Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/898 E. 2022/988 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 27/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 02/11/2021
NUMARASI : …. Esas … Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … – (T.C. Kimlik No: …) – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 27/04/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 21/05/2020 tarihli dilekçesiyle; 08/04/2019 tarihinde davacı şirkete …. numaralı akaryakıt servis istasyonları sigorta poliçesi ile sigortalı olan …’ne ait olan akaryakıt servis istasyonunun yer altı tanklarına davalı … tarafından …. plakalı tankerden yanlış yakıt dolumu yapıldığını, bu sebeple davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 45.355,98 TL ödeme yapıldığını, davacı şirket tarafından ödenen zarar bedeli olan 45.355,98 TL.’nin ödeme tarihi olan 24/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 14/07/2020 tarihli cevap dilekçesiyle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, iddialarını ispatlamak zorunda olduğunu, davalının şirketine ait aracın dava dışı akaryakıt istasyonuna giderek yakıtı boşaltmak istediğini ve dava dışı akarkayıt istasyonu çalışanları davalıya ait aracı kullanan şoförü yönlendirerek yakıt boşaltım işleminin gerçekleştiğini, tanker şoförünün akaryakıt istasyonunda bulunan hancı dolum ağızının hangi yakıta ait olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, istasyon çalışanı …. isimli şahsın yanlış dolum ağzını göstermesi üzerine yanlış yere yakıtın boşaltıldığını, 08/04/2019 tarihli tutanak ile tüm kusurun dava dışı sigortalı ve çalışanında olduğunu gösterdiğini, sigortalı şirket ve çalışanının bu duruma kendi kusurları ile sebep olduklarını, sebeple zararlı sonuç arasındaki bağın hukuken nazara alınabilmesi için illiyet bağının olması gerektiğini, dava konusu olayda zarar görene ait bir iş yerinde çalışan yardımcılarının davranışları, ilk sebebi arka plana atarak, illiyet bağını keseceğini belirterek haksız ve nedenden yoksun davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)” davasıdır.
Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketine , Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne yazı yazılarak akaryakıt servis istasyonları sigorta poliçesine, yapılan ödemelere ilişkin ve …. plakalı araca ilişkin bilgi ve belgeler getirtilmiş, dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı tanığı … talimat yoluyla dinlenilmiştir. Dava konusu olaya ilişkin akaryakıt istasyonunun bulunduğu yerde talimat yoluyla keşif yaptırılmış, bilirkişi heyetince rapor düzenlenmiştir.
Kimya Yüksek Mühendisi …. ile Sigorta ve Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı …. birlikte düzenlemiş olduğu 09/05/2021 tarihli raporunda; dava dışı sigortalı … davacı ….
Sigorta Şirketi nezdinde …. sayılı poliçe ile akaryakıt servis istasyonları sigortası mevcut
bulunduğunu, davacı Anadolu …. Şirketi TTK.’nın 1472, maddesi uyarınca sigortalısının
haklarına halef olduğunu, davalının zarardan dolayı sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluğun davacı şirkete sigortalı bulunan ve tahliye için yanlış tankı gösteren akaryakıt istasyonunun pompa görevlisi ve
dolayısıyla akaryakıt istasyonu yetkililerinde bulunduğunu belirtmişlerdir.
Somut olayda; davaya konu akaryakıt istasyonunun yetkililerinin davalıya dolum yapılacak tankı gösterdiklerinde şüphe bulunmadığı, ayrıca alınan bilirkişi raporunda da davalının zarardan dolayı sorumluluğunun bulunmadığı, sorumluluğun davacı şirkete sigortalı bulunan ve tahliye için yanlış tankı gösteren akaryakıt istasyonunun pompa görevlisi ve
dolayısıyla akaryakıt istasyonu yetkililerinde bulunduğu yönünde tespitte bulunulduğu dikkate alındığında davalı tarafa atfedilecek bir kusur bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
Davacının davasının, REDDİNE, ” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava talebinin tamamen reddine karar verilmesi sebebiyle davalı yararına avukatlık asgari ücret tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davanın reddine dair verilen kararda dava içerisinde aydınlatılması gereken hususlar gözetilmeden hüküm kurulduğunu, somut olayı aydınlatmak için, mahkeme tarafından aldırılan bilirkişi raporunun tamamen mesnetsiz ve hatalı olduğunu, rapor içeriğine bakıldığında sadece kendisinin vermiş olduğu bir örnek üzerinden varsayımsal ifadelerle kusur tespiti yapıldığını, raporda taraflar arasında yapılan sözleşme hükümlerinin hiç değerlendirilmediğini, konuya ilişkin emsal nitelikte hesaplamaların nasıl yapıldığına ilişkin, davalı tanker şoförünün hangi sebeple sorumluluktan kurtulduğuna ilişkin bir açıklama yapılmadığını, davalının olay günü tamamen kusursuz olduğuna dair kurulan hükme objektif açıklayıcı bir sebep ve açıklama yapılamadığını, bahsedilen tüm sebepler doğrultusunda; davalı …’ın müvekkili şirket sigortalısının zararının yaşanmasında kusuru bulunduğunu, yargılama esnasında hesaplanan kusur oranının hatalı olup hukuki gerekçelerden ve somut verilerden yoksun olduğunu, ayrıca davalı lehine verilen vekalet ücreti hesaplamasının da hatalı olduğunu, maktu vekalet ücreti hesaplanması gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin ve davanın reddine karar verilmesinin açıkça yasa ve usul hükümleri ile güncel yargı içtihatlarına aykırılık teşkil ettiğini, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkemece verilen kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, TTK 1472. Maddesi gereğince, sorumluluk sigortasının ödediği bedeli, zarar veren üçüncü kişiden rücuen tahsili talebine ilişkindir.
İDM tarafından davanın reddine karar verilmiştir.
Sigorta ettirene ödeme yapan sigorta şirketi halefi olarak zarar görenlerden ödediği tazminatı rücuen tahsilini talep edebilir. Rücu edilebilecek tazminat tutarı sigortalıya ödenen miktar olmayıp ancak zarar görenin gerçek zararı kadardır. Yine rücu edilebilecek tazminat miktarı tayin edilirken zarara sebep olanın kusuru da nazara alınmalıdır.
Somut olayda akaryakıt nakliye sözleşmesi 8 .maddesinde; “poçan olası risklerden dolayı (hırsılık, trafik kazası, yangın, yanlış ürün alımı, hatalı depoya boşaltma, karşılaşılabilecek yasal cezalar, iş kazası vs) olası tüm maddi ve manevi kayıplar için Enis’e 150.000,00 TL değerinde banka teminat mektubu verecektir ”
Akaryakıt nakliye sözleşmesi 11. Maddesinde; “Poçan nakliye sırasında veya malın alıcıya teslimi sırasında meydana gelen hasarlardan ,her türlü maddi kayıplardan,3. Kişilerin uğradığı maddi ve manevi zararlardan ve maldaki kayıplardan sorumlu olduğunu tüm zararların kendisi tarfından karşılanacağını kabul ve taahhüt eder.”
Sigorta ettirene ödeme yapan sigorta şirketi halefi olarak zarar görenlerden ödediği tazminatı rücuen tahsilini talep edebilir. Sigorta ettiren şirket ile davalı arasında imzalanan sözleşme uyarınca davalı tarafın zarardan sorumlu olduğunu kabulünün gerektiği anlaşılmakla rücu edilebilecek zarar miktarının tespitinin yapılarak karar verilmesi gerekiğinden itirazın kabulü gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafça yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-İstinaf eden davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan masrafların ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.353 uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/04/2022


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.