Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2526 E. 2023/437 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 08/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

1-MAHKEMEMİZİN KÖK … ESAS SAYILI DOSYADAKİ DAVADA:
DAVACILAR :1- … (TcNo: … )
2- … (TcNo: … )
VEKALETEN :1- …(TcNo: … )

2-…(TcNo: … )
VEKİLİ :Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ :Av. …
DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/06/2020

2-MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYADAKİ DAVADA:

DAVACILAR :1-… (TcNo: … )
2-… (TcNo: … )
VEKALETEN :1- … (TcNo: … )
2- … (TcNo: … )
VEKİLİ :Av. …
DAVALI : …
VEKİLLERİ :Av. …

DAVA :Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 08/03/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 08/03/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 01.09.2012 günü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın Konya ili istikametinden Seydişehir ilçesi istikametine seyri sırasında; yol yapım çalışması bulunan trafiğe kapalı yola girerek daha önce yola kazılmış olan menfez köprü çukuruna düşmesi sonucu, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilleri … ve …’ nin yaralandıkları trafik kazası meydana geldiğini, kaza nedeniyle araç sürücü …’nın tam kusurlu olduğunu, davacı …, 05.03.2011’d.lu olup kaza tarihinde 1, davacı … 05.11.2005 d.lu olup kaza tarihinde 8 yaşında olduğunu, kaza nedeniyle …’de sol femur metafizer kırığı, sol dizde yaklaşık 45 derecelik kapanma sorunu olduğunu, …’de kafatası sağ göz üstünde çökme, sağ gözde kayma, sol omuzda kırık olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin sık sık hastaneye kontrole gittiklerini, fiziksel engelleri nedeniyle ekonomik geleceklerinin olumsuz etkilenmesi, iyileşseler bile fazladan efor sarf edeceklerini, vücut arızaları nedeniyle günlük yaşamlarını sürdürmekte zorluk çektiklerini, müvekkillerinin ağır tedavi gördüklerini, müvekkillerinin iyileşme süresince ve daha sonraki hayatında bakıma muhtaç olacaklarını, dava dışı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalı … A.Ş.’ye sigortalı bulunduğunu, dava açılmadan önce davalı … A.Ş. 18.01.2018 tarihinde yazılı dilekçe ile başvurulduğunu, davalı sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiz istendiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle; fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla davacı … lehine şimdilik 100,00 TL sürekli işgöremezlik, 100,00 TL geçici işgöremezlik, 100,00 TL belgelendirilemeyen-faturalandırılamayan tedavi gideri ve 100,00 TL bakıcı gideri, davacı … lehine şimdilik 100,00 TL sürekli işgöremezlik, 100,00 TL geçici işgöremezlik, 100,00 TL belgelendirilemeyen-faturalandırılamayan tedavi gideri ve 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 800,00 TL maddi tazminatın sigorta limitleri aşılmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin mahkememiz dosyası ile birleşen Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 01/09/2012 günü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın Konya ili istikametinden Seydişehir İlçesi istikametine seyri sırasında yol yapım çalışması bulunan trafiğe kapalı yola girerek daha önce yola kazılmış olan menfez köprü çukuruna düşmesi sonucu … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacıların yaralandıkları trafik kazası meydana geldiğini, bu sebeple davacı … lehine şimdilik 100,00TL sürekli işgöremezlik, 100,00TL geçici işgöremezlik, 100,00TL belgelendirilemeyen faturalandırılamayan tedavi gideri ve 100,00TL bakıcı gideri, davacı … lehine şimdilik 100,00TL sürekli iş göremezlik, 100,00TL belgelendirilemeyen faturalandırılamayan tedavi gideri ve 100,00TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 800,00TL maddi tazminatın sigorta limitleri aşılmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsilini, işbu dava ile daha önce açılan Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi …Esas sayılı dosyanın birleştirilerek görülmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmektedir.
