Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 13/09/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
NUMARASI :
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ : Av.
2-
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 13/09/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 14/09/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 20.06.2020 tarihinde müvekkili şirkete …numaralı poliçe ile … Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan malların (kepek) Samsun’daki fabrikadan Konya’daki fabrikaya taşıma işi taşıyıcı olan …. yaptırıldığını, taşıma sırasında …’e ait … sevk ve idaresindeki…. plakalı çekici ve ….plakalı yarı römork Kulu istikametinden Cihanbeyli istikametine seyir halinde iken devrildiğini, kaza meydana geldiğini, kaza sonucu taşınan malların hasarlandığını, hasar sebebiyle müvekkili şirket tarafından sigortalısına 20.01.2021 tarihinde 5.292,95 USD ödeme yapıldığını, 20/06/2020 tarihli trafik kazası tespit tutanağına göre kazanın oluşumunda … plakalı çekici ve …. plakalı yarı römork sürücüsü ….’nin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 56/1-a (şerit izleme ve değiştirme kuralına uymamak) kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğunun tespit edildiğini, TTK m.1472 halefiyet ilkesi gereğince hasar bedelini sigortalısına ödeyen müvekkili şirketin hukuken sigortalısının yerine geçtiğinden ödenen 5.292,95 USD’ hasar bedelinin ( fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden) ödeme tarihi olan 20.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek bankaların USD cinsi mevduata uygulayacağı en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili amacıyla işbu davayı açtıklarını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, 20.06.2020 tarihli kaza sebebiyle müvekkili şirket tarafından ödenen 5.292,95 USD hasar bedelinin( fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden) ödeme tarihi olan 20.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek bankaların USD cinsi mevduata uygulayacağı en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri, arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacının açmış olduğu davanın usule ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu sigortanın ödemiş olduğu zararda müvekkilinin hiçbir kusuru, sorumluluğu ve hatası bulunmadığını, davayı kabul etmemekle birlikte alacağın zaman aşımına uğradığını, (çünkü söz konusu kazanın gerçekleştiği tarihten itibaren 3 ay için de rücu hakkının kullanılması gerekmektedir. ) ve yetki itirazlarının bulunduğunu, ayrıca en önemli hususun ise ekte sundukları SGK dökümünden anlaşılacağı üzere müvekkilinin diğer davalı …’in(…. işyeri no) işçisi/şöforü olduğunu, bu sebeple davalının müvekkilinden bu bedeli rücu etmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin taşıyıcı konumun da olmadığını, söz konusu kazada sürücü olan müvekkilinin bir kasıtı, ehliyetsizliği veya alkollü olma durumu bulunmadığını, bu sebeple rücu şartlarının oluşmadığını, ayrıca söz konusu sigorta poliçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, tebliğ ile birlikte savunma haklarının saklı kalmak kaydıyla bu hususta ayrıca cevapta bulunacaklarını, bu nedenlerle haksız ve hukuksuz olan davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’e dava dilekçesi ekli meşruhatlı davetiye tebliğ edildiği halde cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Mahkeme Kabulü; Dava dışı sigortalı ile davalı … arasında dava konusu kepeklerin taşınması hususunda sözlü taşıma sözleşmesi akdedildiği, 19/06/2020 Tarih ve … Seri Numaralı Taşıma İrsaliyesinden anlaşıldığı üzere taşınacak ürün cinsinin “Kepek” olduğu, ağırlığının ise 28.160 KG olduğu, taşımanın diğer davalı sürücü ….tarafından gerçekleştirildiği, davalı sürücünün tek taraflı kazası neticesinde taşıma konusu ürünlerin tamamının zayi olduğu, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20/05/2019 Tarih ve 2018/2558 Esas-2019/3950 Karar sayılı ilamı, T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/10/2015 Tarih ve 2015/3283 Esas-2015/9892 Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 23/03/2021 Tarih ve 2020/2303 Esas-2021/3171 Karar Sayılı ilamı çerçevesinde alanında uzman Ziraat Mühendisi ve Taşıma Hukuku bilirkişinden aldırılan raporlar neticesinde dava dışı sigortalının uğramış olduğu gerçek zarar miktarının kaza tarihindeki kur nazara alındığında 4.951,82 TL olduğu, 6102 Sayılı TTK’nın 875 ve devamı maddeleri gereğince davalıların bu zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmakla davacının davasının bu tutar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Faiz Başlangıcı; Yukarıda detayı verilen T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 03/12/2019 Tarih ve ….. Karar sayılı ilamı da emsal alındığında davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalıya yapmış olduğu ödeme tarihi itibariyle faiz talep edebileceği anlaşılmakla 6098 Sayılı TBK’nın 99/2 maddesi de nazara alınarak 4.951,82 USD’nin 20/01/2021 tarihinden itibaren devlet bankalarınca Amerikan Doları cinsinde açılan bir yıl vadeli hesaba uygulanan en yüksek faiz üzerinden fiili ödeme tarihindeki TL karşılığında davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Zamanaşımı Defi Açısından Yapılan Değerlendirmede; Kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün asli ve %100 oranında tam kusurlu olması yanında davalı sürücü …’in gündüz vakti, açık havada, orta refüj ile bölünmüş, tek yönlü, iki şeritli, 7 metre genişliğinde asfalt kaplı yolda tek taraflı olarak çelik bariyerlere çarpmak suretiyle kaza yaptığı, bir başka ifade ile kazanın davalı sürücünün pervasızca davranışı neticesinde meydana geldiği, 6102 Sayılı TTK’nın 855/5 maddesi gereğince bu halde talebe ilişkin zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu KALDI Kİ adı geçen kanunun 855/3 maddesi gereğince rücu haklarına ilişkin zamanaşımı, rücu alacaklısının, zararı ve rücu borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren, üç ay içinde zarar hakkında rücu borçlusuna bildirimde bulunmuş olması şartıyla; rücu alacaklısının borcu ifa ettiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, dosya içerisinde yer alan T.C. İzmir 31. Noterliğinin 25/06/2020 Tarih ve 14190 Yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı …’e bildirimin yapıldığı, 6098 Sayılı Kanunun 155/1 maddesi gereğince davalı sürücü … için de hüküm ifade ettiği değerlendirilmekle davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
4.951,82 USD’nin 20/01/2021 tarihinden itibaren devlet bankalarınca Amerikan Doları cinsinde açılan bir yıl vadeli hesaba uygulanan en yüksek faiz üzerinden fiili ödeme tarihindeki TL karşılığında davalılardan MÜŞTEREKEN VE MÜTESELSİLEN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; söz konusu sigortanın ödemiş olduğu zararda müvekkilinin hiçbir kusuru, sorumluluğu ve hatası bulunmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazlarının bulunduğunu, SGK dökümünden müvekkili diğer davalı …’in işçisi/şoförü olup bu sebeple davalının müvekkilinden bu bedeli rücu etmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin taşıyıcı konumunda olmadığını, söz konusu kazada sürücü olan müvekkilinin bir kasıtı, ehliyetsizliği veya alkollü olma durumunun bulunmadığını, bu sebeple rücu şartlarının oluşmadığını, ayrıca söz konusu sigorta poliçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, olay tutanağı ve müvekkilinin ifadesinden müvekkilinin kasten veya pervasızca bir davranışı bulunmadığının anlaşılacağını, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabul kararının hukuka aykırı olduğunu, reddedilen kısım yönünden yapılan hesaplama ve ret gerekesinin hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan raporlar, irsaliyeli faturalar, tutanaklar ve ödeme dekontunun bilirkişi raporunda dikkate alınmadığını, rapora itirazlarının da mahkeme tarafından değerlendirilmediğini, taşıma sırasında hasara uğrayan kepek miktarının 28.160 kg olduğunu, Emtia ….. ili, …. ilçesinden ….’ya taşınmak üzere, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu…plakalı araca yüklendiğini ve taşıma sırasında aracın devrilmesi sonucu zayi olduğunu, hükme esas alınan 05/12/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda teslim yeri olan Konya Ticaret Borsasından alınan 1.11 TL fiyat üzerinden hesaplama yapıldığını, bu rapora 16/12/2022 tarihli dilekçe ile itiraz ettiklerini, hesaplamada TTK 880. maddesi gereğince eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı Samsun Bafra fiyatının esas alınması gerektiğini, Konya Ticaret Borsasından alınan fiyat nedeniyle arada fark çıktığını ve davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, tazminat hesabının Samsun-Bafra kepek birim fiyatına göre yapılması halinde, kepek birim fiyatının 1.2089 olacağını ve masraflarla birlikte müvekkili şirket tarafından yapılan tazminat ödemesinin 5.292,95 USD olacağını, TTK 880. maddesine aykırı yapılan hesapla sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne, 5.292,95 USD’nın 20.01.2021 tarihinden işleyecek bankaların Amerikan Doları cinsinde açılan 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen kısmen kabul kararı, davalılar tarafından kusur ve sorumluluk yönlerinden istinaf edilmiştir.
Dava, TTK 1472. Maddesi gereğince, emtia sözleşmesi ile sigortacı bulunan davacının ödediği bedeli, zarara neden olduğu belirtilen taşıma sözleşmesinin tarafı da olan davalı işletenden ve ayrıca sürücüden rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Dava, Türk Ticaret Kanununun TTK 1472 maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın rücuan tahsili amaçlı istemine ilişkindir.
