Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/894 E. 2022/1420 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 21/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
NUMARASI : … Esas …. Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

VEKİLLERİ :

DAVALI :

VEKİLİ :
DAVALI :
İHBAR OLUNAN :

VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 21/06/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 21/06/2022

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 01/06/2020 tarihli dilekçesiyle; ….’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araçta davacının yolcu olarak bulunduğunu, bu araç ile davalı … sevk ve idaresindeki diğer davalı …. adına kayıtlı yine diğer davalı …. tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Poliçesi kapsamında sigortalı …. plaka sayılı araç ve davadışı …. adına kayıtlı ve kendi sevk ve idaresindeki … plakalı araçlar arasında 23/07/2018 tarihinde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde davacının yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını halen tedavisinin devam ettiğini, bu kaza neticesinde Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasıyla kamu davası açıldığını ve bu dosya kapsamında yapılan incelemede kazanın oluşumunda davalı …’in %100 kusurlu bulunduğunun tespit edildiğini ve mahkeme dosyasında karar verilerek …’in cezalandırıldığını, Konya Arabuluculuk Bürosuna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını iddia ederek kazaya karışan … plaka sayılı aracın kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … ve …. müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan …. vekilinin 22/06/2020 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı … sevk ve idaresindeki diğer davalı … adına kayıtlı … plaka sayılı aracın şirketlerince sigortalı olduğunu, davanın sigorta şirketlerinin bulunduğu yargı çevresinde açılması gerektiğini ve bu nedenle davanın yetkisizlikle reddini talep ettiklerini, 6704 sayılı Torba Kanunu uyarınca dava açılmadan evvel ön başvurunun yapılması gerektiğini ancak davacının sigorta şirketine gerekli belgeleri ibraz etmeden dava açtığını, müvekkil şirketinin davacının talep ettiği geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını iddia ederek davanın reddini, maluliyet oranı tespiti için Adli Tıp Kurumu’ndan rapor aldırılmasını, davacının davasının kabulü halinde müvekkil şirketin ferilerden sorumlu tutulmamasını, asıl alacak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını ve faizin en erken dava tarihinden itibaren başlatılmasını, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …. vekilinin 21/09/2020 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu trafik kazası ile ilgili olarak kusuru bulunmadığını, Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davacının içerisinde bulunduğu araç sürücüsünün hızlı olup olmadığı yine kavşak kabul edilen bir noktaya gelirken hızını azaltıp azaltmadığının ve davacının emniyet kemeri takmamasının kusur oranında değişiklik oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmediğini, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını iddia ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …’e dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmiş, davalı süresinde davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmadığı gibi kendisini bir vekil ile de temsil ettirmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi 07/10/2021 tarih … Esas …. Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; ….’nın sevk ve idaresindeki …. plakalı araçta davacının yolcu olarak bulunduğunu, bu araç ile davalı …. sevk ve idaresindeki diğer davalı …. adına kayıtlı yine diğer davalı …. tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Poliçesi kapsamında sigortalı … plaka sayılı araç ve davadışı … adına kayıtlı ve kendi sevk ve idaresindeki …. plakalı araçlar arasında 23/07/2018 tarihinde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde davacının yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını halen tedavisinin devam ettiğini, bu kaza neticesinde Konya …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasıyla kamu davası açıldığını ve bu dosya kapsamında yapılan incelemede kazanın oluşumunda davalı ….’in %100 kusurlu bulunduğunun tespit edildiğini ve mahkeme dosyasında karar verilerek ….’in cezalandırıldığını, Konya Arabuluculuk Bürosuna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını iddia ederek kazaya karışan …. plaka sayılı aracın kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … ve …. den müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ettiği görülmekle, konunun 6098 sayılı TBK.nun 49.ve devam eden maddelerinde ve KTK. 85.vd.eden maddelerinde düzenlendiği, TBK’nun 49/1. maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK’nun 51/1. maddesinde;”Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” şeklinde, TBK.55/1.maddesinde;”Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı, KTK.85/1.maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde, KTK. 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde,KTK.91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK.92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);” Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı,
Davacı tarafın davalı taraf 17/06/2021 tarihli vermiş olduğu dilekçe ile davada 3.kişi olan ….’ye ihbar edilmesi talep ettiği, davalı … Yalıtım’ın talebi üzerine … sigorta şirketine ihbar yapıldığı, ihbar olunan … sigortanın da beyan ve itiraz dilekçesi sunmuş olduğu görüldü. Davacı vekilinin mahkememize davalılardan … sigorta şirketinin 22/04/2021 tarihinde ve davacı vekilince 28/04/2021 tarihinde tarafların anlaştıkları ve davacının davasını maddi tazminata ilişkin tahsil etmesi nedeniyle davacının maddi tazminat yönünden davasını feragatı içerir dilekçe sunmuş olduğu ancak davacının manevi tazminat yönünden diğer davalılar … Yalıtım ve … yönünden davanın devamını talep ettiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı incelendiğinde davacının trafik kazası nedeniyle uğramış olduğu zararı davalılardan sigorta şirketi olan … sigorta olan karşılıklı olarak anlaşıp söz konusu haklarından feragat ettikleri anlaşıldığından davanın bu yönüyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan incelemede ; kazanın meydana geldiği tarih, tarafların kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu ile manevi tazminatın amacı göz önünde bulundurularak, davacının manevi tazminat talebinin de kaza tarihinden itibaren kabulüne karar vermek gerekmiş ve;