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 01/04/2022 tarihli beyanında özetle; davalı … A.Ş yönünden davadan feragat ettiklerini, aralarında sulh Protokolü düzenlendiğini beyan etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davanın süresinde açılmaması nedeniyle davacıların tazminat taleplerinin zamanaşımına uğraması sebebiyle davanın usulden reddini talep ettiklerini, kazaya karıştığı belirtilen, … plakalı aracın müvekkili şirkete 13.10.2011-2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortalandığını, sakatlanma teminat limitinin kişi başı 200.000 TL olduğunu, davacılar tarafından öncelikle Zorunlu Karayolları Taşımacılık Sigortasına başvuru yapılması gerektiğinden, müvekkili şirketin ZMMS poliçesi kapsamında sorumluluğunun bulunmadığını, … plaka sayılı aracın …Aş. tarafından düzenlenen … numaralı Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi bulunduğunu, bu nedenle davacıların tazminat talebini öncelikle taşımayı yapan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasına, sigorta yapılmamış ise güvence hesabına yöneltmesi gerektiğini, davacıların sürekli sakatlık tazminatı talep etmişse de, davacıların sürekli sakatlık kurul raporunun bulunmadığını, geçici iş göremezlik, tedavi gideri ve bakıcı gideri tazminatı poliçe kapsamında olmadığını, sürekli sakatlığın bulunmadığı hallerde davacı geçici iş göremezlik ve diğer tazminat taleplerinde bulunamayacağını, bakıcı gideri tazminatının tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu, toplam tazminat üzerinden en az %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, dava haksız fiile dayalı tazminat talebi olduğundan avans faiz talep edilemeyeceğini, müvekkilinin temerrüde düşmemesi nedeniyle temerrüt tarihinden değil dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle; zamanaşımı süresi dolduktan sonra açılan davanın davanın reddini, müvekkili şirket yönünden tazminat talebinin teminat dışında kalması nedeniyle davanın esastan reddini, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine ve taraflarına vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 04/04/2022 tarihli dilekçesinde özetle; davacı vekilinin müvekkili şirket yönünden feragat etmesi nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücret taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı …A.Ş. vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, KTK 97 uyarınca sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, müvekkilinin poliçe teminat limitinin kişi başı 200.000 TL olduğunu, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları’nda da belirtildiği üzere koruma kapsamına şehirlerarası taşıma ve uluslararası taşıma faaliyeti girdiğinden aynı ilin sınırları içerisinde yapılan taşımacılık faaliyeti sırasında meydana gelen kazalar Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında olmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olacağını, davacının emniyet kemeri takmadığından ve kazazedenin gerekli güvenlik tedbirlerini almadan ve kontrolsüzce yola çıkarak trafiği tehkileye düşürmesi, kazanın meydana gelmesine sebep olması nedeniyle müterafik kusur araştırılması yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğinden faiz taleplerinin reddi gerektiğini, temerrüde düşürüldüğü kabul edilse dahi avans faiz talebinin yerinde olmadığını, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermesinin söz konusu olmaması nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olmayacağını, bu nedenlerle; davanın KTK 97 uyarınca müvekkili şirkete usulüne uygun başvuru yapılmamış olması nedeniyle usulden reddini, talebin taşımacılık poliçesi kapsamında olmaması nedeniyle reddini, yargılama ücreti ve vekalet ücretine hüküm kurulmamasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; “Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; asıl dosya kapsamında yapılan yargılama safhasındaki ödemeler toplam tazminat bedelinden mahsup edilerek, birleşen dosya yönünden davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; Davacı …’nin sürekli iş göremezliği nedeniyle uğradığı maddi zararı için 102.166,14 TL, iyileşme süresinde bakıcı giderinden doğan maddi zararı için 805,50 TL, kaçınılmaz tedavi giderinden doğan maddi zararı için 1.000,00 TL’nin davalı sigorta şirketinden 29.08.2020 temerrüt tarihinden itibaren (poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) işleyecek avans faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine, Davacı …’nin iyileşme süresinde bakıcı giderinden doğan maddi zararı için 109,31 TL, kaçınılmaz tedavi giderinden doğan maddi zararı için 100,00 TL’nin davalı sigorta şirketinden 29.08.2020 temerrüt tarihinden itibaren (poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) işleyecek avans faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine ve davalıya ait araç ticari kayıtlı olduğundan hükmedilen tazminat miktarlarına avans faiz uygulanmasına karar verilerek;
Asıl Davanın Feragat nedeniyle REDDİNE
BİRLEŞEN KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN …ESAS … KARAR SAYILI SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
Birleşen davanın KISMEN KABULÜ İLE;
Davacı …’nin sürekli iş göremezliği nedeniyle uğradığı maddi zararı için 102.166,14 TL, iyileşme süresinde bakıcı giderinden doğan maddi zararı için 805,50 TL, kaçınılmaz tedavi giderinden doğan maddi zararı için 1.000,00 TL’nin davalı sigorta şirketinden 29.08.2020 temerrüt tarihinden itibaren (poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) işleyecek avans faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine,
