Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2823 E. 2023/387 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 02/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/07/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1- … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. …
DAVALILAR : 2- … – …
3- … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 4- …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 5- … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 6- … – …
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 02/03/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … Şti.’ye ait … plakalı araç ıle aşağıda plakaları verilen; …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ve … plakalı …, …’in sevk ve idaresindeki … Tic, Ltd Şti.’ye ait … plakalı …’ın sevk ve idaresindeki …’na ait … plakalı çekici ve … plakalı …, Araçların 06.02.2017 tarihinde … Caddesinde trafik kazasına karışmıştır. Mülkiyeti müvekkil şirketc ait … plakalı servis aracına arkadan çarpan mülkiyeti … Tic. Ltd. Şti.’ye ait … plakalı aracın sürücüsü …, Trafik kazası tespit tutanağına göre 4100 kusurludur. … firmasına ait … plakalı aracın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 04.12.2016 tarihinde … nolu Sigorta Pojiçesi ile … A.Ş. tarafından yapılmıştır. … Tic. Ltd. Şti.’ye ait … plakalı aracın müvekkil şirkete ait … plakalı servis aracına arkadan çarpması ve müvekkil şirkete ait aracın öndeki … plakalı çekici ve … plakalı Romorku ile arkadan çarpan … plakalı araç arasında kalması sebebiyle müvekkil şirketi ait … plakalı aracın ön kısmında da hasar oluşmuş ve bu çarpmanın etkisiyle aracın ön camı da kırılmıştır. Müvekkil şirkete ait … plakalı servis aracına aynı trafik kazası olayında SAĞ YANDAN çarpan mülkiyeti …’na ait … plakalı çekici ve … plakalı aracın sürücüsü … Trafik kazası tespit tutanağına göre % 100 kusurludur. …’na ait … plakalı çekici ve … plakalı Romorkun Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 18.01.2017 tarihinde … nolu Sigorta Poliçesi ile … Sigorta tarafından yapılmıştır. …’na ait … plakalı çekici ve Romorkun, mülkiyeti müvekkil şirkete ait … plakalı servis aracına SAĞ YANDAN çarpması ve müvekkil şirkete ait aracın öndeki … plakalı çekici ve … plakalı Romorku ile SAĞ YANDAN çarpan … plakalı çekici ve Romorkun arasında kalması sebebiyle müvekkil şirkete ait … plakalı aracın ön kısmındaki hasar da artmıştır. Müvekkil şirkete ait araçta meydana gelen hasar ve değer kaybı ile ilgili olarak Konya Asliye Hukuk Mahkemesi … Değ. İş sayılı dosyası ile tespit yaptırılmış ise de tespit raporundaki hasar miktarı ve değer kaybı ve diğer tespitler gerçeği yansıtmaması sebebiyle tarafımızdan itiraz edilmiştir. Müvekkil şirkete ait araçta kaza sebebiyle oluşan hasarın, tamir-bakım işlemleri kaza tarihinden sonra “Otokar Yetkili Servisi – … Oto —-… ” tarafından başlatılmış olup aracın tamir ve bakım işlemleri 30.11.2017 tarihinde tamamlanarak müvekkil şirkete bu tarihte teslim edilmiştir Müvekkil şirkete ait … plakalı araç, kaza öncesi ve sonrası piyasa rayiç değeri konusunda yapılan piyasa araştırması dikkate alındığında, müvekkil şirkete ait araç büyük oranda değer kaybına uğramıştır. Müvekkil … Şti.’ye ait … plakalı araç, … marka, … model. 55,893 km’de, 2711 yolcu kapasiteli midibüstür. Araç servis bakımlı olup, aracın kaza öncesi piyasa rayiç değeri 105.000,00-TL ait Yapılan piyasa araştırmasında, aracın hasar durumu dikkate alındığında, aracın kaza sonrası hasarının giderilmiş haliyle piyasa değeri ise yaklaşık 84.000.-TL’dir. Belirttiğimiz. hususlar kapsamında, müvekkil şirkete ait araçta kaza sebebiyle meydana gelen değer kaybı işe vaklaşık 21.000.-TL, civarındadır. Müvekkil şirkete ait araçta meydana gelen zarar ve değer kaybı dikkate alınarak davalı sigorta şirketinden sigorta poliçesi kapsamında zararın tazmin edilmesi için 13.03.2018 tarihli dilekçemiz ile … A.Ş. ve … A.Ş.’ye müracaat edilmiştir. Müracaat dilekçemiz, davalı … A.Ş. ve … A.Ş.’ye müracaat dilekçelerimiz tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı sigorta şirketleri herhangi bir ödeme yapmamıştır. Davamız 6100 sayılı Hukuk Yargılama Yasası’nın 107.maddesine göre “belirsiz alacak davası” olarak açılmış bulunmakla, yargılama sırasında toplanacak delillere, mahkemece yapılacak incelemelere ve zarar miktarını belirleyecek bilirkişiden alınacak rapora göre dava miktarımı artıracağız. Belirtilen sebeplerle, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, müvekkil şirkete ait … plakalı araçta meydana gelen hasarın, değer kaybının, araç mahrumiyet zararlarının giderilmesine ilişkin olarak araçta meydana gelen hasar, değer kaybı, araç mahrumiyet zararları olarak şimdilik 68.695,00 TL’nin; 34.347,00.-TL’sinin … A.Ş., … Şti. ile sürücü …’den (davalı sigorta şirketi yönünden olay tarihindeki sigorta limitini aşmamak üzere), davalı sürücü ve araç maliki yönünden kaza tarihinden. sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Zarar miktarının diğer yarısı olan 34.347,00.-TL’sinin ise … A.Ş.., … ve sürücü …’tan (davalı sigorta şirketi yönünden olay tarihindeki sigorta limitini aşmamak üzere), davalı sürücü ve araç maliki yönünden kaza tarihinden, sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren işletilecek (aiziyle birlikle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Karar verilmesi için işbu davanın açılması zorunluluğu hasıl olmuştur.” dediği görülmüştür.
