Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1004 E. 2023/2011 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ……. – ……
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :…..
KARAR NO : ……
KARAR TARİHİ : 11/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 06/12/2022
NUMARASI :…… Esas …… Karar

DAVACILAR : 1-
2-
3-
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARAR TARİHİ : 11/10/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 11/10/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili mahkememize tevzi edilen 05/11/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle, müvekkilerinin babası olan muris…….’in taksi şoförü olup Konya ………. Kooperatifi vasıtasıyla Türkiye …… Bankası A.Ş. ….. Şubesi’nden esnaf kredisi kullandığını; söz konusu kredilerin teminat altına alınması için ….. ve ……….A.Ş. tarafından ……. poliçe numaralı 28/08/2013 başlangıç tarihli ve ….. poliçe numaralı 31/07/2014 başlangıç tarihli iki adet hayat sigorta poliçesi düzenlendiğini; murisin 25/09/2016 tarihinde evinde çay içerken fenalaşması üzerine hastaneye kaldırıldığını ancak kurtarılamayarak vefat ettiğini; yapılan otopside kullanmış olduğu uyuşturucu, uyutucu, uyarıcı maddelerin intoksikasyonu sonucu zehirlenerek vefat ettiğinin anlaşıldığını; vefatından sonra risk gerçekleştiğinden davalı sigorta şirketine başvurularak banka kredi borcunun hayat sigortası kapsamında ödenmesinin istendiğini, ancak davalı sigorta şirketinin şifahi olarak murislerinin intihar ettiğini öne sürerek ödeme yapmayı kabul etmediğini; müvekkillerinin murisinin intihat etmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını; buna yolaçacak herhangi bir psikolojik rahatsızlığının da bulunmadığını; olayla ilgili olarak Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …… Sor. sayılı dosyası ile yürütülen soruşturmada da murisin intihar ettiğine dair herhangi bir bulguya rastlanmadığını; Konya …. Noterliğinin 25/07/2018 tarih ve……. yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sigorta teminat bedelinin ödenmesi istenmişse de davalı tarafça ödeme yapılmadığını; TTK’nun 1503. maddesinin “Sigortalı yenilemeler de dahil olmak en az üç yıldan beri devam eden ölüm ihtimaline karşı yapılan sözleşmede bu süre geçtikten sonra intihar ederse veya intihara teşebbüs sonucu ölürse sigortacı sigorta bedelini ödemekle yükümlüdür.” hükmünü içerdiğini; ilk sigorta poliçesinin başlangıç tarihinin 28/08/2013 olduğunu; müvekkil vefat ettiğinde 3 yıllık süre dolduğu için her durumda davalının ödeme yapmak zorunda olduğunu; ödeme yapılmaması nedeniyle müvekkillerinin murisin kredi borcunu ödeyebilmek için murisin taksisini satmak durumunda kaldıklarını ve dain mürtehin banka ile kredi kooperatife halef olduklarını; murisin ticari amaçla hareket eden taksi şoförü olması ve mesleki amaçla kredi kullanmış olması nedeniyle davaya bakmakla görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu beyanla davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 37.200,00 TL’nin davalının murisin vefatından haberdar oldukları tarihten itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 12/12/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin merkezinin İstanbul olduğunu, yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu; davanın hayat sigortasına ilişkin olduğunu; bu nedenle 6502 sayılı Tüketici Kanunu kapsamında kaldığını ve davaya bakmakla görevli mahkemenin de tüketici mahkemeleri olduğunu; bu nedenle görev yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini; davaya konu sigorta poliçesi üzerinde……. Bankası A.