Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2492 E. 2022/2635 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 15/12/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 16/12/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile 24.04.2017 günü saat 09:33 sularında normal hızda Fetih Caddesi üzerinde seyrederken ön ilerisinde davalılardan …’ın sevk ve idaresindeki ve az önce yaptığı kaza sebebiyle hiçbir tedbir almaksızın yol üzerinde duran … plakalı araca arkadan çarpmak zorunda kalmış, bunun üzerine dava dışı … sevk ve İdaresindeki … plakalı araç da ön ilerisinde bulunan davacı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca arkadan çarparak maddi hasarlı yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, Meydana gelen kaza sonrasında yaralanması sebebiyle 112 Hızır Acil ile derhal hastaneye götürülmüş olan davacı …’ın yokluğunda düzenlenen 24.04.2017 tarihli trafik kazası tespit tutanağında trafik kazasının oluşumunda trafik güvenliği iİle ilgili gerekli tedbir ve önlemleri almadığı gerekçesiyle davalılardan …’ın (KTK.m.81/1-a) hükmünü, aracının hızını şartlara uydurmadığı gerekçesiyle davacı …’ın (KTK.m.52/1-b) hükmünü, güvenli takip mesafesini korumadığı gerekçesiyle dava dışı …’in ise (KTK m 58/1-0) hükmünü ihlal ettiklerinin tespit edildiğini, Gerçekleşen yaralanması nedeniyle haflalarca işe gidemeyen davacı …, fren ustası olarak geçimini beden gücüne dayalı çalışmayla sağladığı için kendisinde oluşan kalıcı maluliyet nedeniyle işindeki eski performansını da hiçbir zaman yakalayamadığını, Tedavileri ve ameliyatı için kendi cebinden masraflar yapan davacı …, aynı zamanda tarifi imkansız acı ve ızdıraplara düçar olduğunu, … plakalı araç için …’ne ZMMS başvurusunda bulunulduğunu, ancak Sigorta şirketinden cevap alamadıklarını, dava şartı olarak arabuluculuğa başvurduklarını, ancak anlaşma sağlanamadığını, gerçekleşen trafik kazası sebebiyle davacı …’ın maddi ve manevi zarara uğradığını, Bu kazaya ise … plakalı aracın sebep olduğunu, dolayısıyla bu aracın kaza anında sürücüsü olan davalılardan … (6098 Sayılı TBK.m.49 vd.) hükümleri uyarınca davacıda oluşan maddi ve manevi zararları kusuru oranınla tazminle mükellef olduğunu, Öte yandan her ne kadar … plakalı aracın kaza tarihindeki kayıt maliki dava dışı … A.Ş. ise de işbu dava öncesinde yürütülen arabuluculuk faaliyeti esnasında söz konusu aracın bu şirket tarafından davalılardan … A.Ş.’ne uzun süreli kiraya verildiği beyan edildiğini, Bu durumda kayıt malikine herhangi bir sorumluluk yüklenemeyecek olup, davalılardan … Ürünleri ve Dış Ticaret A.Ş. uzun süreli araç kiracısı sıfatıyla (2918 Sayılı KTK.m.3) hükmü delaleti ile (2918 Sayılı KTK.m.85 vd.) hükümleri uyarınca davacıda oluşan maddi ve manevi zararları tazmin etmekle yükümlü olduğunu, Ayrıca davalılardan … A.Ş. kazaya sebep olan …cın 24/04/2017 kaza tarihi itibariyle … nolu zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçe yükümlüsü olduğunu, Dolaysıyla davalılardan … A.Ş. de hem (2918 Sayılı KTK.m.99) hükmü hem de (6102 Sayılı TTK.m.1401 vd.) hükümleri uyarınca davacıda oluşan maddi ve manevi zararları tazmin etmekle yükümlüğü olduğunu, Davacıda oluşan maddi zararlara karşılık olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak ve tam olarak belirlendiği takdirde gerekirse artırılmak şartıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın 24.04.2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile birlikte, davalılardan … A.