Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1013 E. 2023/1386 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 10/07/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2023
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLLERİ : Av. ….
Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 3-…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 10/07/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 11/07/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı 21.06.2013 tarihinde bisikleti ile … Caddesi, istikametinde seyrederken … Belediyesine ait olan … plakalı araç ile seyreden …, … Sokak istikametine doğru sağa manevra yaptığı esnada 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ nun 53/1-A’ da düzenlenen sağa dönüş kuralını ihlal ederek tam kusurlu hareketleri ile mezkur trafik kazasına sebebiyet verdiğini, trafik kazasına ilişkin tutanakta da sabit olduğu üzere davacının bu kazada herhangi bir kusurunun olmadığını, davacı tarafından davaya konu kaza nedeniyle kazaya karışan araç sigorta şirketine karşı açılan Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı dosyada alınan 11.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda da ” …; sevk ve idaresindeki kamyonuyla seyri sırasında seyir yönüne göre yolun sağındaki bulunan kavşaktan sağa dönüşe geçmeden önce, sağından gelen araç trafiğini takip ederek yolun boş ve müsait bir anında şerit izleme kuralı olan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ nun 56/a-1 maddesine istinaden sağ şeride geçerek, bu şeritten seyrini sürdürerek kavşağa geldiğinde de sağa dönüş kuralına uyarak, sağa sinyali yakmak suretiyle güvenli bir şekilde dönüşünü gerçekleştirmesi gerekirken, aksine hareketiyle sağından kurallara uygun seyrine devam eden davacı bisikletli sürücünün geçişini beklemeden ve daha önce sağ şeride geçmeden bulunduğu sol şeritten aniden kontrolsüzce sağa şerit değiştirme manevrasına bağlı olarak kamyonun sağ yan kısımlarıyla, bisikletin sol yanına çarparak, bisikleti sürükleyerek davacı sürücünün yaralanmasına sebebiyet verdiği trafik kazasının oluşumunda; aynı kanunun 46/b-c, 67-a, 84/f-j, 53-a maddelerine riayetsizliği nedeniyle kaza tespit tutanağında da belirtildiği gibi tamamen kusurlu olduğu” yönünde kanaat bildirildiğini, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı dosya kapsamında Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporda iş bu trafik kazasına bağlı olarak davacı müvekkilin ayak bileği kısıtlılık arızası yaşadığı ve E cetveline göre %17.2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı ve geçici iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 24 ay olacağı yönünde tespitlere yer verildiğini, davacının iş bu kaza sebebi ile ayağında kalıcı arz kaldığını, Zira davacının kaza ve kazaya bağlı olarak geçirmiş olduğu operasyonlar sonrasında ayağının biri diğerinden kısa kaldığını, tedavisinin halen devam ettiğini, İş bu dava ikame edilmeden evvel sigorta şirketine karşı açılan Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı dosya kapsamında maddi tazminat kapsamında olan 24 aya kadar geçici iş göremezlik ve daimi iş göremezlik zararı olarak toplamda 119.383,47 TL maddi tazminatın müvekkile ödenmesine karar verildiğini, ancak dosya kapsamında anlaşılacağı üzere davacının tedavi masrafları ve bakım gideri yönünden mevcut maddi zararının tanzim edilmediğini, somut olayda davalı sürücü …, davalı … Belediyesi adına kayıtlı … plaka sayılı araç ile kazaya sebebiyet vermiş olup neticede davalı … Belediyesi de kayden araç maliki sıfatı ile haksız fiili tazminle mükellef olduğunu, bu sebeplerle fazlaya dair hakları saklı kalarak davanın kabulünü, şimdilik 50,00 TL bakım gideri ücreti, 50,00 TL fatura edilebilen ve fatura edilemeyen tüm tedavi giderleri ve iyileşme masrafları olmak üzere şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesini (sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla); davalılar …ve … Belediyesi yönünden kaza tarihi olan 21.06.2013 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesini; diğer davalı … A.