Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/278 E. 2022/321 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
DAVALI : … SİGORTA A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
Av. …
Av. …
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 09/03/2017 tarihli dilekçesiyle ve 16/09/2017 tarihli tavzih beyanlarıyla ; davacıya ait … plakalı araç ile davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi tanzim edilen ve diğer davalı olan …’ye ait … plakalı aracın 01/11/2016 tarihinde kaza yapması sonucu, davacının yaralandığını, davacıya ait araçta hasar meydana geldiği gibi ayrıca davacının aracını onarım süresi içerisinde kullanamaması ve başka bir araç kiralaması nedeniyle 1.000 TL.lik araç mahrumiyet zararına da uğradığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacıya ait aracın hasarından dolayı 12.000 TL, araç mahrumiyet zararından dolayı 1.000 TL. olmak üzere toplam 13.000 TL. maddi tazminat ile 5.000 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili, öncelikle zamanaşımı ve dava şartı yokluğu itirazında bulunmuş, belirsiz alacak davası da açılamayacağını beyan ederek davanın esastan da reddini istemiştir.
Diğer davalı … vekili ise öncelikle aracın davalı … tüzel kişiliğine ait olmadığını, 2820 s. Siyasi Partiler Kanunu’nun 71. maddesi ve … … Tüzüğü’nün 137. maddesi ğereğince … teşkilatlarının … merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı izin vermediği veya sonradan onaylamadığı işlemleri ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı … tüzel kişiliği aleyhine talepte bulunulamayacağını, … merkez karar ve yönetim kurulunca bu konuda verilmiş bir izin veya onay da olmadığını beyan ederek aktif husumet yokluğu itirazında da bulunmuş ve ayrıca davanın esastan da reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … ASLİYE Ticaret Mahkemesi 25/11/2021 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Dosyamız incelendiğinde davaya ilişkin yargılamanın uyuşmazlık ilk önce mahkememizin … esas ve … karar sayılı ilamı ile neticelenmiş , söz konusu karar davalı … dosyayı istinaf etmesi üzerine Konya BAM 3. Hukuk Dairesinin … esas … karar sayılı ilamı ile yapılan değerlendirmede dosyanın davaya konu hasar ve zararın belirlenmesinde kusur raporu alınmadığı, bu nedenle ve dosya içerisinde bulunan evrak ve raporların çelişkili olması sebebiyle dosyanın İTÜ veya Karayolları fen heyetinden bilirkişi raporu alınmak üzere bozma kararı verildiği anlaşılmış, söz konusu kaldırma kararına müteakip dosyamız … esas numarası alarak yeniden yargılama yapılarak ve bu yargılamada BAM ‘ın işaret etmiş olduğu eksikliği giderecek şekilde bilirkişi raporu alınarak … esas … karar sayılı hüküm kurulmuştur.
Ancak söz konusu verilen mahkememiz kararı yeniden davalı … vekilince istinaf edilmiş, yapılan istinaf Konya BAM 3. Hukuk Dairesi’nin … esas … karar sayılı ilamı ile manevi tazminatın dava başında 1.000,00 TL olarak talep edilmesinden sonra ıslah ile 5.000,00 TL’ye yükseltilmesinin manevi tazminat talebinin ıslah ile yükseltilememesi nedeniyle bu yönüyle mahkememizin vermiş olduğu manevi tazminat yönünden bozulmasına karar verilmekle ayrıca dava dosyasında birden fazla bilirkişi raporu olduğundan çelişkiyi giderecek yeni bir kusur raporu alınması talebi ile bozularak mahkememize geri gönderilmiştir.
Mahkememiz söz konusu bozulan dosya mahkememizce … esas numarasını alarak ve bozma gerekçesinde belirtilen şekilde heyetten rapor alınmak üzere yeniden … Teknik Üniversitesinden rapor alınmış, söz konusu rapora istinaden mahkememizce bilirkişinin tespit ettiği kusur oranında davacının uğramış olduğu zararı tespit etmiştir.
Davacı tarafın manevi tazminat talepleri yönünden ise; kazanın meydana geldiği tarih, Adli Tıp bilirkişisinin raporuyla belirlenen davacının yaralanmasının derecesi, tarafların kusur durumu, manevi tazminatın amacı ve özellikle davacı taraf olmak üzere tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önünde bulundurularak aynı zamanda BAM bozma kararında belirttiği gibi davanın açıldığı tarihte davacının talep etmiş olduğu miktar olan 1.000,00 TL manevi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş ve;
Davacının davasının davalılardan … Sigorta A.Ş. yönünden 2918 s. KTK.nin 97. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine,
Davacının davasının davalılardan … yönünden KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile ;
Dosya incelendiğinde daha önce mahkememizin verdiği … esas … karar sayılı ilamda verilen karardaki hasar ve ikame araç bedelinin aynı çıkması ve bu dönemde verilen kararın kesin olmasına rağmen verilen kararın istinaf mahkemesinde sehven bu yönüyle de yeniden incelenmesi istendiğinden önceki kararda aynı karar verilmiştir.
