Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2545 E. 2023/281 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 17/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 21/09/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI :… –
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ :Av. …
DAVA :Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 17/02/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 17/02/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkil şirkete ait … plakalı araç, … tarihi 15:00 saatlerinde, … ilçesi sınırları içerisinde, … -… karayolu 3. km’de bulunan, “U” dönüşün yasak olmadığı “U” dönüş tabelasının bulunduğu cep kavşaktan, “U” dönüşü yapmakta iken, dönüş yolundan ters yönden gelen dava dışı …’a ait … plakalı araç ile çarpışmıştır. Davalı …, dava dışı sigorta ettiren …”’a ait … plakalı aracın ZMSS sigorta şirketidir. Hal böyle iken, karşı taraf tam(6100) kusurlu olması gerekirken karşı tarafça müvekkilimizin zararı tam karşılanmamıştır. Davalı sıgorta şirketi kazada her iki tarafin 050-450 kusurlu olduğuna ilişkin rapor düzenlemiş, müvekkilimizin zararını ekte sunduğumuz banka dekontu ile 4.502,86 TL olarak kısmen karşılamıştır. Müvekkilimizin aracın aşağıda delil listesinde bilgileri verilen tamirciye tamir ettirilmiş, artan masrafı müvekkil karşılamak zorunda kalmıştır. Tarafımızca Beyşehir Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş dosyası ile kaza sonucu müvekkile ait … plakalı araçta oluşan hasarın maddi değeri ve kazadaki tarafların kusur durumuna ilişkin rapor talep edilmiş, mahkemece kusura ilişkin inceleme yapılmamış, maddi hasar tespit edilmiştir. Rapor ekte olup müvekkilin aracındaki hasarın 14.156,17 TL olduğu tespit edilmiştir. Ardından tarafımızca sigorta şirketi ve sigorta ettirene karşı konu ile ilgili taleplerimize ilişkin olarak arabulucuya başvurulmuş, Beyşehir Arabuluculuk Bürosu … dosya no, … başvuru no’lu arabuluculuk dosyası ile taraflar arasında anlaşma sağlanamamıştır. 5. Müvekkil şirkete ait … plakalı araçta yukarıda bilgileri verilen trafik kazasında meydana gelen hasarın bilirkişi nezaretinde yapılacak keşif ile mahkemece gerekli görülürse tekrar tespitini, kaza mahallinde bilirkişi nezaretinde keşif yapılarak kazada karşı tarafın tam kusurlu olduğunun tespitini, nihayetinde müvekkil zararının tazminini saygı ile talep ederiz.” şeklinde dava açmışlardır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; ” belirtilmiştir. buna göre, huzurdaki davanın usulden reddini talep etmekteyiz. kabul anlamına gelmemek kaydıyla esasa ilişkin beyanlarımız müvekkil şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru ve bakiye poliçe limiti ile sınırlıdır. Kazaya karışan … plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalıdır. müvekkil şirketin bu poliçedeki maddi zararlara ilişkin teminat limiti ise kaza tarihi itibariyle araç başına 41.000-tl’dir. dosya üzerinde yapılan tüm ödemeler poliçe teminat limitinden mahsup edilmelidir. karşı yan aracında meydana gelen araç hasar tazminatı için karşı yana 29.12.2020 tarihinde 4.502,86-tl tazminat ödemesi gerçekleştirilmiştir. 5684 sayılı sigortacılık kanunu’nun 22/17. maddesi gereğince delil niteliğinde olan eksper raporu kapsamında ödemelerini gerçekleştiren sigorta şirketi tüm sorumluluğunu yerine getirmiştir. Araç hasarı talebine ilişkin beyanlarımız öncelikle, mükerrer ödeme ve sebepsiz zenginleşmenin engellenmesi için konu kaza nedeniyle sigortalı veya kasko sigortacısı tarafından zarar görene ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun tespitini talep ederiz. Kabul anlamına gelmemek kaydıyla somut uyuşmazlıkta, dosyaya bakiye ödeme ve onarıma ilişkin de herhangi bir fatura sunulmamıştır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. Maddesine göre; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Bu noktada karşı yandan aracın onarılıp onarılmadığı konusunda bilgi sorulmasını, aracın onarılması halinde onarıma ilişkin fatura ve diğer belgelerin dosyaya sunulmasının istenmesini talep ederiz. yokluğumuzda tanzim ettirilen ekspertiz raporu için istenen tespit gideri poliçe kapsamında karşılanabilecek bir meblağ niteliğinde değildir. kaldı ki, karşı taraf ekspertiz raporu aldırmasına karşın bu rapordaki meblağa dayanarak davasını açmamıştır. kabul anlamına gelmemekle birlikte, 6100 sayılı kanunun 266. maddesi gereği konusu teknik veya özel bilgi gerektiren hallerde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmektedir. bu durumda, fuzuli bir masrafa sebebiyet verebilecek nitelikteki tespit masrafının müvekkil şirkete yükletilmesi 6100 sayılı hmk’nın 31. maddesine de aykırıdır. Davacının başvuru aşamasında tek taraflı olarak düzenletip dosyaya sunduğu tespit raporunun kabulü mümkün değildir. dolayısıyla, yargıtay kararı gereği kullanılması mümkün olmayan eksper raporu için ödenen ücretin de “makul gider” olarak değerlendirilemeyeceği ortadadır. davacının bu raporu aldırmak için yaptığı giderden müvekkil sigorta şirketinin sorumlu tutulmaması gerekmektedir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Tüm dosya kapsamı tüm deliller, bilgi ve belgeler mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporları bir bütün halinde değerlendirildiğinde mahkememiz dosyasına kazandırılan raporlarının hukuka ve oluşa uygunluğu dikkate alındığında davacının davasının kabulü ile 9.653,31 TL nin (taleple bağlı kalınarak HMK26. Maddesi) temerrüt tarihi olarak dava tarihinden itibaren (01/11/2021) yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) fazlaya ilişkin istemin reddine, Beyşehir Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı dosyasından yapılan 891,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre;
