Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2675 E. 2023/411 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 08/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 14/06/2022
NUMARASI : … Esas … Karar
TEMLİK EDEN
DAVACI : …- (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …
TEMLİK ALAN
DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ :Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 08/03/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 08/03/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/12/2020 tarihinde davacı sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet ile yolun sağından soluna kontrolsüz bir şekilde dönmesi sebebiyle motosiklete çarptığını ve bunun sonucunda davacının yaralandığını, davacının geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığını, kazaya sebebiyet veren ve kusurlu olan kamyonetin kaza tarihi itibariyle ZMMS sigortasının bulunmadığını, hasar dosyası kapsamında kısmi ödeme yapıldığını belirterek, davacının kaza sonrası kalıcı ve geçici iş göremezlik oranının artması sebebiyle kalıcı iş göremezlik bedeli olarak şimdilik 1.000 TL, geçici iş göremezlik bedeli olarak şimdilik 2.000 TL, bakıcı gideri tazminatı olarak şimdilik 100 TL olmak üzere toplam 3.100 TL bakiye maddi tazminatın karar tarihi olan 30/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek değişin oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu kaza sebebiyle davalı kuruma başvuruda bulunduğunu, … sayılı hasar dosyasının oluşturulduğunu, davacı için 76.402 TL olarak maluliyet tazminatının 21/11/2017 tarihinde ödendiğini, davalı kurumun başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, dava dışı trafik kazasında yer alan …’ya davanın ihbar edilmesini, kusur oranının tespitinin Adli Tıp Kurumu vasıtasıyla yapılması gerektiğini, maluliyet tazminatının bilirkişi marifetiyle hesaplanması gerektiğini, davalı kurumun dolaylı zararlardan kaynaklanan tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, hesaplanan tazminat üzerinden müterafik kusur indirimine gidilmesi gerektiğini, sosyal güvenlik kurumu tarafından davacıya ödenmiş ve ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; “…yukarıda izah edilenler, bilirkişi raporları, adli tıp raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 30.12.2010 tarihinde davacı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonetin çarpışması sonucunda davacının yaralandığı, söz konusu kaza nedeniyle davacıların maddi zararlarının tazmini bakımından davalı sigorta şirketine müracaatı üzerine davacıya maluliyet ve güç efor kaybı tazminatı olarak 76.402 TL’nin ödendiği, ancak yapılan hesaplamalar uyarınca ödenen bu tazminat eksik olduğundan bahisle işbu davanın ikame edildiği, davalı tarafın ise davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır. Söz konusu trafik kazasının meydana gelmesinde … plakalı kamyonet sürücüsünün olayın oluşumunda %100 oranında tam kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacının dava konusu trafik kazasına bağlı olarak maluliyetine ilişkin rapor aldırıldığı, davacının maddi zararının aktüer bilirkişi marifetiyle davalı tarafça davacıya ödenen maddi zarar bedelinin raporda tenzil edilmek suretiyle hesaplamasının yapıldığı, kazaya karışan … plakalı sayılı aracın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının bulunmadığı, davacının maddi zararlarının tazmininde davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu anlaşılmakla; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı dikkate alınarak TRH 2010 yaşam tablosuna uygun düzenlenen rapor hükme esas alınmış, davacının sürücü ehliyetinin bulunmaması nedeniyle %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılmış, ayrıca davacının 40.000 TL alacağını temlik yoluyla devrettiği dikkate alınarak davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ve oluşan vicdani kanaat ile;
Davacı … ’ın davasının kısmen kabulü ile;
2.000,00 TL geçici iş göremezlik, 98.598,00 TL sürekli iş göremezlik, 100 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 100.698,00 TL davacının talebi nedeniyle poliçe limitleri yetersiz olduğundan 98.598,00 TL üzerinden, davacının yaşı itibariyle kaza anında sürücü ehliyetinin bulunmaması nedeniyle %20 müterafik kusur indirimi yapılarak 78.878,40 TL üzerinden, davacının temlik ettiği 40.000 TL düşülerek 38,878,40 TL’nin 21/11/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte (poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere) davalıdan tahsili ile davacı …’a ödenmesine,