Davalı … Tohumculuk vekilinin cevap dilekçesinde özetle; “Davacı yanın dava dilekçesindeki iddiaları haksız ve mesnetsizdir. Şöyle ki; 06.02.2017 günü saat 08:20 sıralarında … Caddesini takiben, … yolu istikametinden … yolu istikametine doğru seyrederken hızlı tren alt geçidine yaklaştığında trafik zorunluluğu nedeni ile … sevk ve idaresindeki … plakalı römork takılı … plakalı çekici, sisli ve buzlu zeminde durmuştur. Hemen akabinde, aynı istikametten gelen diğer sürücü … idaresindeki … plakalı araç sisli ve buzlu zeminde duramayıp … plakalı araca çarpmıştır. Arkasından yine aynı istikametten gelen, müvekkilin kullandığı … plakalı araç da sisli ve buzlu zeminde duramadığından … plakalı araca çarpmıştır. En son olarak da yine aynı istikametten gelen sürücü … idaresindeki … plakalı römork takılı … plakalı çekici de sisli ve buzlu yolda duramayarak … plakalı araca ve … plakalı araca çarpmıştır. İş bu dava konusu olay bu şekilde gerçekleşmiş olup, kazaya ilk olarak, … plakalı araç sebebiyet vermiştir. Zira yolda emniyet şeridi bulunmasına rağmen … plakalı araç emniyet şeridinde değil, trafiğin yoğun olduğu bir caddede sağ şeritte durmuştur. Kusurlu davranışıyla kazadan ve oluşan hasarlardan sorumludur. Davacı taraf kontrolündeki … plakalı araç kaza anından önce müvekkil kontrolündeki … plakalı aracı hızlı bir şekilde sollamış daha sonra da duramayarak, … plakalı çekiciye arkadan çarpmıştır. Müvekkil kazayı yoğun sise rağmen görmüş ancak yolun kaygan olması ve olayın hemen yakınında olması sebebiyle duramamış ve davacının kontrolündeki … plakalı araca sol arkadan çarpmıştır. Davacı yan, dava dilekçesinde … plakalı aracının, … plakalı araç ile müvekkil kontrolündeki … plakalı araçlar arasında kalması sebebiyle ÖN KISMINDA hasar oluştuğunu iddia etmiştir. Ancak bu iddia tamamıyla dayanaktan yoksundur. Müvekkilin aracının davacı araca sol arkadan çarpması ile davacının aracının ön kısmında hasar oluşması arasında uygun illiyet bağı bulunmamaktadır. Zira davacı taraf ilk olarak … plakalı araca çarpmış ve bu sebeple aracın ön kısmında hasar oluşmuştur. Daha sonrasında da davacının aracına esas hasarı veren … plakalı çekicidir. (… plakalı plakalı dorse) Diğer davalı … ‘na ait, … kontrolündeki … plakalı çekici, davacının … plakalı aracının sağ arka tarafına ciddi hasar vermiştir. Davacının aracının ön kısmında ve sağ arka tarafında meydana gelen hasarlar ile müvekkilin verdiği zarar arasında illiyet bağı yoktur. Müvekkilin kullanmış olduğu aracın, davacının aracına sol arkadan çarpması sonucu oluşabilecek maksimum zarar 10.000,00 TL ‘yi geçmemektedir. Müvekkil sol arka tarafa çarpmıştır ve davacı yanın dava dilekçesinde belirttiği gibi ciddi bir hasar vermemiştir. Kaldı ki, müvekkil kusursuzdur, … plakalı tır yolun ortasında durarak kendi kusuru ile kazaya sebebiyet vermiştir. Aynı şekilde davacıya ait … plakalı araç da yolun ortasında aniden durarak kazanın oluşumuna sebebiyet vermiştir ve kusurludur. Sisli ve kaygan yolda aniden durarak kazaya sebebiyet verenler, davacı ve diğer … plakalı araç sürücüsüdür. Ayrıca müvekkilin aracı … Sigorta kapsamında … poliçe nosu ile 04 / 12 / 2016 tarihinden itibaren 1 yıl ve … Sigorta kapsamında … poliçe nosu ile 04 / 12 / 2016 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile koruma kapsamında olup, müvekkilin olayda kusurunun bulunduğuna karar verilmesi halinde dahi zararlar sigorta şirketlerince karşılanacaktır. eğimsiz ve kuru yolda herhangi bir hız için fren mesafesi, ıslak yolda en az iki- üç katına çıkmaktadır. Müvekkilim, önünde seyretmekte olan davacı araca yakın mesafede iken, davacı araç öndeki araca çarpmak suretiyle bir anda önünde durmuş, yerlerin kaygan ve buzlu olmasından dolayı da fren mesafesi iyice azaldığından, müvekkil duramayarak davacı yanın aracına çarpmıştır.Müvekkil, yalnızca davacının aracının sol arka tarafındaki çarpmadan sorumludur. Davacı yan tarafından, aracında meydana gelen hasarların yarısının tarafımıza diğer yarısının ise davacı yanın aracına asıl zararı veren … plakalı araca yükletilmiş olması adil değildir. Müvekkilimin sebebiyet verdiği zararlar bundan ibaret olup, bu zararların meydana gelmesinde de kusuru bulunmamaktadır. Müvekkilimin olayın hemen akabinde … Polis Merkezi Amirliğinde vermiş olduğu ifadesinde de olayın gelişiminin bu şekilde olduğu anlaşılabilmektedir. Davacı yan dava dilekçesinde, müvekkilimin sebebiyet verdiği zararı olduğundan daha fazla bir şekilde göstermeye çalışmıştır. Ancak bu iddiaların kabulü kesinlikle mümkün değildir. Bu nedenle öncelikle ilk itirazlarımız doğrultusunda, davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesinin imkanı olmaması nedeniyle davanın usulden reddine; mahkemenizin aksi kanaatte olması halinde ise haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine karar verilmesini diliyoruz” dediği görülmüştür.
