Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/429 E. 2022/571 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:… – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO :…
KARAR TARİHİ : 16/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av….
DAVALI :1-… SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI :2-… ELEKTRİK PERAKENDE SATIŞ ANONİM ŞİRKETİ -…
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : 3- … -…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :4-… – …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 16/03/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili Konya …. Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu 30/05/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 19/03/2017 tarihinde … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken davalı …’nun sürücüsü olduğu …’na ait… plaka sayılı aracın kontrolsüzce kavşağa girmesi nedeniyle ciddi şekilde yaralanmalı kaza meydana geldiğini, … idaresindeki aracın kazada savrularak o esnada kavşakta bulunan … Plaka sayılı araca çarparak durabildiğini, kaza sırasında trafik lambalarının elektrik kesintisi nedeniyle aktif durumda olmadığının tespit edildiğini, davalı sürücünün birinci derecede kusurlu olduğunu, kaza sonrasında müvekkilinin hastaneye sevk edildiğini, müvekkilinin ayak bileğinde ciddi kırık olduğundan ameliyat olması gerektiğinden Ankara’ya sevk edildiğini, operasyon sonrasında müvekkilinin ayağına platin ve vida konulduğunu, sonrasında müvekkilinin aktif bir sporcu olduğundan 6 ay süre ile spor yapamayacağının bildirildiğini, 45 gün istirahat verildiğini, müvekkilinin kaza tarihi itibariyle tam olarak sağlığına kavuşamadığını, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte, 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 03/02/2021 havale tarihli feragat dilekçesinde özetle; maddi tazminat taleplerinin davalı sigorta şirketi tarafından ödendiğini, maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini, buna ilişkin taleplerinin konusuz kaldığını beyan etmiş, 02/06/2021 tarihli dilekçesinde; 40.000,0TL manevi tazminat taleplerinin davalılar …, … ve …’dan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, maddi tazminat talepleri yönünden ödeme yapıldığından yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Konya … Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu 10/07/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; husumet yönünden itirazlarının olduğunu, davalı sürücünün kontrolsüzce kavşağa girmesi sonucu kural ihlali nedeniyle kazanın meydana geldiğini, kazanın trafik lambalarının çalışmamasından dolayı meydana gelmediğini, müvekkilinin elektrik pazarlama şirketi olup elektriği üretmek ve dağıtmak kesmek gibi sorumluluk alanı olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili Konya… Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu 13/07/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dışı sürücünün asli tam kusurlu olduğunu, davacının kazadan dolayı açtığı maddi tazminat kalemlerini tam olarak netleştirmediğini, davacının tıbbi raporları ile maluliyet raporlarının dosyaya alınması gerektiğini, müvekkillerinin davran8ışları, hali vicdanlara rahatsızlık verecek nitelikte olmadığını, kazadan dolayı manevi tazminata mahkum edilmesinin hakkaniyete aykırı olacağını, mahkemece manevi tazminata hükmedilecekse müvekkillerini maddi anlamda mağdur etmeyecek şekil ve miktar olması gerektiğini, davalı sigorta şirketinin muhtemel tazminattan sorumlu olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş.’ye usulüne uygun yapılan tebligata rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı, duruşmalara katılmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Kazanın oluş şekline uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğundan hükme esas alınan ATK Trafik İhtisas Daire Başkanlığının 16/06/2020 tarih ve … sayılı raporunda tespit edildiği üzere, davacı sürücü …’nın kavşak mahallini ve mahal şartlarını gözetip hızını yeterince azaltarak tedbirli bir şekilde seyretmemesinden dolayı %25 oranında, davalı sürücü …’nun trafik ışıklarının faal olmadığı kavşakta bölünmüş yol üzerinde gelen araçların hız ve yakınlığını gözetip gerekli ve yeterli kontrolleri sağlamadığından %75 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Dava dışı sürücü …’ın ise kavşakta beklediği esnada çarpışma nedeniyle savrulan aracın kendi aracına çarpması nedeniyle kazada bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı için talimat mahkemesi aracılığıyla İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından aldırılan ve hükme esas alınan 19/04/2021 tarihli rapora göre, davacının kaza sebebiyle %9,3 oranında kalıcı maluliyetinin bulunduğu, tedavi süresince bir ay bakıcı ihtiyacının bulunduğu ve üç ay geçici iş göremezlik süresinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Yargılama sırasında davacı vekili araç hasarı ve cismani zarara yönelik maddi tazminat taleplerinin davalılarca karşılandığını, bu talepleri yönünden davanın konusuz kaldığını, ancak manevi tazminat taleplerinin devam ettiğini dosyaya bildirmiştir. Bu bakımdan davacının maddi tazminat talepleri yönünden davanın esasına ilişkin karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar vermek gerekmiştir. Davanın ödeme nedeniyle konusu kalmadığından maddi tazminat taleplerine ilişkin dava tarafları aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemiştir.
