Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/688 E. 2022/857 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 12/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
NUMARASI : …. Esas …. Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 12/04/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 12/04/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/08/2012 günü saat 17:30 sıralarında sigortalı araç sürücüsü ….’ın idaresindeki …. plakalı kamyonet ile seyir halindeyken aracın hakimiyetini kaybederek şarampole ve oradan da tarlaya savrulması sonucu meydana gelen kazada araç içinde yolcu olarak bulunan müvekkil …’in ağır şekilde yaralandığını ve malul kaldığını, kazaya karışan ve …. adına kayıtlı kamyonetin … aleyhine trafik sigorta poliçesinin sakatlık teminatı klozundan doğan sorumluluğa bağlı olarak Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında açılan maddi tazminat davasında hükme esas alınmış olan kamyonet sürücüsü ….’ın asli ve tam kusurlu olduğu, müvekkilin hekim raporuna göre iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği ve bu sürenin geçici iş göremezlik süresi olarak değerlendirilmesi gerektiği, belgelenemeyen kaçınılmaz tedavi giderlerinin 4.000 TL olduğunun tespit edildiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 97, 98, 99/1 maddeleri gereğince davalıya yazılı başvuru yapıldığı, 30/09/2019 tarihinde başvuru dilekçesi ile zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgelerin tebliğine rağmen geçici bakıcı ve tedavi giderleri teminat haricinde olduğu gerekçesi ile herhangi bir tazminat ödemesi yapılamayacağı bildirilerek tazminat talebinin reddedildiği, dava şartı arabuluculuğa başvurulduğunu anlaşmaya varılamadığını, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere tedavi ve iyileşme süresindeki bakıcı giderinden doğan 10,00 TL, belgelenemeyen kaçınılmaz tedavi giderlerinden doğan 10,00 TL maddi tazminatların, kaza tarihinde geçerli tedavi giderleri teminatı kişi başı poliçe limiti ile sınırlı olarak talebinin reddedildiği ve temerrüdün oluştuğu 03/10/2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, dava şartı arabuluculuk faaliyeti için yapılan giderler, arabuluculuk maktu vekalet ücreti, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davlıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 05/06/2020 tarihli dilekçesi ile tedavi ve iyileşme süresindeki bakıcı giderlerinden doğan talebini 8.648,51 TL’ye, belgelenemeyen kaçınılmaz tedavi giderlerinden doğan talebini 4.000 TL’ye olmak üzere toplam 12.648,51 TL’ye yükseltmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, Asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkil sigorta şirketinin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, davacının maluliyeti için toplamda 225.000,00 TL ödeme yapılmış olup teminatlarının tükendiğini, bu nedenle müvekkil şirketin sorumluluğunun kalmadığını, söz konusu poliçede tedavi giderleri teminat limiti kişi başı 225.000 TL olduğunu, davacı, …’in sürekli sakatlığı nedeniyle öncelikle Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi …. Esas – …. Sayılı karara istinaden Konya ..İcra Dairesi …. Esasa sayılı dosyaya 13.12.2018 tarihinde 157.306,95 TL asıl alacak olmak üzere toplamda 283.072,79 TL ödendiğini, davacı vekilinin asıl alacak harici diğer alacak kalemlerini başka bir icra emrine konu ettiği için de Konya ..İcra Dairesi …. Esas sayılı dosyaya 20.041,81 TL fer’ilerin ödendiğini, 01.08.2018 tarihli bilirkişi raporu ile davacı ….’in asıl maluliyet zararının 241.475,33 TL olduğu tespit edildiğini, ancak 2 kere ıslah yapılamayacağı için davacının bilirkişi raporu ile tespit edilen bakiye 67.693,05 TL’lik sürekli sakatlık tazminatına Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesi …. Esas sayılı dosya ile talep ettiğini, karar doğrultusunda da 67.693,05 TL asıl alacak olmak üzere toplamda 149.190,11 TL, 23.08.2019 tarihinde Konya ..