Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/111 E. 2023/561 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 24/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

ANA DAVADA:

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
BİRLEŞTİRİLEN KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS
SAYILI DOSYADAKİ DAVADA:
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 24/03/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 24/03/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 26.05.2021 günü saat 18:12 sıralarında sigortalı araç sürücüsü …’ın, idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile Amberreis Caddesini takiben Anıt istikametinden Form Kavşağı istikametine giderken kavşakta yer işaretlemelerine uymayıp sola dönüş yaptığı sırada, bu araca çarpmamak için sağa manevra yapan müvekkil yönetimindeki … plakalı otomobilin direğe çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, müvekkil ağır şekilde yaralandığını ve malul kaldığını, sürücü … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma halen devam ettiğini, kazaya karışan ve … adına kayıtlı olan … plaka sayılı otomobil, 23.07.2020-23.07.2021 vade tarihli ve … nolu Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Paket (Trafik) Katılım Sigorta Poliçesi ile sigortalandığından, sigortacı sıfatı ile sorumluluğa gidildiğini, … Hastanesi’nde tedavi gören müvekkil hakkında düzenlenmiş 31.05.2021 tarihli belgede “ulna ve radius şaftlarının kapalı kırığı” şeklinde yaralanmasının olduğunu, buna göre gerekli tıbbi müdahalenin yapıldığını, müvekkil, 30.12.1994 doğumlu olup kaza tarihinde … bünyesinde destek hizmet personeli olarak çalışmakta ve asgari ücretin yaklaşık ( 3.882,76 TL/ 26 gün = 149,34TL günlük brüt ücret / 119,25TL günlük brüt asgari ücret =) 1,25 katı oranında gelir elde ettiğini, mevcut yaralanması nedeni ile uzunca bir süre tedavi gören ve tedavileri beklenen sonucu vermeyen müvekkil, yaralanmasına bağlı olarak efor kaybına uğrar şekilde çalışma gücü azalmış ve sürekli iş göremez hale geldiğini, yine müvekkil, tedavi ve iyileşme süresinde yaralanmasının niteliği gereği bakıcıya muhtaç kalması sonucu bakıcı gideri zararı ile tedavisi için SGK tarafından karşılanmayan ve fatura edilemeyen kaçınılmaz tedavi giderleri olduğunu, davalı sigortacının, geçici iş göremezlik süresinde uğranılan maddi zarar, tedavi ve iyileşme süresinde uğranılan bakıcı gideri zararı ile SGK tarafından karşılanmayan ve fatura edilemeyen kaçınılmaz tedavi giderlerinden doğan maddi zararı da tazmin etme sorumluluğu olduğunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 97, 98 ve 99/1 maddeleri gereğince davalı sigorta şirketine yazılı başvuru yapıldığını, başvuru dilekçesi ile zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları kapsamındaki belgelerin 17.09.2021 tarihinde tebliğine rağmen, 15 gün içerisinde yazılı olarak cevap verilmemiş ve 8 iş günü içerisinde tazminat ödemesi yapılmadığını, dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, sarfına mecbur kalınacak yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin dosyası ile birleşen Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 26.05.2021 günü sigortalı araç sürücüsü …’ın idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile Amberreis Caddesini takiben Anıt istikametinden Form Kavşağı istikametine giderken kavşakta yer işaretlemelerine uymayıp sola dönüş yaptığı sırada bu araca çarpmamak için sağa manevra yapan müvekkili yönetimindeki … plakalı otomobilin direğe çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ve bedensel bütünlüğünün zedelenerek malul kaldığını, sigortalı araç sürücüsünün galip ve baskın kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğini, hakkaniyet ölçüsü, yaralanmanın şiddet ve önemi ile caydırıcılık ilkesi gözetilerek trafik kazası sonrası müvekkilinin, “ulma ve radius şaftlarının kapalı kırığı” şeklinde yaralanması sonucu büyük acı ve ıstırap duyduğunu, bedensel bütünlüğünün zedelenmesi ve bozulması nedeni ile kazanın olumsuz etkilerini ömür boyu taşıyacak olduğunu, bu nedenlerle 25.000,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak temerrüdün oluştuğu 30.09.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … . vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; davacının davasını Konya Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığını, hâlbuki davaya bakmaya müvekkil şirketin yargı çevresinde bulunduğu … Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu sebeple davanın yetkisizlikten reddi gerektiğini, 6704 sayılı torba kanunu uyarınca davadan önce başvuru yapmak ve gerekli belgeleri ibraz etmek zorunlu hale getirildiğini, ancak davacı tarafından gerekli belge ibraz edilmeden işbu dava açıldığını, bu nedenle esas hakkında inceleme yapılmasına gerek olmadan, davacıya ait sürekli sakatlık raporunun ibraz edilmesi talep edildiğini, ancak davacı taraf işbu belgeleri göndermediğini, hasar