Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/980 E. 2022/987 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 27/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 31/12/2021
NUMARASI :…. Esas …. Karar

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 27/04/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 27/04/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 03.10.2010 günü saat 18:45 sıralarında sürücü ….’in, idaresindeki …. plaka sayılı traktöre ait patates yüklü römorku, trafik güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde herhangi bir uyarı ve ikaz işaret levhası koymadan …. Beldesi-Kayadibi Köyü Karayolu’nun 1,3 km.sine ve gidiş istikametine göre yolun sağ tarafına uygunsuz şekilde park etmesi sonucu sürücü ….’ın, yönetimindeki …. plaka sayılı otomobili ile uygunsuz ve güvenlik önlemi alınmadan park edilmiş traktör römorkuna arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, …. plaka sayılı otomobil içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkile … ağır şekilde yaralandığını ve malul kaldığını, kazaya karışan ve …. adına kayıtlı olan …. plaka sayılı otomobil, 12.04.2010-12.04.2011 vadeli ve …. nolu Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, sigortalı araç sürücüsü ….’ın %25 oranındaki kusuruna isabet eden geçici ve sürekli iş göremezlikten doğan maddi zararı tazmin edildiğini, ancak sürücü ….’in %75 oranındaki kusuruna isabet eden zararı tazmin edilmemiş, iyileşme süresinde uğradığı bakıcı gideri zararı ile kaçınılmaz tedavi gideri zararı de tazmin edilmediğini, davalı … şirketine yaptıkları müracaat üzerine 03.06.2020 tarihinde “ …” nolu hasar dosyası açılmış ise de; davalı tarafından 15 günlük süre içerisinde olumlu cevap verilmediğini ve 8 iş günü içerisinde tazminat ödemesi de yapılmadığını beyanla; fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere müvekkilinin; Trafik sigorta poliçesinin Sakatlanma Teminatı Klozu’ndan doğan sorumluluğa bağlı olarak sürücü ….’in %75 oranındaki kusuruna isabet eden; Geçici iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararı Meslekte kazanma gücü kaybından doğan maddi zararı, Trafik sigorta poliçesinin Tedavi Gideri Teminatı Klozu’ndan doğan sorumluluğa bağlı olarak sigortalı araç sürücüsü ….’ın %25 oranındaki kusuru ile sürücü ….’in %75 oranındaki kusuru olmak üzere toplam %100 oranındaki kusura İsabet eden; Tedavi ve iyileşme süresinde bakıcı giderinden doğan maddi zararı, fatura edilemeyen kaçınılmaz tedavi giderlerinden doğan maddi zararı olmak üzere uğranılan şimdilik toplam 20 TL ( her bir talep 5,00 TL) maddi tazminatın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 88/1 ve 99/2 maddeleri ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 163/1 maddesi gereğince teselsül hükümlerine dayalı olarak kazanın ihbarı ile temerrüdün oluştuğu ve ilk davanın açıldığı 27.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan müteselsilen tahsili ile müvekkiline verilmesine, zorunlu olması nedeni ile Arabuluculuk faaliyeti için yapılan giderler, Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması nedeni ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 16/2-c maddesi gereğince 900,00 TL maktu arabuluculuk faaliyeti vekâlet ücreti, sarfına mecbur kalınacak yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Mahkememiz dosyası arasına alınan Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. Sayılı dosyasının taraflarının ve zarara yol açan trafik kazasının aynı olduğu ve ilgili mahkeme dosyasında kusur, maluliyet ve aktüer raporların alındığı ve 06.01.2016 tarihinde kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kazaya karışan ve …. adına kayıtlı olan …. plaka sayılı otomobil, 12.04.2010-12.04.2011 vadeli ve …. nolu Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığından sigortalı araç sürücüsü ….’ın %25 oranındaki kusuruna isabet eden geçici ve sürekli iş göremezlikten doğan maddi zararı yönünden Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. Sayılı dosyasından hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Davacının dava konusu yaptığı husus diğer sürücü ….’ in ilgili poliçenin Sakatlanma Teminat Klozundan doğan sorumluluğa bağlı %75 kusuruna dayalı geçici ve sürekli işgöremezlik zararları ile Trafik sigorta poliçesinin Tedavi Gideri Teminat Klozundan doğan sorumluluğa bağlı olarak sürücü ….’ ın % 25, diğer sürücü ….’ in %75 kusuruna dayalı tedavi ve iyileşme sürecindeki bakıcı giderleri ve fatura edilemeyen kaçınılmaz tedavi giderlerinin tazminine yönelik olduğu tespit edilmiştir.