İcra Dairesi …. Esas sayılı dosyaya ödendiğini, tedavi gideri ve bakıcı gideri tazminatı poliçe kapsamında olmadığını, kazaya konu araç ticari faaliyette bulunmadığından ticari faiz talep edilemeyeceğini, açıklanan sebeplerle davanın görevsiz mahkemede açıldığından dolayı usulden reddine, müvekkil şirketin sorumluluk limitleri uyarınca ödeme yaparak sorumluluktan kurtulduğundan davanın esastan reddine, tedavi gideri ve bakıcı gideri nedeniyle maddi tazminat taleplerinin ZMMS poliçe kapsam dışında olduğundan davanın reddine Arabuluculuk faaliyeti için yapılan giderler, arabulucu vekalet ücreti, Yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine ve lehe vekalet ücretine hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Dava, davacının tedavi ve iyileşme süresindeki bakıcı gideri, belgelenemeyen kaçınılmaz tedavi giderleri tazminatı istemine ilişkindir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesinin .. Hukuk Dairesinin 12/11/2020 tarih …. Esas …. Karar sayılı ilamı ile Mahkememizin 2019/1045 esas 2020/514 karar sayılı kararı kaldırılarak yapılması ve incelenmesi gereken hususları “Mahkemece yapılması gereken Konya .. ATM mahkemesinin …. E. sayılı dosyası getirtilerek teminat limitinin aşılıp aşılmadığının tespit edilerek teminat limitinin aşılmaması halinde yukarıda belirtildiği şekilde Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Ana Bilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarından davacının maluliyeti olup olmadığı, yaralanmasının niteliği, iş güçten kalma süresinin tespiti bakımından uzman bilirkişi kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan ÇALIŞMA GÜCÜ VE MESLEKTE KAZANMA GÜCÜ KAYBI ORANI TESPİT İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞE göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.” şeklinde belirtmiştir.
Kaldırma kararı sonrası mahkememizce Konya .. ATM mahkemesinin …. E. sayılı dosyası getirtilerek teminat limitinin aşılıp aşılmadığına bakılmış, alınan aktüer bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; hesaplanan maddi zararın davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesinin Tedavi Gideri Teminat Limiti dahilinde olduğu, anlaşılmıştır.
Yine kaldırma kararı neticesinde dosya Selçuk Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığına gönderilmiş ve belirtilen ÇALIŞMA GÜCÜ VE MESLEKTE KAZANMA GÜCÜ KAYBI ORANI TESPİT İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞE göre rapor alınmıştır.
Akabinde dosya yeniden aktüer bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmıştır. Alınan rapora göre bilirkişi davacının geçici iş göremezlik maddi zararına ilişkin kök raporda yapılan hesaplama aynen geçerli olduğunu bu hususta yeniden hesaplama yapılmasına ihtiyaç olmadığını, davacının tedavi giderleri maddi zararına ilişkin; BAM kaldırması sonrası alınan maluliyet raporunda bir tespit yapılmadığını bu nedenle bu hususta hüküm verilecek ise kök raporda yapılan tespitler ve hesaplamalar aynen geçerli olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Dava konusu taleplerin Kaçınılmaz Tedavi Giderleri ve Geçici İşgöremezlik süresince bakıcıya ihtiyaç duyulmasından kaynaklanan maddi zararlara ilişkin olduğu görülmekle, maluliyet oranı ile bu kalem zararların değişmeyeceği ve ilk raporda alınan geçiçi iş göremezlik süresi ile kaçınılmaz tedavi giderleri için belirlenen miktarın halen geçerli olduğu ve değişmeyeceği alınan aktüer raporla da anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
1- Davacının davasının KABULÜ İLE,
A- kaçınılmaz tedavi gideri maddi zararı için 4.000,00 TL ve
B- bakıcı gideri maddi zararı için 8.648,51 TL olmak üzere;
