Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/492 E. 2022/476 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – TC No:…
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 03/03/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 03/03/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; 28/08/2017 tarihinde 03:55 civarında … sevk ve idaresindeki sürücünün dedesi …’ye ait … plakalı otomobilin seyir halinde iken sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi üzerine trafik kazasının meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında araç içerisinde bulunan …’nün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybettiğini, vefat nedeniyle 13/02/1974 doğumlu annesi müvekkili …’nün oğlunun maddi desteğinden yoksun kaldığını, kaza sonrası davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu davalı şirket tarafından tazminat tutarı olarak 36.153,00 TL ödeme teklif edildiğini, bu miktarın müvekkilinin maddi kaybının tazmini için yeterli olmadığını ve açıkladığı nedenlerle destekten yoksun kalma tazminatı için 150,00 TL, yol gideri ve barınma giderleri için 100,00 TL, fatura edilemeyen sağlık gideri için 50,00 TL, bakıcı gideri için 50,00 TL ve cenaze gideri için 50,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; davacılara 26/01/2018 tarihinde 36.153,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun son bulduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe teminat limitleri ve kusur oranları ile sınırlı olduğunu, davacı tarafından sigortalının kusuru ve kusur ile zarar arasında illiyet bağının bulunduğunun usulen ispat edilmesi gerektiğini, kazada yolcu olarak taşınan … hatır için taşınıyorsa tazminattan makul oranda indirime gidilmesi gerektiğini, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini ve açıkladığı nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin 16/12/2021 tarihli kararı ile; “Açılan dava Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sırasına kaydedilmiş bu esas üzerinden yapılan yargılama neticesinde ” 32.441,49 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 3.200,00 TL kaçınılmaz tedavi gideri tazminatı ve 606,72 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 36.248,21 TL tazminatın; olay tarihi itibariyle geçerli ZMSS yaralanma ve ölüm teminat klozu limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla, 22/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talepler ile defin masrafına yönelik talebin ayrı ayrı reddine,” karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuş, başvuru üzerine Konya BAM … Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı kararıyla kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacının davalı sigorta şirketine davadan önce tazminat ödemesi için yazılı olarak başvurduğu, başvurunun sigorta şirketine 13/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı sigorta şirketinin 2918 s. KTK’nin 99/1. maddesi gereğince 8 iş günü sonra 22/12/2017 tarihinde temerrüte düştüğü, 2918 s. KTK.nin 97. maddesi gereğince dava şartının da yerine getirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar 24/07/2018 tarihli kusur raporu ile desteğin emniyet kemeri takmaması nedeniyle % 10 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş ise de desteğin emniyet kemeri takmaması müterafik kusuru oluşturmaktadır. Bu nedenle desteğin kazanın oluşumunda % 10 oranında kusurlu olduğuna ilişkin tespit kabul görmemiş ve kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 26/12/2018 tarihli maluliyet raporu ile kaçınılmaz tedavi giderinin 5.000,00 TL olduğu rapor edilmiştir.
04/04/2019 tarihli bilirkişi raporu ile davacının talep edebileceği bakıcı gideri zararının 948,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin önceki kararının davalı tarafça istinaf edilmemesi nedeniyle önceki kararda hükme esas alınan bilirkişi raporundaki destek payları davacı lehine usuli kazanıl hak niteliğindedir. Bu nedenle davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olduğundan 11/01/2021 tarihli rapor hükme esas alınmamıştır.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 23/02/2021 tarihli hesap raporu ile davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının (davadan önce yapılan 36.153,00 TL’lik ödemenin güncel değerinin mahsubundan sonra) 99.118,35 TL olduğu tespit edilmiştir.
zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/3135 E 2018/11955 K sayılı ilamında da vurgulanmıştır. Ayrıca müterafik kusur indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/2975 E 2018/11904 K sayılı ilamı; ” TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği ve yargılama giderleri yönünden taraflar arasında paylaştırmaya gidilemeyeceğinin göz önüne alınması gerekirken, davalı yararına müterafik kusur ve hatır taşıması indiriminden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.” şeklindedir.
