Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2776 E. 2022/2849 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 30/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 05/10/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ :Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ :Av. …
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 30/12/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 30/12/2022

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin davalı … tarafından kullanılmakta olan motosikletin 09.03.2021 tarihinde kendisine çarpması neticesinde yaralandığını ve bu yaralanma neticesinde ciddi sağlık problemleri yaşamış ve yaşamaya devam ettiğini, müvekkilinin olay günü … tarafından evine bırakıldığını ve aynı günün gecesinde ağrılarının dinmemesi ve dayanılmaz hale gelmesinden dolayı hastane acil servisine başvurduğunu, acil serviste başlayan tedavisi ile birlikte bahse konu trafik kazası neticesinde müvekkilinin ameliyat edilmek durumunda kaldığını, gerçekleşen ameliyat ile müvekkilininin bacağına platin takıldığını, ameliyatın ardından bir süre geçmesi ile birlikte gerçekleşen trafik kazası dolayısıyla müvekkilinin akciğerine emboli (pıhtı) attığını ve bunun üzerine müvekkilinin hastaneye kaldırıldığını ve uzun bir süre hastanede yatmak durumunda kaldığını, ayrıca hastaneye kaldırıldığında hayati tehlikesi bulunduğundan bir müddet yoğun bakım ünitesinde tedavi edildiğini, akabinde hastanede yoğun bakım ve bakım servislerinde tedavisinin sağlandıktan sonra taburcu olmuşsa da müvekkilinin bacağındaki aksama ve ağrı ile diğer sağlık problemlerinin dinmediğini, ayrıca hastane kayıtlarında emboli atma olarak bilinen müvekkilinin hayati tehlike geçirmesine sebebiyet veren rahatsızlığın trafik kazasına bağlı olduğunun yer aldığını, diğer yandan gerçekleşen trafik kazası dolayısıyla müvekkilinin hastanede tedavi olmuşsa da kalıcı mahiyetteki bacağındaki aksamadan dolayı artık koşamadığını ve merdiven çıkamadığını, hayati tehlike geçirmiş olmasının hastane süreçlerinde yaşadığı zorlukların yarattığı psikiyatrik problemler dolayısıyla trafik kazasına bağlı olarak psikiyatri servisinde tedavisinin devam ettiğini, netice itibariyle gerçekleşen trafik kazası dolayısıyla müvekkilinde geçici ve kalıcı maluliyet durumu hasıl olduğundan bu oranların ve sürelerin hesaplanması neticesinde belirlenecek maddi zararın giderilmesi gerektiğini, diğer yandan tedavi süresince bakıcı ihtiyacının doğmuş olması ve tedavi/sağlık masraflarının da ayrıca talep edildiğini, maddi tazminat kalemlerine ilişkin taleplerinin davalı … ile birlikte diğer davalı … Hesabı’ndan müştereken ve müteselsilen talep edildiğini, bilindiği üzere … Hesabının,14 Haziran 2007 tarih, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14 üncü maddesiyle Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri bünyesinde kurulduğunu, Sigortacılık Kanunu’nun geçici 1 inci maddesi ile … Hesabı’nın tüm sorumlulukları, varlıkları, alacakları ve yükümlülükleriyle birlikte … Hesabı’na devir olduğunu, … hesabının zorunlu sigortaların sağladığı teminatlara ilişkin olarak; sigortalının belirlenememesi, rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli sigortanın bulunmaması veya çalınmış veya gasp edilmiş araçlarla kazaya sebebiyet verilmesi durumlarında, kazalarda zarar gören kişilerin, sigorta güvencesinden yoksun kalmaları nedeniyle uğrayacakları bedeni zararların giderilmesi amacıyla kurulduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, haklı davalarının kabulü ile öncelikle müvekkilinin taleplerinin güvence altına alınması amacıyla ihtiyati haciz kararı verilmesini, aksi halde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, geçici ve kalıcı iş göremezlik, tedavi ve sağlık giderleri, bakıcı giderleri ve diğer tüm maddi zararlarının tazmini adına şimdilik 5.000TL’nin (HMK m.107, belirsiz alacak) kaza tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi aksi halde yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, müvekkilin yaşadığı manevi elemin tahfifi amacıyla 250.