… vekili cevap dilekçesinde özetle; ” Kazanın meydana gelmesinde kusurlu taraf müvekkilin aracının sürücüsü … değildir. Davacı tarafın sahibi olduğu … plakalı aracın sürücüsü seyir halinde iken başka bir kaza olduğunu fark edip yolun sağında durmuş ancak yolun kaygan ve havanın sisli olduğunu bilmesine rağmen gerekli güvenlik önlemlerini almamış arkadan gelen araçların kontrollü bir şekilde çarpmadan ilerleyebilmelerini sağlamak için gerekli önlemleri almamıştır. Dolayısıyla kazanın meydana gelmesinde davacı tarafın aracının sürücüsünün kusuru bulunmaktadır. Ayrıca davacı tarafın aracına … tan önce … plakalı araç çarpmış ve davacı tarafın aracında büyük miktarda hasar meydana gelmiştir. … olay yerine geldiğinde kaza zaten gerçekleşmiştir. … trafik kurallarına uygun şekilde seyir halinde iken hava şartlarının kötü olması ve yolun kaygan olması nedeniyle kazanın meydana geldiği yere geldiğinde sis yüzünden kaza olduğunu anlayamamış ve hız sınırlarına uygun şekilde hareket etmesine ve çarpmamak için gereken özeni göstermesine rağmen kazaya engel olamamıştır. Dolayısıyla kazanın meydana gelmesinde … ın kusuru söz konusu değildir. Müvekkilin sahibi olduğu aracın sürücüsü kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmadığı için kazanın meydana gelmesiyle kaza arasında illiyet bağı kurulamadığından müvekkilin de iş bu kazadan dolayı sorumluluğu bulunmamaktadır. Davacı taraf kaza tespit tutanağında müvekkilin sahibi olduğu … plaka sayılı aracın sürücüsü … ın kusurlu olduğunun tespit edildiğinden bahisle müvekkili de zarardan sorumlu tutmaya çalışmaktadır. Ancak söz konusu kaza nedeniyle müvekkile kusur izafe edilmesi mümkün değildir. Alanında uzman bilirkişilerce kusura ilişkin inceleme yapılması gerekmektedir. Kaza tespit tutanakları kusur oranlarının net olarak tespit edilmesi için yetersiz belgelerdir. Davacı tarafın aracına müvekkilden önce … plakalı … Firmasına ait olan araç çarpmıştır. Bu aracın çarpmasıyla zaten araç büyük oranda hasar almıştır. Hem davacı tarafa ait araç hem de … plakalı araç kusurlu hareketleriyle kazanın meydana gelmesine sebebiyet vermişlerdir. Bu hususla alakalı olarak Yargıtay …Hukuk Dairesi nin … esas … karar sayılı ve 09.06.2011 tarihli kararında ;Davacı ile davalı aracının sürücüsü tarafından düzenlenen maddi hasarlı trafik kazası tesbit tutanağında davacı … aracının burnunun 80 cm ana yola sokulu şekilde ana yola çıkmak için tali yolda durduğunu hava yağışlı olduğundan davalı sürücünün duramayıp aracı ile kendi aracına çarptığını davalı sürücüde havanın yağışlı olduğunu, frene bastığını aracının durmadığını, davacının aracına çarptığını belirtmişler, çizilen krokide davacı aracının bir kısmının ana yol üzerinde olduğu görülmüştür. Kusur yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporunda keşifte dinlenen davacı tanıklarının beyanlarına göre kazanın davalı …’nın kırmızı ışık ihlalinde bulunması sonucu meydana geldiği bu nedenle olayda %100 oranında kusurlu olduğunu, davacının tali yoldan ana yola çıkmak üzere nizami olarak beklediği esnada kırmızı ışık ihlali yapan davalı taraf aracının çarpmasına maruz kaldığından kusurunun bulunmadığı bildirilmiş, davalı sigorta şirketi vekilinin itirazlarına rağmen davacının tali yoldan ana yola çıkmak için aracının bir kısmının ana yola tecavüzlü olduğu ve bu durumun kusur oranına etkisi hususunda değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme sonucu karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece … veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi kurulundan tarafların olaydaki kusur durumları yönünden krokisi de çizilmek suretiyle davacının kaza tesbit tutanağındaki beyanı davacı aracının konumu bekleme noktası davalı sigorta şirketi vekilinin itirazları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek denetime elverişle gerekçeli önceki raporun irdelendiği çelişkileri gideren bir rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” denmektedir. Söz konusu araç belirtilen vasıflara sahip olmamakla birlikte değer kaybının yüksek olması mümkün değildir. Araca … plakalı aracın çarpmasıyla zaten hasar meydana gelmiştir. İzah edilen nedenlerle Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi nin … değişik iş numaralı dosyasında alınan bilirkişi raporunun kabulü mümkün değildir. Hesaplanan fahiş rakamların sorumluluğunun müvekkilin üzerinde olması hukuka aykırıdır. Yukarıda izah edilen nedenler ve resen dikkate alınacak hususlar ışığında davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı açmış olduğu davanın reddine karar verilmesini talep etmekteyiz.” demiştir.
