Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1167 E. 2023/1651 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 13/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …… ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 02/03/2023
NUMARASI :……

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :

DAVA İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 13/09/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 13/09/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkili şirket ile davalı …… ve davalı ……..’nin taraf olduğu 31/12/2012 başlayış, 31/12/2013 bitiş tarihli İşveren Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi imzalandığını, işbu sigorta poliçesinin koasürans şeklinde olduğunu ve rizikodan …….’nin %55 oranında,……’nin ise %45 oranında sorumlu olduğunu, poliçenin geçerli olduğu 02/01/2013 tarihinde meydana gelen trafik – iş kazasında …… tarafından Konya …..İş Mahkemesi’nde maddi ve manevi tazminat talepli dava açıldığını, davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, kararın istinaf edildiğini, istinaf tarafından itirazın reddedildiğini, bu kararın da temyiz edildiğini ancak Yargıtay tarafından ilk derece mahkemesinin kararının onandığını, bunun üzerine davanın 2016 yılında ……ye ihbar edildiğini, kesinleşen karar neticesinde icra dairesi kanalıyla yapılan icra takibine istinaden toplam 350.809,15 TL ödeme yapıldığını, ayrıca kaza yapan aracın ZMMS’sinin …….. Tarafından yapılması sebebiyle 152.896,61 TL’lik kısmın …… Tarafından ödendiğini, ayrıca müvekkili şirketin Konya…. İş Mahkemesi’nin …….. Esas sayılı dosyasına 8.210,58 TL masraf yaptığını, müvekkili şirket tarafından toplamda ödenen miktarın 359.019,73 TL olduğunu, bu tutarın 152.896,61 TL’lik kısmının ……..den tahsil edildiğini, kalan 206.123,12 TL’lik kısımdan poliçede belirtilen 10.000,00 Euro’luk muafiyet düşüldüğünde kalan miktarın 138.310,12 TL olduğunu, bu tutarın davalılardan poliçedeki sorumluluk oranları miktarınca tazmin edilmesi gerektiğini belirterek; fazlaya dair hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 138.310,12 TL bakiye rücuen tazminat alacağının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketlerinden poliçedeki sorumlulukları oranda tahsiline, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …….. vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, poliçede şahıs başına teminat limitinin 150.000,00 Euro olduğunu, söz konusu poliçenin koasürans şeklinde olduğunu ve müvekkil şirketin payının %45 olduğunu, poliçede 10.000,00 Euro muafiyet olduğunu ve davacı vekilinin dilekçesinde belirttiği üzere hasar anındaki kura göre değil güncel kura göre hesaplanması gerektiğini, müvekkil şirketin Konya …. İş Mahkemesi’nin……. esas sayılı tazminat davası dosyasında 152.896,61 TL ödeyerek sorumluluğunu yerine getirdiğini, davacının taleplerinin sigorta teminatları içinde kalıp kalmadığının tespit edilmesi gerektiğini, muafiyet klozunun yanlış hesaplandığını, müvekkili şirketin tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini ve bir sorumluluğu kalmadığını belirterek; davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama masraflarının davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı ……. vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davanın zamanaşımına uğradığını, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, poliçeden dolayı müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olup işveren mali mesuliyet teminatının kişi başı 82.500,00 Euro ile sınırlı olduğunu, sigortacının teminatlarının poliçede belirtilen limitler dahilinde olduğunu, hiçbir nedenle bu limitleri aşamayacağını, mahkemeniz nezdinde görülen davaya ilişkin tazminatın sigortalıya ödenmiş olup müvekkili şirketin sorumlu olduğu herhangi bir bedel bulunmadığını, ………. Tarafından Konya …. İş Mahkemesi’nin……. Esas sayılı dosyası ile ilgili 152.896,61 TL ödeme yapıldığını, kalan %30 kusurluk kısımdan poliçedeki koasürans payı oranında ve poliçedeki muafiyet düşüldüğünde ortaya çıkan 26.079,53 TL’lik bedelin davacıya ödendiğini, müvekkili şirketin bu nedenle herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını belirterek; davanın reddine, yapılacak yargılamada, sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesi, gözetilerek kusur ve tazminat miktarının hesaplanmasına, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Dava, rücuen tazminat isteminden ibarettir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davacının dava dışı zarar görene yaptığı ödemeden işveren mali sorumluluk sigortası nedeniyle davalıların sorumlu olup olmadıkları, varsa davalıların sorumlu oldukları tutarın ne kadar olduğu, davada zamanaşımı süresinin geçip geçmediği ve Mahkememizin yetkili olup olmadığı hususlarından ibarettir.