Dosya aktüer bilirkişiye tevdii edilerek dava konusu talepler hususunda yapılan ve hesaplanan yukarıda özetlenen hesap raporu dosyaya alınmıştır. Mahkememizce alınan raporun açıklamalı, gerekçeli denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğuna kanaat getirilmiştir.
Alınan bilirkişi raporuna göre davacının sigorta teminat limitlerine bağlı kalarak talep artırım dilekçesi sunduğu ve harcını tamamladığı anlaşılmıştır. Bu nedenle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Ayrıca; davacının Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 16/2-c gereğince arabuluculuk vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebinin değerlendirilmesinde; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 16. Maddesinin akdi avukatlık ücretini konu aldığı ve müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücreti belirlediği anlaşılmakla ve bu maddede yer alan arabuluculuk vekalet ücretlerinin HMK 323. Madde kapsamında yargılama gideri olduğuna dair bir hüküm bulunmaması sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Davanın KABULÜ İLE,
A-) Davacının geçici iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararı için 3.711,95 TL,
B-) Davacının sürekli iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararı için 143.278,09 TL,
C-) Davacının iyileşme süresinde bakıcı giderinden doğan maddi zararı için 6.266,52 TL,
D-) Davacının kaçınılmaz tedavi giderinden doğan maddi zararı için 3.000,00 TL,
olmak üzere Toplam 156.256,56 TL’ nin davalı zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinden,
A ve B de yazılı tazminat kalemleri yönünden temerrüt tarihi olarak ilk dava tarihi olan (Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi …. E. …. K sayılı dava) 27.10.2014 tarihinden, C ve D de yazılı tazminat kalemleri yönünden ise mahkememizde açılan dava tarihinden itibaren ( A ve B de yazılı tazminat kalemleri için kişi başına sakatlık ve ölüm poliçe teminat limiti olan 175.000,00 TL, C ve D de yazılı tazminat kalemleri için kişi başına tedavi gideri poliçe teminat limiti olan 175.000,00 TL dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; …. plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde tanzim edilmiş kaza tarihini kapsar poliçesi bulunmadığını, işbu araç yönünden müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğu bulunmadığından hükmün bozulması gerektiğini, tek tarafın delilleri incelenerek hazırlanan maluliyet raporu esas alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacının sunmuş olduğu rapor dayanak alınarak yapılan kalıcı maluliyet hesaplamasını kabul etmediklerini, dosyada mevcut raporun davacının bizzat muayenesi yapılmaksızın yalnızca evraklar üzerinden değerlendirilerek yetkisiz kurum tarafından hazırlandığını, maluliyet raporunun Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı, geçici bakıcı gideri ve tedavi giderinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi taleplerinin 25.02.2011 tarihli 6111 sayılı yasa gereğince; müvekkili şirketçe karşılanmasının mümkün olmadığını, dosya kapsamında müterafik kusur araştırması yapılmadığını, işbu eksikliğin giderilmesi için müterafik kusur durumunun araştırılması gerektiğini, toplanan delillerle birlikte kazazedenin gerekli güvenlik tedbirlerini almadan ve kontrolsüzce yola çıkarak trafiği tehlikeye düşürmesi, kazanın meydana gelmesine sebep olması nedeniyle müterafik kusur durumu mevcudiyetinin kabul edilmesi ve belirlenen tazminattan indirim yapılması gerektiğini, bu husus araştırılmadan hüküm kurulmasının hatalı olacağını, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkemenin vermiş olduğu kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; yaralanmalı, ölümlü trafik kazası sebebiyle geçici, sürekli iş göremezlik, bakıcı, faturalandırılmayan tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