… Sigorta Şirketi cevap dilekçesinde özetle; Kaza Tespit Tutanağı’na göre; 06.02.2017 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ve buna bağlı römork ile seyir halinde iken zorunluluk nedeniyle durması ve arkasından seyretmekte olan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın duramayıp bu araca çarpması, yine aynı istikametten gelen ve sürücülüğünü …’in yaptığı … plakalı aracın önündeki … plakalı araca, … plakalı aracın arkasından gelen … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın da … plakalı araca çarpması neticesinde çok taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Kaza tespit tutanağında aleyhe olan hususları kabul etmiyoruz. Bu kazanın meydana gelişinde sigortalı araca atfedilebilecek bir kusur görülmemektedir. Yine Kaza Tespit Tutanağı’na göre davacı şirkete ait olan … plakalı araç sürücüsü …, 2918 sayılı KTK’nın 52/1-b maddesini ihlal etmesi nedeniyle kusurlu bulunmuştur. Dava dilekçesinde konu kaza ile ilgili olarak Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından … D. İş dosyasında tespit yaptırıldığı fakat bu tespite itiraz edildiği belirtilmiştir. Söz konusu D.İş dosyasının celbini talep ediyoruz. Ayrıca dosyada bulunan bilirkişi raporunda aleyhe olan hususları kabul etmiyoruz. Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı araç müvekkil şirket tarafından 18.01.2017-18.01.2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … no.lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalıdır. Teminat limiti ile sorumluluğumuz bulunmaktadır. Öncelikle davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları kabul etmiyoruz. Davacı, tamir faturalarını dosyaya sunarak araç hasarının ödenmesini talep etmiştir. Fakat kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte araçta meydana gelen maddi hasarın uzman bir bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerekmektedir. Davacı tarafın ibraz ettiği deliller ve özellikle kaza tespit tutanağı tarafımıza tebliğ edilmemiştir. Bu nedenle belge suretleri ve delillerin tarafımıza tebliğini talep eder ve tebliğ edildiğinde cevap verme ve karşı delil ibraz etme hakkımızı saklı tutarız. Bahsi geçen kazaya ilişkin olarak davacı tarafça şirketimize başvuru yapılmış ve hasar dosyası açılmıştır. Müvekkil şirkete ZMMS Poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmamaktadır. İş bu nedenle davanın reddi gerekmektedir. Kabul anlamına gelmemekle birlikte, sözleşmeye konu poliçenin başlangıç tarihinin 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarından sonra olması nedeniyle Genel Şartlar Ekine göre hesaplama yapılması gerekmektedir. Araçtaki değer kaybı belirlenirken aracın rayiç değeri, daha önce kazaya karışıp karışmadığı, kaza aldığı bölge, yaşı ve kilometresi ile kusur oranlarını dikkate alınarak aracın değer kaybı konusunda uzman bir bilirkişi tarafından belirlenmelidir. Sözleşmeye konu poliçenin başlangıç tarihinin 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarından sonra olması nedeniyle Genel Şartlar Ekine göre hesaplama yapılması gerekmektedir. ” demiştir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalılar aleyhine Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası açmış, davalılar yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Mahkememiz dosyasına bilirkişiler Av. … ‘ye ile Makine Mühendisi …’nin hükme esas alınan raporunda 06.02.2017 tarihinde meydana gelen kaza sonrası … plakalı aracın arka. yan ve Ön taraflarında meydana gelen toplam hasar ve zarar bedeli 49.625,00 TL olarak tespit edilmiştir. Hasar ve zarar bedeli olan taplam 49.625,00TL.’den ,sigorla şirketleri dişindaki davalılar … Şti., …, …, … müştereken ve müteselsilen sorumlu olup,kaza tarihi olan 06.