Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/90 E. 2022/236 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM . HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 08/02/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 01/11/2021
NUMARASI : Esas Karar

ANA DAVADA;
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

BİRLEŞEN KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
E. K. SAYILI DOSYASINDA ;
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 08/02/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 08/02/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 28/02/2018 tarihli dilekçesiyle; davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi yapılan … plakalı aracın 10/08/2014 tarihinde … ili, … ilçesi, … Mahallesi … Kavşağı üzerinde sürücüsü …’ın sevk ve idaresinde iken müvekkili davacı sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucu çift taraflı yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada davalı sigorta şirketi tarafından sigortası yapıldığını, … plaka sayılı aracın sürücüsünün tam ve tek kusurlu olduğunu, dava konusu kaza sonrasında müvekkili tarafından uğramış olduğu maddi zararların tazmini için davalı sigorta şirketi tarafından … sayılı hasar dosyası üzerinden 33.390,00 TL. maddi tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkilinin gerçek maluliyet oranı, yaşı ve maddi tazminata etki eden diğer hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketi tarafından yapılan maddi tazminat ödemesi fahiş derece eksik ve yetersiz olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla, 50,00 TL. geçici iş göremezlik tazminatı, 50,00 TL. sürekli iş göremezlik tazminatı, 50,00 TL. bakıcılık gideri ve 50,00 TL. SGK tarafından karşılanmayan ve belgeye de bağlanması mümkün olmayan kaçınılmaz tedavi giderleri olmak üzere toplam 200,00 TL. maddi tazminatın (belirsiz alacak) davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. …. K. sayılı dosyasında davacı vekilinin 06/11/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı ….. Tarafından …. poliçe numarası ile ZMSS yapılmış …. plaka sayılı aracın 10/08/2014 tarihinde …. ili, … ilçesi, …. Mahallesi, …Kavşağı üzerinde sürüsücü …. sevk ve idaresinde iken müvekkili davacı …. sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucu çift taraflı yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, bahse konu trafik kazasının oluşumunda davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS yapıldığını, … plaka sayılı aracın sürücüsü …’ın %100 kusurlu olduğunu, dava konusu trafik kazasına bağlı olarak müvekkilinin uğradığı zararlar için Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde … Esası ile dava açtıklarını, açılan dava dosyasında aldırılan maluliyet raporu ile müvekkilinin maluliyetinde bu kaza nedeniyle artış meydana geldiğini, buna ilişkin bilirkişi raporunun kendilerine 02/10/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, 03/10/2018 tarihinde buna ilişkin başvuru dilekçelerinin ve ekinde bulunan maluliyetine ve trafik kazasına bağlı olarak maluliyetin artışına ilişkin belgeleri gönderdiklerini, başvuruda bulunduklarını ancak sigorta şirketine 05/10/2018 tarihinde belgelerin tebliğ olmasına rağmen bir geri dönüşte bulunulmadığını, bu nedenlerle Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bulunan …. Esas sayılı dosya üzerinden tensiple birlikte birleştirme taleplerinin olduğunu, dosyaların birleştirilmesi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 28/03/2018 tarihli davaya cevap dilekçesinde; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, ancak aracın söz konusu poliçe teminatı altına alınmış teminatın tamamen ve otomotik olarak ödeneceği anlamına gelmediğini, yargılamaya konu kazaya karışan araçların ve şahısların kusur dağılımana ilişkino lan maddi