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi aksi halde yasal faizi ile davalı …’dan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacının usulüne uygun bir başvurusu bulunmadığını, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkili … Hesabı’nın mesuliyetinin kusur oranı ve teminat limitleriyle sınırlı olduğunu, davacının kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğunu, müvekkili … Hesabı’nın sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafın kazanın iddia ettiği şekilde meydana geldiğini ispat etmesi gerektiğini, davacıya zarar veren aracın davacı taraf …’nın da ifadesinde beyan ettiği üzere elektrikli bisiklet olup sigorta sözleşmesine konu edilebilecek araçlardan olmadığını, davacıya zarar veren aracın geçerli bir sigorta poliçesi bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, ayrıca mevcutsa yapılan ödemeler ile yapılan temliklerin mahkememizce dikkate alınması gerektiğini, maluliyet oranı tespitinin kaza tarihinde yürülükte olan mevzuat hükümlerine göre yapılması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğu yönünden iddia edilen kusurlu hali ve kusur oranını kabul etmediğini, geçici iş göremezlik zararı, geçici bakıcı gideri, rapor /cenaze ve defin / ulaşım / yemek giderlerinin tazmini yönündeki taleplerin teminat dışında olduğunu, müvekkili … Hesabının başvuru tarihinde temerrüde düşmediğini, davanın haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olduğunu, davacının avans faizi talebinin haksız olduğunu, müvekkili … Hesabının ticari şirket olmadığını, bu nedenlerle davacının haksız davasının öncelikle zamanaşımı ve dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine mahkememiz aksi kanaatte ise esastan reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı tarafından dava açılmadan önce … Hesabına yasa gereği tazminatın ödenmesi için genel şartlarda belirtilen belgeler ile yazılı olarak usulüne uygun başvuru yapılmadığı ve bu başvurunun dava şartı olduğu anlaşılmakla davanın 6100 sayılı HMK m. 114/2 maddesi delaletiyle 2918 Sayılı Kanunun 97/1 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek;
Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/2 maddesi delaletiyle 2918 Sayılı Kanunun 97/1 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; … Hesabının bir sigorta kuruluşu olmadığını, bir sigorta kuruluşu gibi de işlev göstermediğini, dolayısıyla KTK m. 97’nin … Hesabına uygulanmasının hukuken mümkün olmadığını, netice itibariyle … Hesabına dava açmadan evvel başvuru şartının bulunmadığını, … Hesabına başvuru zorunluluğu olmadığını beyan etseler de, bir an için dava şartı olarak kabul edilmesi ihtimalinde dahi tamamlanabilir bir dava şartı olduğundan öncelikle taraflarına kesin süre verilerek eksikliğin giderilmesinin istenmesinin gerektiğini, … Hesabına başvuru yapılabilmesi için hukuki uyuşmazlığın giderilmesinin gerektiğini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar 05/10/2022 tarihli hükmünün kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen usulden ret kararı, davacı yanca istinaf edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı tazminat davası olup uyuşmazlık, davalıya davadan önce yasal başvurunun yapılıp yapılmadığı ve bunun sonradan tamamlanabilir olup olmadığı noktasındadır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’ndan yararlanma olanağının ortadan kalkmış olması durumunda, 5684 Sayılı Yasa’nın 14. maddesi gereğince kazaya neden olan motorlu aracın kimliği belirsiz ise, kaza sırasında geçerli poliçesi yoksa veya eksikse, poliçeyi düzenleyen sigorta şirketi iflas etmişse veya ruhsatı iptal edilmişse, çalınan veya gasp edilen araçlardan dolayı işleten sorumlu tutulamıyorsa, … Hesabı’na başvurulabilecektir. … Hesabı işletenin kusuru nispetinde sorumludur.
Davalı … Hesabı’nın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası yokluğu nedeniyle yukarıda anılan sebeplerle onun yerine geçmiş olması nedeniyle onun için de uygulanması gerekli 2918 sayılı KTK’nın 97.maddesinde, 6704 Sayılı Kanunun 5.maddesi ile yapılan değişiklik neticesinde, 97.maddenin eski metninde, zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında ön görülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi, dava açabilme hakkı mevcut iken;
26.04.2016 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanan 6704 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile 2918 Sayılı Yasanın 97. maddesinde yapılan değişiklik sonucunda, zarar görenin dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuruda bulunması ve bu başvurudan itibaren en geç 15 gün içinde başvurunun yazılı olarak cevaplanmaması veya cevabın talebi karşılamadığına dair uyuşmazlık olması durumunda zarar görenin dava açabileceği düzenlenmiştir.
Yukarıda maddede yapılan değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMMS sigortacısına (veya … Hesabı’na) karşı artık doğrudan dava açamayacakları, öncelikle sigortacıya tazminatın ödenmesi için genel şartlarda belirtilen belgeler ile yazılı olarak başvuracakları ve yazılı başvurudan itibaren 15 gün içinde kendilerine cevap verilmez ya da verilen cevap hak sahibinin talebini karşılamaz ise, hak sahibi tazminat için dava açabileceği gibi tahkime de başvurabileceklerinini düzenlendiği,bu hali ile trafik kazaları nedeniyle zarara uğrayanların sigortaya davadan açmadan önce mutlaka sigortacıya yazılı başvuruda bulunmak zorunda oldukları anlaşılmaktadır.