Geçici iş göremezlik dönemine ilişkin taleplerin REDDİNE
Davacı …’nin iyileşme süresinde bakıcı giderinden doğan maddi zararı için 109,31 TL, kaçınılmaz tedavi giderinden doğan maddi zararı için 100,00 TL’nin davalı sigorta şirketinden 29.08.2020 temerrüt tarihinden itibaren (poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) işleyecek avans faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine,
Geçici ve sürekli iş göremezlik dönemlerine ilişkin taleplerin ayrı ayrı REDDİNE”, şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı …A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, davaya konu kazanın 01/09/2012 tarihinde meydana geldiğini ancak dava tarihinin 13/10/2020 olduğunu, sürenin dava tarihi itibariyle geçmiş olduğunu, sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, davaya konu taleplerin zorunlu karayolları taşımacılık sigorta poliçesi kapsamında olmadığını, maluliyet raporunun Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden alınması gerektiğini, geçici bakıcı ve tedavi gideri tazminatlarının poliçe kapsamında olmadığını, belirlenen TRH-2010 Mortalite Tablosu ve %1,8 Teknik faiz oranının esas alınması gerektiğini, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacıların çocuk koltuğundan seyahat etmesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde kusur durumu ile kaza sonucu olayda meydana gelen zararların artmasına sebebiyet veren müterafik kusur durumunun farklı olgular olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının … A.Ş ile sulh olarak poliçe kapsamındaki teminat altına alınan tüm tutardan feragat ettiğini, 2012 yılı ZMMS teminat limitinin kişi başına 225.000,00 TL olduğunu, yapılan hesaplamanın bu tutarın üzerinde olduğunu, … sorumluğunda olunan kısım için feragat edildiğinden hesap tutarından 215.000,00 TL değil 225.000,00 TL düşülerek talep artırım yapılması gerektiğini, mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, trafik kazası nedeniyle yaralanmadan dolayı maddi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar davalı …tarafından aşağıdaki yönlerden istinaf edilmiştir.
-Zamanaşımına itirazda;
2918 sayılı KTK.nun 109. maddesinin 1. fıkrasında haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerlerinin,zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı düzenlenirken, 2. fıkrasında ise, davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. 2918 sayılı kanunun anılan hükmünün gözden kaçırılmaması gereken yönü, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Sözkonusu yasa hükmü, ceza zamanaşımı uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır.
Açıklanan hukuksal durum ve ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; trafik kazası 01.09.2012 tarihinde meydana gelmiş olup eldeki davalı için birleşen dava ise 13/10/2020 tarihlidir. Kaza ölümlü kazadır. Kaza nedeniyle vefat nedeniyle, Türk Ceza Kanunu çerçevesinde cezayı gerektiren bir eylem niteliğinde bulunması (taksirle ölüm), eylemle ilgili ceza davasının anılan hükümde öngörülen cezanın türü ve süresi itibariyle 15 yıllık zamanaşımı süresine tabi olması, bu itibarla davanın uzamış ceza zamanaşımı süresinde açılmış bulunmasına göre, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi yerinde olup, zamanaşımı itirazı yersizdir. (Bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/17-27 Esas, 2015/1530 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2009/7346 Esas, 2010/4703 Karar sayılı ilamı)
– Davalı sigortanın sorumluluğa yönelik itirazının incelenmesinde;
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup; Kanunun 17. maddesinde “Şehirlerarası ve Uluslararası yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” düzenlemesi yapıldıktan sonra, 18. maddesinde “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanun’un 17. maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” düzenlemesine yer verilmiştir.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Tazminat Ödemesinde Öncelikli Sigorta” başlığını taşıyan B.8. maddesinde ise; “Meydana gelen zarar, öncelikle bu sigortadan karşılanır. Sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla 13/10/1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur” denilmektedir. Buna göre taşıma ilişkisinde, taşımacılık mali sorumluluk sigortası, zorunlu mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisi kabul edilmiştir.
Yukarıda izah edilen sıralı sorumluluk esasına göre, davalı zorunlu mali mesuliyet sigortacısına, ancak taşımacılık mali sorumluluk sigortası limitinin üzerinde bir zararın tespiti halinde, limitin üzerinde kalan kısım yönünden başvurulabileceği, başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise, bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğunun doğmayacaktır. (Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/10800 Esas, 2018/5518 Sayılı Kararı ile diğer kararları)
Karayolu Taşıma Kanunu’nun, 26/04/2016 tarih ve 29695 S.R.G. de yayımlanan 14/04/2016 tarih ve 6704 sayılı kanunun 17. maddesi ile mülga edilen madde metninde; “Şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımacıları; duraklamalar dahil olmak üzere yolcunun kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyasının zarara uğramasından dolayı sorumludur” hükmüne yer verilmiştir.