01/11/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hasara uğrayan davacıya ait … plakalı aracın hasarından dolayı 3.000,00 TL., araç mahrumiyetinden dolayı da 375,00 TL. Olmak üzere toplam 3.375,00 TL. Maddi tazminatın kaza tarihi olan 01/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılardan …’nden alınarak davacıya verilmesine,
Aynı kazada davacının yaralanması nedeniyle 1.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 01/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılardan …’nden alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil … … yönünden haksız fiilin unsurlarının oluşmadığını, bu nedenle … Genel Başkanlığına husumet tevcih edilmesinin usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu, yerel mahkemece bağlılık ilkesine aykırı hareket edilerek hüküm tesis edilmesinin usule açıkça aykırılık teşkil ettiğini, tespit davasına ilişkin hesap edilen yargılama giderleri arasında ve kabul ve ret oranları arasında açıkça miktar farkları bulunduğunu, bu hususta usuli kazanılmış haklarının dikkate alınmadığını, taraflar lehine hükmedilen vekalet ücretleri için farklı farklı uygulanan usul ve hesaplamanın çelişkili olduğunu, bilirkişinin kusur oranı hususunda yapmış olduğu tespitlere katılmanın mümkün olmadığını, iş bu itiraz olunan rapor da kaza tespit tutanağı ile kusur raporlarındaki çelişkinin tam giderilmediğini, zarara ilişkin ayrıntılı gerekçeli bir değerlendirme, inceleme de yapılmadan rapor tanzim edildiğini, davacının dava dilekçesinde hastanede 3 gün kaldığını ve taburcu olduğunu kazadan sonra da 10 gün evde istirahat ettiğini açıkça belirttiğini, bu durumun ispatına yönelik hastanede kaldığı güne ilişkin kayıt haricinde herhangi bir somut belge ve bilgi bulunmadığı, ayrıca ağır bir yaralanmasının yahut malullüğünün olmadığını ve davacının mesleği de dikkate alındığında yerel mahkemece manevi tazminat takdirinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, takdir edilen manevi tazminat miktarının da yüksek olduğunu, tüm bu nedenler yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesini, bu talepleri kabul edilmezse hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; trafik kazası nedeniyle araç hasarına dayalı maddi tazminat ile manevi tazminat talebine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince verilen ilk karara ilişkin Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Konya … ASLİYE Ticaret Mahkemesinin20/02/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı dosyasında verilen kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, karar verilmiştir.
1-Davalı tarafın husumete yönelik istinaf sebebi hakkında;
Siyasi Partiler Kanunun 71. maddesinde “Siyasi partilerin yapacakları giderler, sözleşmeler ve girişecekleri yükümlülükler; genel merkezde … tüzelkişiliği adına, illerde il yönetim kurulu adına ve ilçelerde ilçe yönetim kurulu adına yetkili kılınan kişi veya kurulca yapılır.
Siyasi partilerin il ve ilçelerdeki teşkilat kademeleri tarafından … tüzelkişiliği adına sözleşme yapılmasına ve yükümlülük altına girilmesine ilişkin esaslar, merkez karar ve yönetim kurulunca tespit olunur. Bu esaslara aykırı olarak yahut siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde, partinin teşkilat kademelerinin yaptıkları sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı, … tüzelkişiliği hiçbir suretle sorumlu tutulamaz; merkez karar ve yönetim kurulu veya genel başkan veya … tüzelkişiliği aleyhine takipte bulunulamaz. Bu takdirde sorumluluk, sözleşmeyi yapan veya yükümlülük altına giren kişi veya kişilere ait olur.” hükmü yer almaktadır.
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 15. maddesinin 3. fıkrasında, “Partiyi temsil yetkisi genel başkana aittir. Kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydı ile … adına dava açma ve davada husumet yetkisi, genel başkana veya ona izafeten bu yetkileri kullanmak üzere … tüzüğünün göstereceği … mercilerine aittir” şeklinde siyasi partilerin genel başkan tarafından temsil edileceği belirtildikten sonra ilçe teşkilatı başlıklı 20. maddesinde, “Siyasi partilerin ilçe teşkilatı, ilçe kongresi, ilçe başkanı, ilçe yönetim kurulu ve belde teşkilatından meydana gelir.” denilerek ilçe teşkilatı açıklanmış, devamında da “Bu maddede yazılı kurulların görev ve yetkileri ile yedek üyelerinin sayısı ve ne suretle göreve çağrılacağı … tüzüğünde gösterilir” hükmüne yer verilerek ilçe teşkilatının görev ve yetkilerinin belirlenmesi yetkisi … tüzüğüne bırakılmıştır.