başvurusunda, sakatlık raporu gibi elzem bir evrakın mevcut bulunmaması durumunda değerlendirme yapılması mümkün olmadığını, dava dosyası yeni genel şartlar kapsamında olup, yeni genel şartlara göre hasar başvurusunda sürekli sakatlık raporunun ibraz edilmesi zorunlu hale getirildiğini, sürekli sakatlık raporunun sunulmadığı durumlarda, bu sebeple, işbu dava anılan maddeye ve KTK’ nın değiştirilen 97. maddesine aykırılık teşkil ettiğini, aksi halde davanın açılmasına müvekkil şirket sebep olmadığından müvekkil sigorta şirketi yargılama giderleri, vekalet ücreti ve faizden sorumlu tutulamayacağını, kazaya karışan … plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde 23.07.2020 başlangıç ve 23.07.2021 bitiş tarihli … no.lu karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile … adına sigortalı olduğunu, bu poliçedeki kişi başı sakatlık ve ölüm teminatları ise kaza tarihi itibariyle kişi başına 410.000,00 TL olduğunu, manevi tazminat talepleri poliçe sigorta teminatı dışında olduğunu, müvekkil şirket sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmamakla, dava konusu kazanın meydana gelmesine sebep olan taraf kusurlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla davacı taraf öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunu ispat etmesi gerektiğini, müvekkil şirketin sorumluluğundan bahsedilmesi için davacının iddia ettiği sürekli sakatlık halinin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini, sigorta poliçesinde yazılı teminat tutarı, maluliyet halinde doğrudan doğruya hak sahiplerine ödenemeyeceğini, davacı tarafın, sürekli maluliyet halinde zararını ispat etmesi gerektiğini, davacının geçici iş göremezlik, bakıcı tazminatı ve tedavi gideri zararına ilişkin talepleri tedavi gideri kapsamında olup tedavi gideri talepleri trafik sigortası yeni genel şartları gereği teminatı dışında olduğunu, trafik sigortası yeni genel şartları uyarınca davacının bakıcı gideri tazminatı talep edebilmesi için öncelikle dava konusu kaza nedeniyle sürekli olarak malul kalıp kalmadığının ve maluliyet oranının ispatlanması gerektiğini, davacının maluliyet oranının %70 ve üzeri olduğu durumda bakıcı gideri hesaplaması yapılabileceğini, davacının dava konusu kaza nedeniyle maluliyeti %70’ in altında ise bakıcı gideri zararı bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek üzere; 20.03.2020 tarihinde resmi gazetede yayınlarak 01.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlar eki uyarınca maluliyet ve destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken göz önünde bulundurulacak kıstaslar değiştirilmiştir. maluliyet/destekten yoksun kalma tazminat hesabı yapılır iken yeni genel şartların dikkate alınması gerektiğini, “maluliyet tazminatı” belirlenirken; bilinen ücret, belirlenebilir bir ücret yoksa asgari ücret baz alınması gerektiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu’na müzekkere yazılarak davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının ve yapılmış ise hangi koldan ödeme yapıldığının araştırılması gerektiğini, söz konusu ödemelerin tazminat hesabı yapılması halinde bu hesaplamadan düşürülmesi gerektiğini, davacı tarafın, sigorta şirketinin kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafın zararını ispat etmesi gerektiğini, ayrıca sigortalımızın kaza sebebiyle kusuru tespit edilmeli, ceza davasının sonucu bekletici mesele yapılmasını, yaralanan ve/veya maluliyetinin olduğunu iddia eden davacının müterafik kusurunun olup olmadığının tespit edilmesi dolayısı ile ortaya çıkan sonuçta müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarının tespit edilmesi gerektiğini, bununla birlikte, davacının müterafik kusurunun olup olmadığı araştırılması gerektiğini, bilinmektedir ki müterafik kusur için kazada kusurlu olmak değil, kaza sonucu oluşan zararın vukusunda kusur sahibi olmak arandığını, davanın kabülü anlamına gelmemekle birlikte, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, teminatın tek, hasar görenlerin birden fazla olması durumunda Karayolları Trafik Kanunu 96. madde gereğince teminatın paylaştırılması gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkil şirketin sorumluluğu poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, kaza tarihinde geçerli poliçe teminatının 410.