Ş.’nin daini mürtehin kaydı olduğunu, bu nedenle daini mürtehin alacaklısı bankanın davanın açılmasına muvafakat edip etmediğini sorulması gerektiğini; sigorta alacaklarında zamanaşımının iki yıl olduğunu; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını; davacının taleplerinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu; murisin ölümünün uyuşturucu madde kullanımından kaynaklandığının soruşturma dosyasında alınan adli tıp raporu ile sabit olduğunu, poliçe kapsamında varislerin tazminat taleplerinin bu nedenle reddedildiğini; uuşturucu kullanmanın TCK’nun 191. maddesina göre suç olduğunu; TTK’nun 1404. maddesinin “Sigorta ettirenin veya sigortalının kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı bir fiilinden doğabilecek bir zararını teminat altına almak amacıyla sigorta yapılamaz.” hükmünü amir olduğunu; aynı kanunun 1452. maddesine göre ise 1404. maddeye aykırı sözleşmelerin geçersiz olduğunu; yine aynı kanununn 1429. maddesinin “Sigorta ettiren, sigortalı ve tazminat ödenmesini sağlamak amacıyla bunların hukuken fiillerinden sorumlu oldukları kişiler, rizikonun gerçekleşmesine kasten sebep oldukları takdirde, sigortacı tazminat borcundan kurtulur ve aldığı primleri geri vermez.” hükmünü içerdiğini; uyuşturucu kullanan kişilerin kullandıkları takdirde ölebileceklerini bilerek hareket ettiklerini; dolayısıyla sonucu öngörerek hareket eden sigortalının vefatı nedeniyle sigorta tazminatına hak kazanılamayacağını; murisin ölümünün TTK 1503. maddesi kapsamında intihar niteliğinde dahi kabul edilebileceğini; Hayat Sigortası Genel Şartları’nın 3.2 maddesi uyarınca intihar halinin teminat dışında olduğunu; davacıların taleplerinin TMK’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın faiz taleplerinin de fahiş olup, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi…… Esas …… Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; ” Somut olayımızda; ……. numaralı Ferdi Yıllık Hayat Sigorta Poliçesi ile ….. numaralı Yeni Eğitim Sigortası Tarifesi Poliçesinin ….. Bankası A.Ş. Tarafından kullandırılan kredilere istinaden tanzim edildiği, sigorta sözleşmelerinin yine adı geçen bankaya ait sigorta kuruluşu tarafından tanzim edildiği (https://www.halkbank.com.tr/tr/bireysel/sigorta/hayat/halk-hayat-sigortasi.html) bu sebeple hayat sigorta poliçelerinin birbirinin devamı mahiyetinde olduğu, ……. numaralı ilk Ferdi Yıllık Hayat Sigorta Poliçesinin başlangıç tarihinin 28/08/2013 tarihi olduğu ve sigorta poliçesi sona ermeden(sona erme tarihi 28/08/2014) kullandırılan ikinci kredi sebebiyle ……. numaralı Yeni Eğitim Sigortası Tarifesi Poliçesinin 25/07/2014 tarihinde yenilenerek başlatıldığı, sigortalı/müteveffanın 25/09/2016 tarihinde vefat ettiği, 28/08/2013 tarihinden itibaren başlatılan 3 yıllık sürenin 28/08/2013 tarihinde sona erdiği, bu sebeple yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 30/06/2022 Tarih ve ……. Esas-……. Karar sayılı ilamı, adı geçen kanunun 1530/1 ve Hayat Sigortaları Genel Şartlarının A.3 Sigorta Teminatı Dışında Kalan Haller başlıklı 3.2 maddesindeki koşulların somut olayda gerçekleştiği anlaşılmakla vefat tarihinde geçerli olan 37.200,00 TL’lik sigorta teminatının davalı……. A.Ş’den temerrüt tarihi olan 09/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
8.BİLİRKİŞİ RAPORU YÖNÜYLE YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Her ne kadar bilirkişi heyet raporunda teminat dışında kaldığından bahisle kanaat bildirilmiş ise de bilirkişi raporunun takdiri delil mahiyetinde olması ve müteveffa/sigortalı ile davalı sigortacı arasında akdedilen sigorta poliçelerinin süresi de nazara alınarak bilirkişi raporuna itibar edilmemiş ve ;