Ş. yönünden ise başvuru tarihi olan 29.01.2021 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine (sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla); 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Belediyesi’den alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline (sigorta şirketi poliçe limit ile sorumlu olmak kaydıyla); karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Belediyesi vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; davalı … Belediyesince çöp toplama, süpürme ve nakil hizmet alım işi ihalesi yapıldığını, ihale neticesinde ihaleyi alan … AŞ. ile sözleşme akdedildiğini, hizmetin yerine getirilmesi ile ilgili olarak oluşan zararlardan ve personel çalıştırılmasından yüklenici firmanın sorumlu olduğunu, davalılardan … A.Ş. firmasının çalışanı olup, SSK kaydı ve yükümlülükleri bu firma tarafından sağlandığını, kazaya karışan araç … A.Ş. tarafından sigortalı olduğu, kazanın meydana gelmesinde … Belediyesini herhangi bir kusurunun bulunmadığını, trafik polisi tarafından tutulan tutanaktan ve dosyaya sunulan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davalı …’in %100 kusurlu olduğunu, kazanın meydana geldiği tarihte Hizmet Alım İşi ihalesi gereğince … A.Ş.’nin işçisi olan davalı …’in kusurundan dolayı davalı … Belediyesinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davalı …’in işvereni … A.Ş.’nin davaya dahil edilmesini, davalı belediyece çöp toplama, süpürme ve nakil hizmet alım işi ihalesi yapılmış olup, ihale neticesinde ihaleyi alan … AŞ. ile sözleşme akdedildiğini, hizmetin yerine getirilmesi ile ilgili olarak oluşan zararlardan ve personel çalıştırılmasından yüklenici firmanın sorumlu olduğunu, davalılardan … ‘in … A.Ş. firmasının çalışanı olup, SSK kaydı ve yükümlülükleri bu firma tarafından sağlandığını, İhale şartnamesinde ve sözleşmesinde işçilerin tüm özlük haklarının yüklenici firmalara ait olduğu açıkça belirtildiğini, bu nedenle davacının tazminat haklarını ödemekle yükümlü olduğunu, davalı … ‘in çalıştığı şirketin tazminat sorumluluğunun bulunması nedeniyle davaya dahil edilmesi gerektiğini, sözü edilen şirketin davaya dahil edilmemesi halinde, yargılamanın eksik yapılacağı ve verilecek kararın yanlış olacağı anlaşıldığını, bu nedenle, … Mh. … Sitesi … Sk. No: … … /KONYA adresinde bulunan … A.Ş.’nin (Yeni Unvanı … İnş. A.S.) davaya ihbar yoluyla dahil edilmesi gerektiğini, söz konusu olay 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda belirtilen iş kazası tanımına girmediği için davalı … Belediyesi kurumun herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, bu sebeplerden de açıkça anlaşılacağı üzere, davanın davalı Belediye yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; Kazanın meydana geldiği tarih 21.06.2013 olup, alacak zamanaşımına uğradığını, bu sebeple davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, görülmekte olan dava ki talepler Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında, daha önceden kesin hükme bağlanmış olup derdestlik itirazımızın kabulü gerektiğini, davacı davayı ikame ettikten sonra yani 29.01.2021 tarihinde müvekkili şirkete başvuruda bulunduğunu, böylece zorunlu başvuru şartına aykırı davrandığını, davacı yan 29.08.2014 tarihinde … plakalı aracın kendisine çarparak yaralanmasına sebep olduğunu belirtmiş ve anılan aracın Z.M.M.S.’nı tanzim eden şirket olarak müvekkili (Birleşen … Sigorta) dava etmiştir. Söz konusu dava da Geçici ve kalıcı iş göremezlik başta olmak üzere tüm maddi tazminatlarını talep ettiğini ve mahkemece 119.383,47 TL maddi tazminat hüküm altına alındığını, böylece davacının tüm zararları giderilmiş olup söz konusu dava ile mükerrer ödeme talep ettiğini, ayrıca davacının yan SGK’na başvuruda bulunduğunu ve tüm bakım ve tedavi giderlerini talep etmiş bunun üzerine SGK tarafından kendisine 18.448,90 TL ödeme yapıldığını, (Keza SGK tarafından yapılan bu ödemeye ilişkin Konya …İcra Dairesi tarafından … Esas sayılı dosyasıyla rücu işlemi yapılmıştır.) bu böylece davacı iş bu dava ile sebepsiz zenginleşme talep ettiği açık olup maddi tazminat taleplerinin müvekkil şirket açısından reddi gerektiğini, davacı müvekkil şirketten her ne kadar Tedavi Giderlerini talep etmiş olsa da söz konusu tazminat poliçe koruması dışında kaldığından, söz konusu talebin SGK dan talep edileceğinden bu konuda ki talebin reddini, 01.06.2015 yürürlük ve 04.05.