Toplam:12.648,51 TL’ nin davalı zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketi … yönünden temerrüt tarihi olan 03.10.2019 tarihinden itibaren (tedavi gideri klozu kişi başı poliçe limiti olan 225.000,00 TL dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) işleyecek avans faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, dava konusu kazanın 25.08.2012 tarihinde gerçekleştiğini fakat zarar gören tarafından mevcut başvurunun iki ve altı yıllık zamanaşımı süresinin bitiminden sonra yapıldığını, davacıların tazminat taleplerinin zamanaşımına uğraması sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının maluliyeti için toplamda 225.000,00 TL ödeme yapılmış olup teminatlarının tükendiğini bu nedenle müvekkili şirketin sorumluluğunun kalmadığını, tedavi gideri ve bakıcı gideri tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, sigortalı araç her ne kadar ticari araç niteliğinde olsa da davanın konusu haksız fiil sonucu meydana gelen zararın tazmini talebi olduğundan aracın ticari nitelikte olmasının dava konusunu ticari iş niteliğine getirmeyeceğini, bu sebeple ticari faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; söz konusu davanın haksız fiile dayanması sebebiyle uygulanacak faizin yasal faiz olması gerektiğini, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkemece verilen kararın istinaf incelemesi sonucunda kaldırılarak, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
İlk derece mahkemesince verilen ilk karara ilişkin olarak Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile ; KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 30/06/2020tarih
…. Esas …. Karar sayılı dosyasında verilen kararının eksik araştırma nedeniyle HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle bakıcı ve tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Davalı vekilinin bakıcı gideri ve tedavi giderlerinin teminat dışı olduğuna ilişkin yapılan istinaf incelemesinde:
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası da 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’ nda 91. ile 101.maddeler arasında düzenlenmiştir. Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracın işleteni, zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belirli limitlere kadar karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüdür.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası), 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 91.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”şeklinde belirtilmiştir. Bu madde gereğince zorunlu mali sorumluluk sigortası yapılması yasal bir zorunluluk olmakla birlikte bu tür sigorta sözleşmeleri gibi sigorta ettiren ile sigortacı arasında karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile sigorta sözleşmesi kurulur ve bir sigorta poliçesine bağlanır.Yoksa yasa gereği kendiliğinden oluşan bir sigorta türü değildir.
KTK’ nin 93. maddesinde; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır.” hükmü mevcuttur.
Sigorta şirketlerinin sigorta sözleşmeleri kapsamındaki sorumlulukları sigorta poliçelerinin ayrılmaz parçası olan genel şartlarda düzenlenmiştir.
Genel Şartlar; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından her sigorta branşı için hazırlanmış olan ve sigorta şirketlerinin aksine hareket edemeyeceklerinin sigorta poliçesinde açıkça ifade edildiği, teminatın kapsamı, istisna edilen haller, hasar prosedürü, sigortalının görev ve yükümlülükleri, anlaşmazlık halinde uygulanabilecek hükümler, prim ödemesi, rücu durumu gibi sigorta sözleşmesinin esaslarını belirten koşullardır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartlar ile yapılan değişiklerin uygulanma zamanı; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “A.1. Amaç” başlıklı maddesinin 2. fıkrasının son cümlesinde; “Bu Genel Şartlar ekleriyle bir bütündür. Bu Genel Şartlar ve sigorta teminat limitleri kaza tarihi itibariyle uygulamaya esas alınır,” düzenlemesi 02.02.2016 tarihindeki değişiklik ile “Bu Genel Şartlar” kaza tarihi itibariyle uygulanır ibaresi çıkarılıp sadece ” sigorta teminat limitleri kaza tarihi itibariyle uygulamaya esas alınır” olarak değiştirilmiştir.