Davacı ile davalılar arasında 31/12/2012 – 31/12/2013 vadeli işveren mali mesuliyet sigorta poliçesi tanzim edildiği, poliçenin koasürans şeklinde olduğu, davalı…….’nin sorumluluk payının %55, davalı ……’nin sorumluluk payının ise %45 olduğu, poliçe vadesi içinde 02/01/2013 tarihinde……. plakalı araç sürücüsü ……. yönetimindeki aracın devrilmesi sonucu araçta yolcu konumunda bulunan ……’nın yaralandığı, ……’nın tazminat istemli olarak davacı ……, davalı …….. ve dava dışı …….. aleyhine Konya….. İş Mahkemesi’nin……. E sırasına kayıtlı davayı açtığı, yapılan yargılama neticesinde …… lehine 122.292,78 TL maddi, 30.000,00 TL ise manevi tazminata hükmedildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM ….. Hukuk Dairesi’nin 20/03/2018 gün ve ……E …… K sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek …… lehine 122.292,78 TL maddi tazminata ve 60.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, Ankara BAM …. Hukuk Dairesi’nin 20/03/2018 gün ve ….. E …… K sayılı kararının 30/04/2019 tarihinde kesinleştiği, BAM kararının Ankara ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. E sırasına kayıtlı dosya ile takibe konu edildiği, davacı tarafından takip dosyasına 27/05/2019 tarihinde 350.809,15 TL tutarında ödeme yapıldığı ve takip dosyasının bu ödemeyle infazen kapandığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafın zamanaşımı itirazı yönünden yapılan değerlendirmede, davalıların sorumluluklarının işveren mali mesuliyet sigorta poliçesine dayalı olduğu, 6102 sayılı TTK’nın 1482. maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin on yıl olduğu, dava tarihi itibariyle kaza tarihinden itibaren işleyen 10 yıllık sürenin dolmadığı sonucuna varıldığından zamanaşımı itirazları reddedilmiştir.
Davalı tarafın yetki itirazı yönünden yapılan değerlendirmede; İşveren Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 14. maddesi ile uyuşmazlığın çözümünde sigortalının yerleşim yeri mahkemelerinin de yetkili olduğunun kabul edildiği, davacının yerleşim yerinin Konya ili olduğu, dolayısıyla yetki itirazının yerinde olmadığı sonucuna varıldığından yetki itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Konya …. İş Mahkemesi’nin……. E sayılı dosyasında yer alan;
a)……. Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından tanzim edilen 07/01/2016 tarihli 152 sayılı sağlık kurulu raporu ile ……’nın kalıcı sakatlık oranının % 40 olduğu,
b)31/10/2016 tarihli kusur raporu ile, …..’ın %70, ……’nin ise % 30 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği,
c)Yine, 07/02/2017 tarihli kusur raporu ile de; …..’ın %70, …..’nin ise % 30 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği,
d)23/05/2017 tarihli hesap raporu ile ise; ……’nın geçici iş göremezlik zararının 3.516,93 TL, sürekli iş göremezlik zararının ise 122.292,78 TL olduğu belirlenmiştir.