gerçeğin, mahkemece İstanbul Teknik Üniversitesi vs. gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi heyetinden alınacak ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzimi ile saptanması gerektiğini, davaya konu soruşturma dosyası olan Alanya Cumhuriyet Başsavcılığının … Sor. Sayılı dosyasının kusur durumunun tespiti açısından bekletici mesele yapılması gerektiğini, öncelikle olaydaki kusur durumunun bilirkişi marifetiyle tespitini,davacının gerçekten geçici iş göremezlik dönemlerinin ve sürekli beden gücü kaybının varlığının tespit edilmesi, kazanç kayıplarının değerinin hesaplanması, SGK tarafından davacılara yapılan bir ödemenin olup olmadığının sorulması, var ise hatır taşımacılığı indirimlerinin uygulanması gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesi ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Somut olayda ; davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi yapılan …. plakalı aracın 10/08/2014 tarihinde … ili, …. ilçesi, … Mahallesi … Kavşağı üzerinde sürücüsü ….’ın sevk ve idaresinde iken müvekkili davacı sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucu çift taraflı yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada davalı sigorta şirketi tarafından sigortası yapıldığını, …. plaka sayılı aracın sürücüsünün tam ve tek kusurlu olduğunu, dava konusu kaza sonrasında müvekkili tarafından uğramış olduğu maddi zararların tazmini için davalı sigorta şirketi tarafından …. sayılı hasar dosyası üzerinden 33.390,00 TL. maddi tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkilinin gerçek maluliyet oranı, yaşı ve maddi tazminata etki eden diğer hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketi tarafından yapılan maddi tazminat ödemesi fahiş derece eksik ve yetersiz olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla, 50,00 TL. geçici iş göremezlik tazminatı, 50,00 TL. sürekli iş göremezlik tazminatı, 50,00 TL. bakıcılık gideri ve 50,00 TL. SGK tarafından karşılanmayan ve belgeye de bağlanması mümkün olmayan kaçınılmaz tedavi giderleri olmak üzere toplam 200,00 TL. maddi tazminatın (belirsiz alacak) davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmekle konunun 6098 sayılı TBK.nun 49.ve devam eden maddelerinde ve KTK. 85.vd.eden maddelerinde düzenlendiği, TBK’nun 49/1. maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK’nun 51/1. maddesinde;”Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” şeklinde, KTK.85/1.maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde, KTK. 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde,KTK.91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK.92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);” Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapılmıştır.
Somut olayda; Mahkememiz dosyası Konya .. HD.nin 21/01/2020 tarihli …. E. ….. K. sayılı ilamı ile Mahkememizin kararını davalı vekilinin yapmış olduğu istinafta belirtilen zamanaşımı sürelerinin geçmiş olduğu, dolayısıyla zamanaşımı itirazlarının bulunduğu, Yüksek mahkemeninde zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmemesi nedeniyle Mahkememizce verilen kararın yeniden yargılama yapılması için mahkememize gönderilmiş olduğu görülmüştür.
Dosyamızda yapılan incelemede öncelikle olarak Mahkememizin esas dosyası olan … E. Sayılı dosyası ile görülmeye başlanılan davamızda daha sonradan Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. sayılı dosyanın birleşmiş olduğu, zaten açılan bu ikinci davanın bizim mahkememizce görülen davada alınan bilirkişi raporundaki maluliyet oranının artması neticesinde davacının bu artan maluliyete ilişkin yeni bir dava açtığı, söz konusu açılan bu davanın da Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. olduğu, usul ekonomisi gereği her iki davanın birleştirildiği ve beraber yürütüldüğü görülmüştür.