Genel açıklamalar bu şekilde olmakla birlikte KTK’nin Tazminatın Azaltılması Veya Kaldırılması Sonucunu Doğuran Haller başlıklı 95.maddesinde, “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” hükmüne göre Karayolları Trafik Kanununda düzenlenmeyen sigortacının zarar görenlere karşı ileri süremediği tazminatın kaldırılması veya miktarının azaltılması hallerini ancak sigortalısına rücu edebileceği düzenlenmiştir. Yani sigorta şirketi KTK’de düzenlenmeyen teminat kapsamında olmayan halleri ve rücu koşullarının varlığını zarara uğrayan kişilere karşı ileri süremez. Koşulların varlığı halinde sigorta sözleşmesinin eki olan genel şartlarda düzenlenmiş teminat dışı haller ve rücu halleri mevcut ise sadece sigorta sözleşmesinin tarafı olan akidi sigortalıya rücu edebilir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı başlıklı B.4.maddesinde ;
“Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir.” düzenlemesi ile 2918 sayılı KTK’nin 95.maddesi, genel şartlara aynı şekilde alınmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere davacı, davalı sigorta şirketine karşı zarar gören üçüncü kişi durumundadır. Davacının, zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinin tarafı olmaması ve üçüncü kişilerin haklarının korunması için 2918 sayılı KTK’nin 95.maddesi düzenlemesi karşısında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının, sigorta sözleşmesinin tarafı olmayan davacı yönünden uygulanması mümkün olmadığı gibi olay tarihinde geçerli genel düzenlemeye göre genel şartlara yapılmış bir atıf da mevcut değildir.
Dava konusu olan ve 25/08/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası yönünden 6704 sayılı Kanun ile 2918 sayılı KTK’de yapılan değişikliklerin uygulanıp uygulanmayacağı yönünden yapılan değerlendirmede ise;
2918 sayılı KTK.nin 90.maddesinde yapılan değişiklikten önce; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” denilmekte iken 26.04.2016 tarihinde 6704 sayılı yasa ile yürürlüğe giren değişiklikle; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” düzenlemesi yapılmıştır.
ANAYASA MAHKEMESİ’NİN 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre 6704 SAYILI KANUNUN 3.MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN 90. MADDESİNİN BİRİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE BU KANUN ÇERÇEVESİNDE HAZIRLANAN GENEL ŞARTLARDA” İBARESİNİN VE İKİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE GENEL ŞARTLARDA ’’ İBARESİNİN İPTAL EDİLMİŞ OLMASI SEBEBİYLE 6704 sayılı yasayla değişik 2918 sayılı KTK nun 90.maddesinde yer alan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olan hükümlerinden TARAFI OLMADIĞI ZMMS SÖZLEŞMESİNDEKİ ŞARTLARIN DAVACI AÇISINDAN BAĞLAYICI OLMAMASI nedeniyle UYGULANMAYACAKTIR.