Anılan raporların tamamı taraflara tebliğe çıkartılarak taraflara itiraz hakkı tanınmış, taraflarca somut bir itiraza uğramayan ve eldeki davada güçlü delil niteliğine haiz olduğu kabul edilen bu raporlardaki veriler dikkate alınarak yargılamaya devam edilmiştir.
Her ne kadar davacı ….. ile dava dışı …… oluşan zarar nedeniyle zarar gören ……’na karşı müştereken sorumlularsa da iç ilişkideki sorumlulukları kusurları oranındadır. Bu kapsamda hissesinden fazlasına düşen tutarı ödeyen zarar sorumlusunun diğer zarar sorumlusuna rücu edebileceği açıktır. Dolayısıyla davacının dava dışı ……’na yaptığı ödemeler ile sarfetmek zorunda kaldığı yargılama giderleri toplamını, dava dışı ……’nin kusuruna tekabül eden kısmını dava dışı……’den talep etmesi gerekmektedir.
Davacı vekili 15/12/2022 tarihli beyan dilekçesi ile, dava dışı …..’nin de poliçede sigortalı olarak yer aldığını, ödeme ile birlikte zarar görenin haklarına halef olduğunu, dolayısıyla davalıların sorumluluklarının % 100 sorumluluk oranına göre belirlenmesi gerektiğini iddia etmiştir. Davanın açılması maddi ve usul hukuku bakımından çeşitli sonuçlar doğurur. Usul hukuku bakımından ortaya çıkan sonuçlardan biride, iddianın ve savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağıdır (HMK m. 141,m 319). Bu bağlamda, yargılamanın belli bir aşamasından sonra genel olarak, davada dava sebebinin (vakıaların) değiştirilmesi veya yeni sebepler eklenmesi, davada istem sonucunun değiştirilmesi veya istem sonucuna yeni eklemeler yapılması, dava niteliğinin değiştirilmesi gibi hususlar, iddanın ve savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağına girer. Davacı, dava dilekçesinde dava dışı …….’nin de sigortalı olduğunu, iç ilişkideki kusur sorumluluğuna istinaden dava dışı …..’nin kusuruna isabet eden kısmın da davalılardan tahsilinin gerektiği şeklinde herhangi bir iddiada bulunmamıştır. Davalı tarafın ise iddianın genişletilmesine açık bir muvafakatinin olmaması karşısında davacı vekilinin iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında değerlendirilmesi gereken bu iddiaları yönünden değerlendirme yapılması mümkün görülmemiştir.
Her ne kadar davacı tarafça ıslak imzalı poliçenin getirtilmesi talep edilmiş ise de, davalı tarafça ibraz edilen poliçedeki manevi tazminata ilişkin limit içerir sınırlama dikkate alınsa dahi hesaplama yönünden sonuç değişmeyeceğinden usul ekonomisi ilkesi gereğince davacı vekilinin bu talebi yerinde görülmemiştir.
Davaya konu iş kazası nedeniyle davacının Konya …. İş Mahkemesi’nin……. E sayılı dosyasında 8.210,58 TL, icra dosyasında ise 350.809,15 TL tutarında masraf yaptığı, dolayısıyla davacının ödemek zorunda kaldığı toplam tutarın 359.019,73 TL olduğu, bu tutarın % 30’luk kısmına tekabül eden 107.705,92 TL’lik kısmını dava dışı ……’den talep etmesi gerektiği, %70’lik kısmına tekabül eden 251.313,81 TL’lik kısmından ise bizzat kendisinin sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Davalı…… tarafından ZMMS poliçesi kapsamında yapılan 152.896,61 TL tutarındaki ödemenin mahsubundan sonra davacının bakiye zararının 98.417,20 TL olduğu açıktır. İşveren Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile olay başına 10.000,00 Euro tenzili muafiyet uygulanacağı belirlenmiştir. Tenzili muafiyet tutarının yabancı para cinsinden olması nedeniyle, hangi tarihteki kurun esas alınması gerektiğinin belirlenmesi gerekir. Davacı en son ödemesini 27/05/2019 tarihinde yaptığından ve bu tarih itibariyle zarara uğradığından bu tarihteki kurun dikkate alınmasının hakkaniyetli olacağı kabul edilmiştir. 27/05/2019 tarihli kurun dikkate alınması karşısında ise uygulanması gereken tenzili muafiyet tutarının 67.813,00 TL olduğu, dolayısıyla davacının davalılardan talep edebileceği toplam tutarın 30.604,20 TL olduğu sonucuna varılmıştır. Davalıların sorumluluklarının poliçedeki oranla sınırlı olması karşısında davacının davalı …..’den talep edebileceği tutar 16.832,31 TL, davalı ……’den talep edebileceği tutar ise 13.771,89 TL’dir. Davalı …… tarafından davadan önce toplam 26.079,53 TL tutarında ödeme yapılması karşısında bu ödeme ile sorumluluğunun sona erdiği kabul edilmelidir.