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olduğu, Sigorta şirketferinin araç mahrumiyetinden kaynaklı zarardan sorumlu olmamaları nedeniyle, … firmasına ait … plakalı aracın, ZMMMS sigortacısı … Şti ve …’na ait … plakalı aracın, ZMMMS sigortacısı … Şti. poliçe limitleri dahilinde, 49.625.00TL.’ni 47.625,00TL ‘sinden, müştereken ve müteselsilen sorumlu olup,temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olduğu bildirilmekle, mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporunun hukuka, oluşa ve dosya kapsamına uygunluğu nedeniyle kısmen kabul kısmen reddiyle: ayrıca davacı yan, dava dilekçesindeki taleplerini ıslah ile müştereken ve müteselsilen davalıların sorumlu olmaları yönünde ıslah ettiği, davalıların sorumluluğu da haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla ıslah dilekçesi mahkememizce kabul görmüş olup, bu bilgiler ışığında davacının davalılar aleyhine trafik kazası nedeniyle açtığı tazminat davası nedeniyle 49.625,00 TL’nin (Davalılar sigorta şirketleri yönünden, poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve 47.625,00TL meblağ ile sınırlı olmak kaydı ile temerrüt tarihleri … A.Ş yönünden 04/04/2018 Tarihinden itibaren ve … A.Ş yönünden 01/04/2018 Tarihinden itibaren olmak üzere) diğer davalılar için olay tarihi olan 06/02/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. ” şeklinde kısmen kabul kısmen reddiyle davacının davalılar aleyhine trafik kazası nedeniyle açtığı tazminat davası nedeniyle 49.625,00 TL’nin (Davalılar sigorta şirketleri yönünden, poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve 47.625,00TL meblağ ile sınırlı olmak kaydı ile temerrüt tarihleri … A.Ş yönünden 04/04/2018 Tarihinden itibaren ve … A.Ş yönünden 01/04/2018 Tarihinden itibaren olmak üzere) diğer davalılar için olay tarihi olan 06/02/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … Sigorta Şirketi vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müvekkili sigorta şirketinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin sorumluluğuna gidilecekse bile bu sorumluluğun aracın arka kısmının uğradığı hasar ile sınırlı kalması gerektiğini, sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranda sorumluluğun bulunabileceğini, davacının maliki olduğu aracın maddi hasarının tespiti için yapılan hesap raporlarında yapılan hesaplar hukuka aykırı olarak oluşturulduğunu, hükme esas teşkil etmemesi gerekirken iş bu raporlara göre hüküm kurulmasının hukuka aykırı karar verilmesine sebebiyet verildiğini, bilirkişi tarafından belirlenen hasarlı parçalar ile dava konusu kaza arasında illiyet bağı olup olmadığı yeterince araştırılmadığını, ikili bir rapor hazırlama yöntemine gidildiğini, davacı tarafa ait araçta meydana geldiği ifade edilen hasar ile dava konusu kaza arasındaki illiyet bağının tespiti için dosyanın bilirkişiye araştırılması gerektiğini, yapılan hesaplamada yedek parça ve işçilik bedellerine iskonto uygulanması gerekirken uygulanmadığını, dosyada değer kaybı hesaplamasında ZMMS Genel Şartları ekinde yer alan değer kaybı hesaplama formülünün kullanılması gerektiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hüküm altına alınan tazminat miktarının müvekkili şirketin aracında meydana gelen hasardan kaynaklı maddi zararını araçta meydana gelen değer kaybını karşılamadığını, araçta meydana gelen hasarla ilgili olarak müvekkili şirket tarafından ödenen tamir ve bakım masrafları toplamının 47.695,33 TL olduğunun dosyadaki faturalarla sabit olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu ödeme miktarının dikkate alınmadığını, davaya konu aracın servis bakımlı olduğunu, raporda belirtilenin aksine müvekkili şirket yetkilileri tarafından yapılan piyasa araştırmasında aracın kaza öncesinde piyasa rayiç değerinin 105.000,00 TL olduğunu, hasar durumunun da dikkate alındığında piyasa değerinin yaklaşık 84.000,00 TL civarında olduğunu, hüküm altına alınan miktarın gerçek değer kaybını yansıtmadığını, araç mahrumiyeti sebebiyle oluşan zarar miktarının eksik tespit edildiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Kamu düzeni yönünden yapılan incelemede
6100 sayılı HMK’nin Hükmün Kapsamı başlıklı 297. maddesinin 2. fıkrasına göre “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” Kanunun aradığı bu şekil, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetine sebep olabilecek, kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir. (HGK 2013/9-1989 Esas 2014/657 Karar sayılı ilamı)
Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve hukuka uygunluk denetiminin yapabilmesi için ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludur.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
6100 sayılı HMK’nın 298. maddesi uyarınca kararını gerekçesi ile birlikte tam olarak yazması ve hüküm sonucunu HMK’nın 297/2. maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Mahkemece yargılama sonunda verilen bu kısa karar, bir davayı sona erdiren yasa yolu açık olan son kararlardandır. Bu kararla, mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur.