Ş. poliçe limitleriyle sınırlı sorumlu olmak kaydıyla, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Davacının düçar olduğu manevi zararlara karşılık olarak kaza tarihi, kusur ve maluliyet durumu, paranın satın alma gücü ile hak ve nesafet ilkesi gözetilerek 10.000,00 TL manevi tazminatın 24.04.2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile birlikte yalnızca davalı … ve davalı … Ticaret A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Yargılama giderleri ile arabuluculuk ücretinin davalılara yükletilerek davacı lehine maddi ve manevi tazminat kalemleri bakımından ayrı ayrı vekalet ücreti takdirine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı taraflarca dava öncesi müvekkil şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığından, kanunda öngörülen başvuru şartı gerçekleşmediğini, davacıların maddi tazminata ilişkin talebi açık olmamakla birlikte, Bu husus HMK m.119 uyarınca da sabit olduğunu, HMK’ya göre davacının dava dilekçesinde talebini açıkça belirtmesi gerektiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı araç, müvekkil şirkete, 06.11.2016-06.11.2017 tarihleri arasında … numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalımızın kusuru oranında olmak üzere, ölüm/sakatlık halinde her biri için ayrı ayrı azami 330.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluk olmadığını, Müvekkil şirkete sigortalı araç, işbu kazanın meydana gelmemesi için elinden gelen tüm özeni göstermiş, gerekli tedbirleri almasına rağmen söz konusu kazanın oluşmasına engel olamadığını, kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusur oranı kabul edilemez olduğunu, 06.11.2016 tanzim tarihli davaya konu poliçe ve 24.04.2017 tarihinde gerçekleşen dava konusu olay, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartları ve 26.04.2016 tarihli KTK değişikliğinden sonra meydana geldiğinden maluliyetten kaynaklı tazminat istemleri de 01.06.2015 tarihinden sonra yürürlüğe giren Yeni Genel Şartların ilgili hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, ZMSS genel şartlarına göre “geçici iş göremezlik, bakıcı gideri zararı ve tedavi gideri”nin poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını, davacıların bu talepelrini karşılamakla yükümlü olan kurum SGK olduğnu, bu nedenle müvekkil sigorta şirketinin herhangi bir sorumluluğundan bahsedilemeyeceği gibi geçici iş göremezlik zararı, bakcı gideri ve tedavi giderinin de kabul edilemeyeceğini, sürekli sakatlık tazminatı belirlenirken; vergilendirilmiş gelir yoksa asgari ücretin baz alınması gerektiğini, asla davayı ve talebi kabul anlamına gelmemek kaydıyla- huzurda ki davada, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve eki olan “TRH 2010 tablosu” uygulanması gerektiğini, kaza esnasında davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığı konusunun araştırılması gerektiğini, araç “OTOMOBİL” olup, avans faiz talebinin yerinde olmadığını, dolayısıyla davacı tarafın maddi tazminatı kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizle birlikte talep etmesinin yasal bir dayanağı olmadığından, bu talebin red edilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Sigorta poliçesi incelenmesinde, … plakalı aracın ZMSS’in davalı bünyesinde sigortalandığı, … plakalı davacıya ait aracın sigortalanmadığı anlaşılmıştır.
Trafik sicil kayıtlarının incelenmesinde, … plakalı aracın eski tescil gerçek sahibinin … olduğu, eski tescil tüzel sahibinin de … A.Ş. Olduğu, bu işleten tarafından 16/12/2015 tarihli kira sözleşmesi kapsamında uzun vadeli olarak davalı … Şti. Firmasına kiralandığı anlaşılmakla işleten sıfatının davalı firmaya geçtiği takdir ve kanaatine varılmıştır. Düzenlenen 24/04/2017 tarihli kaza tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsünün davalı … olduğu görülmüştür.