Davacının maddi tazminat yönünden tarafların dosya kapsamından anlaşıldığı üzere ve karşılıklı vermiş olduğu dilekçeler dikkate alınarak maddi taleplerinden vazgeçmesi nedeniyle yani feragat nedeniyle REDDİNE,
Davacının manevi tazminat talebi yönünden davasının KABULÜ İLE; Davalı … Sigorta Şirketi hariç olmak üzere davacının uğramış olduğu manevi zarar olarak 10.000,00 TL’nin davalılar … ile …’ten kaza tarihi olan 23/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tekerrüre esas olmamak üzere tahsili ile davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … Yalıtım ve İnşaat Limited Şirketi vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacı taraf ile usulüne uygun ve çözüm odaklı arabuluculuk görüşmelerinin gerçekleştirilemediğini, davacının kazadan kaynaklı maluliyetinin bulunmadığını, dosya kapsamında yer alan kusur raporunda her ne kadar sürücü … olduğunu iddia etmiş olsa da kazanın oluş şeklinin değerlendirilmesi halinde yavaş bir aracın karışmış olduğu kazada araç hakimiyetinin bu şekilde kaybedilmeyeceğinin açık olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf kanun yoluna başvuru taleplerinin kabulüne, Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliğinin 07.10.2021 Tarih ve … Esas, …. Karar sayılı kararının davanın manevi tazminat yönünden kabulüne dair kararının kaldırılması ve neticede davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddi ile dava masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava trafik kazası nedeniyle tazminata ilişkin olup mahkemece verilen karar davalı … Yalıtım tarafından istinaf edilmiştir.
1-Arabuluculuk yönünden;
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na 06/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren ve 7155 sayılı kanunun 23.maddesi ile eklenen madde 18/A’ya göre; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir….” hükmü getirilmiştir.
01/02/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasa ile Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ile 01/01/2019 tarihinden itibaren ticari davalarda arabuluculuğa başvurunun dava şartı haline geldiği, yine 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na 06/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren ve 7155 sayılı kanunun 23.maddesi ile eklenen madde 18/A’ya göre de, zorunlu arabuluculuğa tabi ticari davalarda, arabulucuya başvurulduğuna dair son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir suretinin sunulmasının dava şartı olduğu, bu tutanak sunulmadan açılan davalarda, mahkemece, tutanağın sunulması için davacı tarafa 1 haftalık kesin mehil verileceği, süreye rağmen tutanağın sunulmaması halinde davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verileceği düzenlenmiştir.
Anlatılan ilke ve düzenlemeler kapsamında somut olayda; davacı vekili tarafından, davalı ZMMS Sigorta’ya karşı açılan davanın zorunlu arabulucuya tabi ticari dava olduğu, taraflar arasında ihtilaf olmadığı davacının da kabulünde olduğu gibi, diğer davalı işletene karşı arabuluculuğa başvurulmasının gerekmediği, davacı tarafından zararın tahsili için müteselsilen dava açıldığı ve davalıların zorunlu dava arkadaşı olmadıkları, diğer ihtiyari dava arkadaşı işleten şirket için zorunlu arabulucuğa başvurunun gerekmediğinden, arabuluculuğa başvurulmadığı itirazının reddi gerekmiştir.
2- Davalının kusura yönelik itirazında;
Türk Borçlar Kanunun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, yine aynı kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” denilmektedir.
Karayolları Trafik Kanunun 86/1 maddesinde, “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur” denilmektedir.
Birbirini teyit eden nitelikteki kaza tespit tutanağı ile ceza dosyasında alınan kusur raporu ve mahkemece alınan rapora göre, istinaf eden davalı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğu, ayrıca davacı da yolcu olduğundan, bu sebeple kabul edilen kusur durumunun belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davalının buna yönelik itirazlarının reddine karar verilmiştir.
3-Maluliyet raporuna yönelik;
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur.
Bu belirlemenin ise; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihinden sonra ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda kazada, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak Üniversite Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden alınan rapora göre, kaza nedeniyle davacının belirlenen maluliyet durumunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından buna yönelik itirazın yerinde olmadığı görülmüştür.
4-Manevi tazminata yönelik itirazda;
6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yargıtay’ın 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hâkim; Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözeterek, hukuk ve adalete uygun hak ve nesafet kurallarına göre uygun miktarda tazminat takdir etmesi gerekmektedir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların değerlendirilmesi gerekir. Hakim manevi tazminata hükmederken; tarafların kusur durumu, kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumları, zarar ile olay arasındaki illiyet bağı, ölüm halinde kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunması, olayın tarihi, olayın ağırlığı, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, davacı sayısı gibi hususlar dikkate alınarak davacılar için zenginleşme, davalılar için yoksulluğa neden olmayacak şekilde belirlenmelidir.
Somut olayda; yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri, meydana gelen olayın ve davalının fiilin niteliği, olayın oluş yer ve şekli, kaza nedeniyle oluşan geçici ve sürekli maluliyet, kusur durumları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda, davacı için belirlenen manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete göre fazla olmadığı görüldüğünden; davalının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına; dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davalı … Yalıtım Ve İnşaat Ltd Şti vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı … Yalıtım Ve İnşaat Ltd Şti vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalı … Yalıtım Ve İnşaat Ltd Şti’den alınması gereken 683,10 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 230,08 TL nin mahsubu ile bakiye 453,02 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … Yalıtım Ve İnşaat Ltd Şti tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların bu davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.21/06/2022

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.