Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2558 E. 2022/2532 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 29/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLİ : Av. … –
İLİŞKİLİ KİŞİ : … – …

VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 29/11/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 29/11/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde; “Müvekkil sigorta şirketine … sayılı 17.02.2017-17.02.2018 tarihleri arasında geçerli Nakliyat Abonman Sözleşmesine istinaden, … sayılı … Sigorta Poliçesi ile sigortalı,…. AŞ ye ait 25.800,00 Kğ Yağsız süt tozu emtiasının, Gürcistan ın Tiflis kentine, borçlu-davalı … a ait, borçlu-davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ve bu çekiciye bağlı … plakalı dorse ile nakliyesi sırasında, 05.11.2017 tarihinde Konya/Kulu ilçe sınırlarında meydana gelen tek araçlı yaralamalı trafik kazası sonrası kusur oranları dikkate alındığında, poliçe koşulları gereğince, müvekkil sigorta şirketi tarafından sigortalısına 20.12.2017 tarihinde 185.097 60 TL hasar tazminatı ödenmiştir. ) T.T.K.1472 ve 1361 ile ilgili diğer kanun maddeleri uyarınca kanuni halefiyetimize binaen ödenmiş olan 185.097,60 TL hasar tazminatından borçlu-davalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde 4100 kusur oranına isabet eden 185.097,60 TL sının, ödeme tarihi olan 20.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, borçlu-davalı araç maliki …’dan borçlu- davalı sürücü …’dan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemek hakkına haiz durumdayız. Müvekkil şirket kanuni halefiyetimize binaen ödenmiş,bulunan bu tazminatın ödenmesi aksi taktirde bu paranın yasal faizi ile isteneceğini davalılardan istemişse bir sonucu alınamamış olup bunun üzerine davalılar aleyhine Konya … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası ile icra takibine girişilmiş fakat davalıların borçlu olmadığından bahisle itiraz etmesi sonucu takip durmuştur. Bu nedenle davalılar hakkında İtiraz İptali davası açılması zarureti doğmuştur.” şeklinde dava açmıştır.
İlgili … vekilinin cevap dilekçesinde; “Dava konusu olay hakkında daha daha önceden beyan dilekçelerimizi sunmuş idik. Müvekkile tebliğ edilen bilirkişi raporu üzerine yeniden işbu beyan dilekçemizi sunma zorunluluğu doğmuştur. Dava konusu olaya ilişkin mallar 02/11/2017 tarihinde … plakalı araca yüklenmiştir. Bu araç, 06/11/2017 tarihinde (Kulu ilçesinde) kaza yapmıştır. Kaza neticesinde mallar zayi/telef olmuştur. Dava konusu hasar (kaza), Türkiye sınırları içinde meydana geldiği için fiili intaç işlemi gerçekleşmemiştir. Bu sebeple (hukuki mevzuat gereği); bu yükleme için açılan beyanname ve düzenlenen ihracat faturası iptal edilmiş olup ilgili ihracat faturası müvekkil şirketin defter kayıtlarına işlenememiştir. Şayet … firmasından herhangi bir tahsilat yapılmış olsaydı bu bedel müvekkil şirketin defter ve kayıtlarında yer alırdı ve cari hesap ekstresinde de gözükürdü. Cari hesap ekstresinde yer alan hareketler, daha önceki satışlara ilişkin hareketler olup dava konusu olayla ilgisi yoktur. Bu durum, cari hesap ekstresindeki tarihlerden de açıkça anlaşılmaktadır. … ile müvekkil … A.Ş. arasında yazılı bir sözleşme YOKTUR. …LTD tarafından müvekkil … A.Ş.’ne bu konuda peşin bir ödeme olmamıştır. Önceki bilirkişi raporunda müvekkil şirket ile … LTD arasındaki satış teslim şeklinin CPT teslim olduğu ve bu teslim şeklinde ödemenin yüklemeden önce peşin olması gerektiği ifade edilmiş ise de bu değerlendirme doğru değildir. Şöyle ki; Dış ticarette teslim şekli ile ödeme şekli birbirlerinden tamamen farklı kavramlardır. CPT (Carriage Paid To) teslim şekli (tanım olarak); satıcının satışa konu malları -taraflar arasında teslim konusunda mutabık kalınan bir yer var ise- daha önce kararlaştırılan yerde ve belirlenen varış noktasına götürmesi için kendisi tarafından tayin edilen kişiye (nakliyeciye) nakliye (navlun) bedeli ödenmiş olarak teslim etmesidir. Ödeme şeklinin ise teslim şeklinden bağımsız olarak alıcı ile satıcı arasında peşin ya da vadeli olarak kararlaştırılması mümkündür. Dolayısıyla, teslim şeklinin CPT teslim olması; ödemenin yüklemeden önce (peşin olarak) tahsil edildiği anlamını taşımamaktadır. Ekte sunmuş olduğumuz satış faturasından da anlaşılacağı üzere ilgili satış ‘’CPT Tbilisi’’ teslim olup nakliye bedeli satıcı (… A.