Taraf kusurlarının tespiti için dosya ATK Trafik İhtisas dairesine tevdi edilmiş 19/10/2021 tarihli raporunda; davalı …’ın kusursuz olduğu, …’ın % 60 oranında kusurlu olduğu, …’in % 40 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir; Kaza tespit tutanağı ve aynı mahiyetteki davaya ilişkin düzenlenen daha evvelki kusur raporları ile mahkememizce düzenlenen kusur raporu arasında çelişki bulunduğundan; İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, İTÜ Trafik kürsüsünde görevli öğretim üyelerinden oluşacak 3 kişilik bilirkişi heyetine dosyanın tevdi ile, kaza tespit tutanağı, Adli Tıp Kurumu raporu ve Trafik bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilerek rapor düzenlenmesinin istenilmiş olup düzenlenen 16/05/2021 tarihli kusur raporunda, davacı …’ın %65 oranında kusurlu olduğunu, dava dışı …’in %40 oranında kusurlu olduğunu ve davalı …’ın kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Ayrıntılı , gerekçeli , denetlebilir 16/05/2021 tarihli heyet raporu mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; meydana gelen kazada davalı …’ın kusursuz olduğu tespit edildiğinden açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde davanın reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, oluşa, gerçek kusur durumuna ve konu ile ilgili emredici yasal mevzuat hükümlerine açıkça aykırı düzenlenen kusur bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının doğru olmadığını, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının ve kaza mahallinde keşif taleplerinin icra edilmeksizin eksik tahkikatla sonuca gidilmesinin yerinde olmadığını, aynı trafik kazası sebebiyle yürütülen başka bir tazminat yargılaması ile davalı sigorta şirketi tarafından açılan hasar dosyası kapsamında davalı sürücü …’ın kazada kusuru bulunduğu açıkça tespit edildiğini, dava konusu tazminatın kaynaklandığı trafik kazası esnasında davalı …’ın yol üzerinde tedbirsizce beklemesine sebep olan önceki trafik kazasına dair hiçbir araştırma yapılmadığını beyan ederek yerel mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Kusura itiraz
24.04.2017 günü saat 09:33 sıralarında, sürücü … idaresindeki … plakalı otomobille Fetih Caddesinde, no:1 önünde karıştığı maddi hasarlı kaza sonrası kendisi araç dışında beklemekte, aracı sol şeritte durmakta iken, aynı yönde arkadan gelen sürücü …’ın idaresindeki …. plakalı otomobilin önü ile önündeki araca arkadan çarpması akabinde, yine aynı yönde seyir halinde geriden gelen …’in idaresindeki … plakalı otomobilin ön kısmıyla, … plakalı otomobile arkadan çarpmasıyla …’ın yaralandığı, dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir.
Kaza, meskun mahalde, 1 m. genişlikte banketi bulunan, 10.50 m. genişlikte, kuru zeminli, asfalt kaplama, düz, bölünmüş yolda, açık havada, gündüz meydana gelmiştir. Trafik Kazası Tespit Tutanağında, mahalde azami hız sınırının 50 km/saat olduğu, … plakalı otomobile ait çarpma öncesi 11.4 m. fren izi bulunduğu, tespiti vardır.
Trafik Kazası Tespit Tutanağında; sürücü …’ın KTK’nun 81/1-a maddesini ihlal ettiği, sürücü …’ın KTK’nun 52/1-b maddesini ihlal ettiği, sürücü …’in KTK’nun 56/1-c maddesini ihlal ettiği,
Dosyada mevcut 05.02.2021 tarihli Sigorta Ekspertiz Raporunda; sürücü …’ın KTY’nin 135. maddesindeki önlemleri almamakla KTK’nun 84/k maddesini ihlal ettiği, %50 kusurlu olduğu, sürücü …’ın … plakalı aracın arka kısmında meydana gelen maddi hasardan tamamından sorumlu olduğu, sürücü …’in … plakalı otomobilin arkasında meydana gelen maddi hasardan tamamen sorumlu olduğu, … plakalı araçtaki yaralanmadan %50 sorumlu olduğu,
Taraf kusurlarının tespiti için dosya ATK Trafik İhtisas dairesine tevdi edilmiş 19/10/2021 tarihli raporunda; davalı …’ın kusursuz olduğu, …’ın % 60 oranında kusurlu olduğu, …’in % 40 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir;
Kaza tespit tutanağı ve aynı mahiyetteki davaya ilişkin düzenlenen daha evvelki kusur raporları ile mahkememizce düzenlenen kusur raporu arasında çelişki bulunduğundan; İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, İTÜ Trafik kürsüsünde görevli öğretim üyelerinden oluşacak 3 kişilik bilirkişi heyetine dosyanın tevdi ile, kaza tespit tutanağı, Adli Tıp Kurumu raporu ve Trafik bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilerek rapor düzenlenmesinin istenilmiş olup düzenlenen 16/05/2021 tarihli kusur raporunda, davacı …’ın %65 oranında kusurlu olduğunu, dava dışı …’in %40 oranında kusurlu olduğunu ve davalı …’ın kusurunun bulunmadığı tespit edilmekle raporlar arası çelişki giderilmiş olup
Bu halde Sürücü …’ın meskun mahalde, sevk ve idaresindeki otomobil ile gündüz vakti seyri esnasında karıştığı maddi hasarlı kaza sonrası sol şeritte dörtlü ikaz lambaları açık aracıyla bulunduğu sırada, meydana gelen yaralanma olayında, kazanın oluşu üzerinde hatalı tutum ve davranışı olmadığından, sonuçta atfı kabil kusuru olmadığından açılan davanın reddine karar verilmesi doğrudur
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
1-Davacı tarafça alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasınai
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda; maddi tazminat yönünden; HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde temyiz yolu açık olmak üzere, manevi tazminat yönünden; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 16/12/2022

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.