40.000,00 TL’nin 10/10/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile Temlik alan … ’ya ödenmesine,” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; kusur raporuna ilişkin itirazlarının dikkate alınmadan tazminat hesaplaması yapıldığını, kusur raporunda kesin ve şüpheye yer kalmayacak şekilde kusur oranlarının tespit edilemediğini, kusur raporunun elverişli olmadığını, tazminat hesaplamasında müterafik kusur indirimi yapılarak zarar miktarının belirlemesi gerektiğini, zarar miktarının belirlendikten sonra müvekkili kurum ödemesi güncellenerek düşülmesi gerektiğini, TRH tablosu ile %1,8 teknik faiz ve ödeme tarihindeki veriler ile hesaplama yapıldığında müvekkili kurumun yaptığı ödemenin yeterli olduğunun tespit edileceğini, Prograsif rant yöntemi ile hesaplama yapıldığından ödenen tazminat ile hesaplanan tazminat arasında fark çıktığını, geçici iş göremezlik zararı ödemesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili kurumun geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olmadığını, tazminat hesabı yapılması ihtimalinde müteveffanın olay tarihinde 18 yaşından küçük olduğundan geçici iş göremezlik zararının bulunmadığını, aktif çalışması olmadığından geçici iş göremezlik zararına hükmedilmesinin haksız olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla geçici iş göremezlik ödemelerinin SGK tarafından yapıldığını, SGK tarafından davacıya geçici iş göremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılmadan tazminat ödenmesine hükmettiğini, mahkeme kararının kaldırılmasını, davacının reddine karar verilmesini, reddedilen kısım bakımından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinafa ek beyan olarak özetle; yargılama giderlerine hükmedilirken iki davacı olmasına rağmen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin temlik alan ve davacı asil bakımından hükmedilen tazminat miktarlarına oranlanmaksızın hüküm kurulduğunu, hangi davacı lehine hangi miktarda vekalet ücreti ve yarıglama giderine hükmedildiğinin açıkça yazılmasına karar verilmesi gerektiğini, hem temlik alan tarafın hem de davacı asil tarafından müvekkili kurum aleyhine ayrı ayrı icra takibi başlatılarak yargılama giderlerine ve vekalet ücretine mükerrer olarak talep edildiğini, bu nedenle ek istinaf talebinde bulunduklarını beyan etmiştir.
Davacı … vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, dosya kapsamında %20 oranında müterafik kusurun bakiye teminat limiti olan 98.598,00 TL üzerinden indirilerek toplam 78.878,40 TL tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri yönünden taleplerinin reddedildiğini ancak ZMMS mevzuat gereğince kişi başı sağlık gideri teminat limiti dahilinde davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğunu, davacı müvekkilinin dava konusu kaza nedeniyle ağır şekilde yaralanması nedeniyle geçici iş göremezlik zararı ve bakıcı gideri zararının kaza tarihi itibariyle geçerli ZMMS poliçesi gereği teminat limiti kapsamında olduğunu ve taleplerinin reddine karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, mahkeme kararının kaldırılmasını ve müvekkili lehine talepleri doğrultusunda maddi tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet harcının davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Temlik Alan … vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; sürücü … ‘nın kullanmış olduğu … plakalı aracın kamyonet olup aracın kullanım amacının ticari olduğunu, kamyonet ticari araçlardan olup zararın ticari faaliyet sırasında meydana geldiğinden davalının davacı müvekkilinin zararlarını kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tazmin etmek zorunda olduğunu, mahkemece yasal faize hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, vekalet ücretine hükmedilirken temlik alan davacı müvekkili lehine temlik eden davacı arasında paylaştırılmaması ve sadece temlik eden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu, mahkeme kararının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece verilen karar, davalı …, davacı ve temlik alan tarafından istinaf edilmiştir.
– Davalı … ‘nin kusura yönelik itirazında;
Türk Borçlar Kanunun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, yine aynı kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” denilmektedir.
Karayolları Trafik Kanunun 86/1 maddesinde, “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur” denilmektedir.
Birbirini teyit eden nitelikteki kaza tespit tutanağı ile mahkemece alınan ve hükme esas alınan kusur raporuna göre, davalının sorumlusu olduğu karşı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olup, buna göre tüm dosya kapsamındaki delillere göre benimsenen kusur oranlarının oluşa ve delillere uygun görüldüğünden, bu sebeple kabul edilen kusur oranının belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davalının buna yönelik itirazlarının reddine karar verilmiştir.