Davalı …’dan her ne kadar manevi tazminat talebinde bulunulmuş ise de, …’a ait … plakalı aracın sürücüsü kazada kusursuz olduğundan davalı … yönünden manevi tazminat davasının reddi gerekmiştir. Diğer taraftan ZMMS poliçesi sigortacılarının manevi tazminata ilişkin taleplerden poliçe genel şartları gereğince muaf olmaları nedeniyle açılan manevi tazminat davasının davalı … Sigorta A.Ş. yönünden de reddi gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talebinin davalılar … ve … açısından değerlendirilmesinde ise;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesinde ; “Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” hükmü düzenlenmiştir. Anılan hükme göre, Manevi zarar; mutlak hak olan ve dolayısıyla herkese karşı korunmuş bulunan kişilik haklarının kapsamına giren değerlerden birisinin ihlali ile doğar. Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini talep edebilir. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. (Konya BAM … Hukuk Dairesi 19/06/2020 tarih … Esas … Karar)
Bu itibarla yukarıda açıklanan ilkeler, davaya konu somut olayın gerçekleşme şekli, yeri, zamanı, ceza dosyasındaki deliller, Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Daire Başkanlığının 16/06/2020 tarihli raporunda saptandığı üzere davalı araç sürücüsünün kazadaki kusur durumu, eylemdeki hukuka aykırılığın derecesi, hükme esas alınan Adli Tıp raporunda tespit edilen %9,3 maluliyet oranı ve geçici iş göremezlik ve bakıcı süreleri, davacının çektiği bedensel acının manevi dünyasında ortaya çıkardığı tahribatın derecesi, olay tarihinde paranın satın alma gücü birlikte değerlendirilerek davacının manevi tazminat talebinin davalılar … ve … yönünden kısmen kabulü gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının araç hasarı ve cismani zararına yönelik açtığı maddi tazminat davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminat davasının davalılar … ve … Sigorta A.Ş yönünden reddine, davacının manevi tazminat davasının davalılar … ve … yönünden kısmen kabul kısmen reddi ile, 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/03/2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair, davacı vekili, davalı … vekili, davalı … ve … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı …vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin gerekçeli kararının … nolu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, görevsizlik sonrası yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde görevsizlik kararı üzerine davalılar lehine vekalet ücreti takdir edildiğini fakat Yargıtay kararları gereğince davanın kısmen kabul kısmen red kararları doğrultusunda davanın esası bakımından davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmişse görevsizlik kararı bakımından vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinin hükme bağlandığını, tüm bu nedenlerle Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30.09.2021 tarih … Esas – … Karar sayılı kararının … nolu kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin husumet itirazını değerlendirmediğini, …’ın görevleri arasında elektriğin kesilmesi kararını vermek ve bakım-onarım işlerine bakmak olmadığını, sorumluluk alanında olmayan bir konuda müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, bu sebeple davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, 16.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda da müvekkilin dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunun ispat edildiğini, müvekkili şirketin kusursuz olması sebebiyle davacının 40.000 TL’lik manevi tazminat talebinin tümü yönünden reddedilmesi ve bu 40.000 TL manevi tazminat üzerinden müvekkili lehine diğer davalılardan ayrı olarak nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi ve yerel mahkemenin müvekkili hakkındaki red kararının hatalı gerekçesinin düzeltilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkemece müvekkili şirket lehine verilen vekalet ücreti ve gerekçenin düzeltilmesi yönünden istinaf taleplerinin kabulünü talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin gerekçeli kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarının müvekkillerin sosyal ve ekonomik durumu yönünden son derece ağır olup bu miktardaki tazminat bedelini ödeyemeyecek durumda olduklarını, ayrıca müvekkili …’nun kazadaki kusur oranının da az olduğu dikkate alındığında daha düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle hükmedilen manevi tazminat miktarının azaltılarak verilen yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Husumet itirazını incelenmesinde :
Davacı vekilince, … aleyhine elektrik kesintisi nedeni ile kazda sorumluluğu bulunduğu gerekçesi ile dava açılmış ise de TEDAŞ ‘ın 11/06/2019 tarihli yazısından elektrik kesintisinden davalı … ‘ın sorumlu olmadığı anlaşılmakla davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken bu hususta herhangi bir hüküm kurulmaması yerinde değildir. İtirazın kabulü gerekmektedir.