Ş.) tarafından ödenmiş, karşı ülkede belirtilen adrese teslim şeklidir ve ödemenin yüklemeden önce (peşin olarak) tahsil edildiği anlamı taşımamaktadır. Ekteki e-posta yazışmasında da ödemenin peşin olmadığı anlaşılmaktadır. … tarafından söz konusu satışa (dava konusu olaya) ilişkin olarak müvekkil şirkete (peşin ya da sonradan) herhangi bir ödeme yapılmamıştır (yani, satış bedeli ödenmemiştir). Buna ilişkin olarak …. tarafından müvekkile gönderilen 12/11/2018 tarihli yazıyı işbu dilekçemiz ekinde sayın Mahkemeye sunuyoruz. … ile müvekkil …. arasındaki defter kayıtlarına ilişkin cari hesap ekstresi 08/10/2020 tarihli dilekçemiz ekinde (UYAP üzerinden) sayın Mahkemeye sunulmuştur. Davacı …Ş. tarafından dava konusu hasara ilişkin olarak müvekkil şirkete 20/12/2017 tarihinde 185.097,60 TL ödeme yapılmıştır. Buna ilişkin dekont 08/10/2020 tarihli dilekçemiz ekinde (UYAP üzerinden) sayın Mahkemeye sunulmuştur. Neticeten: Gerek daha önceki dilekçelerimiz ekinde sunulan belgeden ve gerekse işbu dilekçemiz ekindeki …’nin 12/11/2018 tarihli yazısından da anlaşılacağı üzere; … Tarafından Müvekkil … Herhangi Bir Ödeme Yapılmamıştır.” şeklinde cevap vermiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalılar aleyhine İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası açmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan İİK.67. maddesinde; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” şeklinde düzenlendiği, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davacı alacaklı tarafından davalılar aleyhine ilamsız icra yolu ile icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalılara tebliğ edildiği, davalıların süresi içerisinde itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın iptali davasının süresinde olduğu, mahkememiz dosyasına ibraz edilen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı … Şirketinin, Konya …İcra Dairesinin … E. sayılı dosyası ile, davalılar hakkında 20.12.2017 tarihinde dava dışı sigortalıya, ödemiş olduğu 185.097,60 TL hasar bedelini Türk Ticaret Kanununun “halefiyet” kuralı gereğince, başlatılan icra takibinde, alacak toplamının 193.380,71 TL olduğu ancak icra takibinde 193.358,53 TL talep edildiği, Davacı şirket tarafından %20’den az olmamak üzere talep edilen icra inkar tazminatı yönünden takdirin mahkemeye ait olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Her ne kadar bilirkişi raporunda daha fazla alacak rapor edilmişse de (HMK 26. Maddesi gereği taleple bağlı kalınarak) talebe bağlı kalınarak hükmü tesis edilmiştir.
Davanın mahiyeti gereği yargılama neticesinde alacak bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden başka bir deyişle alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, dosyadaki tüm deliller, bilgi belgeler ve bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davanın kabulüne, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan itirazın iptali ile 185.097,60 TL asıl alacak ve takip öncesi 8.260,93 TL faiz ile birlikte toplam 193.358,53 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanacak şekilde takibin devamına, davacı yan icra inkar tazminatı talep etmişse de şatları oluşmadığından reddine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Davanın KABULÜNE,
Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan İTİRAZIN İPTALİ ile 185.097,60 TL asıl alacak ve takip öncesi 8.260,93 TL faiz ile birlikte TOPLAM 193.358,53 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanacak şekilde TAKİBİN DEVAMINA,
Davacı yan icra inkar tazminatı talep etmişse de şatları oluşmadığından REDDİNE” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı … şirketinin esasen sorumlu olmadığı bedeli dava dışı …’ye ödediğini, dosya arasında bulunan sigorta uzmanı bilirkişi raporuna bakıldığında, dava dışı … A.Ş. ile … arasında ki satışın “CPT / Carriage Paid To – Teslim Yerine Kadar Ödenmiş Teslim” şeklinde yapıldığının satıcı ..’nin kesmiş olduğu faturadan anlaşıldığını, riske konu malların satışının CPT satış olarak yapıldığı noktasında hiçbir kuşku bulunmadığını, satıcı …’nin CPT teslim şeklinde satış yaptığını ve ürünleri nakliyesi için müvekkillere teslim ettiğini, bu andan itibaren … üzerinden rizikonun kalktığını ve mallar üzerindeki riskin alıcı …’ye geçtiğini, hal böyle olmasına rağmen malların risk sigortasının davacı şirkete … tarafından yaptırıldığını, davacı şirketin ortada risk olmamasına rağmen sigorta poliçesi düzenlediğini, nakliye sırasında meydana gelen kaza sonrası oluşan zararın tamamen alıcı …’ye ait olduğunu, zarara katlanması gereken …. iken davacı … ortada bir zararı ya da riski yokken …’ye dava konusu zarar bedelini ödediğini, burada yapılan ödemenin ihtiyari bir hatır ödemesi olup müvekkillere rücu edilebilmesinin mümkün olmadığını, Yerel Mahkeme tarafından mali bilirkişi incelemesi yapılarak dava dışı … kayıtlarında bedelin peşin ödenmediği, bu sebeple riskin gerçekleştiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verildiğini, bu değerlendirmenin tamamen yanlış olduğunu, dava dışı … CPT teslim şeklinde fatura düzenledikten ve malı nakliyeye verdikten sonra sorumluluğun alıcı firmaya ait olduğunu, bedelin satıcı firma tarafından ödenmemesinin sorumluluğunun davacı … şirketinde değil alıcı ….’de olduğunu, bedelin alıcıdan tahsil edilmesi gerekirken sigorta şirketi tarafından satıcıya tamamen hatır ödemesi yapıldığını ve bu dava kapsamıyla müvekkillere rücu edilmeye çalışıldığını, tüm bu nedenlerle duruşmalı olarak yapılacak inceleme neticesinde Yerel Mahkeme tarafından verilen hükmün kaldırılarak davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; uluslararası kara taşıması sırasında hasarlanan emtia hasar bedelinin emtia nakliyat sigortası kapsamında sigortalısına ödendiği ve sigortalının haklarına halef olunduğu iddiasıyla AÇILAN İTİRAZIN İPTALİ istemine ilişkindir.