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları kapsamında; geçici iş görmezlik tazminatının poliçe teminatı kapsamında olmadığı açıkça belirtilmiştir. (Genel Şartlar A.5. c. Sürekli Sakatlık Teminatı) tedavisi tamamen tamamlanan ve kalıcı şekilde malul kalan davacının, bakıma muhtaç olup olmadığı hususu maluliyet raporu dışında ayrıca alınacak bir bilirkişi raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, davacının bakıma muhtaç olduğu kesin şekilde tespit edilmesi gerektiğini, başvuru sahibinin bakıma ihtiyaç duyduğunun kesin şekilde tespitine ek olarak bakım ihtiyacının karşılanması için bir yardımcı kişinin fiili olarak çalışıp çalışmadığı tespit edilmesi gerektiğini, hem malul kalan kişinin hem bakım ihtiyacını karşılayan kişinin; yaşı, evlilik durumu, sosyal ve ekonomik durumu, tazminat takdirinde dikkate alınması gerektiğini, ZMMS genel şartları ve KTK ya göre manevi tazminat talepleri teminat dışında tutulduğunu, bu nedenle manevi tazminat taleplerinin reddini, haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddini, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’e, dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edildiği, davaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Davacı vekili dava dilekçesiyle, dava konusu kaza nedeniyle müvekkilinde meydana gelen cismani zararlara ilişkin fatura edilen ve fatura edilemeyen tüm tedavi giderleri, bakıcı giderine ilişkin maddi ve manevi zarar tazmini talebinde bulunmuştur.
Davalı … Belediyesi vekili cevap dilekçesiyle, dava konusu kaza ile ilgili müvekkili Belediyenin sorumluluğu bulunmadığından davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesiyle, dava konusu kazanın meydana geldiği tarihin 21/06/2013 olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, tedavi giderlerinin sigorta sorumluluğundan olmadığını bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
Davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır.
… plakalı aracın trafik tescil kaydının incelemesinde; aracın … Belediye Başkanlığına ait olduğu anlaşılmış olup, davalının husumet itirazları yerinde görülmemiştir.
Sigorta poliçesi incelemesinde; … plakalı aracın ZMSS kapsamında …Belediye Başkanlığı bünyesinde sigortalandığı anlaşılmıştır.
Ankara .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında düzenlettirilen kusur raporunda neticeten; davacı …’ın kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’in tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ayrıntılı, gerekçeli, denetlenebilir bilirkişi raporu mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.
Ankara.. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasında düzenlettirilen 28/12/2016 tarihli maluliyet raporunda neticeten; …’ın GrXII (28Ba….15) A %19, E cetveline göre %17,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı, geçici iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 24 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Maluliyet raporunun ATK heyeti tarafından düzenlenmiş olması, görevlilerin profesör ve konusunda uzman araştırma görevlisi olmaları nazara alınarak; usulüne uygun şekilde düzenlettirilen ayrıntılı, gerekçeli, denetlenebilir 28/12/2016 tarihli maluliyet raporu mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.
Davacı vekilince 16/03/2022 tarihli bedel artırım dilekçesinde, bakıcı giderini 12.527,28 TL’ye, fatura edilemeyen tedavi ve iyileşme masraflarını 10.442,93 TL’ye artırdığını beyan etmiştir.
Davacı vekili 30/01/2022 tarihli beyan dilekçesinde maddi tazminat taleplerinin davalı sigorta firması tarafından karşılandığını ve davanın maddi tazminat yönünden konusuz kaldığını, bu miktarlara ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiş ve bu beyana mukabil davalı sigorta firması vekili de maddi tazminatlar hususunda yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını belirtmişlerdir. Neticeten; taraf beyanlarına göre davacının maddi tazminat talepleri yargılama safhasında karşılandığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuştur.
6098 sayılı TBK’nın manevi tazminat başlıklı 56. maddesi; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmünü amirdir.
