Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/612 E. 2022/612 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … TARIM ÜRÜNLERİ LİSANSLI DEPOCULUK ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
DAVALI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – [… ] UETS
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 22/03/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 23/10/2017 tarihinde dava dışı … isimli şahıs üzerine kayıtlı olan … plakalı traktörü ve arkasına takılı bulunan römork ile mısır hububat ürününü müvekkil şirkete getirdiği, aracın araç kaldırma liftine çıkarıldığı, araç kaldırma liftinin kalktığı ve ürünün boşaltımı sırasında traktörün liftten düştüğü ve kaza meydana geldiğini, kaza ile ilgili olarak …’a ait aracın kasko poliçesi dahilinde sigortacı … Sigorta A.Ş. tarafından 12.000 TL kasko bedelinin dava dışı sigortalıya ödendiğini, davalı kasko şirketi tarafından müvekkil aleyhinde de Konya … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirketin meydana gelen kazada sigortacının rücu şartı olan kusurunun bulunmadığını, olayın sürücünün kusurundan kaynaklandığını, müvekkile kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilin davalıya Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında talep edilen alacaktan dolayı borcunun bulunmaması nedeniyle icra dosyasına ihtirazi kayıt ile ödenmiş olan 14.826,98 TL’ nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline, davalı aleyhinde %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil sigorta şirketinin Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası nezdinde, davacı … Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Anonim Şirketi aleyhine icra takibi yaptığını, davacı tarafından ödemede bulunulduğunu, sonrasında ödenen meblağın tahsili için haksız olarak istirdat davası açıldığını, davaya konu kazanın 23/10/2017 tarihinde müvekkil sigorta şirketine sigortalı … plakalı traktöre bağlı römorkun mısır boşaltımı sırasında traktörün geri gelerek römorka çarpması ve gerekli tedbirlerin alınmaması neticesinde meydana geldiğini, meydana gelen kazada davacı … Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Anonim Şirketi tam kusurlu olduğunu, müvekkil sigorta şirketi tarafından, sigortalı aracın maddi zararının karşılandığını, müvekkili şirketin, sigortalısının halefiyet ilkesi çerçevesinde halefi konumuna geldiğini, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi, “(1)Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” Hükmü gereğince kusurlu olan davalıya müvekkil şirketin rücu imkânı doğduğunu sigortacının sigortalı yerine geçerek zarar verenden tazminat talebinde bulunduğunu ve böylece kusuru ölçüsünde bu kişiye başvurabildiğini, üstü açık araçla yapılan taşımadan doğan ziya ve hasardan taşıyıcı sorumlu olmadığını, davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Mahkememizce Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi … Esas … Karar sayılı kaldırma kararı öncesi yapılan yargılama ile talimat mahkemesince makine mühendisi bilirkişi tarafından rapor alınmış tarafların beyan ve itirazları üzerine aynı bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Mahkememiz kararı istinafı neticesinde yukarıda bahsedilen Konya Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararında “Aldırılan bilirkişi raporu karar vermeye elverişli nitelikte de değildir. Sürücünün el frenini çekmiş olsa idi aracın takozlardan kurtulması mümkün bulunup bulunmadığı, el freninin çekilmemesi halinde gergi zinciri olsa dahi söz konusu traktörün hareket etmesi olasılığının olup olmadığı, Bu nedenle kazanın oluşumundaki sebebin ve bunun kazaya etkisinin açıkça değerlendirilmediği görülmektedir. Bu halde Mahkemece somut olayda tarafların ve varsa dava dışı kişilerin olaydaki kusur durumunun tespiti ve gerçek zarar miktarının tespiti için HMK 266 madde gereğince bilirkişi incelemesi gerekli olduğundan tarafların delil dilekçelerinde belirttikleri ve esasa etkili toplanmayan başkaca tüm delilerin toplanarak,dosyanın Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinde görevli veya emekli makine mühendisi 3 kişilik bilirkişiye tevdi edilerek tarafların iddia ve savunması dikkate alınarak ayrıntılı,denetime açık şekilde öncelikle meydana gelen kazada tarafların ve varsa dava dışı kişilerin olaydaki kusur durumu ve kusur oranının,akabinde de aynı bilirkişiden oluşan hasar miktarına yönelik bilirkişi raporu alınmasına karar verilmesi gerekirken” denilerek mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Kaldırma kararı sonrası yapılan yargılama neticesinde 09/02/2021 tarihli celse … nolu ara karar gereğince taraf vekillerine toplanmayan delillerin bulunup bulunmadığı hususunda beyanda bulunmak üzere iki hafta süre verilmiş, ayrıca .. nolu ara karar ile kaldırma kararı doğrultusunda dosyanın Karayoları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinde görevli veya emekli makine mühendisi üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi ile tarafların iddia ve savunmaları, dosyada mevcut toplanmış tüm deliller, tanık beyanları, alınmış raporlar ve raporlara karşı beyan ve itirazlar dikkate alınarak meydana gelen kazada tarafların ve varsa dava dışı kişilerin olaydaki kusur durumu, tarafların kusur oranları ve hasar miktarı hususlarında rapor alınması için dosya talimat mahkemesi olan Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi … talimat dosyası ile ilgili heyetten rapor aldırılmıştır. Alınan raporun mahkememizce incelenmesi ve değerlendirilmesinde; ayrıntılı, gerekçeli ve Konya BAM kaldırma kararı hususlarını içeren denetlemeye ve hüküm kurmaya elverişli rapor olduğu anlaşılmakla ve yukarıda özetlendiği üzere sonuç olarak davacı … Tarım Ürünleri Lisans Depo A.