-Davalı …’nin ödemeye ilişkin itirazlarında;
2918 sayılı KTK’nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, her ne kadar davalı … tarafından daha önce yapıldığı, yapılan ödeme tarihine göre ödemenin yeterli olduğu itirazında bulunulmuş ise de, yapılan ödemeye ilişkin davalı tarafından herhangi bir ibranameye dayalı olarak alındığı iddia ve ispat edilmediği gibi bu yönde dosyaya sunulmuş ibranamenin de davacı tarafça ihtirazi kayıtlı olması nedeniyle geçerli bir ibraname olarak değerlendirilemeyeceğinden, yapılan ödemelerin makbuz hükmünde olup ödeme tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek bakiye tazminat alacağı belirlenmesi gerektiğinden; aktüer bilirkişi tarafından sunulan ve PMF yaşam tablosunun da esas alındığı … bilirkişi raporunda belirtilen hesaplamada bir eksiklik de bulunmadığından, buna dair istinaf itirazı reddedilmiştir.
-Davalı … ‘nin hesaplama yöntemine dair itirazında;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1989/4-586 Esas,1990/199 K sayılı kararı ve Yargıtay 17. Hukuk ve 4 Hukuk dairesinin yerleşik içtihatları gereği, Population Masculine Et – Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak davacının veya müteveffanın muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi; davacının veya müteveffanın muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir.
Kaza tarihi 30/12/2010 tarihi olup hesaplamada PMF1931 yaşam tablosunun ve % 10 artırma eksiltme uygulanarak hesap yapılmasının yapıldığı 11/01/2022 tarihli aktüer raporunun hükme esas alınması gerekirken, yanlış yaşam tablosuna göre hesap yapılan rapora göre karar verilmesinde isabet bulunmadığından, davalının buna yönelik itirazı yerindedir.
-Davacı ve davalı tarafından hesaplama yapılırken sıralamanın yanlış olması nedeniyle miktarın yanlış hesaplandığı istinafı yönünden;
6098 Sayılı TBK’nun 54.maddesinde tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar, bedensel zararlar kapsamında sayılmış, ZMSS Genel Şartlarında da sakatlık nedeniyle ayrı, tedavi giderleri nedeniyle ayrı teminatlar verilmiştir.
Bu halde, sigorta şirketi yerine geçen davalının, iş göremezlik tazminatı için 175.000,00 TL, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı için de ayrı 175.000,00 TL olmak üzere ayrı ayrı teminatlardan sorumluluğu bulunmaktadır. (Bkz. Aynı yönde YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2019/2057 ESAS, 2020/2515 KARAR sayılı ilamı) Öte yandan;
Tazminat davalarında, aktüerya alanında uzman bilirkişiden alınacak raporda, eğer davacı davadan önce bir ödeme almış iseler, sigorta şirketi veya güvence hesabı tarafından yapılan ödemeyi iş göremezlik tazminatı hesabı yapılmadan önce alan davacı, hesap tarihine kadar geçen süre nedeni ile aldığı paranın yasal faizi kadar kazanım elde etmiş olacağından, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacıya yapılan sigorta ödemesinin, ödeme günü ile iş göremezlik tazminatının hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi de hesaplanarak, ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan iş göremezlik tazminatından indirilmesi gerekir. Bütün bu hesaplamadan sonra eğer somut olayda hatır taşıması, müterafik kusurun varlığı söz konusu ise hesaplanan tazminatlardan en son müterafik kusur ve/veya hatır taşıması indiriminin yapılması gerekir.
