Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/903 E. 2022/915 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 15/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
NUMARASI : … Esas …. Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
:
VEKİLLERİ :

:

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 15/04/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 18/04/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 15/11/2019 tarihli dilekçesiyle; 10/05/2017 tarihinde davalılardan ….’un sürücüsü olduğu araç sahibi davalı …. adına kayıtlı …. plakalı ….. tarafından sigortalı araç ile seyir halindeyken kaldırımda bisikleti ile bekleyen davacıya çarpması sonucu davacının ağır şekilde yaralandığını, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının malul kaldığını, mevcut maluliyet oranının SGK Kocatepe Sağlık Müdürlüğü’nce %12,10 olarak tespit edildiğini ancak oranın az olması sebebiyle itiraz ettiklerini, Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası ile davalı sürücü ….’un cezalandırılmasına karar verildiğini, aynı dosyada alınan kusur raporunda davacı atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini, davalı sigorta şirketine başvuru yaptıklarını ancak sigorta şirketince başvuruya olumlu yanıt gelmediğini, arabuluculuğa da başvurulduğunu ancak anlaşamama ile sonuçlandığını iddia ederek davanın kabulüne, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan (sigorta şirketi açısından sigortaya başvuru tarihinden işleyecek faiz ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılardan …. adına kayıtlı …. plakalı araç kaydına ihtiyati haciz konulmasına, ayrıca 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …. ve ….’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan ….. (…..) vekilinin 03/12/2019 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle ; dava konusu kazaya karışan …. plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde 03/08/2016-03/08/2017 vadeli …. numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun kaza tespit tutanağında sabit olduğunu, davacının müvekkil şirkete sunduğu kaza tespit tutanağının incelendiğini ve ücret mukabilinde uzman görüşünün alındığını, 07/12/2017 tarihli raporda davacının %100 oranında kusurlu olduğu sigortalı aracın ise kusursuz olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine davacının başvurusunun reddedildiğini, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının maluliyetinin tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumuna sevkinin sağlanarak rapor alınmasını talep ettiklerini, sürekli maluliyet tazminat miktarının aktüerya bilirkişi tarafından hesaplanmasını talep ettiklerini, davacının talep etmiş olduğu geçici iş göremezlik ve tedavi gideri talebinin ZMSS genel şartlarının A.5 maddesi gereği teminat kapsamında olmadığını, müvekkil şirketin kaza tarihinden itibaren faiz ile sorumlu tutulmasının mümkün olmayacağını ve müvekkil şirketin avans faizinden sorumlu tutulmaması gerektiğini iddia ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan ….’a dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmiş, davalı süresinde davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamış ancak kendisini bir vekil ile temsil ettirmiştir.
Diğer davalılara dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmiş, davalılar süresinde davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmadıkları gibi kendilerini bir vekil ile de temsil ettirmemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; 10/05/2017 tarihinde davalılardan ….’un sürücüsü olduğu araç sahibi davalı …. adına kayıtlı …. plakalı ….. tarafından sigortalı araç ile seyir halindeyken kaldırımda bisikleti ile bekleyen davacıya çarpması sonucu davacının ağır şekilde yaralandığını, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının malul kaldığını, mevcut maluliyet oranının SGK Kocatepe Sağlık Müdürlüğü’nce %12,10 olarak tespit edildiğini ancak oranın az olması sebebiyle itiraz ettiklerini, Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası ile davalı sürücü ….’un cezalandırılmasına karar verildiğini, aynı dosyada alınan kusur raporunda davacı atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini, davalı sigorta şirketine başvuru yaptıklarını ancak sigorta şirketince başvuruya olumlu yanıt gelmediğini, arabuluculuğa da başvurulduğunu ancak anlaşamama ile sonuçlandığını iddia ederek davanın kabulüne, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan (sigorta şirketi açısından sigortaya başvuru tarihinden işleyecek faiz ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılardan …. adına kayıtlı …. plakalı araç kaydına ihtiyati haciz konulmasına, ayrıca 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …. ve ….’