Halefiyete dayalı rücu davası esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının onunu halefi olarak sigortacı tarafından açılması olduğundan, sigortalı ile ona zarar veren arasındaki yasal hükümlere göre görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Bkz. YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2016/12992 ESAS, 2017/6501 KARAR sayılı ilamı)
Emtia nakliye sigortası, mal veya yüklerin herhangi bir vasıta ile bir yerden diğer bir yere taşınması esnasında uğrayabileceği zararları temin eden bir sigorta türü olmakla, mal sahibinin rizikolarını teminat altına almaktadır.
Türk Ticaret Kanunun 1472 sayılı maddesinde; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
(2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.”;
Aynı kanunun 875. Maddesinde “(1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.
(2) Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.
(3) Gecikme hâlinde herhangi bir zarar oluşmasa da taşıma ücreti gecikme süresi ile orantılı olarak indirilir; meğerki, taşıyıcı her türlü özeni gösterdiğini ispat etmiş olsun.”;
877/1 . Maddesinde ise “(1) Taşıyıcı, taşıma aracındaki arızaya, taşıtı kiraladığı kişinin onun temsilcilerinin veya çalışanlarının kusuruna dayanarak sorumluluktan kurtulamaz.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Türk Borçlar Kanunun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” yine aynı kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” denilmektedir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenleme ve ilkeler ışığında somut olayda; dava dışı sigortalı ile davalı arasında taşıma sözleşmesinin bulunduğunun taraf beyan ve kabulleri ile sabit bulunduğu, davalının gerek bu taşıma sözleşmesi gerekse yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereğince işleten olarak ortaya çıkan zarardan müteselsilen sorumlu bulunduğu; mahkemece alınan uzman hasar bilirkişi heyeti tarafından verilen ayrıntılı, gerekçeli; tüm belgeler, hasar dosyası kapsamı, faturalar da nazara alınarak düzenlenen raporla kaza nedeniyle ortaya çıkan gerçek zararın belirlenmiş bulunduğu, usul ve dosya kapsamına uygun ve hükme elverişli bu hasar raporuna göre davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.
Davalı sürücünün itirazının incelenmesinde:
TTK 1472. maddesi uyarınca davacı sigortacının sigortalısına halef olduğu ancak davalı sürücü taşıyıcı sıfatına sahip olmadığı, alt/fiili taşıyıcı davalı …’in fiili yardımcısı sıfatına sahip olduğu gibi TTK 879. maddesi kapsamında herhangi bir kusuru da bulunmadığından bu davalı aleyhine husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmakla bu davalı yönünden davanın husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekmektedir (T.C. YARGITAY 11. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2016/1892 KARAR NO: 2017/2475 ).
Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, (İnfazda tereddüt oluşmaması için itiraz edilmeyen ve kesinleşen kısımlar korunmak suretiyle)
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
2-Davalı …. AÇILAN DAVANIN HUSUMET NEDENİ İLE REDDİNE,
3-4.951,82 USD’nin 20/01/2021 tarihinden itibaren devlet bankalarınca Amerikan Doları cinsinde açılan bir yıl vadeli hesaba uygulanan en yüksek faiz üzerinden fiili ödeme tarihindeki TL karşılığında davalı …’den ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 4.483,84 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.198,19 TL harcın mahsubu ile 3.285,65 TL harcın davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından karşılanan 59,30 TL başvuru harcı, 1.198,19 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.257,49TL’nin davalı …’den alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından karşılanan 445,25 TL posta ve tebligat gideri, 1.985,00 TL bilirkişi ücreti gideri ve 8,50 TL vekalet harcı gideri olmak üzere üzere toplam 2.438,75 TL’den davanın haklılık oranına göre (65.639,52/70.161,41) hesaplanan 2.281,57 TL’nin davalı …’den alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlasının davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Hazine tarafından karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin arabuluculuk son oturumuna katılmayan davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 10.502,32 TL vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı … vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 4.521,89 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … ‘e verilmesine,
11-HMK’nun 297/1-ç maddesi uyarınca artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde taraflara iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
12-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davalı …’e iadesine,
13-Davalı tarafça yapılan 492,00 TL istinaf başvuru gideri ile 213,25 TL posta tebligat ücreti olmak üzere toplam 705,25 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’e ödenmesine,
14-İstinaf eden davacıdan alınması gereken 269,85 TL maktu karar harcından istinaf aşamasında yatırılan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
15-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
16-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
17-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.13/09/2023
Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı
Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.