Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/387 E. 2022/441 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … -…
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACILAR : 1-… – …
2-… (…)’a velayeten …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … SİGORTA A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 01/03/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 30/07/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle;müvekkillerinin murisi olan …’ın 19/05/2008 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karışmış olduğu kazada vefat ettiğini; kaza nedeniyle Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan ceza davasında araç sürücüsü ile birlikte yol çalışması yapan şirket yetkilisinin ceza aldığını; Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davası sonucunda davacı … için 70.913,43 TL. küçük Ulkiye için 20.579,96 TL. maddi tazminat ödenmesine karar verildiğini; kesin hüküm nedeniyle davalı sigorta şirketinin de sigorta limitleri ile sınırlı olarak sorumluluğu olduğunu; davalı sigorta şirketine davanın ihbar edildiğini; hüküm gereğince alacağın tahsili için davalı sigorta şirketi aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını; davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini; davalının yapmış olduğu itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu; davalı sigorta şirketine 2008 yılında başvuru yaptıklarını; bu başvuruya 11/07/2008 tarihinde verilen cevabı da ekte sunduklarını; itiraz edilen takipteki faiz başlangıç tarihinin kaza tarihi olan 19/05/2008 değil, 01/08/2008 tarihi olduğunu; davalının faiz başlangıc tarihi ile birlikte kusur oranına da itiraz ettiğini, ancak bu itirazın da haksız olduğunu; yapılan yargılama sonunda verilen karar ile davalı sigorta şirketinin 91.493,39 TL asıl alacak ve faizleri ile birlikte toplam 218.849,06 TL.’den sorumlu olduğunun artık mahkeme kararı ile netleştiğini beyanla öncelikle dava konusu alacağı karşılamaya … miktarda davalı adına kayıtlı taşınmaz ve araçların kayıtlarına ihtiyati tedbir şerhi konulmasına; itirazın iptali ile takibin devamına; kötüniyetle borca itiraz eden davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili mahkememize vermiş olduğu 17/09/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, davacı vekili tarafından söz konusu kazaya ilişkin sigortalı aleyhine açılan davanın müvekkili sigorta şirketine ihbar edildiğini; mahkemece verilen hükmün sigortalı tarafından temyiz edildiğini; ihbar edilen olarak müvekkili şirketin temyiz sürecinde davaya herhangi bir müdahalede bulunamadığını; Yargıtay tarafından hükmün bozulduğunu ve bozma sonrası verilen yeni hükme dayalı olarak müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını; söz konusu takibiz haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu; Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararına dayanak hesaplamanın hatalı olduğunu; murisin anne ve babasının yapılan hesaplamada dikkate alınmadığını; davacının kaza tarihi itibari ile faiz talebinin de yerinde olmadığını; bisiklet sürücüsü olan murisin kaza sırasında koruyucu ekipmanlarının olmadığını; bu nedenle zararın artmasına müterafik kusuru ile sebebiyet verdiğini, ancak bu durumun mahkemece göz önünde bulundurulmadığını; Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen kararın hatalı olduğunu; davacı tarafın Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ilk kararı da icra takibine konu ettiğini; bu nedenle mükerrer tahsilata yol açacak olan ikinci takibe itiraz edildiğini beyanla haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Dava, trafik kazası sonucu doğan destekten yoksun kalma zararının davalı sigorta şirketinden itirazın iptali yoluyla tahsili istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin desteği …’ın trafik kazasında vefat ettiğini, kazaya karışan diğer araç sürücüsünün ZMMS poliçesi ile sigortacısı olan davalıdan destekten yoksun kalma zararlarının tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, ancak takibin itiraza uğradığını belirterek itirazın iptali ile takibin devamını talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde … esas … karar sayılı 14/02/2020 tarihli karar ile davacılar vekilinin talebi kısmen kabule değer görülerek toplam 86.605,50TL asıl alacak ve 120.551,89TL işlemiş faiz üzerinden takibin devamına ve 41.431,048TL icra inkar tazminatının davalı şirketten alınarak davacılara verilmesine karar verildiği görülmüştür. Anılan kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı 08/09/2020 tarihli kararı ile ıslah edilen miktar üzerinden eksik harcın tamamlanmaması, hesap raporunda davalı sigortacının sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu dikkate alınmaksızın rapor düzenlenmesi, müterafik kusur itirazları ile ilgili kararda bir değerlendirme yapılmaması ve son olarak takip konusu alacak likit olmadığı halde icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yanlış