Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2608 E. 2022/2540 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 29/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 05/10/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … –
Av. … – …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … – …
DAVA : KONKORDATONUN KISMEN FESHİ
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 29/11/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 10/05/2022 tarihli dilekçesiyle; davalının açtığı konkordato davasının yapılan yargılaması sonunda konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, davacının davalıdan alacaklı olduğunu, tasdik edilen konkordato projesi gereğince davalının davacıya yapması gereken ödemelerin hiç birisini yapmadığını beyan ederek, davalının tasdik edilen konkordatosunun davacı yönünden feshine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “konkordatonun kısmen feshi” davasıdır.
2004 s. İİK’nın 308/e maddesine göre, “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir.
Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.”
Somut olayda ; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/01/2020 gün ve … E. … K. sayılı kararı ile konkordato davasının davacısı … Ltd. Şti.’nin konkordato projesinin tasdikine, tasdik kararının gerekçeli kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin derhal (31/01/2020 tarihi itibariyle) bağlayıcı hale gelmesine karar verildiği, gerekçeli kararın da 28/03/2022 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Davalı taraf, bu davanın alacakların çoğunluğu tarafından açılmasının gerekmesi nedeniyle davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, nispi harç alınması gerektiğini, konkordato komiserinin davaya dahil edilmesi gerektiğini, davalı şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını beyan ederek itirazlarda bulunmuş ise de, yasal dayanağı olmayan bu itirazların reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı taraf ayrıca, davacının daha önce davacıya karşı aynı sebeple açtığı konkordatonun feshine ilişkin Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/10/2021 gün ve … E. … K. sayılı ilamının, Konya BAM … HD tarafından 10/12/2021 gün ve … E. … K. sayılı ilamı ile kaldırılarak davacının davasının reddine karar verilmesi ve BAM … HD’nin kararın da 03/01/2022 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle kesin hüküm itirazında bulunulmuş ise de; Yargıtay … HD’nin … E. … K. sayılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere, Konya BAM … HD’nin kararının konkordato kararının kesinleşmediği gerekçesiyle verilen usule ilişkin bir karar olduğu, esastan davanın reddine karar verilmediği anlaşıldığından bu davada kesin hüküm teşkil etmeyeceği sonucuna varılmış ve davalının kesin hüküm itirazının da reddine karar vermek gerekmiştir.
Konkordato davasına ilişkin tasdik edilen proje (ödeme planı) ve gerekçeli kararın incelenmesi sonucu; davacının davalıdan olan adi alacağının 544.761 TL. olduğu, bu alacağın 02/01/2021 tarihinden itibaren başlamak üzere 36 ayda ve eşit taksitler (15.132,25’er TL.) halinde ödenmesinin hükme bağlandığı görülmüştür.
Davalı tarafa, ilk ödeme tarihinden dava tarihine kadar davacıya yaptığı ödemeler var ise bildirmesi ve ödemelere ilişkin makbuz veya dekontları sunması için süre verilerek ihtarnameli tebligat gönderilmiştir. Davalı taraf, ödemeye ilişkin hiç bir beyanda bulunmamış, her hangi bir belge ve delil de sunmamıştır. Ödemeyi ispat yükü davalıda olduğundan ve davalının bu konuda ihtara rağmen her hangi bir delil sunmadığı belirlendiğinden, davalının konkordato davasına ilişkin tasdik edilen ve derhal bağlayıcı hale gelen konkordato projesi (ödeme planı) gereğince davacıya hiç bir ödeme yapmadığı sonucuna varılmıştır.
Davalının konkordato projesine uygun olarak yapması gereken ödemeleri zamanında yapmaması nedeniyle, davacının konkordato uyarınca varsa kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatonun kendileri yönünden (yani kısmen) feshini isteyebileceği anlaşıldığından, davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının davasının KABULÜ ile … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil sırasında kayıtlı davalı … Ltd. Şti.’nin, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31.01.2020 gün ve … E. … K. sayılı ilamı ile tasdik edilen ve aynı tarihte bağlayıcı hale gelen konkordatosunun, 2004 s. İİK’nın 308/e maddesi gereğince, davacının bu konkordato kararı ile kazanmış olduğu varsa yeni hakları muhafaza etmekle birlikte, davacı … yönünden FESHİNE” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; konkordatonun kısmen feshi için gerekli koşullar ve kesinleşmenin gerçekleşmediğini, konkordatonun kısmen feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş konkordatonun ve projenin bulunması gerektiğini, kesinleşmeyen bir konkordato süreci bulunması nedeniyle eldeki dava gibi bir kısmen konkordatonun feshi istemiyle ilgili dava açılmasınnın mümkün olmadığını, taraflar arasında harici anlaşmalar olmuş olup kendilerinin iyiniyetli olmadığını, tarafların konkordato dışında ödeme takvimi konusunda harici olarak yazılı anlaştıklarını, davalı şirketin bu ödeme takvimine uymakta olduğunu, bu nedenle davacı tarafın konkordato dosyasını üst mahkemeye götürmediğini, buna rağmen bu şekilde dava açmasının usule ve iyiniyete uygun olmadığını, davacı tarafın bu anlaşmalarla yeni bir borç/alacak ikrarında bulunmuş olup artık bu yeni durumun kendisi için bağlayıcı kabul edilmesi gerektiğini, davalı müvekkili firma ile davacı banka arasında sözlü görüşmeler olduğunu ve buna göre ödeme takvimi düzenlendiğini, bir kısım ödemeler de yapılmış olmakla davacı bankanın resmi hesaplarında yapılacak bir inceleme ya da bu yönde bir müzekkere yazılması halinde fiili ve gerçek durumun ortaya çıkacağını, bu sebeple ödemenin hiç yapılmadığı gerekçesine katılmadıklarını, davacı tarafça eksik harç yatırılmış olup yargılamanın da bu harç tamamlanmadan yürütüldüğünü, harç tamamlanmadan (nispi) yargılamaya devam edilmemesi gerektiğini, konkordato komiserinin bu yönde olumlu ya da olumsuz bir raporu alınmadan karar verilmesinin de taraf teşkiline yönelik ayrıca bir usuli eksik olduğunu, konkordatonun bozulması talebi diğer alacaklıların haklarını da etkilemesi nedeniyle onların da taraf haline getirilmesi ya da en azından görüşlerinin alınması gerektiğini, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme tarafından verilen kararın istinaf talepleri doğrultusunda lehlerine olacak şekilde ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava konkordatonun kısmen feshine ilişkindir.