Soruşturma aşamasında dinlenen tanık-müşteki beyanlarının incelenmesinde destek …’nün emniyet kemeri takmadığı ve sürücünün alkollü olduğunu bilmesine rağmen araca bindiği ve bu nedenle tazminat tutarlarından % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Mahkememizce bu yönde yapılan hesaplama sonucunda davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı tutarının (99.118,35-19823,67=)79.294,68 TL olduğu, bakıcı gideri zararının (948,00-189,60=) 758,40 TL ve belgelendirilemeyen tedavi gideri zararının (5.000,00-1.000,00=)4.000,00 TL olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E … K sayılı kararının davacı tarafça Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyası ile takibe konulduğu, dosyanın davalı tarafça yapılan ödeme ile infazen kapandığı, bu bakımdan dava devam ederken davalının 32.441,49 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 3.200,00 TL kaçınılmaz tedavi gideri tazminatı ve 606,72 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 36.248,21 TL tazminatı davacıya ödediği, bu tazminat tutarlarının dava devam ederken ödenmesi karşısında güncelleme yapılmaksızın zarardan mahsup edilmesinin gerektiği, bu yönde resen yapılan hesaplama neticesinde davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı tutarının (79.294,68-32.441,49=) 46.853,19 TL, bakıcı gideri tazminatı tutarının (758,40-606,72=) 151,68 TL, belgelendirilemeyen tedavi gideri tazminatı tutarının ise (4.000,00-3.200,00=) 800,00 TL olduğu sonucuna varılmış davanın bu tutar üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dava değeri olan 104.541,55 TL’nin 36.248,21 TL’lik kısmı dava devam ederken yapılan ödeme nedeniyle konusuz kaldığı sonucuna varıldığından davanın 36.248,21 TL’lik kısmı yönünden dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde Toplam dava değeri olan 104.541,55 TL’nin 36.248,21 TL’lik kısmı yönünden dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının bakiye (104.541,55 – 36.248,21=) 68.293,34 TL’nin tahsiline yönelik davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 46.853,19 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 800,00 TL tedavi gideri tazminatı ve 151,68 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 47.804,87 TL tazminatın; olay tarihi itibariyle geçerli ZMSS yaralanma ve ölüm teminat klozu limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla, 22/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talepler ile defin masrafına yönelik talebin ayrı ayrı reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 16/12/2021 tarihli karar duruşmasında taraflarınca asgari ücrete ilişkin güncel verilerin dikkate alınarak hesap raporu alınması taleplerinin gerekçelendirilmeksizin reddedildiğini ve dosyanın mevcut hali ile karara çıkartıldığını, bu şekilde çıkarılan kararın kabulünün mümkün olmadığını, talepleri doğrultusunda 2022 yılı asgari ücret tutarının esas alınarak hesap yapılmak üzere dosyanın yeniden bilirkişi incelemesine gönderilmesi gerekirken bu şekilde hüküm kurulmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile talepleri doğrultusunda karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Davacı vekilinin 2022 asgari ücret verilerine göre rapor alınması gerektiği istinafı
Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda malvarlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Bu anlamda gerçek zararın belirlenmesi ve giderilmesi önem arzetmektedir. 6098 sayılı TBK m. 75 gereğince gerçek zararın belirlenmesi bakımından karar tarihine en yakın tarihlerdeki ölçütlerin kullanılması gerekmektedir.
Tazminat hesabına etkili unsurlardan birisi olan asgari ücret, kamu düzeni ile ilgili olup; aynı davada, asgari ücretin artması halinde bunun mahkemece resen dikkate alınması gerekmektedir. Hatta davacının ilk asgari ücrete göre yapılan hesaba itiraz etmemesi, o günkü verilerin doğru olduğuna inandığı içindir. Bu durum sonraki gelişmeler nedeniyle asgari ücretlerde gerçekleşen artışlardan kaynaklanan hakkını istemesine engel olamaz. Hüküm tarihine en yakın asgari ücret esas alınarak zarar miktarı tespit edilmelidir
Somut olayda İDM’nin karar tarihi olan 16/12/2021 tarihi itibariyle 2021 verileri dikkate alınarak hazınlanan bilirkişi raporuna göre karar verildiği, karar tarihinden sonra 01/01/2022 tarihinde yürürlüğe girecek 2022 verileri dikkate alınarak rapor aldırılmasının mümkün olmamasına ,bu halde hüküm tarihi itibariyle en yakın veri olan 2021 asgari ücret verilerine göre hesaplama yapan rapora karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
1-Davacı tarafça alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 03/03/2022

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.