ş’nin olayda %100 oranında kusurlu olduğu dava dışı traktör sürücüsü …’un olayda kusursuz olduğu belirlendiğinden, davalı … Sigorta A.Ş’nin sigortalısına ödediği zarar bedelini zarara sebebiyet veren davacıdan rücu etme talebinde haklı olduğu ve davacının icra dosyasına ödenen bedelin istirdadını talep etmekte haksız olduğu değerlendirildiğinden davacının bu davasının reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davanın reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik olduğunu ve taleplerini karşılamadığını, BAM kaldırma kararı sonrasında incelenmesi gereken hususların bilirkişi raporunda incelenmediğini, kazanın oluşunda sürücünün el frenini çekmemiş olmasının kazaya etkili olduğu şeklinde daha önceki bilirkişi tarafından yapılan tespit karşısında bu rapor ile çeliştiğini, müvekkilinin dava dışı sürücüyü el frenini çekmesi konusunda uyardığını, bu hususun dosya kapsamında dinlenilen tanık beyanları ile sabit olduğunu, müvekkiline kusur atfedilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
İDM CE KALDIRMA KARARI DOĞRULTUSUNDA İŞLEM YAPILMASINA,
BU BAĞLAMDA
Dosya kapsamında olayın meydana geldiği mahalde 25/09/2019 tarihinde Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi … Talimat sayılı dosyasında keşif yapılarak tanıklar dinlenmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; kazanın olduğu tarihte kaldırma lifti platformunda 4 adet takozun açık olduğu , yük römorkunu tutan çeki demirinin kırık olduğu, olay yerindeki lastik sürtünme izi olmadığı, boşaltma platformunda bir adet gergi zincirinin bulunduğu, yük boşaltımı sırasında sürücülerin uyması gereken kurallar için bir uyarı levhasının bulunmadığı, bu kazada traktör sürücüsünün el frenini çekmediği, boşaltma platformunda hiçbir lastik ve sürtünme izinin olmadığını sözkonusu rapora yapılan itiraz sonucu bilirkişi tarafından tanzim edilen ek raporda özetle; yük boşaltma platformunda genel olarak yükü boşaltılacak araçların arka tekerleklerini boşaltma platformunda bulunan takozlara dayatılmak sureti ile emniyete alındığını, traktörlerdeki el freninin istenilen seviyede çalışamayacağını, bu sebeple gergi zincirinin de takılarak önlem alınması gerektiğini, traktör sürücüsünün el frenini çekmediği için kusurlu olduğunu ve kusur oranının %30 olduğu, müvekkil şirketin ise, el freninin çekilip çekilmediğini kontrol etmediği için ve gergi zincirini takmadığı için kusurlu olduğunu ve bu kusurun %70 oranında olduğu mütalaa edilmiştir.
Mahkemece Davacı şirketin 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu çerçevesinde kurulmuş ve faaliyet gösteren şirket olması, ilgili kanunun 1. Maddesi uyarınca tam kusurlu olduğu kabul edilerek bilirkişi raporunun aksine karar verilmiştir
6098 sayılı TBK’nın 49. maddesindeki; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” şeklindeki düzenleme uyarınca, tazminata hükmedilebilmesi için, zararın varlığıyla birlikte zarar ve kusurlu eylem arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nun 266 ve devamı maddeleri uyarınca, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Aynı yasanın 281. maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkemece, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için mahkemenin, gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi/ bilirkişi kurulu aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
HMK 266 madde hükmüne göre çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 04.02.2009 tarih 2008/4-823 Esas 2009/50 Karar sayılı kararında da hakimin kendisini bilirkişi veya bilirkişi kurulunun yerine koyamayacağı, özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda şahsi bilgisi ile sonuca gidemeyeceği, o konuda bilirkişi incelemesi yaptırması gerektiği belirtilmiştir
Dairemizce yapılan kaldırma kararı sonrası
Karayoları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinde görevli veya emekli makine mühendisi üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi ile tarafların iddia ve savunmaları, dosyada mevcut toplanmış tüm deliller, tanık beyanları, alınmış raporlar ve raporlara karşı beyan ve itirazlar dikkate alınarak meydana gelen kazada tarafların ve varsa dava dışı kişilerin olaydaki kusur durumu, tarafların kusur oranları ve hasar miktarı hususlarında rapor alınması için dosya talimat mahkemesi olan Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi … talimat dosyası ile ilgili heyetten rapor aldırılmıştır.
Alınan raporun dairemizce incelenmesi ve değerlendirilmesinde; ayrıntılı, gerekçeli ve Konya BAM kaldırma kararı hususlarını içeren denetlemeye ve hüküm kurmaya elverişli rapor olduğu ve diğer rapor ile çelişkileri giderdiği anlaşılmakla davacı … Tarım Ürünleri Lisans Depo A.ş’nin olayda %100 oranında kusurlu olduğu dava dışı traktör sürücüsü …’un olayda kusursuz olduğu belirlendiğinden, davalı … Sigorta A.Ş’nin sigortalısına ödediği zarar bedelini zarara sebebiyet veren davacıdan rücu etme talebinde haklı olduğu ve davacının icra dosyasına ödenen bedelin istirdadını talep etmekte haksız olduğu değerlendirildiğinden davacının bu davasının reddine karar verilmesi isabetlidir
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
1-Davacı tarafça alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 22/03/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.