Yapılan değerlendirmede, davalı tarafın da itiraz etmiş olduğu zamanaşımı süresi Mahkememizce açılan ve görülen dava olan … E. sayılı dosyada esas alınması gerekirken sehven bu durumun gözden kaçırıldığı, ancak daha sonradan açılan ve mahkememiz dosyası ile sonradan birleşen dosyada oluşan yeni maluliyet derecesini zamanaşımına tabi olamayacağından davacının ilk davada açmış olduğu ve talepte bulunmuş olduğu kısımların reddi ile birleşen dosyadaki talep edilen sürekli iş göremezlik tazminatı hakkında hüküm kurulması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle davacının birleşen davada talep etmiş olduğu ve sonradan ıslah ile düzelttiği ve davacının uğramış olduğu sürekli iş göremezlik tazminatı olan 119.619,00 TL.nin ihbarda bulunduğu tarihten itibaren izleyen 8 iş günü olan 18/10/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacının diğer talepleri olan geçici iş göremezlik zararı, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri ve bakıcı giderleri taleplerinin zamanaşımı yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizin … esas …. karar sayılı ilamı ile davacının talebi olan ve mahkememizin maluliyete ilişkin bilirkişi raporunda belirlenen maluliyet artışına isabet eden kalan bakiye olan 119.619,00 TL’lik kısmının 28/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tespit edilen tazminata hükmedilmiştir. Mahkememizin verdiği karar davalı Türkiye Sigorta şirketince istinaf edilmiş Konya Bölge Adliye Mahkemesi ..hukuk Dairesinin 23/03/2021 tarih …. esas …. karar sayılı ilamı ile yeniden değerlendirilerek davamıza dayanak olan davacı tarafın 2015 yılında belirlenen %32 maluliyetin daha sonradan alınan raporda %59 a çıktığı, bu fark nedeniyle mahkememizce hüküm kurulduğu ancak 2018 de alınan raporun çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğine göre rapor alınması gerektiği , ayrıca KTK 111.maddesinde belirtilen 2 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu tespit edilirse ancak gelişen durumun sona ermesinden itibaren KTK 111.maddesi uygulanacağı dikkate alınması gerektiği dolayısıyla istinaf mahkemesince mahkememizden çalışma gücü ve meslek kazanma gücü yönetmeliğine göre rapor alınarak davalı sigorta şirketi hakkında hak düşürücü sürenin dolup dolmadığının değerlendirilmesi , değerlendirilmeden karar verildiği gerekçesiyle bozulduğu, bu nedenle mahkememizin … esas … karar sayılı ilamının yeniden rapor alınarak KTK 111.maddesinin değerlendirilerek hüküm kurulması gerekçesiyle bozulduğu anlaşıldı. Mahkememizin bozulan … esas … karar sayılı ilamı …. esas numarası ile yeniden görülmeye başlanmış , Konya BAM ..hukuk Dairesi’nin …. esas …. karar sayılı ilamında işaret edildiği üzere mahkememiz dosyası İstanbul ATK’ya gönderilmiş, ve maluliyet raporu alınması istenmiştir. Ancak söz konusu rapor mahkememize gelip taraflara tebliğ edilmiştir. ATK’nın mahkememize gönderdiği raporda maluliyet oranı %32,3 e düşmüştür. Taraf vekilleri söz konusu rapora karşı beyanda bulunmuş özellikle davacı vekili yeniden rapor alınmasını talep etmiş ise de davacı vekilinin talebi reddedilmiştir.
Söz konusu rapor ve raporda belirtilen maluliyet oranı esas alındığında mahkememizin daha önce karar veren dosyasında maluliyet oranının %32’den %39’a çıkması nedeniyle ve bu durumun taraflar arasında yani davalı ile davacı arasında yapılan ödeme nedeniyle oluşturulan ibranameden itibaren 2yıl içerisine ortaya çıkması kabul görülerek davacının o dönem ki maluliyet oranının %32’den %59’a çıkması nedeniyle ve bu ortaya çıkma durumunun KTK 11.maddede belirtilen 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde ortaya çıktığı nazara alınarak davacının diğer talepleri reddedilerek sadece sürekli iş gücü kaybı nedeniyle mahkememizce hüküm kurulmuştu.