Her ne kadar davacı hükmedilecek alacağa ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiş ise de, 6102 sayılı TTK’nın 1485. maddesindeki atıf nedeniyle uygulanması gereken aynı yasanın 1427. maddesi uyarınca davalının davadan önce temerrüde düşmeleri için kendilerine başvuru yapılmış olması gerekiği, …….’nin 22/06/2021 tarih yazı cevabı ile davadan önce herhangi bir başvuru yapılmadığını bildirdiği, davacı tarafça başvuruya ilişkin herhangi bir belge ibraz edilmediği dolayısıyla davalının dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğü kabul edilmiştir.
Anılan nedenlerle davalı ………’ye yönelik davanın reddine, davalı ……..’ye yönelik davanın ise 13.771,89 TL üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının davalı ………’ye yönelik davasının REDDİNE,
Davacının davalı ……..’ye yönelik davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, 13.771,89 TL’nin dava tarihi olan 04/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ……..’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılar arasında imzalanan poliçede mevcut olmayıp davalı ……tarafından tanzim edilen poliçe niteliğinde olmayan evrakta mevcut istisna hükmünün hesaplamada kullanılmasının başlı başına hatalı bir değerlendirme olduğunu, iddianın genişletilmesi kavramının dar yorumlanması nedeniyle yalnızca müvekkilinin kusur oranına karşılık gelen ödemenin davalılardan tahsiline karar verilmesi ve bu bedel için muafiyet ve ödemenin hatalı mahsup edilmesinin yerinde olmadığını, dava dilekçesinde yalnızca müvekkilinin kusuruna karşılık gelen kısmın ödenmesi gibi bir taleplerinin bulunmadığını, dava dilekçesindeki izahatlarda toplam hükmedilen bedelden muafiyetler düşüldükten sonra kalan kısmın müvekkilce ödendiğinin belirtildiğini, talep sonuçlarının ise hem dava dışı Alcen hem de müvekkilinin kusurlarının toplamı olan %100 oranı üzerinden yapılan ödemenin davalılardan tahsili şeklinde olduğunu, Yerel Mahkemece iddianın genişletilmesi kavramının çok dar yorumlanarak taleplerinin reddine karar verildiğini, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına, her iki davalı açısından da taleplerinin tümden kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …….. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, poliçede azami teminat limitinin yazılı olmasının bu miktarın her halükarda ödeneceği anlamına gelmediğini, Konya ….. İş Mahkemesinde görülmüş olan……. Esas sayılı davada verilen kesin karar sonucu hesaplanan tazminat sigortalıya ödenmiş olup fazlaya ilişkin açılan davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin tazminat ödeme borcunu kabul anlamı taşımamak kaydıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda muafiyet yanlış hesaplanmış olup hatalı muafiyet tenzilinin kabulünün mümkün olmadığını, sigortacının tazminatı ödeme tarihinin muafiyet hesaplamada esas alınması gerektiğini, gerekçeli kararda müvekkili şirketin sorumlu olduğu teminat miktarları ve muafiyet klozları gösterilmeksizin sorumluluğa hükmedildiğini, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini, dava