Müteselsil sorumluluk, (zincirleme sorumluluk, birlikte sorumluluk) sorumluluk hukukunda önemli bir yeri bulunmaktadır. Müteselsil sorumluluk, aynı zararın oluşmasında rolü olan ancak zararın hangi kısmından sorumlu olduğu tespit edilemeyen birden fazla kimsenin, niteliği itibariyle bölünmeye elverişli başka bir deyişle çoğunlukla para ediminden oluşan tazminat ediminin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu, alacaklı zarar görenin de dilediği sorumludan edimin tamamını veya bir kısmını talep yetkisine sahip olduğu, sorumlulardan biri ödeme yaptığı oranda diğerlerinin de sorumluluktan kurtulduğu bir birlikte sorumluluk türüdür.
Sorumlulukta müteselsillik ilkesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda yer verilmiştir. Müteselsil sorumluluk gerek zarardan sorumlu olanların zarar görene karşı sorumluluğunda gerekse zarardan sorumluların birbirlerine rücu ilişkisinde bazı ilkeler getirmiştir. İşte bu ilkeleri bir bütün olarak müteselsil sorumluluk ilkesi olarak kavramlaştırılmıştır.
Birden çok kişinin aynı zarara birlikte sebep olmalarından doğan zarar aynı sebebe dayanan zarardır. Müteselsil sorumluluğu doğuran “aynı sebep” veya “birlikte sebep” kusur olabileceği gibi sözleşme veya kanundan doğabilir.
Müteselsil sorumluluk zarar görene karşı zarardan sorumlu olanların sorumluluğunun kapsamı ve niteliği yönünden kendine has ilkeler getirmiştir. Normal şartlarda bir zarar birden fazla kişinin fiili ve sorumluluğu ile doğuyorsa o kişilerin sorumluluğu kendi fiillerine yada kusurlarına isabet eden zarar miktarından sorumlu olmalarıdır. Ancak haksız fiilden zarar görenin zararını en kısa, en kolay yoldan tazminini sağlamak amacı ile müteselsillik ile kendine has sorumluluk ilkeleri benimsenmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur” düzenlemesine yer verilmiş olup; motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; ayrıca, birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda, zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
Yine 6098 sayılı TBK’nun 61. maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” demekle birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır
Müteselsil sorumluluk, kanundan doğan bir sorumluluk türü olup müteselsil sorumluların birinden talepte bulunan hak sahibinin, tüm ilgililer bakımından müteselsil sorumluluğa dayandığını ifade etmesine de gerek yoktur. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, araçta yolcu olarak bulunan davacının kazanın oluşumunda kusurunun bulunmamasına göre, zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. ( YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2016/7214 E, 2019/2775K-2016/7805 E,2019/3209 K )
Bu bilgiler ışığında somut olayı incelediğimizde;Davacı taraf Konya ..Asliye Hukuk Mahkemesinin …. E sayılı dosyasında kazaya karışan …. plakalı traktörün sigortası bulunmadığından Güvence hesabına karşı davacı yönünden geçici iş göremezlik,sürekli işgöremezlik, tedavi giderinin tazmini için …. plakalı traktör sürücüsünün kusuru oranında dava açtığı davanın sonuçlandığı 26/04/2012 tarihinde ödeme yapıldığı, yine davacı tarafından Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E …. E sayılı dosyasında içinde bulunduğu aracın ZMMS sigortasına karşı kusur oranında dava açtığı davanın sonuçlandığı anlaşılmakla davacının her iki dava da kusur durumuna göre talepte bulunduğu bu davada teselsül kurallarına açık bir şekilde dayandığının kabulü mümkün değildir. Her iki dosyada kusur oranında sorumluluğa dayanmakla bu dosyada müteselsil sorumluluğa dayanma hakkını kaybetmiş olup davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi yerinde değildir.
Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davacının davasının REDDİNE,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 587,96 TL harçtan mahsubu ile bakiye 507,26 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ne göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
6-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine,
7-Davalı tarafça yapılan 220,70 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde temyiz yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi. 27/04/2022


Başkan

E imza

Üye

E imza

Üye

E imza

Katip

E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.