Ancak BAM tarafından bozulan kararda yeni yönetmelik ölçütlerine göre alınan raporda maluliyet oranının yeniden %32,3 e düşmesi nedeniyle davacının bu yönüyle yeni bir maluliyet oranı oluşmadığından davacının önceki ödenen tazminattan başka ilave bir tazminat hakkına sahip olmayacağı bu nedenle davasının reddine karar verilmesi gerektiğine kanaat oluşmuştur.” şeklinde davacının davasının reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ürünü olduğunu, müvekkilinin alıcı sakatlığının 32,3 olarak belirlendiğini, maluliyet raporuna ilişkin itirazlarının hukuka aykırı olarak reddedildiğini, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, maluliyet raporunda müvekkilinin tedavi süresinin de 4 aydan 12 aya artmış olarak tespit edildiği halde bu hususların da nazara alınmadığını, hak düşürücü süre değerlendirmesinin de hatalı olduğunu, davaya konu trafik kazası sonrası sigorta şirketine başvuruları üzerine tarafları lehine ibraname ile ödenen bir miktar paranın davacının kalıcı sakatlığı sebebiyle uğradığı sürekli iş göremezlik zararını dahi karşılamadığını, söz konusu ibraname sadece kalıcı sakatlığa ilişkin olduğunu, ibranameye konu olmayan sürekli iş göremezlik zararı talepleri dışındaki alacakları açısından KTK md.111’de anılı hak düşürücü süre değil genel zamanaşımı süresi geçerli kabul edilip taleplerinin zaman aşımına uğramadığının değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan ederek Yerel mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
İlk derece mahkemesince verilen ilk karara ilişkin olarak Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ …. Esas … Karar sayılı dosyasında verilen kararının eksik araştırma nedeniyle HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle geçici, sürekli iş göremezlik, tedavi gideri ve bakıcı giderlerine ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 111. maddesinin ikinci fıkrasında tazminat miktarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar ve uzlaşmaların, yapıldığı tarihten itibaren iki sene içinde iptal edilir hükmü yer almaktadır. Yine aynı madde de,sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalarında geçersiz olduğu hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, yapılan ödemenin de göz ardı edilmesi düşünülmemelidir. Yapılan ödemenin gerçek olması durumunda verilen ibraname ancak “makbuz” hükmünde kabul edilmeli ve ödenen miktar, hüküm altına alınacak tazminattan indirilmelidir.
Somut olayda; hasar dosyasında, davalı tarafından davacının maluliyetine ilişkin %33 oranında maluliyeti olduğu kabul edilerek tazminat hesabı yapıldığı ve hesaplanan tazminat için davacıya ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar” başlıklı 111.maddesinde, tazminat miktarlarına ilişkin anlaşmaların iptali koşulu belirlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre, bu Kanun’da öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir.
Somut uyuşmazlıkta davalı sigorta şirketi zamanaşımı gerçekleştiği için süresinde dava açılmadığı için davacının bakiye tazminat isteminde bulunamayacağını savunmuştur. Ancak davacı vekilinin müvekkilinin 2015 yılında maluliyeti % 32 iken kendilerine sigortaca bu orana dayalı ödeme yapıldığını,ancak mahkemenin aldığı raporla maluliyetin %59 olarak tespit edildiğini ve olayda gelişen durumun olduğu, davacının maluliyetinin arttığı iddia edilmiştir.
Gelişen durum, kaza sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü kanıtlara göre değerlendirilmelidir.
Somut olayda, kaza 10/08/2014 tarihinde meydana gelmiş olup, yukarıda açıklanan yasa hükmü uyarınca davacının maluliyeti ile ilgili olarak “gelişen bir durumun” olup olmadığı hususu KTK’nın 111. maddesindeki 2 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanabilirliği açısından önem arzetmektedir.
Dairemiz kaldırması doğrultusunda alınan İstanbul 2. ATK raporu ile gelişen durum olmadığı anlaşılmakla itirazın reddi gerekmiştir
İbranamenin kapsamına ilişkin itirazın incelenmesinde :
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığı altında düzenlenen 341. Maddesinde; “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
(2) Miktar veya değeri 5.880 TL’yi (mahkeme karar tarihi itibariyle) geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.
(3) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.
(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü5.880 Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz” denilmektedir.
İstinafa konu edilen bakıcı ve faturalandırılmayan tedavi giderine yönelik istinaf karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı (5.880,00 TL) altına kaldığından,reddolan miktar açısından her iki taraf yönünden de karar kesindir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde temyiz yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.08/02/2022

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.