Davacıların davalarının KABULÜ İLE; müteveffa/murislerinin ölümü sebebiyle hak kazandıkları 37.200,00 TL sigorta teminatının davalı ……….’den temerrüt tarihi olan 09/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsili ile DAVACILARA VERİLMESİNE, ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davaya konu sigorta poliçesi üzerinde……. A.Ş.’nin daini mürtehin kaydının bulunduğunu, sigortalının bankaya olan borcunun ödenip ödenmediği, kredi borcunun kapatılıp kapatılmadığı araştırılmaksızın hüküm kurulmasının hukuken mümkün olmadığını, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığından zamanaşımın nedeniyle davanın reddine karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil şirket tarafından bankadan kredi kullanan kişilerin isteğe bağlı olarak sigorta kapsamına alınmakta ve vefatları halinde teminat tutarı ile sınırlı olmak üzere kredi borcu bankaya varsa teminatının kalan kısmının ise kanuni mirasçılarına ödendiğini, sigortalıya ilişkin talep ve temin edilen belgelerin incelenmesi sırasında davacılar murisi sigortalının Konya Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 27/02/2017 tarihli raporu ve savcılık dosyası ile de sabit olduğu üzere uyuşturucu madde kullanımı sonucu vefat etmesi nedeniyle varislerin tazminat talebinin reddedildiğini, hem savcılık dosyası hem de bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere kamu düzenine aykırı eylemleri nedeniyle vefat eden sigortalının mirasçılarının sigorta tazminatına hak kazanamayacağını, dolayısıyla davanın reddine karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, karar verilen faiz miktarının fahiş olup ancak dava tarihinden itibaren yasal faize karar verilebileceğini, tüm bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. E……. K. sayılı kararının İstinaf başvuruları üzerine müvekkil sigorta şirketi yönünden kaldırılmasına ve davanın reddi ile inceleme sonuçlanıncaya kadar icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen kabul kararı, davalı yanca istinaf edilmiştir.
Dava, Hayat Sigorta Poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Dosya içerisinde, kredi veren daimi mürtehin bankaya kredi borcunun kapatılmış olduğu anlaşıldığından, bankanın açılan davaya muvafakatının aranmasına gerek bulunmadığından, buna yönelik davalı itirazı yersizdir.
-Zamanaşımı itirazında;
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 1420 maddesine göre “Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak 2 yıl ve 1482’nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her halde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar” denilmektedir.
Aynı kanunun 1427/2 maddesinde, “Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur. Can sigortaları için bu süre onbeş gündür. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemez” düzenlemesine yer verilmiştir.
Rizikonun gerçekleşmesi halinde hak sahiplerinin yükümlülüklerini düzenleyen Hayat Sigortaları Genel Şatlarının A.6 maddesinde “Hak sahipleri, rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren durumu 5 gün içinde sigortacıya bildirmek zorundadırlar.” denilmektedir.
Somut olayda, muris 25/09/2016 tarihinde vefat etmiştir. Ölümün sonrasında davacılar tarafından sigortaya tazminat ödemesi için yapılan başvuru sonucunda sigorta tarafından inceleme başlatılıp hasar dosyası açılmış, bir kısım belgelerin ve olaya ilişkin soruşturmanın sonuçlanması beklenilmiş ve en son sigorta tarafından 31/03/2017 tarihinde sigorta tazminatının ödenemeyeceğine dair olumsuz cevap verilmiş bulunduğu dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılmıştır. Bu kapsamda, yukarıda yazılı 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 1420 maddesine göre “Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak 2 yıl içinde dava açılması gerektiği, bu sürenin alacağın istenebilir, muacceliyet tarihinden itibaren olacağı belirtildiği, muacceliyetin davacılara yüklenemeyen sebeplerle, soruşturmanın bitmesinin beklenilmesi nedeniyle gecikmesi nedeniyle ancak sigortanın yukarıda belirtilen olumsuz yazı cevabı ile dava açma süresinin başlaması gerektiği görüldüğünden, davanın da muacceliyet tarihinden başlayarak 05/11/2018 tarihinde iki yıllı süre içinde açılmış bulunduğundan, buna yönelik itirazın reddi gerekmiştir.