Davacının, davalı aleyhine açmış olduğu hasar bedeline ilişkin davanın KABULÜ ile; 9.653,31 TL nin (taleple bağlı kalınarak HMK26. Maddesi) temerrüt tarihi olarak dava tarihinden itibaren (01/11/2021) yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı …Ş vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun taraflarına tebliğ ettirilmeden adil yargılanma hakkı ve savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle hüküm kurulduğunu, kanun koyucu, Karayolları Trafik yönetmeliğinin 156. Maddesi ile kaza sonrasındaki trafik kazası tespit tutanağının dahi en az iki kolluk görevlisi tarafından düzenlenmesi zorunluluğunu getirmişken mahkeme nezdinde tek uzman tarafından tanzim edilen, denetlenebilirlik kriteri bulunmayan ve davalıya tebliğ dahi edilmeyen rapora itibar edilmesinin kabul edilemeyeceğini, tüm bu nedenlerle Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.09.2022 tarih, … E. ve … K. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın belirtilen gerekçeler ve kamu düzeninden olan resen nazara alınacak gerekçelerle reddine, aksi halde müvekkil şirket lehine yeni bir hüküm kurulmasına, masraf ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava trafik kazası nedeniyle araç hasarına ilişkin tazminat talebine ilişkin olup mahkemece verilen karar, davalı vekilince istinaf edilmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 281.maddesinde bilirkişi raporuna itiraz düzenlenmiş olup, madde gerekçesinde; “…Maddenin birinci fıkrasında yer alan düzenlemeyle, tarafların tatmin olmamaları hâlinde, bilirkişi raporuna itirazda bulunabilme olanaklarının varlığı güvence altına alınmıştır. Bu düzenleme çerçevesinde, bilirkişi raporunda bazı hususlarda eksiklikler mevcutsa yahut raporda bazı hususlar belirsizlik arz ediyorsa, taraflar, raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik arz eden hususların ise bilirkişiye açıklattırılmasını yahut yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasını temin için, raporun kendilerine tebliğinden itibaren onbeş günlük süre içinde, mahkemeye itirazda bulunabilirler. Bilirkişiye yöneltilecek olan sorular, tarafların da görüşü alınmak suretiyle somut olarak belirlenecek olursa, rapora itiraz olasılığı da önemli ölçüde azalır ve bu suretle yargılamanın uzamasının da önüne geçilmiş olur. Burada rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan onbeş günlük süre, kesin süredir; hak düşürücü bir nitelik taşır. Dolayısıyla, taraflar, bu süre içerisinde, itirazlarını dile getirmez ise bilirkişi raporu, onlar bakımından kesinleşir; yani taraflar rapora itiraz olanağını tümüyle kaybederler. Bu durum, zaten Tasarının 100 üncü maddesinde yer alan ve kesin sürelerle ilgili genel bir düzenleme öngören kuralın birinci ve üçüncü fıkralarının işlerlik kazanmasının doğal bir sonucudur…” şekilde düzenlenmiştir.
HMK’nun 280.maddesinde; “Bilirkişi, raporunu varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak Mahkemeye verir, verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir” düzenlemesinin, 281/1 maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususları, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” düzenlemesinin mevcut olduğu, buradaki amacın tarafların raporu okuyup değerlendirmeleri ve varsa itirazlarını bildirebilmeleri olduğu, bu durumda, yani taraflara raporun tebliğ edilmesi ve sonrasında taraflarca rapora itiraz edilmemesi halinde raporun itiraz etmeyen bakımından kesinleşeceği, artık rapora itiraz etme imkanının ortadan kalkacağı, bu hususun kesin sürelerle ilgili düzenlemelerin bir sonucu olduğu, Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı izahtan varestedir. (Nitekim yargıtay 17. hukuk dairesi 2015/3253 esas, 2017/9419 karar; aynı daire 2015/10058 esas, 2018/4639 karar sayılı ilamları)
Bu bağlamda hükme esas alınan hasar ve kusur roporunun davalı … vekiline … tarihinde usulüne uygun ihtaratlı olarak e-tebligat yoluyla tebliğ edilmiş olmasına karşın davalı vekili iki haftalık süre içinde itiraz dilekçesi sunmadığı gibi mazeret verdiği … tarihli duruşmanın da iki haftalık itiraz süresinden sonra olduğu görüldüğünden, bu hususun istinaf aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olmayıp davacı aleyhine sonuç doğurmamasına, bu hususun kamu düzeninden olup re’sen nazara alınması gereken hususlardan bulunup davacı lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilerek bu nedenle davalı vekilinin buna yönelik istinafı itirazı yerinde görülmemiştir.
Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına; dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 659,41 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 245,70 TL nin mahsubu ile bakiye 413,71 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.17/02/2023


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.