Eğer davacıya davadan önce davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme varsa, ödemenin güncellenmiş hali ile ulaşılan rakamın düşülmesi, bundan sonra bulunan rakam üzerinden müterafik kusur indirimi yapılması gerekmektedir. (Nitekim yargıtay 17 HD nin 2016/2505 esas 2019/281 karar,2014/17707 esas 2017/1210 karar sayılı ilamları)
Bu sebeple, usule uygun şekilde düzenlendiği görülen 11/01/2022 tarihli aktüer raporunun hükme esas alınarak, bulunan 292.880,26 TL üzerinden 104.886,34 TL güncellenmiş ödeme miktarının tenzili ile sonrasında kalan miktar üzerinden davacının açıkça itiraz etmediği yüzde yirmi müterafik kusur indirimi yapılması sonucunda bulunan 150.395,136-TL sürekli iş göremezlik tazminatının, kaza tarihindeki ayrı ayrı 175.000 sakatlık ve ölüm teminatı, bakıcı ve geçici iş göremezlik talebinin de tedavi giderleri teminatı içerisinde yer alması nedeniyle, davacının artırım dilekçesi de gözetilerek 98.598,00 TL sürekli iş göremezlik, 2.000 TL geçici iş göremezlik ve 100 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 100.69800 TL tazminat olmak üzere tam kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi yönde ve ayrıca hatalı biçimde teminat limiti üzerinden müterafik kusur indirimi yapılarak eksik tazminata karar verilmesi nedeniyle, davacı itirazının kabulü, davalının buna yönelik itirazının reddine karar verilerek; mahkeme kararının kaldırılmak suretiyle yeniden hüküm tesisi gerekmiştir.
-Davalının geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin itirazında;
Davacının olay tarihinde 18 yaşının altında olup çalışmadığı, gelirinin bulunmadığı sabittir. Haksız fiil sorumluluğunda zarar verenin sorumlu tutulabilmesi için fiil, zarar ve uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Zararın ise haksız fiiller yönünden TBK.nın 54. Maddesinde belirtildiği şekilde kazanç kaybı olabileceği gibi çalışma gücünün azalması veya yitirilmesi de bir zarar olarak kabul edilmiştir. İş gücü kaybı sebebiyle uğranacak tek kalem zarar, gelir kaybına ilişkin olan değildir. Dava konusu olayda da davacı her ne kadar 18 yaşın altında ve gelir getiren bir işte çalışmıyor olsa da geçici iş göremezlik tazminatı için onsekiz yaşın altında kalınan dönem için herhangi bir işte çalışmaması zararının olmadığı şeklinde yorumlanması haksız fiilin zarar ilkesi ile bağdaşmaz. Zarar gören bu dönem içinde günlük işlerini yerine getirememesi, öz bakımını sağlayamaması da bir zarardır. Bu dönem içinde küçüğün zararının bulunmadığı ve bu süre için tazminat hesabı yapılmaması zarar veren lehine olup zararın sadece maddi olarak gelir azalması ve kazanç kaybı olduğu sonucunu doğurur. Zarar hesabında pasif dönem için dayanak teşkil eden “efor kaybına” ilişkin görüş, küçüklerin sürekli iş göremezliğinin bulunması halinde kabul edildiği gibi eforun tamamen %100 oranında kaybedildiği geçici iş göremezlik süresi için de kabul edilmelidir. (Aynı yönde) Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/9064 E- 2014/8672 K. Sayılı 29.5.2014 tarihli ilamı.
Bu nedenle, buna yönelik itirazlar yerinde bulunmamaktadır.
-Davalı …’nin, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri giderlerinin teminat dışı olduğuna ilişkin yapılan istinaf incelemesinde:
Kaza tarihlerinin 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarından önce olmasına göre; BK’nın 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince vücut bütünlüğünün ihlali sonucu ortaya çıkan zararlardan olan geçici iş göremezlik zararı, bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanmayan faturasız tedavi giderleri ihlâlin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktığından zorunlu mali sorumluluk sigortası teminat kapsamında olmasına, 6111 sayılı kanunla Karayolları Trafik Kanunun 98. Maddesinde değişiklik yapan düzenlemenin faturalı SGK tarafından karşılanan tedavi giderlerine ilişkin olmasına göre bu itirazın yerinde olmadığı görülmüştür.
– Davalı …’nin faiz ve başlangıcına dair;
Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte trafik sigortasını yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. 2918 sayılı KTK’nın 99/I. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel şartları uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğundadır.