Ayrıca ilamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. Gerek icra dairesi ve gerekse sınırlı yetkili İcra Mahkemesi ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E. -1997/776 K.; 22.03.2006 gün ve 2006/12-92 E.-2006/85 K.; 25.06.2008 gün ve 2008/12-451 E.- 2008/453 K. sayılı ilamları)
HMK’nun “Taleple Bağlılık İlkesi” başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir” hükmüne yer verilmiştir.
HMK 297/2. maddede; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Anayasa m. 141/3’deki düzenleme gereğince “bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” kuralı ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6.maddesi kapsamında, taraflardan biri hakkında hüküm kurulmaması ve gerekçenin yazılmaması durumunda adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil edeceği düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinin başlığı hâkimin davayı aydınlatma ödevi olup madde metninde, hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir, hükmü düzenlenmiştir.
Dava, birden ziyade talep yönünden maddi tazminat istemine ilişkin olup davacı vekili dava dilekçesinde; hasar bedeli,araç yokluk bedeli ve değer kaybı talep etmiş ,ilk derece mahkemesince ise infazda tereddüt oluşturacak şekilde toplam bedele hükmedilmiştir.Bu itibarla herbir alacak kalemine yönelik ayrı ayrı hüküm kurulması ve bu alacak miktarları toplamının kararda belirtilmesi gerekirken,hangi maddi tazminat talebi için ne miktara hükmedildiği belirtilmeden hükümde toplam tazminat miktarı yazılması infazda tereddüt yaratacak ve kamu düzenine aykırı görüldüğünden bu husus resen gözetilmiş olup her iki tarafın istinafı bu açıdan yerindedir
Davacı vekili ve davalı sigorta vekilinin Hesap raporuna itiraz hakkında
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Genel Şart Kapsamındaki Teminat Türleri A-5.maddesinde, maddi zararlarında sigorta teminatı kapsamında olduğu belirtilmiş ve maddi zararın “Hak sahibinin kaza tarihi itibariyle bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilir. Değer kaybının tespiti bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır.” Şeklindeki düzenleme ile trafik kazası sonucu zarar gören üçüncü kişiye ait araçta meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin zararların, genel şartların ekindeki hesaplama yöntemine ilişkin çizelgeye göre eksper tarafından belirleneceği belirtilmiştir. Genel şartlar Ek-1 de değer kaybının belirlenmesine ilişkin çizelge ve teminatı dışında kalan bazı haller belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigorta sözleşmesinin ayrılmaz eki niteliğinde olan genel şartlarda yapılan düzenlemelerin zarar gören üçüncü şahıslar yönünden bağlayıcı olup olmadığı hususuna ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda 91 ila 101.maddeler arasında düzenlenmiştir. Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracın işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belirli limitlere kadar karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüdür.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, (Trafik Sigortası) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. Bu madde gereğince ZMSS yapılması yasal bir zorunluluk olmakla birlikte bu tür sigorta sözleşmeleri, sigorta ettiren ile sigortacı arasında karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile kurulur ve bir sigorta poliçesine bağlanır.Yoksa yasa gereği kendiliğinden oluşan bir sigorta türü değildir. (Işıl Ulaş Uygulamalı Sigorta Hukuk) “KTK’nın 93. maddesinde; (Değişik:17/10/1996-4199/34 md) Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır.” hükmü mevcuttur.
Sigorta şirketlerinin sigorta sözleşmeleri kapsamındaki sorumlulukları sigorta poliçelerinin ayrılmaz parçası olan genel şartlarda düzenlenmiştir.