Taşımanın İstanbul/Türkiye’den, Gürcistan/Tiflis arasında olmasına göre, CMR Konvansiyonu, sigorta ve rücu hususunda ise 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanması gerekir.
CPT ( Carriage Paid To) teslim şeklinde, satıcı varma yerine kadar navlun ücretini ödemekle yükümlü bulunup, malların taşınmak üzere araca teslim edildiği andan itibaren hasar alıcıya geçer. Dolayısıyla satıcı tarafından mallar nakliye aracına uygun şekilde yükletildikten ve taşımada oluşabilecek hasarlar için emtiayı alıcı adına sigorta ettirip, ücreti ödedikten sonra satıma konu mallar üzerinde satıcının artık bir menfaati kalmayacağından, bu malların satıcı lehine sigorta yapılması ve taşımada oluşacak hasarlardan dolayı sigortacının satıcıya ödeme yapmasının geçerli olmadığından sigortacının halefiyet hakkı gerçekleşmez. Bu nedenle, öncelikle teslim ve ödeme şeklinin ne olduğu ve dava dışı sigortalının mal bedelini tahsil edip etmediğinin tespit edilmesi zorunludur. Teslim şeklinin ekspertiz raporunda belirtildiği gibi CPT teslim olması ve dava dışı sigortalı satıcının, satım bedelini Rusya’da ki alıcıdan tahsil etmiş olması halinde artık sigortalanabilir bir menfaatinin bulunmadığından davacı tarafından yapılan ödemenin geçerli bir ödeme olmadığı ve halefiyet hakkının bulunmadığının kabulü gerekir.
Aktif husumet, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
Bu nedenle, davaya konu taşımada öncelikle teslim ve ödeme şeklinin ne olduğu, ekspertiz raporunda belirtildiği gibi CPT satış olup olmadığı ve CPT satış ise koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ödemenin hangi yolla yapılacağı, satıcının malları sigortalatmakta menfaati bulunup bulunmadığı, satıcı-sigortalı ile alıcı arasındaki hukuki ilişkinin CPT satışın tüm özelliklerini taşıyıp taşımadığı dolayısıyla davacı sigortacının halefiyet hakkının doğup doğmadığı başka bir deyişle aktif husumetinin bulunup bulunmadığının tespiti gerekmekte olup, bu kapsamda, mal bedelinin sigortalı satıcı tarafından tam olarak alınıp alınmadığının araştırılması, gerekirse dava dışı sigortalının ticari defter ve kayıtlarında inceleme yaptırılıp, sigortalı satıcının mal bedelini almış olduğunun anlaşılması durumunda davacının bu davayı açamayacağının kabulü, aksine satıcının mal bedelini almamış olması halinde, mal üzerinde menfaatinin devam etmesi sebebiyle sigorta tazminatını almasının ve davacı şirketinin de halefiyete dayalı olarak bu davayı açmasının mümkün bulunduğu kabul edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Somut olayda mahkemece dava dışı şirketin ticari defterleri incelenmiş olup satıcının mal bedelini almamış olduğu anlaşılmakla dava dışı şirketin üzerinde menfaatinin devam etmesi sebebiyle sigorta tazminatını almasının ve davacı şirketinin de halefiyete dayalı olarak bu davayı açmasının mümkün bulunduğunun kabulü ile itirazın reddi gerekmiştir.
Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalı …’dan alınması gereken 13.208,32 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 3.302,08 TL nin mahsubu ile bakiye 9.888,24 TL eksik harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden davalı …’dan alınması gereken 13.208,32 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 3.302,08 TL nin mahsubu ile bakiye 9.888,24 TL eksik harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde temyiz yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.29/11/2022


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.