olması gerekçeleri ile kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz istinaf mahkemesi kararı ile bağlı olduğundan ilk olarak davacı vekiline ıslah edilen miktar üzerinden eksik harcı tamamlaması için kesin süre verilmiş olup, davacı vekilince süresinde harç ikmali yapıldığından yargılamaya devam edilmiştir. Sonrasında dava konusu kazada vefat edenin kask ve koruyucu ekipman takıp takmamasının ölümüne ne derecede etki ettiği konusunda adli tıp uzmanı bilirkişiden rapor aldırılmıştır. Adli tıp uzmanı bilirkişi 18/01/2021 tarihli raporunda, vefat edenin kullandığı bisikletler için kaza tarihinde kask takılması ile ilgili bir zorunluluğunun bulunmadığını ancak ölüm sebebi dikkate alındığında vefat edenin kask takmamasının ölümüne etkili olduğunu belirtmiştir. Bu itibarla dosya kapsamı gereği vefat edenin kaza sırasında kask takmadığı sabit ise de, kaza tarihi itibariyle bisiklet sürücülerinin kask kullanımı ile ilgili zorlayıcı bir düzenleme olmadığından somut olayda müterafik kusur indiriminin uygulanamayacağı kanaatine varılmıştır. Yine BAM kararı gereği dosyaya görevlendirilen aktüerya hesap bilirkişi …’dan davacıların destek zararlarının hesaplanması istenilmiş olup, bilirkişi 23/02/2021 tarihli raporunda davacı …’ın 4.694,98TL, davacı …’ın 19.748,11TL destek zararlarının bulunduğunu tespit etmiştir. Rapor, bilimsel veriler içerdiğinden ve denetlenebilir olduğundan hükme esas alınmıştır.
Belirlenen tazminat miktarına temerrüt tarihi olan 01/08/2008’den takip tarihi olan 24/05/2018 tarihine kadar işlemiş yasal faizin 34.023,94TL olduğu mahkememizce hesaplanmıştır.
Dava ve takip konusu alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden davacının inkar tazminat talebi yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin; 24.433,09 TL asıl alacak, 34.023,94 TL işlemiş faiz, olmak üzere 58.467,03 TL toplam alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, dava ve takip konusu alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müteveffa bisiklet sürücüsünün kaza esnasında gerekli koruyucu ekipmanının takılı olmaması dolayısıyla zararın artmasına mütefarik kusuru ile sebebiyet verdiğini, bu hususun bilirkişi raporu ile de açık ve net bir şekilde tespit edildiğini, işbu nedenle tazminat hesabından %20 oranında müterafik kusur indirimi uygulanması gerekirken bu yöndeki itirazlarının mahkeme tarafından nazara alınmaksızın hüküm kurulduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkil şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini, bu sebeple mahkemece faize hükmedilmesi halinde, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkemece verilen kararın istinaf incelemesi ile kaldırılarak davanın reddine ve karar kesinleşinceye kadar icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı (Kendine asaleten, küçük …’a velayeten …) vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilgili dosyanın yüksek yargı denetiminden de geçtiğini ve bu nedenle kusura ilişkin tespitin kesin hükümle karara bağlanan mahkeme kararı ile kesinleşmiş olduğunu, kusura ilişkin değerlendirmenin değiştirilmesinin mümkün olmadığını, Konya … Asliye Hukuk Mahkemesinde hükmedilen maddi tazminat miktarının sabit olduğunu, bu nedenle ilgili dosyada hesaplanan tazminat miktarı yönünden sadece davalının sigortalısına düşen kısım yönünden değerlendirme yapılarak çıkacak rakam üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, evlilik durumunda, müteveffa eski eşin verdiği desteğin, yeni eşten daha fazla olması durumunda müteveffa eş ile yeni eşin sağladığı destek oranının hesaplanması ve buna göre yeniden hesap yapılması gerektiğini, kusur raporunun aleyhe olan kısımlarını kabul etmemekle beraber, istinaf kararında yeniden aktüerya hesabı yapılması gerektiğine dair kaldırma kararı bulunmamakta olup bu yönden bilirkişi raporu alınmaması gerekirken, rapor alınmasının da kaldırma kararına aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanlığının 30.09.2021 tarih ve … Esas-… Karar sayılı kısmen reddine dair kararının kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
İlk derece mahkemesince verilen ilk karara ilişkin olarak Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 12/11/2019 tarih … Esas … Karar sayılı dosyasında verilen kararının eksik araştırma nedeniyle HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dava ,ölümlü trafik kazası nedeni ile itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-Davalı vekilinin kusura ilişkin itirazının incelenmesinde:
Hükme esas alınan Konya …Asliye Hukuk mahkemesinin … e … K sayılı dosyasında alınan ve davalınında itirazının bulunmadığı İstanbul Adli Tıp kurumunun 14/11/2013 tarihli raporunda sürücü …’un %25 … proje İnşaat San Tic .Ltd. Şti yetkilisinin %25 müteveffa …’ın %50 kusurlu olduğu . İDM tarafından hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda davalı sigortanın sürücünün kusuru oranında sorumlu olduğu dikkate alınarak rapor alınmış olup sigorta şirketi sigortalısının kusuru oranında tazminattan sorumlu olması neden ile itirazın reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin Müterafik kusura ilişkin itirazı yönünden:
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “tazminatın belirlenmesi” başlıklı 51. maddesinde; hakimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “tazminatın indirilmesi” başlıklı 52. maddesinde ise; zarar gören taraf, zararı doğuran fiile razı olduğu veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olduğu yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırdığı takdirde hakimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği açıklanmıştır.
Buna göre, zarar görenin zarar katılması veya zararın artmasına sebep olduğu hallerde zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418)
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca sürücü ve yolcuların araçların kullanılması sırasında koruyucu tertibatları kullanması zorunludur. Araçlarla gerek sürücü gerekse de yolcu olarak seyir halinde iken zorunlu olan koruyucu ekipmanların kullanılmaması zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet veren etkenlerdendir. Özellikle de motorsiklet veya bisiklet gibi bir araçla seyir halinde iken mevzuata göre sürücülerin takmak zorunda olduğu koruma başlığı (kask) hayati öneme sahiptir. Bu nedenle sürücü murisin kaza anında kasksız olduğunun anlaşılması halinde müterafik kusuru bulunduğundan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi gereğince tazminattan indirim yapılmalıdır
Kazaya ilişkin olarak KALDIRMA KARARIMIZ gereğince kask takılmamasının ölüme etkisi olup olmadığına yönelik Adli Tıp Uzmanın dan alınan 18/01/2021 tarihli raporunda soruşturma dosyasında adli tıp uzmanından alınan raporda vefat eden sürücünün ölüm nedeninin künt kafa travmasına bağlı gelişen beyin doku hasarı ve kafa içi kanama olduğu belirlenmiştir. Davacıların desteğinin ölüm sebebi gözönüne alınarak bisiklet sürücüsü olan desteğin koruyucu kask takmamasının müterafik kusur olarak değerlendirilmesi gerekirken, 6098 sayılı TBK’nun 52. maddesi uyarınca tazminattan yerleşik uygulamalarına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
3- Evlenen eşin payına ilişkin itirazın incelenmesinde :
Davacı …’in 17/11/2015 tarihinde evlendiği bu tarihte destek ilişkisinin kesildiği anlaşılmakla, hükme esas alınan raporda bu tarihe kadar destek payı hesaplanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından itirazın reddi gerekmiştir.
5- Faiz başlangıcına ilişkin itirazda:
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, davalı sigortanın da kabul ettiği üzere, davacıların dava dışı sürücü ve işletene karşı açtığı davanın, davalı sigortaya ihbar edilmesi ile artık davalı sigorta bakımından temerrüdün oluştuğunun kabulü gerekir. Bu nedenle İDM tarafından faize ilişkin hesaplamanın usul ve yasaya uyun olduğu kanaatine varılmıştır. (Y A R G I T A Y 17.HUKUK DAİRESİ 2009/7690 E 2010/654 K)
Bu nedenle , davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile, takibin; 19.546,48 TL asıl alacak, 34.023,94-TL işlemiş faiz ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Alınması gereken 3.659,39 TL harcın peşin alınan 3.737,39 TL harçtan mahsubu ile fazla 78,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan 35,90TL başvuru harcı, 5,20TL vekalet suret harcı, 35,90TL peşin harç, 468,22TL, 435,00TL ve 2.798,27TL tamamlama harçları olmak üzere toplam 3.778,49TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından sarfedilen 1.300,00TL bilirkişi ücreti ve 157,00TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.457,00TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan 355,50 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kalan kısmen davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen 33,00TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan 24,94 TL’lik kısmının davacılardan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmen davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacılar vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 7.764,15 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
7-Davalı vekili yararına AAÜT 13/3 maddesi gereği hesaplanan 7.764,15 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
9-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine,
10-Davacılar tarafından yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
11-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı tarafça yapılan 324,20 TL istinaf başvuru gideri, 27,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 351,70 TL yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
13-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde temyiz yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.02/03/2022

Başkan

E imza

Üye

E imza

Üye

E imza

Katip

E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.