konusu olayın çözümünün özel bilgi gerektirdiğini, ancak dosyada alınan bilirkişi raporlarının çelişkili olması ve çelişkinin giderilmesi adına ek rapor alınması taleplerine rağmen rapor alınmamasının eksik inceleme sonucu hatalı hüküm kurulduğunun göstergesi olduğunu, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen poliçede taşeron teminatı bulunmakta ise de, sigortalı ile işveren arasındaki ilişkinin açık ve net olarak ortaya konmadığını, müvekkili şirketin yalnızca kendi sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, sigorta ettirenin Genel Şartlar’a aykırı davrandığını, bu hususun bilirkişi raporlarında değerlendirilmediğini, müvekkili sigorta şirketinin faiz ödeme borcu olmadığını, olsaydı dahi faiz başlangıç tarihinin davanın açılış tarihi olması gerektiğini, davacının yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin reddinin gerektiğini, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; İşveren Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında davacı tarafından dava dışı SGK ya ödenen maddi ve manevi tazminatın TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca davalı sigorta şirketinden rücuen tazminine ilişkindir.
İşveren sigorta poliçesi genel şartlarında bu sigortanın kapsamı, iş yerinde meydana gelebilecek iş kazaları sonucunda işverene terettüp edecek hukuki sorumluluk nedeniyle işverene bir hizmet akdi ile bağlı ve Sosyal Sigortalar Kanunu’na tabi işçiler veya bunların hak sahipleri tarafından işverenden talep edilecek Sosyal Sigortalar Kurumu’nun sağladığı yardımların üstündeki ve dolaylı ikame edilecek rücu davaları sonunda ödenecek tazminattır. İşveren sorumluluk sigortasında riziko ise, işçinin iş kazasına uğraması veya meslek hastalığına tutulması durumunda işverenin işçisine karşı olan sorumluluğudur.
İşveren Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları 1. maddesinde; poliçenin işverene karşı iş kazalarından dolayı ikame edilecek davalar sonunda ödenecek tazminat miktarlarını, poliçede yazılı meblağlara kadar temin edeceği, sigortacının ayrıca bu sigorta ile ilgili olarak bir dava açılması halinde hükmolunan mahkeme masrafları ile avukatlık ücretlerini ödemekle yükümlü olacağı ve hükmolunan tazminatın sigorta bedelini geçmesi halinde sigortacının avukatlık ücreti dahil dava masraflarına ancak sigorta bedeli nispetinde iştirak edeceği düzenlenmiştir.
TTK’nın 1446. maddesine göre, sigorta ettiren kimse rizikonun gerçekleştiğini öğrenince gecikmeksizin sigortacıya haber vermeye mecburdur. Bu müddet, üçüncü şahsın sigortalıya karşı dava açması halinde sigortacıya sigortalının müdafaasına yardım etmeye mecbur tutan mesuliyet sigortalarında sigortalının tebligat üzerine davayı öğrendiği, sigortalının üçüncü kişiye vereceği tazminatın sigortacı tarafından ödenmesine ait mesuliyet sigortalarında ise hakkındaki mahkeme kararının kesinleştiğini sigortalının öğrendiği veya dava olmaksızın yahut dava neticesi beklenmeksizin üçüncü şahsa sigortalının para ödemiş olması halinde parayı ödemiş olduğu tarihten başlar.