2- Görevsizlik kararı nedeniyle ayrı vekalet ücretine hükmedilmediği istinafının incelenmesinde :
6100 sayılı HMK’nın 326. maddesinde, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği belirtilmiştir. Bu yargılama giderleri, hem davayı kazanan tarafça daha önce peşin olarak ödenen hem de dava sonunda ödenmesi gereken harç ve masraflar ile yargılama gideri olan vekalet ücretidir.
6100 sayılı HMK’nın 323/ğ maddesi uyarınca, vekalet ücreti de yargılama giderleri arasında yer alır.
Yargılama harç ve giderlerinden sorumluluk, ancak davanın bitiminde söz konusu olur. Dolayısıyla, kural olarak ancak esasa ilişkin nihai kararla birlikte yargılama harç ve giderlerine hükmolunur. Ancak istisnai olarak usule ilişkin nihai kararlarda da dava sona eriyorsa, dosya başka bir mahkemeye gönderilmiyorsa, derdestlik nedeniyle davanın usulden reddi durumunda olduğu gibi, yargılama giderlerine hükmedilmelidir.
6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesine göre de “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararlarından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme, dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum eder.”
Söz konusu hüküm, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda yer almayan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun getirdiği bir yenilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Anılan yasa hükmü ile yargılamanın tekliği esası benimsenmiş ve görevsiz ya da yetkisiz mahkemece yargılama giderlerine hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir. Görevsizlik ya da yetkisizlik halinde verilecek karar “usulden ret” kararıdır (HMK md. 115/2). Diğer bir anlatımla, görevsizlik ve yetkisizlik kararları ile mahkeme davadan elini çekmiş olsa da söz konusu kararlar, davanın esasını çözmeyip, davacı bu kararların kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde görevli veya yetkili mahkemeye başvurarak davaya kaldığı yerden devam olunmasını sağlayabilmektedir (HMK m. 20).
Ne var ki, HMK’nın 331/2. maddesi ile görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmesi halinde, ilk kararı veren mahkemedeki yargılama için ayrıca bir yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmolunması gerektiği sonucu çıkarılmamalıdır. Çünkü usule ilişkin nihai kararla, davanın esası hakkında herhangi bir karar verilmediğinden, davanın sonunda hangi tarafın haklı, hangi tarafın haksız olduğu tespit edilemez. Henüz yargılamayı sona erdirmeyen görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararları üzerine görevli ve yetkili mahkemede davaya devam edildiği hallerde, uyuşmazlığın esası hakkında verilecek nihai kararda, haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin hüküm altınması gerekir.
Yapılan bu genel açıklamalar ışığında somut olaya gelince; konya … Asliye Hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verildiği ve HMK’nın 331/2. maddesine uygun olarak “yargılama giderleri ve sair hususların görevli mahkemece değerlendirilmesi” yönünde hüküm kurulduğu; davacı vekilinin süresinde başvurusu üzerine de görevli Konya .. . Asliye Ticaret Mahkemesinde yargılamaya devam edildiği ve yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, 6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi hükmüne uygun olarak, görevsizlik kararı nedeniyle kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına ayrı bir vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp itirazın kabulü gerekmiştir.Nitekim Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/2-3004 esas 2019/217 karar, 13. Hukuk Dairesi’nin 2019/1438 esas 2019/8543 karar sayılı ilamı.
3-Davalı … vekilinin vekalet ücretine ilişkin itirazının incelenmesinde:
Davalı …’a karşı maddi ve manevi tazminat davası açıldığı bu davalı yönünden her iki davanında husumetten reddi gerektiği anlaşılmakla tek vekalet ücreti verilmesi yerinde olmayıp itirazın kabulü gerekmektedir.