Dava açmak için yazılı başvurudan itibaren 15 günlük sürenin dolmuş olması gerekmektedir. Bu sebeplerle davadan önce yazılı başvuruda bulunmak ve başvurudan itibaren 15 günlük sürenin geçmesi ZMMS sigortacısına tazminat davası açılmasının ön şartıdır. Bu husus anılan maddenin değişiklik gerekçesinde de vurgulanmıştır.
6100 Sayılı HMK 114. maddede dava şartları düzenlenmiş olup, 114/2. maddede de diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. Aynı kanunun 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Somut olayda Davacı vekilinin kabul ve ikrarında olduğu üzere davadan önce davalıya herhangi bir başvuru yapılmadığı, davacı tarafın, davalı sigorta şirketine karşı dava açmadan önce KTK’nın 97.maddesi gereğince davalı …’na başvuru dava şartını yerine getirmediği anlaşılmaktadır.Yukarıda belirtilen yasal düzenleme uyarınca yasada belirtilen başvuruya ilişkin bu dava şartı dava açılmasının hem süre hem esas bakımından ön koşuludur.
KTK’nın 97.maddesine değişiklik sonucu getirilen, dava açılmadan önce sigortaya başvuru şartı noksanlığının, dava açıldıktan sonra giderilebilecek bir dava şartı noksanlığı olup olmadığı hususunun değerlendirilmesinde ise, dava açılmadan önce davadaki talebe ilişkin olarak ilgili birime başvuru yapılmasına ilişkin olarak getirilen düzenlemeler, mahiyeti gereği mutlaka davadan önce yerine getirilmesi gereken bir dava şartıdır. Çünkü bununla amaçlanan dava yoluna başvurmadan uyuşmazlığın çözümünü sağlamak, yargı yolu ile taleplerin karşılanmasının maliyetini azaltmak ve yargıdaki iş yükünü azaltmaya yöneliktir.
Bu yol ile çözüm sağlanamadığı taktirde ancak dava yoluna gidilmelidir. Bu sebepledir ki dava açıldıktan sonra, bu dava şartının tamamlanabileceğinin düşünülmesi halinde kanun maddesinin mahiyetine ve kanunun getiriliş amacına aykırı bir durum söz konusu olacak ve yasanın amaçladığı hususu genişleterek yorumlamak söz konusu yasa maddesinin getirilmesi ile amaçlanan ilkeleri ihlal edeci nitelikte olacaktır.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
Keza söz konusu değişikliğin madde gerekçesinde;
“2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda değişiklik yapılması suretiyle, trafik kazalarında zarar görenlerin daha hızlı ve eksiksiz tazminat alabilmesi ve yargı üzerinde oluşan yükün hafifletilebilmesini teminen zarar görenlerin sigorta şirketine başvurmasının ardından, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanununun tahkime ilişkin başvuru şekli ve süresinin dikkate alınmasını öngören bir düzenleme Tasarıya yeni çerçeve 6 ncı madde olarak eklenmiştir.” şeklinde belirtildiği,
KTK nın 97’nci maddenin değiştirilmeyen hâlindeki düzenlemede;
“Zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunulabileceği gibi dava da açabilir.” hükmünün düzenlendiği yapılan değişiklikle sigortası kapsamında dava yoluna gitmeden önce ilgililerin sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğinin emredici bir şekilde düzenlendiği, yani başvuru yapmadan önce dava yoluna gidilemeyeceğinin, daha önce ihtiyari olan hususun bu sefer zorunlu bir başvuru haline dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 97. maddesinde yapılan değişiklik ile dava açılmadan önce sigorta şirketine başvurunun zorunlu olduğunun belirtilmesi, zarar görene seçimlik bir hak tanınmamış olması nedeniyle bu hususun HMK’nin 114/2.maddesinde belirtilen diğer kanunlarda düzenlenen dava şartları kapsamında değerlendirilmesi ve yargılama esnasında tamamlanması mümkün olmayan dava şartı niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
Dava şartına aykırılık, HMK 115/2 madde uyarınca davanın usulden reddini gerektirir. Aksi durumun kabulü 6704 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin ruhuna ve amacına aykırı düşecek niteliktedir.
Bu itibarla, ilk derece mahkemesince davadan önce davalıya başvurusunun bulunmadığı ve bu itibarla açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermesi usul ve yasaya uygundur.
Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına; dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.30/12/2022


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.