Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/909 E. 2022/1000 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 27/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
NUMARASI : …. Esas…. Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 27/04/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete …. nolu poliçe ile ZMM sigortalısı bulunan davalıya ait olan ve ….’un sevk ve idaresinde bulunan …. plakalı aracın 01/04/2017 tarihinde aracın sağ ön kısmı ile caddenin sağından orta refüje geçmek isteyen yaya …. cadde ortasında çarpması ve kamyonun arka tekeri ile yaya ….’in üzerinden geçmesi neticeside kaza meydana geldiğini, kaza neticesinde yaya ….’in olay yerinde vefat ettiğini, meydana gelen kazada davalının maliki olduğu kamyon sürücüsü ….’un 2918 sayılı KTK md. 51 ve 52 hükümlerini tam ve ağır kusuru ile ihlal etmek sureti ile kazaya sebebiyet verdiğini ve akabinde sürücüsü olduğu kamyonu bırakarak kaza mahallini terk ettiğini, bu hususun 01/04/2017 tarihli kaza mahallinde tanzim olunan kaza tespit tutanağı, olay yeri inceleme tutanağı, olay yeri inceleme raporu, şüpheli ifade tutanağı ve bilgi alma tutanakları, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı …. soruşturma dosyası kapsamı ve Konya .. Sulh Ceza Hakimliği’nin …. D.İş sayılı dosya kapsamı ve sürücü hakkındaki kamu davası dosya kapsamı ile tespit olunduğunu, kazada vefat eden yaya …. mirasçıları …. ve ….’in 25/04/2017 tarihli dilekçe ile müvekkili şirkete başvurduğunu ve meydana gelen kaza sebebi ile destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunduklarını ve destekten yoksun kalma tazminatı olarak 04/05/2017 tarihinde ….’e 8.393,52-TL, ….’e 6.481,43-TL olmak üzere toplam 14.874,95-TL ödendiğini, akabinde mirasçıların Sigorta Tahkim Komisyonuna gittiklerini, Sigorta Tahkim Komisyonunun …. E. …. K. Sayılı ve Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararı ile vefat eden …. mirasçıları …. için 17.457,93-TL, …. için 14.858,52-TL olmak üzere toplam 32.316,45-TL tazminata hükmedildiğini, kararın Konya .. İcra Müdürlüğünün …. E.sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, 16/02/2018 tarihinde icra dosyasına fer’ileri ile birlikte 36.173,97-TL daha ödendiğini, toplamda ise ceman 51.048,92-TL ödendiğini, ödemeyi takiben araç maliki davalıya KTK md 95/2 ve ZMMS Genel Şartları ilgili bentleri uyarınca davalının maliki olduğu araç sürücüsünün kaza mahallini terk etmesi ve kazada trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali ve ağır kusuru sebebi ile sigorta sözleşmesine aykırı davranışından dolayı müvekkilince ödenen 51.048,92-TL asıl alacak+1.899,68-TL işlemiş faiz olmak üzere cem’an, 52.948,60-TL’nin rücuan tahsili amacıyla Konya .. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı ilamsız icra takibi yapıldığını, yapılan takibe borçlu itirazı üzerine 27/04/2018 tarihinde takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu, kazaya davalıya ait aracın sürücüsünün ağır kusuru nedeniyle sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle itirazın iptalini ve takibin devamını, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ikame etmiş olduğu davada mahkemenin görevli olmadığını, davada Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, zorunlu mali mesuliyet sigortasının zira TTK’da düzenlendiğini, müvekkiline ait araç sürücüsünün olayda kusurlu olmadığını, olay yeri inceleme, olay yeri tespit tutanağı, bilirkişi raporları ile bu hususun sabit olduğu, müteveffanın annesinin kontrolünden çıkarak aniden yola atlaması sebebi ile olayın gerçekleştiğini, davalının suçsuz olduğunu, müvekkili aleyhine açılan davanın reddinin gerektiğini, takibinde haksız ve kötü niyetli davacının dava konusu alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “…Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde dosya kül halinde değerlendirildiğinde; Davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada, davalı borçlu tarafından Konya .. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve %20 icra inkar tazminatı talep edilmiş olup mahkememizce toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre davacının davalıya karşı rücu şartlarının oluştuğu ve karara mesnet ek icra hesap uzmanı bilirkişi raporuna göre takip tarihi itibarı ile davacının davalıdan 38.488,11-TL asıl alacak ve 1.189,53-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 39.677,64-TL alacaklı olduğu, ceza dosyasında alınan kusur raporu ile mahkememizce alınan kusur raporunun birbiri ile örtüştüğü, bu nedenle kusur raporuna yapılan itirazlara itibar edilmediğ, diğer taraftan her ne kadar davacı yan vekili icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de alacak likit olmadığından ve yargılama neticesi ortaya çıktığından dolayı bu talebin reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
Davalının Konya .. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 38.488,11-TL asıl alacak ve 1.189,53-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 39.677,64-TL üzerinden iptali ile takibin devamına, 38.488,11-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
Alacak yargılama neticesi belirlendiğinden şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 18/11/2021 tarihli Yerel Mahkeme kararının kabul edilen kısmının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, sürücü ….’un 40-45 km hız ile tüm trafik kurallarına uygun şekilde seyir etmekteyken yaya ….’in yola bir anda atladığını ve üzücü kazanın meydana geldiğini, sürücünün kazanın yaşanmaması için elinden geleni yaptığını, fakat bu kazayı yaya …. yola aniden ve kontrolsüzce çıktığından ve mesafenin de kısa olmasından dolayı engelleyemediğini, kamyon sürücüsü ….’un bu kaza sebebiyle son derece derin bir üzüntü yaşadığını, kazanın etkisinden kurtulamayıp psikolojik tedavi gördüğünü, bilirkişi raporları, sürücü beyanları ve olay anında sürücünün arkasında hareket etmekte olan tanık beyanları incelendiğinde sürücü ….’un kazada herhangi bir kusuru bulunmadığının görüldüğünü, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde kazaya sebebiyet verenin asli kusurlu ve birinci derecede sorumlu yaya …. olduğunu, davada müvekkiline atfedilen kusur oranının haksız olup bu yönüyle davanın reddedilmesi gerektiğini, ayrıca 01/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda aleyhe olan hususların kabulünün mümkün olmadığını, işbu davada rücu miktarı ile ilgili tespit edilen hususların taraflarınca kabul edilemez olduğunu ve rücu miktarlarına ilişkin hesap yapılan işbu bilirkişi raporunun reddi gerekmekte iken Yerel Mahkemenin bu bilirkişi raporunu kabul edip karar vermesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunda araç sürücüsü ….’un %30, müteveffa ….’in %70 oranında kusurlu olduğuna kanaat getirildiğini, bu sebeple rücu şartları doğmamış olup davacı sigorta şirketinin tali kusurlu müvekkile rücu etmesinin mümkün olmadığını, bu hususlar göz önüne alınmadan bilirkişi tarafından hesap yapıldığını, son alınan 01/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin rücuen talep edilebilecek olan 27.756,16 TL’ye oranlandığını ve sigorta şirketinin takip tarihi itibariyle rücu edebileceği alacak toplamının 39.677,64 TL olarak bulunduğunu, bu raporu kabul etmemekle birlikte raporda yapılan hesap tablosunun eksik ve hatalı oluşturulduğunu, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, istinaf incelemesi neticesinde davanın reddine karar verilmesini, aksi kanaat durumunda ise Yerel Mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın Yerel Mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı ” B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Çözümlenmesi gereken sorun ZMMS poliçesi bulunan dava konusu araç bakımından meydana gelen iş bu trafik kazası neticesinde olay mahallinin terk edilmesinin tek başına poliçeyi teminat kapsamından çıkarıp çıkarmadığına ilişkindir.