Yasa koyucu, yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı (Karayolu Taşıma Kanunu’nun 17 vd. maddelerinin mülga tarihinden önceki kazalarda araç içindeki yolculara mahsus), trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, “sıralı bir sorumluluk” düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, kişilerin uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında ise bu aracın ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır.(Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/17681 Esas, 2019/7595 Karar sayılı ilamı ile aynı mahiyette diğer kararları) Öte yandan;
-Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Sigortanın Kapsamı” başlığı altındaki A.1 maddesinde “Bu sigorta ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10/07/2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunundan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı sigorta tutarlarına kadar temin eder. Sigortalının taşımayı zaruri haller hariç, 10/07/2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümleri çerçevesinde yapması gerekir. Bu sigorta, sigortalının haksız taleplere karşı savunmasını da temin eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı genel şartların “Kapsam Dışında Kalan Haller” başlığı altındaki A.5/a maddesinde “Sigortalı tarafından ileri sürülecek tazminat talepleri” A.5/b maddesinde “Sürücü, hizmetliler ve sigortalının eylemlerinden sorumlu tutulduğu diğer kişiler ile yolcu bileti olmayan kişilerin talepleri” nin teminat kapsamı dışında kaldığı belirtilmiştir. (Bkz. YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2019/6430 ESAS,2020/6452 KARAR; YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2014/7333 ESAS, 2016/2981 KARAR; YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2013/19028 ESAS, 2015/7590 KARAR sayılı ilamları)
Anlatılan düzenlemeler ve ilkeler ışığında somut olayda; birleşen davanın davalısı …’nın aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılığı Mali Mesuliyet Sigortası olduğu tartışmasız olmakla birlikte, yukarıda anlatılan Genel Şartların A.5/b maddesinde belirtildiği şekilde kazazede davacıların araçta biletli yolcu olup olmadıkları, giderek ticari olarak taşınıp taşınmadığı mahkemece açıklığa kavuşturulmadan karar verilmiş olup, davacı yolcuların araçta ticari olarak taşınıp taşınmadıkları mahkemece araştırılıp gerekçede tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yetersiz gerekçeyle karar verilmesi hatalı olup, davalı sigortanın buna yönelik istinafının kabulü ile kararın kaldırılarak mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.
-Kabule göre de;
Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan hükümlere göre ,haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği (ancak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı bu dönem için de yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanacak) hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.Kökleşmiş Yargıtay 17. HD uygulaması ve içtihatlarına göre maluliyet raporlarının düzenlenmesinde haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik ve yasa hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir. (Nitekim Yargıtay 17 HD nin 2016/16240 esas 2019/7273 karar 2016/15369 esas 2019/6853 karar sayılı ilamları)
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1989/4-586 Esas,1990/199 K sayılı kararı ve Yargıtay 17. Hukuk ve 4 Hukuk dairesinin yerleşik içtihatları gereği, Population Masculine Et – Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak davacının veya müteveffanın muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi; davacının veya müteveffanın muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazmin zararının belirlenmesi gerekmektedir.
Bu halde, mahkemece açıklanan esaslara göre Üniversite Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı uzman doktor heyetinden Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak hazırlanan raporun benimsenmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, PMF yaşam tablosu ve Progresif Rant sisteminin baz alındığı rapora göre karar verilmesi gerekirken, TRH yaşam tablosuna göre yapılan hesaplamanın hükme esas alınması hatalı olup, davalının buna yönelik istinafın kabulü gerekmiştir.
-Bakıcı ve tedavi giderinin teminat dışı olduğuna ilişkin yapılan istinaf incelemesinde:
Davalı taşımacılık sigortası için de anılan teminatlar için kıyasen uygulanacak 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder. (Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 7-8 ,Yargıtay üyesi: Hüseyin TUZTAŞ)
Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan 18/06/2016 tanzim tarihli Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez.
ZMMS SÖZLEŞMESİNDEKİ ŞARTLARIN DAVACI AÇISINDAN BAĞLAYICI OLMAMASI VE ANAYASA MAHKEMESİNİN 09/10/2020 TARİHLİ RESMİ GAZETDE YAYINLANA 17/07/2020 TARİHLİ VE 2019/40 E 2019/40 K SAYILI KARARINA GÖRE 6704 SAYILI KANUNU 3.MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN 90. MADDESİNN BİRİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE BU KANUN ÇERÇEVESİNDE HAZIRLANAN GENEL ŞARTLARDA ” İBARESİNİN VE İKİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE GENEL ŞARTLARDA” İBARESİNİN İPTAL EDİLMİŞ OLMASI SEBEBİYLE UYGULANMAYACAKTIR.
Bu halde, davalı vekilinin bakıcı ve tedavi giderinin teminat dışı olduğuna yönelik istinaf itirazları yerine değildir.