Trafik kazaları dayanağını 2918 sayılı KTK’den alan haksız fiillerdir. Bu nedenle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası işletenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına almış olup, 26.04.2016 tarihinde 6704 sayılı Kanun ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun’da yapılan değişikliklerin dava konusu haksız fiil tarihinde yürürlükte olmadığı, 6704 sayılı Kanunda, yapılan düzenlemelerin geriye yürüyeceğine dair açık bir hükmün de bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile yapılan düzenlemenin zarar gören üçüncü kişi sıfatı ile talepte bulunan davacılar yönünden uygulanmasının, 2918 sayılı KTK.nın 90 ve 95.maddeleri ve 6102 sayılı TTK.nin 1484.maddesine göre mümkün görülmediği, olay tarihinden sonra 2918 sayılı KTK.nın 90 ve 92. maddelerinde yapılan değişikliklerin olay tarihinde bütün hüküm ve sonuçlarını doğuran haksız fiiller yönünden uygulanamayacağı, ayrıca KTK.nin 95. maddesi ve ZMSS Genel Şartlarının B.4.maddesi gereğince zarar görenlere karşı tazminatın azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin hükümlerin zarar görenlere karşı ileri sürülememesi nedeniyle, haksız fiilin türü olan trafik kazalarına olayın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan kanun hükümlerinin uygulanması, haksız fiil tarihi ile işlemeye başlayan zamanaşımı, temerrüt tarihi ve diğer maddi hukuk kurallarının olay tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükümlerine göre belirlenmesi, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartları ile düzenlenen teminat dışı hallerin zarar görenlere karşı ileri sürülemeyeceği davacı yanın sigorta sözleşmesinin tarafı olmaması zarar gören üçüncü kişi olması nedeniyle ayrıca ANAYASA MAHKEMESİ’NİN 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre 6704 SAYILI KANUNUN 3.MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN 90. MADDESİNİN BİRİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE BU KANUN ÇERÇEVESİNDE HAZIRLANAN GENEL ŞARTLARDA” İBARESİNİN VE İKİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE GENEL ŞARTLARDA’’ İBARESİNİN İPTAL EDİLMİŞ OLMASI SEBEBİYLE zarar bedelinin olay tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükümleri ve Yargıtay uygulamalarına, AYM kararına göre belirlenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Öte yandan, trafik kazaları sonucu meydana gelen zararlardan sigorta şirketleri Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinde yazılı maddi zararlar teminatı, sağlık giderleri teminatı ve sürekli sakatlık teminatı ile sorumludur. Ancak tedavi giderleri ile ilgili olarak 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” düzenlemesi ile Kanun’un geçici 1. maddesinde de “Bu Kanun’un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …. Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği düzenlemesi yapılmıştır.
Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü (belgeli tedavi giderleri), 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeyle sona erdirilmiş bulunmaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil, ancak sözkonusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan, 6111 sayılı yasa kapsamında olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp sigorta şirketinin sorumluluğu devam eder. Davacı yaralanması nedeniyle SGK’nin sorumlu olmadığı yaralanması ve tedavisine uygun belgelenemeyen tedavi giderlerini de sigorta şirketinden talep edebilir.
Davacının yaralanması sonucu sürekli bakım ihtiyacı nedeniyle ödemesi gereken bakıcı gideri de tedavi giderleri kapsamında olup, 2918 sayılı KTK’nin değiştirilmiş 98. maddesi kapsamında olmadığından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısının sorumluluğu devam edeceğinden bakıcı giderlerinden davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulmaması gerektiğine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2- Davalı vekilinin teminat limitine ilişkin itirazın incelenmesinde:
Davalı sigorta şirketi zarardan poliçe teminat limiti ile sorumlu olup Konya .. ATM … E….sayılı dosyada davalı sigortanın 157.306,95 TL tazminat ödemesine karar verilmiş karar 24/11/2018 tarihinde kesinleşmiştir. Dosya içerisindeki poliçe incelendiğinde sağlık giderinin ayrı bir kloz olduğu teminat limitinin aşılmadığı anlaşılmakla itirazın reddi gerekmektedir.
3- Zamanaşımı itirazının incelenmesinde:
HMK nın 357/1. Maddesi gereğince bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemeyeceği ve yeni delillere dayanılamayacağı hükmü gereği bu iddianın incelenmesi mümkün olmayıp bu hususlardaki istinaf itirazları yerinde değildir.
4-Uygulanmasına gereken faize ilişkin itirazda:
Davacı vekilince temerrüt faizi olarak avans faizi istenilmiş, mahkemece avans faize hükmedilmiştir. Zarara neden olan araç kamyonet olup ticari faaliyet sırasında zarara neden olmuştur. Bu itibarla davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki avans faizine hükmedilmesiyerindedir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 864,02 TL harçtan peşin alınan 217,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 647,02 TL harç giderinin davalı Unico Sigorta Anonim Şirketi’nden tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 12/04/2022

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.