Karayolları Trafik Kanunun 85. Maddesi, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü havidir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; … plakalı aracın dosyada mevcut ruhsat kayıt ve belgelerine göre Konya … … İl Başkanlığına kayıtlı olması sebebiyle aksinin de iddia ve ispat edilmemiş olması sebebiyle, işleteninin de kayıt ve ruhsat sahibi … İlçe Başkanlığı olduğundan, Siyasi Partiler Kanunu’nun 71.maddesine göre, davalı olarak gösterilen … ilçe başkanlıklarının hükmi şahsiyeti ve dolayısıyla taraf sıfatı bulunmamakta olup, … tüzel kişiliğine dava açılmasında ve taraf gösterilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, meydana gelen haksız fiil nedeniyle … Tüzel Kişiliğinin sorumluluğunun bulunduğu, 2820 sayılı Kanunun 71.maddesi; “Mali Hükümler” başlığı altında, partilerin giderlerinin yapılmasındaki usul ve esaslar ile mali sorumluluk hallerini düzenleyen hükümler olup, anılan hükmün haksız fiil niteliğindeki trafik kazası sorumluluğu konusunda uygulanabilirliğinin bulunmadığının da kabulü gerekmektedir. (Aynı yönde bakınız, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/1092 Esas, 2018/8759 Karar; 11. Hukuk Dairesi 2016/6284 Esas, 2018/204 Karar; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/6438 Esas, 2016/881 Karar; 3. Hukuk Dairesi 2014/2781 Esas, 2014/5359 Karar; 9. Hukuk Dairesi 2014/5956 Esas, 2014/10244 Karar; 4. Hukuk Dairesi 2012/12914 Esas, 2013/11711 Karar; 17. Hukuk Dairesi 2014/13564 ESAS, 2016/11347 sayılı kararı; YARGITAY Hukuk Genel Kurulu 2012/9-1134 Esas, 2013/467 Karar sayılı ilamları)
2- Maddi tazminat taleplerine ilişkin itirazın incelenmesinde:
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığı altında düzenlenen 341. Maddesinde; “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
(2) Miktar veya değeri 5.880 TL’yi (mahkeme karar tarihi itibariyle) geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.
(3) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.
(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 5.880 Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz” denilmektedir.
İstinafa konu edilen 3.375,00 TL hükmedilmesine yönelik istinaf karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı (5.880 TL) altına kaldığından, karar kesindir.
3-Manevi tazminat miktarının tavzih dilekçesi ile arttırılmasına ilişkin itirazın incelenmesinde :
6100 sayılı HMK’nun 26/1 maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, davacı taraf 18/09/2017 tarihli talep somutlaştırma dilekçesi ile dava dilekçesinde 1.000,00 TL olan manevi tazminat talebini 5.000,00 TL yükseltmiştir. Yerleşik Yargıtay uygulaması ve doktrince de kabul edildiği üzere manevi tazminat davasında ıslah mümkün bulunmadığından itirazın reddi gerekmiştir. Nitekim 17 hd nin 2014/23214 esas 2017/4406 karar,2015/7913 esas 2018/3722 karar sayılı ilamları)
4-Davalı tarafın kusura yönelik istinaf sebebi hakkında:
Dairemizin ilk kaldırma kararı doğrultusunda İTÜ den rapor alınarak raporlar arası çelişkiler giderilmiş olup itiraz yerinde değildir.
5- Manevi tazminat miktarına ilişkin itirazın incelenmesinde:
Manevi tazminat, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre, Manevi zarar; mutlak hak olan ve dolayısıyla herkese karşı korunmuş bulunan kişilik haklarının kapsamına giren değerlerden birisinin ihlali ile doğar. Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini talep edebilir. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesinde ; “Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” hükmü düzenlenmiş madde metninden de anlaşıldığı üzere, haksız eylem sonucu bedensel zarar görenin yakınları yararına manevi tazminata karar verilebilmesi için, zarar görenin yaralanmasının ağır bedensel zarar niteliğinde olması gerekmektedir. Ağır bedensel zarar, kanunda tanımlanmamış olup, yaralanmanın özelliğine ve yarattığı sonuçlara göre mahkemece takdir edilecektir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu somut olayın gerçekleşme şekli, yeri, zamanı, Ceza Mahkemesinin kararı, kusur ve yukarıda açıklanan ilkeler, davalının eylemindeki hukuka aykırılığın tespitinin sağlayacağı manevi tatmin ile birlikte değerlendirildiğinde İDM’ince hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlanının YERİNDE OLDUĞU, davalı vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinafının reddinin gerektiği anlaşılmıştır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalı …’nden alınması gereken 298,85 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 116,94 TL nin mahsubu ile bakiye 181,91 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00 ) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi….


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.