Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1211 E. 2023/1564 K. 04.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : 1-) …
2-) …
3-) …
4-) …
5-) …
6-) …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALILAR : 1-) …
VEKİLLERİ : Av. …
: 2-) …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 04/09/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 05/09/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisi müteveffa …’in kendi sevk ve idaresindeki bisiklet ile 29.08.2020 tarihinde saat 15.00 sularında …’nden evi bulunan … Mahallesi’ne gitmek üzereyken … Caddesi civarında eski kipa alt geçidinde kendi şeridinde seyir halinde olduğunu, davalı … kendisine ait sevk ve idaresindeki … plakalı çekici araç ile aynı istikamette ve geriden geldiğini, davalının müteveffaya çarptığını ve müteveffanın ağır bir şekilde yaralandığını, daha sonrasında vefat ettiğini, şüpheli kamyon sürücüsünün olayda tam ve yoğun kusurlu olduğunu, müteveffa …’in herhangi bir kusurunun bulunmadığını, soruşturma aşamasında ceza dosyasında mevcut adli tıp raporu ile bu hususun sabit olduğunu, müteveffanın hastanede yattığı süre boyunca birçok sıkıntı çektiğini ve olay nedeniyle birçok operasyon geçirdiğini kaza nedeniyle bir bacağını kaybettiğini ve belirli bir süre sonra da vefat ettiğini, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere müvekkili … (ölen …’in eşi) için şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın olay günü olan 29.08.2020 gününden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine ödenmesini, müvekkilleri … için 50.000-TL ölenin çocukları olan diğer beş müvekkikili için 30.000’er TL olmak üzere üzere toplam 200.000.-TL manevi tazminatın, olay günü olan 29.08.2020 gününden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalıdan (davalı sigorta şirketi hariç) tahsili ile müvekkillerine ödenmesini, olaya konu araç olan … plaka sayılı araç ile davalı adına kayıtlı … plakalı aracın ve adına kayıtlı başkaca araçlar ile taşınmazlarının 3. şahıslara devrinin önlenmesi için trafik ve taşınmaz kaydına ihtiyati tedbir/haciz anlamında ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
Davalı sigorta şirketine usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından KTK 97 uyarınca sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, davacılardan …’e ve vekili …’e ait nüfus cüzdanı fotokopisi talep edildiğini ancak eksik evraklar tamamlanmaksızın işbu davanın açıldığını, dava dilekçesinde bahsi geçen 29.08.2020 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, … plakalı aracın müvekkili şirkete 29.04.2020-2021 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 410.000-TL olduğunu, davayı hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle beraber müşterek ve müteselsil sorumluluk çerçevesinde hüküm kurulmasını kabul etmediklerini, Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. ve 85. maddelerine uyarınca müvekkili şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan doğan maddi tazminat sorumluluğu, sigortalının kusurlu olması halinde teminat limiti dahilinde söz konusu olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazadaki kusuru oranında sigorta şirketinin sorumluluğunun mevcut olduğunu, tazminat hesaplamasının aktüer sıfatına sahip bilirkişiler tarafından ZMMS genel şartlarına çerçevesinde yapılması gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatı talebi hakkında kanuna ve Yargıtay uygulamalarına uygun değerlendirme yapılması gerektiğini, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, müteveffanın kaza esnasında kaskının takılı olmadığını, davacıların ceza yargılaması sırasında şikayetlerinden vazgeçmeleri ya da uzlaşma bildirimleri mahkemece ceza dosyasından tetkik edilerek araştırılması gerektiğini, müvekkili şirkete yapılan müracaatın usulüne uygun gerçekleştirilmediği için müvekkili şirketin temerrüde düşmemiş olduğunu, davacının faiz isteme hakkının bulunmadığını, bu nedenlerle davanın dava şartı eksikliği nedeniyle reddini, dosyada kusur tespiti yapılmasını, müteveffanın ölüm nedeninin tespiti amacıyla dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevkini, müterafik kusur indirimi yapılmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ya usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazada müvekkilinin kusursuz olduğunu, olay günü müvekkilinin aracıyla sağ şeritte seyir halindeyken kaza mahallinde kırmızı ışık yanması üzerine durduğunu ve yeşil ışıkla birlikte aynı şeritte şeridinden hiç çıkmadan hareket ettiğini, müvekkilinin kalkış yapmadan hemen önce gerekli kontrollerini yaptığını ve görüldüğü üzere hiçbir kural ihlali yapmaksızın hareket ettiğini, müteveffanın ise olay yerinde yaya ve bisiklet yolu olmasına rağmen bisiklet yolunu kullanması zorunlu iken işbu kuralı ihlal ettiğini ve dava konusu kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, her ne kadar ceza soruşturmasında alınan bilirkişi raporunda müvekkiline kusur atfedilmiş ise de; ilgili rapor incelendiğinde gerekçeli ve denetime elverişli olmadığı gibi raporda müvekkilinin hangi kuralı ne suretle ihlal ettiğinin dahi tespit edilmediğini, yine aynı raporda müteveffanın kural ihlali yaptığı açıkça tespit edilmesine rağmen kusursuz bulunması da raporun kendi içinde çelişmesine sebep olduğunu, hiçbir şekilde müvekkilinin kusurlu olduğunu kabul etmemekle birlikte müteveffanın kaza tarihinden yaklaşık 3 ay sonra vefat ettiğini ve