-Esasa ilişkin itirazda;
Dava, hayat sigortası poliçesine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Sigortalının uyuşturucu madde kullanımına bağlı öldüğü ve uyuşturucu maddeyi kendisinin temin ettiği Çan Cumhuriyet Savcılığı dosyası ile sabittir. TCK’nun 191. maddesi, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, … cezalandırılır, şeklinde düzenlenmiştir. TTK 1404. maddesine göre “Sigorta ettirenin veya sigortalının, kanunun emredici hükümlerine, ahlâka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı bir fiilinden doğabilecek bir zararını teminat altına almak amacıyla sigorta yapılamaz.” TTK 1452. maddesine göre “1404 …madde…. aykırı sözleşmeler geçersizdir.” Yine, TTK 1429/2. maddesi uyarınca, “Sigorta ettiren, sigortalı ve tazminat ödenmesini sağlamak amacıyla bunların hukuken fiillerinden sorumlu oldukları kişiler, rizikonun gerçekleşmesine kasten sebep oldukları takdirde, sigortacı tazminat borcundan kurtulur ve aldığı primleri geri vermez.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
6102 Sayılı TTK “İntihar” başlıklı 1503 maddesine göre de, “Sigortalı, yenilemeler de dahil olmak üzere, en az üç yıldan beri devam eden ve ölüm ihtimaline karşı yapılan bir sözleşmede, bu süre geçildikten sonra intihar ederse veya intihara teşebbüs sonucu ölürse, sigortacı sigorta bedelini ödemekle yükümlüdür.”
Yine, Hayat Sigortası Genel Şartlarının ‘Teminat Dışında Kalan Haller’ başlıklı 3.2. maddesi ile de intihar kapsam dışı bırakılmıştır. Hayat Sigortası Genel Şartları 3.2. maddesi “Sigortalı, intihar veya intihara teşebbüs sonucunda öldüğü takdirde, sigortalının intiharı anında akli melekeleri ne olursa olsun, sigortacı sigortanın o andaki riyazi ihtiyatını öder. Aksine bir sözleşme ile süre kısaltılmış olmadıkça sigortalı aralıksız olarak en az üç yıl devam etmiş bulunuyorsa, sigortacı sigorta teminatının tamamını ödemekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki vakalar karşısında, somut olayda; sigortalının vefatının ani ve harici bir hadisenin tesiriyle iradesi dışında ölmesi olarak kabulünün mümkün olmaması, vefat sebebinin zararlı madde alımı olması, sigortalının kendisini bile bile ağır tehlikeye maruz bırakacak davranışta bulunması vakıası sabit bulunsa da, Hayat Sigortası Genel Şartları 3.2. maddesine göre sözleşme süresinin en az 3 yıl devam etmiş olması gerektiğinin anlaşılması, dosya kapsamında da değişik krediler nedeniyle ilk olarak 28/08/2013 tarihinde aynı sigorta için başlayan hayat sigortasının yenilerek toplamda üç yılın tamamlanması sonrasında davacının 25/09/2016 ölüm tarihine kadar devam ettiği, bu nedenle sigorta tazminat bedelinin ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, buna yönelik itirazın reddi gerekmiştir. (Bkz. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10348 Esas, 2022/9842 Karar sayılı ilamı)
-Faiz türü ve başlangıcına ilişkin;
Murisin ölümünden sonra davalı sigortaya yapılan başvuruya yukarıda belirtilen tarihteki olumsuz yazı cevabı tarihi de gözetildiğinde bundan da sonra olarak mahkemece temerrüt tarihi belirlenerek faize hükmedilmesine dair davalı itirazının, davacının istinafı da olmadığı dikkate alındığında reddine karar verilmiştir.
Ayrıca, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK hükümlerine sigortacılık yasasına göre düzenlenmiş sigorta poliçesinden kaynaklı olmasına göre faizin ticari faiz olarak belirlenmesi yerinde olup, davalının yasal faizle sorumlu tutulması şeklindeki itirazı kabul edilmemiştir. (Bkz. aynı yönde YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2015/17862 ESAS, 2018/7490 KARAR sayılı ilamı)
Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına; dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 2.541,13 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 636,00 TL nin mahsubu ile bakiye 1.905,13 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.11/10/2023

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.