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmekle, konunun 6098 sayılı TBK.nun 49.ve devam eden maddelerinde ve KTK. 85.vd.eden maddelerinde düzenlendiği, TBK’nun 49/1. maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK’nun 51/1. maddesinde;”Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” şeklinde, KTK.85/1.maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde, KTK. 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK.91/1.maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK.92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);” Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı,
Mahkememizce davalının kusuru bulunmaması nedeniyle davasının maddi talebini reddetmek gerekirken davacının yine talepte bulunmuş olduğu manevi tazminata ilişkin hüküm kurulamayacağı kanaatine varılarak kusuru olmayan bir kişiden manevi tazminatta talep edilemeyeceği kanaatine varılmıştır. ” şeklinde Davacının davasında talep etmiş olduğu sürekli maluliyet, geçici ve sürekli iş göremezlik, karşılanamayan tedavi gideri ve bakıcı gideri olmak üzere uğramış olduğu trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının reddine, her ne kadar 25/11/2021 tarihli duruşmadaki kısa kararda manevi tazminat hakkında hüküm kurulmamış ise de davada kusuru bulunmayan bir kişiden manevi tazminat talep edilemeyeceğinden manevi tazminat yönünden davacının davasının reddine hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda olayın oluş şekline ilişkin eksik değerlendirmede bulunulduğunu ve dosya münderecatının yeterli derecede dikkate alınmadığını, kazanın kavşak mahallinde gerçekleştiğini, sürücünün hızının kazanın meydana gelmemesi üzere yavaş seyirde olması gerektiğini, kusura ilişkin ceza yargılaması görüldüğünü, sürücü hakkında kazanın meydana gelmesindeki kusuruna ilişkin taksirle yaralamanın nitelikli halinden sanığa işlenen suça ilişkin yaptırım kararı verildiğini, talep edilen ek rapor yahut yeni bilirkişi görüşünde itiraz edilen bazı önemli hususlara ilişkin olumlu veya olumsuz olarak cevap verilmesi talep edildiğini ancak Yerel Mahkemece bu hususların görmezden gelindiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Savcılık aşamasında tanzim edilen 22/09/2017 tarihli raporda davacı sürücü ….’nın birinci derecede kusurlu olduğu, davalı sürücü …. ‘un ikinci derecede kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Ceza mahkemesince bu kusur oranı dikkate alınarak davalının mahkumiyetine karar vermiştir
Tanzim edilen 07/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda davacı sürücü ….’nın %100 oranında kusurlu olduğu davalı sürücü …. ‘un kusursuz olduğu belirtilmiştir.
İDM ce hükme esas aldığı Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 11/08/2021 tarihli raporuna göre ; davalı sürücü ….’un kusursuz olduğu, davacı sürücü …. % 100 oranında kusurlu olduğu rapor edilmiştir.
Bu halde hukuk dosyası içinde bulunan davacının tam kusurlu olduğuna dair raporu ile ceza mahkemesinde davacının asli,davalının tali kusurlu olduğu tespiti yapılmış ve ceza mahkemesi kararı kesinleşmiştir.
Mahkemece raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi cihetine gidilmemiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, ilgili ceza mahkemesi dosyası ile birlikte dosyanın İstanbul Teknik Üniversitesinden ve karayolları fen heyetinden seçilecek 3 kişilik kusur konusunda uzman bilirkişi kurulundan, CEZA MAHKEMESİ KARARI İÇERİĞİ tüm dosya kapsamına göre, kazanın oluş şekli, çarpma noktaları, olayın görgü tanıklarının anlatımları da gözönünde bulundurularak sürücülerin olaydaki kusur durumlarının tespiti hususunda, önceki bilirkişi raporlarının da irdelendiği ayrıntılı, gerekçeye ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru olmayıp davacı vekillerinin istinafı yerindedir.
Nitekim Yargıtay 17 HD nin 2019/6050 esas 2020/4014 karar 2019/6050 esas 2020/4014, 2019/3775 esas 2020/3384 karar sayılı ilamları
Yukarıda yapılan genel açıklamalar ışığında, istinafa konu ilk derece mahkemesinin dosyası incelendiğinde, yukarıda belirtilen ve esasa etki eden hususlarda delillerin eksik toplandığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının duruşma yapılmaksızın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılması için HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafça peşin olarak yatırılan başvuru harcı dışında kalan istinaf karar harçlarının talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi. 18/04/2022

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.