vefat ettiğinde de yaklaşık olarak da yetmiş yaşında olduğunu, bu doğrultuda müteveffanın ileri yaşı, önceki hastalıkları, pandemi dönemi ve kazanın üzerinden uzun bir süre geçmesinden sonra vefat etmiş olması sebebi ile kaza ile ölümü arasındaki uygun illiyet bağının kesildiğini, mahkeme aksi kanaatteyse müteveffanın önceki hastalıkları da araştırılarak kaza ile ölüm arasındaki illiyet bağının kurulması gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde dosya kül halinde incelendiğinde, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler, alınan raporlar mucibince dosyadaki beyanlar da nazara alınmak sureti ile maddi tazminat talebi konusuz kaldığından dolayı konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar vermek gerekmiş, manevi tazminat talepleri bakımından ise davalı …’nın meydana gelen olayda kusuru bulunmadığından dolayı manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” şeklinde maddi tazminat talebi konusuz kalmakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacıların manevi tazminat taleplerinin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; adli tıp kurumu raporu ile davalının tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, mahkemece yapılması gerekenin manevi tazminata karar vermek iken yeniden rapor alınmasına karar verildiğini, mahkemece alınan raporun hatalı olduğunu ve hükme esas alınamayacağını, mahkemece olay yeri görüntülerinin dikkate alınmadığını, bu delilin hiç incelenmeden karar verildiğini, savunma haklarının kısıtlandığını, keşif yapılmadığını ve tanıklarını bildirmek için taraflarına süre verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesinin de hatalı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Kusura itiraz
Dosyada mevcut Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; müteveffa …’in 2918 sayılı K.T. Kanununun 66/1 maddesi yani bisiklet yolunu kullanmamak maddesini ihlal ettiği, …’nın ise kural ihlalinin bulunmadığı ifade edilmiştir.
Konya CBS … sor sayılı dosyasından alınan ATK 18/02/2021 tarihi kusur raporunda; Müteveffa …’in kusursuz, Sürücü …’nın ise asli kusurlu olduğu rapor edilmiştir.
Konya …Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından alınan Adli Trafik Bilirkişisi kusur raporunda; Müteveffa …’in 2918 sayılı K.T. Kanununun 47/c ve 66/a maddesi yani bisiklet yolunu kullanmamak maddesini ihlal ettiği, …’nın ise trafik kuralı ihlalinin bulunmadığı ifade edilmiştir.
Trafik Kazası Tespit Tutanağı, Konya CBS … sor sayılı dosyasından alınan kusur raporu ve Konya …Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından alınan raporlar arasında çelişki bulunduğundan dolayı mahkemece çelişkiyi giderir şekilde rapor alınması için … Heyetinden rapor alınması için … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış olup, bilirkişiler tarafından düzenlenen 07/12/2022 tarihli raporda;
Davacıların yakını bisiklet sürücüsü …’in meydana gelen olayda asli derecede tam kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketine sigortalı … Plakalı çekici sürücüsü davalı …’nın meydana gelen olayda kusursuz olduğu rapor edilmekle itiraz yersizdir.
Davacı vekili, vekalet ücretinin yanlış hesaplandığı itirazında bulunmuştur.
Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi’nin
MADDE 10 – (1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
(3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.
(4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.
Dava arkadaşlığı; davacı veya davalı tarafta birden fazla kişi bulunması hali olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 57 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İhtiyari dava arkadaşlığında; birden çok kişi, birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu haller, davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması, ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri, davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olmasıdır. (HMK.57) Sayılan bu üç durum dışında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu değildir. Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde ise mecburi dava arkadaşlığı vardır (HMK.59).
Somut olayda, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu anlaşılmaktadır. Davacılar tarafından davalıdan maddi ve manevi tazminat talep edildiğine ve davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığına göre, reddolunan her bir davacının talebi yönünden de davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti taktir edilmesi doğru olup bu halde davacı vekilinin buna yönelen istinaf itirazları yersizdir.
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
1-Davacı …’ten alınması gereken 269,85 TL harcın bu davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı …’ten alınması gereken 269,85 TL harcın bu davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı …’dan alınması gereken 269,85 TL harcın bu davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı …’dan alınması gereken 269,85 TL harcın bu davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı …’den alınması gereken 269,85 TL harcın bu davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı …’ten alınması gereken 269,85 TL harcın peşin alınan 1.079,40 TL harçtan mahsubu ile fazla 809,55 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde bu davacıya iadesine,
7-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 05/09/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.