Ancak, davalının davadan önce temerrüde düşürüldüğü davacı tarafça ispatlanmaması, davalı sigortanın da başvuru yapıldığı hususunu kabul etmemiş olması, “belirsiz alacak” davası müessesesinin getirildiği 6100 Sayılı HMK ile birlikte 17. Hukuk Dairesinin süreklilik arz eden kararlarına göre de daha sonra ıslah yapılmış olması halinde dahi tüm tazminat miktarına kaza (veya dava) tarihinden itibaren faiz işletilmek gerektiğinden mahkemece isabetsiz şekilde dava ve ıslah tarihlerine göre ayrı ayrı faiz işletimesi usule uygun olmadığından davacı tarafın buna yönelik itirazları yerindedir. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte trafik sigortasını yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. 2918 sayılı KTK’nın 99/I. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel şartları uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğundadır.
Ancak, davalının davadan önce temerrüde düşürüldüğü davacı tarafça ispatlanmaması, davalı sigortanın da başvuru yapıldığı hususunu kabul etmemiş olması, “belirsiz alacak” davası müessesesinin getirildiği 6100 Sayılı HMK ile birlikte 17. Hukuk Dairesinin süreklilik arz eden kararlarına göre de daha sonra ıslah yapılmış olması halinde dahi tüm tazminat miktarına kaza (veya dava/temerrüt) tarihinden itibaren faiz işletilmek gerekmektedir. Bu sebeple, daha önce kısmen ödemenin de yapıldığı başvuru tarihi ve gerekli süre nazara alınarak oluşan temerrüt nedeniyle, faiz başlangıcının belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, buna yönelik itirazlar da yersizdir.
-Bunun dışında, davalının itirazı kapsamında SGK’dan gelen yazı cevabına göre mahsubu gerektirir herhangi bir ödeme de bulunmadığından, genel ve soyut nitelikteki bu itiraz da isabetli değildir.
-Temlik alanının işletilmesi gereken faiz yönünden itirazda;
Zarara neden olan, tazminat talep edilen araç olan … plakalı araç ruhsatında kullanım amacının “hususi araç” olduğunun ve kişiye kayıtlı olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre, davada tazminat temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, buna yönelik itirazı yerinde değildir.
-Temlik alanın vekalet ücretine yönelik itirazında;
Temlik alanın bu sıfatına ve alacağına taraflarca herhangi bir itiraz bulunmaması nedeniyle hükmedilen tazminat için belirlenen vekalet ücretinin de bu kapsamda davacı ve temlik alan arasında aldıkları tazminat miktarına göre pay edilmesi gerektiğinden, mahkemece sadece davacıya vekalet ücreti verildiğinden, buna yönelik itiraz yerinde olup yeniden kurulan hükümde bu husus gözetilmiştir.
Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin ve temlik alan … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
Davacı … ve temlik alan … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, (İnfazda tereddüt oluşmaması için itiraz edilmeyen ve kesinleşen kısımlar korunmak suretiyle)
1-Davacı …’ın davasının KABULÜ ile;
A. 2.000,00 TL geçici iş göremezlik, 98.598,00 TL sürekli iş göremezlik, 100 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 100.698,00 TL’nin, davacının temlik ettiği 40.000 TL düşülerek 60,698,00 TL’nin 21/11/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı …’a ödenmesine,
B. 40.000,00 TL’nin 10/10/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile Temlik alan …’ya ödenmesine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 6.878,68 TL. nispi karar ve ilam harcından, tamamlama harcı dahil peşin alınan 369,25 TL. harcın mahsubu ile kalan 6.509,43 TL. harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 658,95 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 3.026,60 TL hastane ve adli tıp rapor giderleri, 850 TL bilirkişi ücreti gideri, 585,94 TL posta ve diğer giderler olmak üzere toplam 4.462,54 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, hükmedilen miktarın taraflara paylaştırılması sonucunda 16.104,70 TL. nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak; 9.707,47 TL’sinin davacı …’a , 6.397,22 TL’sinin ise temlik alan …’ya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen davacıya iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
7-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davacı … ve temlik alan …’ya iadesine,
8-Davacı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf başvuru gideri ile 90 TL posta tebligat ücreti olmak üzere toplam 310,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Temlik alan … tarafından yapılan 220,70 TL istinaf başvuru giderinin davalıdan alınarak bu kişiye verilmesine,
10-Davalı tarafından alınması gereken 5.388,18 TL harçtan peşin alınan 1.347,04 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.041,14 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
12-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.08/03/2023


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.