Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/398 E. 2022/461 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:… -…
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO :…
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya… Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
NUMARASI : …Esas … Karar

DAVACI : … SİGORTA ŞİRKETİ -…
VEKİLİ : Av….
DAVALI : ………..
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 01/03/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin Konya … Tüketici Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 05/01/2019 tarihinde müvekkili şirkete … numaralı poliçe ile Zorunlu Mali Mesuliyet sigortalısı olan davalıya ait ve … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı çekicinin, …’a ait, … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsü …’ün 2918 sayılı Kanunun 84/1-g maddesini ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğunu ve sigortalı araç sürücüsünün kaza yerini terk ettiği kanaatine varıldığını, kaza sonucu … plaka sayılı araçta meydana gelen hasar bedeli olan 33.800,00 TL’nin müvekkili şirket tarafından 28/03/2019 tarihinde ödendiğini, ZMMS genel şartları gereğince müvekkili şirketin sigortalısına rücu hakkının bulunduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile kazada … plaka sayılı araçta meydana gelen hasar bedeli olan 33.800,00 TL’nin ödeme tarihi olan 28/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ZMMS genel şartları gereğince davalıdan tahsilini, yargılama giderleri, arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Konya… Tüketici Mahkemesine sunmuş olduğu 30/06/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; sigorta poliçesi ve dosya kapsamına göre müvekkilinin tacir olduğunu, rücu davasına konu poliçenin ticari araç için yapılan ZMMS poliçesi olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olmadığını, davada görevli ve yetkili mahkemenin Konya Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davalının maliki olduğu araç sürücüsünün olay yerini terk etmesini gerektirir bir durumun söz konusu olmadığını, rücu şartlarının oluştuğunu ispat külfetinin sigortacıya ait olduğunu, sürücünün şerit ihlali yapmasının asli kusurlu olduğu değerlendirilse dahi ağır kusur olmadığını, açıklanan nedenlerle öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, yasal süre içerisinde arz ettikleri cevaplarının kabulü ile haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Mahkememizce toplanan delilerin değerlendirilmesinde; kaza tarihi ve kaza zamanında kazanın oluş biçimi, zemin ve hava durumu koşulları, kazaya karışan araçların nitelikleri ve fiziki durumları, trafik güzergahı, araçların çarpışma noktaları, savcılık dosyasında alınan ifade ve beyanlar, kolluk kuvvetleri kayıtları, meteoroloji raporları ve özellikle Adli Trafik Bilirkişisi …’ ün 26.10.2021 tarihli raporu dikkate alındığında, davalının maliki olduğu sigortalı araç sürücüsünün kazaya karıştığını fark etmesinin mümkün olamayabileceği, dolayısıyla sürücünün kasti bir hareketle olay yerini terk etmediği, davaya konu trafik kazasında sigortalının yaptığı kural ihlali Genel Şartlarının B.4.a ve/veya B.4.f maddesinde ifadesini bulan ağır kusur veya kasti hareket olarak ve olay yerini terk olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığından, ayrıca kazada bedeni hasar meydana gelmekle birlikte bu yönde davacı sigorta şirketinin ödemede bulunmaması ve sürücünün olay yerini terki sebebiyle zararın arttığı iddia ve ispat edilemediğinden, rizikonun teminat dışında kaldığını ispat yükünün sigorta şirketine ait olduğu da değerlendirildiğinde oluşan vicdani kanaat ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; ispatlanamayan davanın REDDİNE, alınması gereken 2.308,88 TL karar harcının, peşin olarak alınan 577,22 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.731,66 TL karar ve ilam harcının Harçlar Kanunun 31. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine, davacı tarafından yatırılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına dair, Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK 345. Madde gereğince ( 2 ) iki hafta içerisinde, ilgili Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazaya … plaka numaralı aracın %100 kusurlu şekilde sebep olduğunu ve sonrasında olay yerini terk ettiğini, bu durumun tutanaklar ile sabit olduğunu, davalının kaza yaptığını fark etmediği iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve bu durumun ATK raporları ile de ispat edildiğini, davalı yerine geçerek kazanın fark edilip fark edilmeyeceği şeklinde yapılması istenen tespitin hukuka aykırı olduğunu, bu durumun tespitinin mümkün olmadığını, sigortalının kazaya sebebiyet vermesi, tam kusurlu olması, zarara neden olması ve olay yerini terk etmiş olması sebepleri ile müvekkil sigortanın rücu hakkı doğduğunu, ilk derece mahkemesinin mesnetsiz, hatalı, eksik, usul ve kanun hükümlerine aykırı, güncel içtihatlara uygun olmayan kararının inceleme neticesinde kaldırılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkemece verilen kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına, haksız olarak başlatılan icra takibine karşı taraflarına tehir-i icra kararı verilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı ” B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Bu çerçevede, 01.06.2015 tarihinden önceki sigorta genel şartlarında olay yerini terk, kaza tutanağı ve alkol vb. belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması rücu şartı olarak öngörülmemişken, ilgili maddenin (f) bendinde, belirli durumların haricinde olay yerinin terk edilmiş olması, kaza tutanağı ve alkol v.b. belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması da, rücu şartı olarak düzenlemiştir. Genel Şartlar B4-f bendi kapsamında sigortanın, sigortalısına rücu edebilmesi için ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemesi yeterli olup, sigortacının, sigortalısına rücu için sürücünün alkollü olduğunu yahut kasti eyleminin varlığını kanıtlaması istenemez.
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Çözümlenmesi gereken sorun ZMMS poliçesi bulunan dava konusu araç bakımından meydana gelen iş bu trafik kazası neticesinde olay mahallinin terk edilmesinin tek başına poliçeyi teminat kapsamından çıkarıp çıkarmadığına ilişkindir.
Sigorta hukukunda asıl olan, sigorta poliçesi kapsamında kalan rizikonun gerçekleşmesi halinde zararın sigortacı tarafından karşılanmasıdır. Ancak bazı durumlara ilişkin kanuna veya poliçe genel şartlarına hükümler konularak, zarar teminat dışına çıkarılabilmektedir. ZMMS genel şartlarının B.4 maddesinde de teminat harici olan hususlar düzenlenmiş olup, bunlardan bir tanesi de kazadan sonra olay yerinin terk edilmesidir.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMMS) Genel Şartlarının ” ZARAR GÖRENLERİN HAKLARININ SAKLI TUTULMASI VE SİGORTACININ SİGORTALIYA RÜCU HAKKI” başlıklı B.4/f bendinde düzenlenen “f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, “bedeni hasar”a neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde sigorta şirketinin zarar gören 3. kişilere ödediği tazminatı sigortalısına rücu hakkı bulunmaktadır.
Bedeni hasara neden olan bir trafik kazası sonucu sigortalı araç sürücüsü olay yerini terk etmişse olay yerini terk sebebinin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu bir hal sebebine dayanması gerektiği aşikardır.
ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkının doğumu için iki sebebin bir arada bulunması gerekmektedir.
a)- Bunlardan ilki meydana gelen trafik kaza sonucunda “bedeni hasar”ın doğmasıdır. Poliçe genel şartlarında maddenin kapsamı “bedeni hasar ile” sınırlandırılmış olup, düzenleyici, yalnızca maddi hasar meydana gelen kazaları özellikle rücu kapsamına almamıştır. Kural, riskin gerçekleşmesi halinde zararın karşılanması olduğundan ve teminat dışı olan durumlar istisna olduğundan, maddi hasarlı trafik kazalarında, sigortalı sürücüsü tarafından olay yerinin terkinin genişletici yorumla rücu kapsamına alınması mümkün değildir.
Somut olayda ise bedeni hasar meydana gelmiştir. Dava dışı … Plakalı araç sürücüsü … ve yanında yolcu olan ……… yaralanmıştır. Dolayısıyla rücu için aranılan birinci sebep gerçekleşmiştir.
b)-Rücu için gerekli olan ikinci sebep ise, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden birine dayanması gerekmektedir.
Somut olayda; sigortalı araç sürücüsü … un olay yerini terk sebebinin ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden olmadığı anlaşılmıştır. Hattı zatında bu amaçlarla terk edildiği de davalı tarafça ileri sürülmemiştir. Bu halde B.4.f maddesi gereği rücu imkanı olduğu açık olmakla itiraz yerindedir.
Rücu davaları; gerçek zararının giderilmesi amacına yönelik olup, zenginleşmeye bir vesile teşkil etmemelidir. Dolayısıyla zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı da, ödediği meblağın tamamını değil, ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusu bulunanlardan isteyebilir.
Bu halde mahkemece yapılacak iş ;
Davalı, davacının ödediği miktardan değil, kaza nedeni ile ortaya çıkan gerçek zarardan kusurları oranında sorumludurlar. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, öncelikle meydana gelen kazada birbiriyle örtüşen ve davalı tarafın % 100 kusur durumuna göre , Hasar bilirkişisinden ödeme tarihi itibari ile zarar görenin uğradığı gerçek zarar miktarının belirlenmesi yönünde tazminat raporu alınarak davalının kusuruna sorumluluğuna karar vermekten ibarettir.
Yukarıda yapılan genel açıklamalar ışığında, istinafa konu ilk derece mahkemesinin dosyası incelendiğinde, yukarıda belirtilen ve esasa etki eden hususlarda delillerin eksik toplandığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının duruşma yapılmaksızın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılması için HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafça peşin olarak yatırılan başvuru harcı dışında kalan istinaf karar harçlarının talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi. 02/03/2022


Başkan

E imza

Üye

E imza

Üye

E imza

Katip

E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.