Genel Şartlar: Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından her sigorta branşı için hazırlanmış olan ve sigorta şirketlerinin bunun aksine hareket edemeyecekleri, teminatın kapsamı, istisna edilen haller, hasar prosedürü, sigortalının görev ve yükümlülükleri, anlaşmazlık halinde uygulanabilecek hükümler, prim ödemesi, rücu durumu gibi sigorta sözleşmesinin esaslarını belirten koşullardır.
Genel açıklamalar bu şekilde olmakla birlikte KTK’nun tazminatın azaltılması veya kaldırılması sonucunu doğuran haller: başlıklı 95.maddesinde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” hükmüne göre; Karayolları Trafik Kanununda düzenlenmeyen, sigortacının zarar görenlere karşı ileri süremediği tazminatın kaldırılması veya miktarının azaltılmasını gerektiren hallerde, ancak sigortalısına rücu edebileceği düzenlenmiştir. Yani sigorta şirketi KTK’nun da düzenlenmeyen teminat kapsamında olmayan halleri ve rücu koşullarının varlığını zarara uğrayan kişilere karşı ileri süremez, koşullarının varlığı halinde sigorta sözleşmesinin eki olan genel şartlarda düzenlenmiş teminat dışı haller ve rücu halleri mevcut ise sadece sigorta sözleşmesinin tarafı olan akidi sigortalıya rücu edebilir.
Trafik kazaları dayanağını 2918 sayılı KTK’dan alan haksız fiil niteliğinde olaylardır. Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde etken olan hususlarda olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekir.
Bu kapsamda Davalı vekilinin mahkemece aldırılan hasar raporundaki değer kaybına yönelik itirazlarının incelenmesinde; 6704 sayılı yasayla değişik 2918 sayılı KTK nun 90.maddesinde yer alan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olan hükümlerinden YUKARIDA İZAH EDİLDİĞİ ÜZERE TARAFI OLMADIĞI ZMMS SÖZLEŞMESİNDEKİ ŞARTLARIN DAVACI AÇISINDAN BAĞLAYICI OLMAMASI VE ANAYASA MAHKEMESİNİN nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre 6704 SAYILI KANUNUN 3.MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN 90. MADDESİNİN BİRİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE BU KANUN ÇERÇEVESİNDE HAZIRLANAN GENEL ŞARTLARDA” İBARESİNİN VE İKİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE GENEL ŞARTLARDA ’’ İBARESİNİN İPTAL EDİLMİŞ OLMASI SEBEBİYLE UYGULANMAYACAKTIR.
Yargıtay 17.HD’nin 2017/1230 E- 2018/2590 K sayılı 15/03/2018 tarihli kararında vurgulandığı gibi değer kaybının hesabında aracın modeli, markası, özellikleri, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ilke olarak kabul edilmesine göre bu esaslara göre ve buna uygun rapor alınması gerekirken hiçbir gerekçe içermeyen rapora göre hüküm verildiği,
Yine dava konusu aracın mevcut hasarına göre tamir süresi belirlenerek, belirlenen tamir süresi içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt, amortisman vs. gibi zorunlu giderler indirildikten sonra)ikame araç bedelinin de usulüne uygun olarak tespit edilmesinie
Hasar bedelinin de dosya kapsamına uygun belirlenmesinin ve değişmesi gereken tüm parçalar dikkate alınarak belirlenmesinin gerekmesine
Mahkeme dosyasına bilirkişiler Av. … ‘ye ile Makine Mühendisi …’nin hükme esas alınan raporunda 06.02.2017 tarihinde meydana gelen kaza sonrası … plakalı aracın arka. yan ve Ön taraflarında meydana gelen toplam hasar ve zarar bedeli 49.625,00 TL olarak tespit edilmiştir. Hasar ve zarar bedeli olan taplam 49.625,00TL.’den ,sigorla şirketleri dişindaki davalılar … Lid. Şti., …, …, … müştereken ve müteselsilen sorumlu olup,kaza tarihi olan 06.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olduğu, Sigorta şirketferinin araç mahrumiyetinden kaynaklı zarardan sorumlu olmamaları nedeniyle, … firmasına ait … plakalı aracın, ZMMMS sigortacısı … Şti ve …’na ait … plakalı aracın, ZMMMS sigortacısı … Şti. poliçe limitleri dahilinde, 49.625.00TL.’ni 47.625,00TL ‘sinden, müştereken ve müteselsilen sorumlu olup,temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olduğunun belirlenmesine göre itirazlar yersizdir
Keza
2918 sy nın 88. Maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” düzenlemesi ile motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu ayrıca birden fazla kişinin zararı tazminat ile yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
Yine TBK 61. Maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” demekle birden çok kişi aynı zarardan aynı sebeple yada çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır. Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğün şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır.