-Davalı sigortaya davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmadığı istinafı;
2918 sayılı KTK’nın 97.maddesinde, 6704 Sayılı Kanunun 5.maddesi ile yapılan değişiklik neticesinde, 97.maddenin eski metninde, zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında ön görülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi, dava açabilme hakkı mevcut iken 6704 Sayılı Kanunun 5.maddesi ile yapılan değişiklik sonucunda madde hükmü “Zarar görenin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 Sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” denilmiştir.
Yukarıda maddede yapılan değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMMS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacaklardır. Öncelikle sigortacıya tazminatın ödenmesi için genel şartlarda belirtilen belgeler ile yazılı olarak başvuracaklar ve yazılı başvurudan itibaren 15 gün içinde kendilerine cevap verilmez ya da verilen cevap hak sahibinin talebini karşılamaz ise, hak sahibi tazminat için dava açabileceği gibi tahkime de başvurabileceklerdir. Bu hali ile trafik kazaları nedeniyle zarara uğrayanlar sigortaya davadan açmadan önce mutlaka sigortacıya yazılı başvuruda bulunmak zorundadırlar. Dava açabilmeleri için yazılı başvurudan itibaren 15 günlük sürenin dolmuş olması gerekmektedir. Bu sebeplerle davadan önce yazılı başvuruda bulunmak ve başvurudan itibaren 15 günlük sürenin geçmesi ZMMS sigortacısına tazminat davası açılmasının ön şartıdır. Bu husus anılan maddenin değişiklik gerekçesinde vurgulanmıştır.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarının düzenlendiği 114.maddesinin 2.fıkrasındaki düzenlemeye göre “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır”.
HMK 115. maddenin 1.fıkrasında ise, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” denilmiş,
2.fıkrada ise, “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” düzenlemesi mevcut olup
6407 sayılı Kanunla değişik 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, meydana gelen trafik kazasın nedeniyle davacının, dava tarihinden önce davalıya belgeler ile birlikte davalılara başvurduğu, davalıların yasal süre içerisinde talebin karşılamayarak sonuçsuz bırakıldığının tüm dosya kapsamı ile sabit bulunduğu, bilahare eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacının başvuru dilekçesinde eklenmesi gereken belgeleri ekleyerek başvuru yaptığı, davalıların talebi karşılamadığı dolayısıyla davacının dava açmadan önce yasada öngörülen sigortaya başvuru koşulunu yerine getirdiği sonucuna ulaşıldığı, bu halde yasada belirtilen başvuruya ilişkin ön koşulun yerine getirildiği de açıktır. Buna yönelik istinaf itirazları yerinde değildir.
-Davacı çocukların koltukta taşınmamasına ilişkin itirazın incelenmesinde;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK.nun 44. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin sürücülerin ve yolcuların koruyucu tertibat kullanma mecburiyetine yönelik 150. madde hükmünde “M1, M1G, N1, N1G, N2 ve N3 sınıfı araçlarda 150 cm’den kısa ve 36 kg’ın altındaki çocukların taşınması sırasında çocukların ağırlığına uygun bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan çocuk bağlama sistemlerinin kullanılması zorunludur. Ancak, 135 cm’den uzun çocuklar çocuk bağlama sistemleri yerine ön koltukta oturmamak şartıyla diğer koltuklardaki emniyet kemerlerini kullanabilirler.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı çocukların yaralanmasına ilişkin, olaya ilişkin soruşturma dosyası ve eldeki dosya kapsamı incelenerek, içinde bulunulan araç göz önüne alınarak emniyet kemeri ve çocuk koltuğu takılıp takılmadığı, takılmış ise bunun ölümde etken olup olmadığının değerlendirilip gerekirse bu konuda uzman bilirkişiden rapor alınıp, karar yerinde tartışılarak sonucuna göre tazminat miktarından % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz bulunduğundan buna yönelik davalı vekilinin itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir. (Bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/16809 E 2019/8135K)
-Kaldırma sebep ve şekline göre, davalının sair itirazları konusunda şimdilik bir değerlendirme yapılmasına gerek ve yer bulunmamaktadır.

Yukarıda açıklanan gerekçelerle davalı …A.Ş vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı …tarafından yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde bu davalıya iadesine,
4-İstinaf eden davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan masrafların ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
7-Konya … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına davalı …A.Ş tarafından sunulan; … numaralı, 215.000,00 TL bedelli teminat mektubunun İİK 36/5 maddesi gereğince talep halinde ilgilisine iadesine,

Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.353 uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.08/03/2023

Başkan …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Katip …
e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.