutları ve hakkaniyet ilkeleri, hak ve nesafet kuralları ile uğranılan manevi zarar durumları nazara alınarak davacının manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, davacı yönünden 15.000,00 TL, manevi tazminatın uygun olduğu kanaatine varıldığından, davalı …’ dan kaza tarihi olan 25.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
Davacının maddi tazminat talebinin konusu kalmadığından DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA.
Davacının manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’ dan kaza tarihi olan 25.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından hükmedilen manevi tazminat tutarının, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yargılama sürecinde davalı … tarafından ödeme yapılarak davacı müvekkilin davadaki haklılığının kabul edildiğinden arabuluculuk ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesinin gerektiğini, tüm bu nedenlerle Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2023 tarih, … Esas … Karar sayılı ilamının kaldırılmasına, davanın itirazları doğrultusunda incelenerek taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar; davacı tarafından aşağıda belirtilen yönlerden istinaf edilmiştir.
– Manevi tazminata yönelik;
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda; tarafların kusur durumu, davacının maluliyet oranı, sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi, oluşan zarar ile yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde, davacı için hüküm altına alınan manevi tazminatın az olduğu görüldüğünden; davacı için istemin tam kabulü ile 25.000-TL manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete daha uygun düşeceği görüldüğünden, davacının buna yönelik itirazların yerinde olduğundan, hükmün bu sebeple kaldırılarak yeniden hüküm tesisi gerekmiştir.
-Yargılama giderine ilişkin;
Keza Davacı vekili sunduğu beyan dilekçesi ile davalı …’ya yönelik, maddi zararlarının karşılandığını karşılıklı sulh olduklarını beyan etmiş; davadan sonra dosyaya sunulan ödeme ve davalı sigortanın beyan dilekçesine göre de, davanın ödeme nedeniyle dava açıldıktan sonra maddi tazminat bakımından konusuz kaldığı (feragat edildiği) anlaşılmıştır.
Eldeki davada, dava açıldıktan sonra Sigorta tarafından yapılan ödeme ile feragat nedeniyle hüküm kurulmasına karşın, mahkemece sigortaya ve maddi tazminata ilişkin yargılama giderlerinden olarak arabuluculuk ücretinin davalı sigortadan alınması gerekli iken bir kısmının davacıya yükletilmesi hatalı olup davacı vekilinin buna yönelik istinafının yerinde olduğu görülmüştür.(Bkz. Yargıtay 17 HD nin 2018/5619 esas 2020/3841 Karar sayılı ilamı)

Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle; (İnfazda tereddüt oluşmaması için itiraz edilmeyen ve kesinleşen kısımlar korunmak suretiyle)
1-Davacının maddi tazminat talebinin konusu kalmadığından DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA.
2-Davacının manevi tazminat isteminin KABULÜ ile, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’ dan kaza tarihi olan 25.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
3-Alınması gereken ‭1.707,75 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 86,76 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.620,99 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 86,76 TL peşin harcı olmak üzere toplam 154,56 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri 1.200,00 TL … Adli Tıp fatura ücreti, 1.560,00 … Adli Tıp fatura ücreti, 305,10 TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam ‭3.065,1‬0 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Maddi tazminat açısından;
a)Davalı … kendisini bir vekille temsil ettirmiş ise de; davacının maddi tazminat talepleri yargılamaya aşamasında giderildiğinden, davalı … lehine vekalet ücret takdirine yer olmadığına,
b)Davalı … Şirketinin vekalet ücreti talebinde bulunmadığından vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
c)Davacının vekalet ücreti talebinde bulunmadığından vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
7-Manevi tazminat açısından; Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davalıya verilmesine,
8-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı …’nden alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
9-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
10-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
11-Davacı tarafça yapılan 492,00 TL istinaf başvuru gideri ile 50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 542,00 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
12-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.13/07/2023


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.