ANCAK DAVACI TARAF DAVA DİLEKÇESİNDE AÇIKÇA DAVALILARIN YARI ORANDA TAZMİNATTAN SORUMLU TUTULMASINI İSTEMİŞ,ZARAR MİKTARININ YARISINI … A.Ş, … VE … TOHUMCULUKTAN,YARISINI DA … SİGORTA, … VE …TAN İSTEMESİNE RAĞMEN MEHKEMECE DAVACININI TALEBİ DIŞINA ÇIKILARAK TÜM TAZMİNATTAN MÜTESELSİLEN SORUMLULUK KARARI VERİLMESİ YANLIŞ OLUP DAVALI SİGORTANIN İTİRAZI YERİNDEDİR.
Davalı sigortanın kusura itirazı
Dosyanın Makine Mühendisi bilirkişi …’a tevdi edildiği, bilirkişinin raporunda özetle; “1. … plakalı aracın arkasından çarpan … plakalı araç sürücüsü … TAM % 100 KUSURLU olacağı , … veya … Itd. şti. … plakalı aracın sağ yan arka tarafından çarpan … plakalı araç sürücüsü … TAM % 100 KUSURLU olacağı,
Dosyanın Makine mühendisi bilirkişi …’ya tevdi edildiği, bilirkişinin raporunda özetle; iki aracın karıştığı trafik kazasında, davalı sürücü …’NİN,%75 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği,
Çelişkilerin giderilmesi için Mahkemece verilen ara karar uyarınca dosyanın Makine Mühendisi Bilirkişi …’a tevdi edildiği, bilirkişinin raporunda özetle; dava konusu kazanın oluşumunda …’ın …’ı ve …’in %100 oranında tam kusurlu olduğu, …’nin kusursuz olduğu anlaşılmakla çelişki giderilmiş olup itiraz yersizdir.
Keza hükümde;
Sigorta şirketlerinin gerek asıl borç miktarları ve gerekse faiz başlangıç tarihleri hükümde açıkça gösterilmiş olup, Poliçe limitlerini aşan bir husus ve infazda tereddüt oluşturacak durum söz konusu değildir. İtiraz yersizdir.
HMK’nin 355. maddesinde, “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden YANLIŞLIK BULUNDUĞU gözetilerek davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulüne, incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesi,
Bu halde istinaf kanun yoluna başvurmayan diğer davalılar yönünden davacı lehine oluşan usulü kazanılmış hak ilkesi dikkate alınmak sureti ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile bu yönde kararın düzeltilerek yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekili ile davalı … Sigorta vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİYLE :
1-Davacının davalılar aleyhine trafik kazası nedeniyle açtığı tazminat davası nedeniyle 40.625,00 TL araç hasar bedeli, 7.000 TL araç değer kaybı ve 1.750 TL araç yokluk gideri olmak üzere toplam 49.625,00 TL maddi tazminattan (Davalılar sigorta şirketleri yönünden, poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere ve davalı … sigorta şirketinin istinaf başvurusu kabul edildiğinden ve onun lehine maddi tazminat miktarı yeniden belirlendiğinden bu davalının sorumluluğunun araç değer kaybı ve araç hasar bedeli toplamı 47.625 TL’nin yarısı olan 23.812,50 TL’si ile sınırlı müteselsilen sorumlu, diğer sigorta şirketi … A.Ş nin de 40.625,00 TL araç hasar bedeli, 7.000 TL araç değer kaybı toplamı 47.625,00TL’si ile sınırlı olmak kaydı ile diğer davalılarla birlikte müteselsilen ve temerrüt tarihleri … A.Ş yönünden 04/04/2018 tarihinden itibaren ve … A.Ş yönünden 01/04/2018 tarihinden itibaren olmak üzere) diğer davalılar için olay tarihi olan 06/02/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Alınması gereken 3.389,88 TL harçtan peşin alınan 1.173,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.216,74 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, (Davalı … Sigorta Şirketinin 1.061,81 TL’sinden, davalı … AŞ’nin 2.125,85 TL’sinden diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulmalarına)
3-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 1.214,24 TL ilk yargılama harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalı …Sigorta Şirketinin 581,62 TL’sinden, davalı … AŞ’nin 1.164,45 TL’sinden diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulmalarına)
4-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 2.734,10 TL yargılama giderinden 1.975,10 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, (Davalı … Sigorta Şirketinin 946,07 TL’sinden, davalı … AŞ’nin 1.894,12 TL’sinden diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulmalarına)
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar …, …, … Şti, … A.Ş. ve … Anonim Şirketi kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, …, …Ltd Şti, …A.Ş. ve … Şirketi’ne verilmesine,
8-Taraflarca dava başında depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
9-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davacı ve davalı … Sigorta Şirketine ayrı ayrı iadesine,
10-Davacı tarafça yapılan 220,70 TL istinaf başvuru gideri ile 165,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 385,70 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
11-Davalı …Sigorta Şirketi tarafından yapılan 220,70 TL istinaf başvuru gideri ile 18,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 238,70 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
12-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 02/03/2023

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.