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, dava öncesinde davacının müvekkil şirkete usulüne uygun bir başvurusu bulunmadığını, bu nedenle müvekkil şirket temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına sebebiyet vermediğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkil şirket yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabilecektir ve dava konusu olaya uygulanması gereken faiz yasal faiz olduğunu, davacının davasının ispatı halinde; müvekkil şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmaması, olmaz ise, asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasını, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin mahkememiz dosyası ile birleşen Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacının 26.05.2021 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkilden tahsili amacıyla işbu davayı ikame ettiğini, müvekkiline yöneltilen davanın haksız ve mesnedsiz olup reddi gerektiğini, kusur durumunun tespitinin gerektiğini, davacının manevi tazminat talebinin reddinin gerektiğini, davacının uygun yönetmelik kapsamında alınmış sürekli sakatlık kurul raporu bulunmadığını, bu nedenlerle dava şartı yokluğundan dolayı davanın usulden reddini, aksi kanaat halinde davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; Asıl dava yönünden davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; geçici iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararı için 9.460,18 TL, tedavi giderinden doğan maddi zararı için 3.821,25 TL ve iyileşme süresinde bakıcı giderinden doğan maddi zararı için 4.024,69 TL olmak üzere toplam 17.306,12 TL maddi zarar olarak tespit edilmiş ve 18/08/2022 bedel arttırım dilekçesi nazara alınarak tahsiline karar verilmiştir.
Birleşen Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyasında davacı dava konusu olay neticesindeki manevi yıpranmalarına ilişkin tazminat talebinde bulunmuş olup; manevi tazminat, zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünda tutularak, 6098 sayılı B.K’nun 56.maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedileceği öngörülmüştür. Belirtilen hususlar dikkate alındığında davacının kaza tarihi itibariyle yaşı, ekonomik ve sosyal durumu, kusur durumu, maluliyet durumu, kaza sonrası çekilen ızdırap ve tedavi süreci dikkate alınarak takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ‘den 30/09/2021 temerrüt tarihinden itibaren (poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) işleyecek avans faiziyle birlikte alınarak davacıya tahsiline karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen dosya davalıları tarafından düzenlenen poliçe konusu araç sigortalısı şirket olduğundan avans faize hükmedilmiştir.
Davacının asıl dosya ve birleşen dosyadaki arabuluculuk vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 16. Maddesinin akdi avukatlık ücretini konu aldığı ve müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücreti belirlediği anlaşılmakla ve bu maddede yer alan arabuluculuk vekalet ücretlerinin HMK 323. Madde kapsamında yargılama gideri olduğuna dair bir hüküm bulunmaması sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
” şeklinde asıl davanın kısmen kabulü ile; Davacının Geçici iş göremezliği nedeniyle uğradığı maddi zararı için 9.460,18 TL, iyileşme süresinde bakıcı giderinden doğan maddi zararı için 4.024,69 TL, kaçınılmaz tedavi giderinden doğan maddi zararı için 3.821,25 TL’nin davalı sigorta şirketinden 30.09.2021 temerrüt tarihinden itibaren (poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) işleyecek avans faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine, sürekli işgöremezlik dönemine ilişkin talebin reddine, birleşen Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. … K. sayılı dosyası yönünden; davanın kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketinden 30.09.2021 temerrüt tarihinden itibaren (poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) işleyecek avans faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava değerinin 17.307,12 TL, reddedilen miktarın ise 1,00 TL olduğunun dikkate alındığında ara buluculuk ücretinin red/kabul oranına göre 0,08 TL kısmının davacı tarafça ödenmesine karar verilmesi gerekirken 13,20 TL olmak üzere daha fazla miktarın ödenmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, keşif, bilirkişi raporu, maluliyet raporu için sarfedilen yargılama giderlerinin tamamının ana dava yönünden yapıldığının dikkate alındığında ana dava yönünden yargılama giderlerinin kabul red oranına göre 4.015,46 TL’lik kısmının davalı … ‘den alınmasına, bakiyesinin ise üzerilerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve hesaplama sonucu daha az miktarın tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı yararına maddi tazminat miktarı yönünden kazanılmış hak oluşmaması için tazminat miktarı yönünden de ilk derece mahkemesi kararını itirazlarının bulunduğunu, birleşen dava yönünden ise; talebi mümkün ve talep edilen miktar karşısında hükmedilen manevi tazminat miktarının uğranılan manevi elem ve ızdırabı karşılamayacak kadar az olduğunu, dava değerinin 25.000,0 TL, reddedilen miktarın ise 20.000,00 TL olduğunu, keşif, bilirkişi raporu, maluliyet raporu için sarf edilen yargılama giderlerinin tamamının ana dava yönünden yapıldığının dikkate alındığında birleşen dava yönünden sarf edilen 91,20 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 18,24 TL’lik kısmının davalı … den alınmasına, bakiyesinin kendileri üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve hesaplama sonucu daha az miktarın tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına, talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Yargılama gideri ve arabuluculuk ücretine yönelik istinaf