4- Manevi tazminat miktarına ilişkin itirazın incelenmesinde:
Manevi tazminat, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre, Manevi zarar; mutlak hak olan ve dolayısıyla herkese karşı korunmuş bulunan kişilik haklarının kapsamına giren değerlerden birisinin ihlali ile doğar. Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini talep edebilir. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesinde ; “Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” hükmü düzenlenmiş madde metninden de anlaşıldığı üzere, haksız eylem sonucu bedensel zarar görenin yakınları yararına manevi tazminata karar verilebilmesi için, zarar görenin yaralanmasının ağır bedensel zarar niteliğinde olması gerekmektedir. Ağır bedensel zarar, kanunda tanımlanmamış olup, yaralanmanın özelliğine ve yarattığı sonuçlara göre mahkemece takdir edilecektir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu somut olayın gerçekleşme şekli, yeri, zamanı, Ceza Mahkemesinin kararı, kusur durumları ve yukarıda açıklanan ilkeler, davalının eylemindeki hukuka aykırılığın tespitinin sağlayacağı manevi tatmin ile birlikte değerlendirildiğinde İDM’ince hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlanının YERİNDE OLDUĞU anlaşılmıştır.
5- Kusura ilişkin itirazın incelenmesinde:
Kaza tespit tutanağı ve mahkemece alınan raporun birbiri ile uyumlu olduğu raporun olaya ve oluşa uygun olduğu anlaşılmakla itirazın reddi gerekmiştir.
Bu nedenle , davacı ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davalılar… ve … vekilinin istinaf talebinin reddine ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalılardan … ve … vekilinin istinaf talebinin REDDİNE,
Davacı ve davalı … Elektrik Perakende Satış A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davalılar … Sigorta, … ve … yönünden; Davacının araç hasarı ve cismani zararına yönelik açtığı maddi tazminat DAVASININ ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalı …’a karşı açılan maddi tazminat davasının husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3-Davalı …’a karşı açılan manevi tazminat davasının husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
4-Davacının manevi tazminat davasının … Sigorta A.Ş yönünden REDDİNE,
5-Davacının manevi tazminat DAVASININ davalılar … ve … yönünden KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/03/2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
6-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.024,65TL karar ve ilam harcından dava açılırken alınan 853,88TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 170,77TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 853,88 TL peşin harç ve 4,60 TL vekalet suret harcı olmak üzere toplam 889,88TL’nin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından sarfedilen 1.402,64TL posta ve tebligat ve bilirkişi giderinden davalı sigorta tarafından ödenen 500,00TL mahsup edildikten sonra kalan 902,64TL’nin haklılık oranına göre hesaplanan (15.000,00/40.000,00 oranında) 338,49TL’lık kısmının davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, kalan bölümün davacı üzerine bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından sarfedilen 38,70TL posta ve tebligat giderinin haklılık oranına göre hesaplanan 24,19TL’lık kısmının davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine, kalan bölümün üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … tarafından sarfedilen 100,00TL posta ve tebligat giderinin haklılık oranına göre hesaplanan 37,50TL’lık kısmının davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine, kalan bölümün üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı … Sigorta A.Ş.’ye yönelik maddi tazminat davası yönünden dosyaya sunulan feragat beyanı, sulh protokolü ve ibraname dikkate alınarak maddi tazminat yönünden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-Davalılardan … Sigorta A,Ş yararına AAÜT’nin 3/2 ve 10. maddelerine göre reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
13-Davacı yararına AAÜT’ye göre kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
14-Davalılardan … yararına AAÜT’nin 3/2 ve 10. maddelerine göre reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
15-Davalılardan … yararına AAÜT’nin 3/2 ve 10. maddelerine göre reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
16-Artan gider avansı olması halinde HMK m.333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
17-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
18-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davalı … Elektrik Perakende Satış A.Ş’ye iadesine,
19-İstinaf eden davalı …’ndan alınması gereken 1.024,65 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 256,16 TL nin mahsubu ile bakiye 768,49 TL eksik harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
20-İstinaf eden davalı Yüksek Sandımoğlu’ndan alınması gereken 1.024,65 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 256,16 TL nin mahsubu ile bakiye 768,49 TL eksik harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
21-Davalılardan Yüksek Sandımoğlu ve … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
22-Davacı tarafça yapılan 162,10 TL istinaf başvuru gideri ile 388,04 TL masraf olmak üzere toplam 550,14 TL yargılama giderinin davalılardan … ve …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
23-Davalı … Elektrik Perakende Satış A.Ş tarafça yapılan 162,10 TL istinaf başvuru giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
24-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
25-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00 ) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.16/03/2022


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı
..
Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.