Sigorta hukukunda asıl olan, sigorta poliçesi kapsamında kalan rizikonun gerçekleşmesi halinde zararın sigortacı tarafından karşılanmasıdır. Ancak bazı durumlara ilişkin kanuna veya poliçe genel şartlarına hükümler konularak, zarar teminat dışına çıkarılabilmektedir. ZMMS genel şartlarının B.4 maddesinde de teminat harici olan hususlar düzenlenmiş olup, bunlardan bir tanesi de kazadan sonra olay yerinin terk edilmesidir.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMMS) Genel Şartlarının ” ZARAR GÖRENLERİN HAKLARININ SAKLI TUTULMASI VE SİGORTACININ SİGORTALIYA RÜCU HAKKI” başlıklı B.4/f bendinde düzenlenen “f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, “bedeni hasar”a neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde sigorta şirketinin zarar gören 3. kişilere ödediği tazminatı sigortalısına rücu hakkı bulunmaktadır.
Bedeni hasara neden olan bir trafik kazası sonucu sigortalı araç sürücüsü olay yerini terk etmişse olay yerini terk sebebinin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu bir hal sebebine dayanması gerektiği aşikardır.
ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkının doğumu için iki sebebin bir arada bulunması gerekmektedir.
a)- Bunlardan ilki meydana gelen trafik kaza sonucunda “bedeni hasar”ın doğmasıdır. Poliçe genel şartlarında maddenin kapsamı “bedeni hasar ile” sınırlandırılmış olup, düzenleyici, yalnızca maddi hasar meydana gelen kazaları özellikle rücu kapsamına almamıştır. Kural, riskin gerçekleşmesi halinde zararın karşılanması olduğundan ve teminat dışı olan durumlar istisna olduğundan, maddi hasarlı trafik kazalarında, sigortalı sürücüsü tarafından olay yerinin terkinin genişletici yorumla rücu kapsamına alınması mümkün değildir.
Somut olayda ise bedeni hasar meydana gelmiştir. Yaya …. vefat etmiştir. Dolayısıyla rücu için aranılan birinci sebep gerçekleşmiştir.
b)-Rücu için gerekli olan ikinci sebep ise, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden birine dayanması gerekmektedir.
Somut olayda; sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden olmadığı anlaşılmıştır. Hattı zatında bu amaçlarla terk edildiği de davalı tarafça ileri sürülmemiştir. Bu halde B.4.f maddesi gereği rücu imkanı olduğu açık olmakla itiraz yerinde DEĞİLDİR.
Rücu davaları; gerçek zararının giderilmesi amacına yönelik olup, zenginleşmeye bir vesile teşkil etmemelidir. Dolayısıyla zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı da, ödediği meblağın tamamını değil, ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusu bulunanlardan isteyebilir.
Davalı, davacının ödediği miktardan değil, kaza nedeni ile ortaya çıkan gerçek zarardan kusurları oranında sorumludurlar.
Olaya ilişkin tutulan kaza tespit tutanağı, ceza dosyasında alınan rapor ve İDm tarafından Ankara trafik ihtisas dairesinden alınan raporların birbirini teyit etiği olaya ve oluşa uygun oldukları dava dışı sürücü ….’in %30 kusurlu müteveffa yaya ….’nın %70 kusurlu olduğunun netleştiği anlaşılmakla davalı itirazının reddi gerekmiştir.
Mahkemece öncelikle meydana gelen kazada kusur durumunu tespit edilmiş sonrasında Aktüerya bilirkişisinden ödeme tarihi itibari ile zarar görenin uğradığı gerçek zarar miktarının belirlenmiş olup karar usul ve yasaya uygun olduğundan itirazın reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 2.710,38 TL harçtan peşin alınan 677,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.032,78 TL harç giderinin davalı ….’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 28/04/2022

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.