TBK 56. madesine göre bir olaydan zarar gören kişinin çektiği acıları bir nebze olsun azaltmak veya bozulan ruhsal dengesi yeniden düzelmesi için zarar veren kişiden bir miktar ücreti talep edebileceğini düzenlenmiş olup; kanun koyucu manevi tazminatın miktarını tayin etme hakkını hakimin takdirine bırakmıştır. Hükmedilecek miktar uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifleticek nitelikte olmalıdır. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların ekonomik ve sosyal durumları, tarafların kusurları da gözetilmesi gerekmektedir. Davacının manevi tazminat taleplerinin ispatına yönelik olarak mahkememizce yargılamaya esas alınan 28/12/2016 tarihli maluliyet raporu ve 11/04/2017 tarihli kusur raporlarına göre, davacının herhangi bir kusuru olmaksızın meydana gelen trafik kazasında ayak bileği hareket kısıtlılığının bulunması ve bu arızanın iyileşme süresinin 24 ay olması yine sürekli maluliyetinin %17,2 oranında olması ile birlikte mahkememizce dinlenen davacının arkadaş…’nun beyanlarına göre sosyal yaşantısının değişmesi sürekli hastalıkların ortaya çıkması, yine eşinin beyanlarına göre iyileşme sürecinde yaşadığı eziyet ve sıkıntılar, geçirdiği ameliyatlar ve kaza sonrası yapılan operasyonlar neticesinde diyaliz hastası olması, küçük yaştaki çocuğuna gerekli ilgi ve alakayı gösterememesi hususları nazara alınarak takdiren 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davanın kısmen kabulü ile; davacının maddi tazminat talepleri yargılama safhasında karşılandığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …Belediyesi ve …ten olay tarihi olan 21.06.2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … Belediye Başkanlığı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın meydana geldiği tarihte hizmet alım işi ihalesi gereğince … (… ) AŞ.nin işçisi olan davalı …’in kusurundan dolayı müvekkili belediyenin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davalı …’in işvereni … AŞ’nin davaya dahil edilmesi taleplerinin ilk derece mahkemesince dikkate alınmadığını, söz konusu olayın 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda belirtilen iş kazası tanımına girmediği için müvekkili kurumun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, ilk derece mahkemesince bu hususun dikkat alınmadığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu
Madde 49- Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Düzenlemesi mevcuttur. Haksız fiil sorumluluğunun ortaya çıkabilmesi için gerekli olan ikinci koşul, zarara sebebiyet veren hukuka aykırı fiilin, fail tarafından kusurlu olarak yapılmış olmasıdır. Kusur, hukuk düzeninin kurallarının bilerek ve isteyerek yada ihmal sebebiyle ihlal edilmesi gerekecektir.Kusurun kanunlarımızda tanımı yapılmamıştır. Uygulama ve öğretide kabul görmüş tanıma göre; kusur, hukuk düzenince kınanabilen davranıştır. Kınamanın nedeni, başka türlü davranma olanağı varken ve zorunlu iken, bu şekilde davranılmayarak, bu tarzdan sapılmış olmasıdır. Kısacası; kusur, genel tanımıyla, hukuk düzeni tarafından bir davranış tarzının kınanması olup; bu kınama, o davranışın belirli koşullar altında bireylerden beklenen ortalama hareket tarzından sapmış olmasından kaynaklanır.
Somut olayda davalı aracın işleteni olup KTK gereği hukuki sorumluluğu bulunmaktadır.
Somut olayda her ne kadar davalı tarafça dava dışı … taahüt a.ş ile hizmet alın ihalesi akdedildiği ve zarardan sözleşme hükümleri gereğince sorumlu olduğu iddia edilmekte ise de,bu husus davalının işleten sıfatının sona erdirmemekte olup ,Kazanın meydana geldiği ve davacının yaralandığı olayda davalılar, aralarındaki eser sözleşmesi gereği davacıya karşı müteselsilen sorumlu olup, davalı belediyenin işi yürütüş biçimini denetleme görevi bulunduğu da dikkate alındığında, oluşan zarardan diğer davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Açıklanan vakıalar karşısında; zarar gören 3. kişi konumunda olan davacıya karşı davalıların müteselsilen sorumlu oldukları; davalılar arasındaki ihaleye dayalı sözleşmeye ilişkin hükümlerin davalıların kendi arasındaki iç ilişkiyi ilgilendireceği ve davacıya etki etmeyeceği; işin asıl sahibi ve işleten olan davalının da zarardan sorumlu olduğu gözetilerek hüküm tesisi doğrudur.
Nitekim Yargıtay 17 Hd nin 2017/2800 esas 2019/11002 karar sayılı ilamı
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,,
1-Alınması gereken 3.415,50 TL harçtan peşin alınan 854,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 11/07/2023

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.