Sorumluluk sigortasındaki zarar gideriminde sigortacı sadece üçüncü kişinin uğradığı doğrudan ve dolaylı oluşan gerçek zararı gidermekle kalmayıp üçüncü kişinin açtığı dava ve yaptığı icra takibi masraflarını da karşılamakla yükümlüdür. Ayrıca, ihbar yükümlüğünün yerine getirilmiş olması kaydıyla sigortalının üçüncü şahsa ödediği tazminatın temerrüt faizinin tamamının da sigortacı tarafından karşılanması gerekmektedir.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken, 6762 sayılı TTK’nın 1292. maddesine göre, sigorta ettiren kimse sigortanın taallük ettiği rizikonun gerçekleştiğini haber aldığı tarihten itibaren beş gün içinde sigortacıya haber vermeye mecburdur. Bu müddet, üçüncü şahsın sigortalıya karşı dava açması halinde sigortacıya sigortalının müdafaasına yardım etmeye mecbur tutan mesuliyet sigortalarında sigortalının tebligat üzerine davayı öğrendiği, sigortalının üçüncü kişiye vereceği tazminatın sigortacı tarafından ödenmesine ait mesuliyet sigortalarında ise hakkındaki mahkeme kararının kesinleştiğini sigortalının öğrendiği veya dava olmaksızın yahut dava neticesi beklenmeksizin üçüncü şahsa sigortalının para ödemiş olması halinde parayı ödemiş olduğu tarihten başlar.
İşveren mali mesuliyet sigortası poliçesiyle, sigortalının kusurundan doğacak zararlar neticesinde, üçüncü şahısların can ve mallarına gelebilecek zararlar dolayısıyla bedeni, maddi, manevi zararları teminat altına aldığını bu hali ile kusuru oranında davalı sigortaya rücu imkanı bulunduğu anlaşılmakla itirazın reddi gerekmiştir.
Davalı vekili muafiyet kurunun yanlış hesaplandığı itirazında bulunmuş ise de hükme esas alınan raporda muafiyet kurunun ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden yapıldığı anlaşılmakla itirazın reddi gerekmişitr.
Bu itibarla, rizikonun dava açılmakla gerçekleştiği, dava açılması ile de davalı sigorta şirketine yapılan ihbarın zamanında olduğu ve bu nedenle de davalı sigorta şirketinin davacı şirketin dava dışı işçiye olay tarihinden itibaren faiziyle ödediği miktardan sorumlu bulunduğu kabul edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken dava tarihinden faiz işletilmesi hatalıdır.Davalı ……yönünden davadan önce ödeme yapıldığından itirazın reddi gerekmiştir. (YARGITAY 11. Hukuk Dairesi ESAS NO: 2015/9753 KARAR NO: 2016/3163 )
Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, (İnfazda tereddüt oluşmaması için itiraz edilmeyen ve kesinleşen kısımlar korunmak suretiyle)
1-Davacının davalı ………’ye yönelik davasının REDDİNE,
2-Davacının davalı ……..’ye yönelik davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, 13.771,89 TL’nin ödeme tarihi olan 27/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ……..’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
3-Peşin olarak alınan 2.362,00 TL harçtan, alınması gereken 940,76 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.421,24 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 940,76 TL harç giderinin davalı …….. ‘den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL harç gideri ve 1.580,15 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.639,45 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 362,76 TL yargılama giderinin davalı …….. ‘den alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı ……. tarafından yapılan 96,00 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 74,76 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ……..’ye verilmesine,
7-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.360 TL. yargılama giderinin 1.059,07 TL ‘lik kısmının davacıdan, 300,93 TL’lik kısmının ise davalı …….. ‘den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
8-Davacı taraf kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …….. ‘den alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı ……… kendisini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ………’ye verilmesine,
10-Davalı …….. kendisini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ……..’ye verilmesine,
11-Artan gider avansı olması halinde HMK m.333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
12-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
13-Davacı tarafça yapılan 492,00 TL istinaf başvuru gideri ile 76,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 568,00 TL yargılama giderinin davalı …….. ‘den tahsili ile davacıya verilmesine,
14-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 940,76 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 300,00 TL nin mahsubu ile bakiye 640,76 TL eksik harcın davalı …….’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
15-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
16-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
17-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00 ) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.13/09/2023

Başkan Üye Üye Katip

e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.