Konkordatonun bir alacaklısınca fesinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordato projesinin bulunması gerekmektedir. Konkordatoya tabi borcun yani konkordato alacağının proje gereğince ifa edilmemiş olması davanın sebebini teşkil eder. Ademi ifayı takiben yeni bir mühlete yahut borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek yoktur.
Konkordatonun kısmen feshi 2004 sayılı İİK’ya 28/2/2018 tarihinde 7101 sayılı Yasa’nın 37. Maddesiyle eklenen 308/e maddesinde “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” biçiminde, Konkordatonun tamamen feshi ise 2004 sayılı İİK’ya 28/2/2018 tarihinde 7101 sayılı Yasa’nın 37. Maddesiyle eklenen 308/f maddesinde “Her alacaklı, kötü niyetle sakatlanmış konkordatonun feshini tasdik kararını vermiş olan mahkemeden isteyebilir. Konkordatonun tamamen feshi kararı kesinleştiğinde durum 288 inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.308 inci madde hükmü bu hâlde de uygulanır.” biçiminde düzenlenmiştir.
Kısmen Feshi Talep Edebilmek İçin Gereken Şartlar;
Konkordatonun bir alacaklısınca (yani kısmen) feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordatonun (projesinin) bulunması gerektiğinde tereddüt edilemez. Mademki, proje gereğince ifada bulunulmamıştır, şu hâlde evvela elde davacı alacaklı için mecburi bir proje olmalıdır. Eş deyişle konkordato projesi, tasdik edilmiş bulunmalıdır.Bu sırada tasdik kararının kesinleşmesinin gerekip gerekmediği, mülga 300. maddenin aksine yeni m. 308/c, f. 1, c. 1 hükmüyle birlikte değinilmesi gereken meselelerdendir. Zira artık proje, tasdik kararıyla birlikte, alacaklılarını (ve doğal olarak borçlusunu) aksi alacaklılarınca oylanıp kabul edilen projede öngörülmediği sürece derhâl bağlamaktadır. Bu hâlde, ilk bakışta önceki dönemden farklı olarak konkordatonun kısmen feshi bakımından kesinleşmesinin de aranmayacağı söylenebilmekle beraber bu sonuç, yüzeysel kalacaktır. Zira Kanunun bu kez 308/a maddesinde öngörülen kanun yolu denetiminden geçemeyen bir projenin, tasdik edilmekle başta bağlayıcılık kazanmış olsa da, anılan özelliğini sürdürmesi zaten mümkün olamayacak; takiben feshini istemek de gerekmeyecektir. Kısacası, konkordatonun feshini talep etmek bakımından her hâlükârda [kesinleşmekle işlerlik kazanacak projeler içinse kaçınılmaz olarak, m. 308/c, f. 1, zira bu son hâlde elde, işler hâlde olup da ihlâl edildiğinden feshi istenebilecek bir proje de bulunmamaktadır], tasdik kararının kesinleşmiş olması şartını da aramak gerekir. (YENİ KONKORDATO HUKUKU 7100 ve 7155 Sayılı Kanunlarla Değişik İcra ve İflas Kanunu m.285-309 Şerhi sayfa 636)
Somut dosyamızda, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/01/2020 gün ve … E. … K. sayılı ilamı ile konkordato davasının davacısı …ŞTİ’’nin konkordato projesinin tasdikine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi .. .Hukuk dairesinde …Esas, … Karar sayılı dosyası ile istinaf isteminin REDDİNE karar verildiği,yapılan temyiz üzerine dosyanın Yargıtay’a gittiği ve Yargıtay .. HD nin … esas … karar ve 28/03/2022 tarihli kararı ile konkordato kararının kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davalının konkordato projesine uygun olarak yapması gereken ödemeleri zamanında yapmaması nedeniyle, davacının konkordato uyarınca varsa kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatonun kendileri yönünden (yani kısmen) feshini isteyebileceği anlaşıldığından, davacının davasının kabulüne karar verilmesi yerindedir.
Davacının, konkordatonun kendileri yönünden feshini isteme koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, kabul kararı verilemesi doğru olup tasdik kararının kesinleşmiş olması dikkate alındığında davalının istinafı yersizdir. Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,

2-Davalı tarafça alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İİK m. 308/a gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 GÜN İÇİNDE, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.30/11/2022


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.