Her dava bağımsızlığını koruduğundan asıl davada ile birleşen dava açısından ayrı ayrı yargılama harç ve giderinin hesaplaması ve kabul ret oranlaması yapılması gerekirken toplu olarak hesap yapılması ve arabuluculuk ücreti hesabında kabul ret oranının yanlış hesaplanarak 0,08 tl lik kısmının davacı tarafça ödenmesine karar vermek gerekirken davacı aleyhine fazla ücrete hükmedilmesi yanlış olup itiraz yerindedir
Manevi tazminatın az taktir edildiği istinafı yönünden;
Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri,davacının tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna, davacının kaza nedeniyle iyileşmesinin 4 ay olduğu gözetilip,davalının kusur durumu (%75) ve olayın oluş şekli dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın az olduğu, manevi tazminatın 10.000 TL üzerinden kısmen kabulünün gerektiğinin dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olacağı bu itibarla davacı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olduğu, anlaşılmıştır.
HMK’nin 355. maddesinde, “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek manevi tazminatın 10.000,00 TL olarak belirlenip, asıl davada ile birleşen dava açısından ayrı ayrı yargılama harç ve giderinin hesaplaması ve kabul ret oranlaması yapılması gerekirken toplu olarak hesap yapılması ve arabuluculuk ücreti hesabında kabul ret oranının yanlış hesaplanarak 0,08 tl lik kısmının davacı tarafça ödenmesine karar vermek gerekirken davacı aleyhine fazla ücrete hükmedilmesi gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda manevi tazminat açısından kabulüne, incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle;
A-Asıl Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davacının Geçici iş göremezliği nedeniyle uğradığı maddi zararı için 9.460,18 TL, iyileşme süresinde bakıcı giderinden doğan maddi zararı için 4.024,69 TL, kaçınılmaz tedavi giderinden doğan maddi zararı için 3.821,25 TL’nin davalı sigorta şirketinden 30.09.2021 temerrüt tarihinden itibaren (poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) işleyecek avans faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine,
Sürekli işgöremezlik dönemine ilişkin talebin REDDİNE,
B-BİRLEŞEN KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … E. … K. SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
1-10.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketinden 30.09.2021 temerrüt tarihinden itibaren (poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) işleyecek avans faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
Ana Dava Yönünden;
2-Alınması gereken 1.182,18 TL harçtan peşin alınan 118,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.063,79 TL harcın davalı ….den tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 186,19 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul/talep oranına göre hesaplanan 1.319,92 TL’nin davalı ….’den alınarak,0,08 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı ….’den alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı … ‘nin kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ….’ne ödenmesine,
7-Davacı tarafça yapılan 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 150,00 TL keşif taksi ücreti, 1.312,39 TL … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilimdalı Başkanlığı rapor fatura ücret gideri, 945,00 TL Ankara Adli Tıp Kurumu rapor ücreti, 571,90 TL keşif harcı ve 408,90 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 4.588,19 TL’den kabul ve red oranına göre hesaplanan 4.565,24 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
9-Davacının asıl dosya ve birleşen dosyadaki arabuluculuk vekalet ücretinin tahsiline yönelik talebinin reddine,
Birleşen Dava Yönünden;
10-Alınması gereken 683,10 TL harçtan peşin alınan 85,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 597,71 TL harcın davalı … .den tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Davacı tarafından yatırılan 153,19 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
12-Davacı tarafından yapılan 23,20 TL’den kabul ve red oranına göre hesaplanan 9,28 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
13-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı ….’den alınarak davacıya ödenmesine,
14-Davalı …. kendisini bir vekille temsil ettirmiş ise de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ….’ne ödenmesine,
15-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
16-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
17-Davacı tarafça yapılan 72,00 TL tebligat masrafı ile 441,40 TL istinaf başvuru gideri olmak üzere toplam 513,40 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
18-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
19-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 24/03/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.