Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2447 E. 2023/57 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 18/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : HASIMSIZ
DAVA : Malvarlığının Terki Suretiyle Konkordato
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 18/01/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 18/01/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı şirket temsilcisi 27/07/2022 tarihli dilekçesiyle; davacı şirketin borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemez duruma geldiğini, ödeme güçlüğü içerisine düştüğünü, davacı şirketin bütün faaliyetlerinin durduğunu, herhangi bir gelirinin kalmadığını, davacı şirketin piyasa değeri 50.000.000 TL.’nin üzerinde 4 adet taşınmazının bulunduğunu, borçlarının yaklaşık 30.000.000 TL. civarında olduğunu, davacı şirketin aktifinde bulunan bütün malvarlığını dava dışı 3. kişinin devralmayı istediğini ve bu 3. kişinin alacaklıların alacaklarını da ödemeyi taahhüt ettiğini beyan ederek, davacı şirkete 3 aylık geçici mühlet verilmesini, gerekli tedbirlere hükmedilmesini ve davacı şirketin aktifinin terki suretiyle şirket aktiflerinin 3. kişilere satışı ve gerekse diğer teminat ve mevcudadının alacaklılara terki veya alacaklar kurulunun öngöreceği şekilde satılarak bedelinin yasal çerçevede paylaştırılması şeklinde konkordato taleplerinin kabulüne karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Somut olayda ; davacı vekiline 06/09/2022 tarihli ihtarname tebliğ edilerek, a) Konkordato ön projesi, b) Alacaklı ve alacak listesi, c) Karşılaştırma tablosu, ç) Makul güvence veren denetim raporu, d) Nakit akım tablosu, e)Aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan (aktiflerin rayiç (muhtemel satış) değerini, pasifler yönünden ise kısa ve uzun vadeli yabancı kaynakları (yani uzun ve kısa vadeli bütün borçları) gösterir, özkaynakların da yer almadığı ve ayrıca aktifler ile pasifleri karşılaştırmaya elverişli olacak şekilde hazırlanan) ara bilanço, f) Tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler, g) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste, h) Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo, ı) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından (25/03/2020 gün ve 31079 s. Resmi Gazete’de yayınlanan KGK kararına göre, sadece “kamu yararını ilgilendiren kuruluşlar (KAYİK) dahil bağımsız denetim” yetkisine sahip kuruluşlar tarafından hazırlanabilecek) Türkiye Denetim Standartlarına göre yapılacak denetim kapsamında hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanaklarının eksiksiz sunulması için 2 haftalık kesin süre verilmiştir.
Davacı taraf, makul güvence raporu, son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, ara bilanço ve aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanacak, öz kaynakların yer almadığı karşılaştırılmalı ara bilançoyu kesin süre içerisinde ibraz etmediğinden, davacının davasının 6100 s. HMK.’nin 114/2 ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; HMK 266 maddesi gereğince bilirkişiye gitmediği için sunulan bilançoyu mahkemenin tespit edemediğini, HMK 114/2 maddesi kapsamındaki hangi özel kanuna dayanıldığının belirtilmediğini, müvekkilinin fiilen iflas ettiğini, hiçbir gelirinin kalmadığını, mahkemece taraflarından makul güvence raporu ve nakit akım tablosu istenildiğini, makul güvence raporunun sadece adi konkordatoda mümkün olduğunu, nakit akım tablosunun ise malvarlığının terki suretiyle konkordatoda imkansız olduğunu, bir gelirin, ödeme programının ve nakit akışının bulunmadığını, bu doğrultuda nakit akım tablosu istenilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
İstemde bulunan borçlu talep dilekçesinde malvarlığının terki suretiyle konkordato talep ettiğini belirtmiştir.
28.02.2018 tarihinde kabul edilerek, 15 Mart 2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, “İcra Ve İflas Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun “un 13 vd maddelerinde, 2004 sayılı İİK ‘nun “ Konkordato İle Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması “ üst başlığını taşıyan on ikinci babında değişiklikler yapılmış, İflasın ertelenmesi kaldırarak konkordato yeni bir içeriğe kavuşturulmuştur.
Kanun koyucu, 7101 sayılı Kanunda, uygulama alanını genişleterek konkordatoyu, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulabilmek için başvurabileceği bir hukuki çare olarak tanımlamıştır.
Malvarlığının terki suretiyle konkordato, 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nda, 17.07.2003 kabul, 30.07.2003 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanıp aynı tarihte yürürlüğe giren 4949 sayılı Kanun’un 84. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hukuk sistemimize dahil olmuştur.
Malvarlığının terki suretiyle konkordatonun içeriğine göre çeşitleri;
a)-Tasfiye anlaşması şeklinde malvarlığının terki suretiyle konkordato,
b)-Yeni şirket kurma yoluyla mal varlığının terki suretiyle konkordato,
c)-Malvarlığının 3. kişiye devri suretiyle konkordato,
d)-Kombine ( birleşik ) mal varlığının terki suretiyle konkordato olmak üzere dört türlüdür.
Malvarlığı terki suretiyle konkordatoda borçlu, malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisini alacaklılara terketmek suretiyle malvarlığının onlar tarafından tasfiye edilmesini talep eder ve bu talep alacaklıların yarısı (1/2’sini), alacak miktarının ise 2/3’sini aşan çoğunluk tarafından kabul edilip mahkemece tasdik edilmesiyle sonuçlanır ve borçlunun malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisi alacaklılara geçer, alacaklılar bu yetkilerini tasfiye memurları aracılığıyla kullanırlar.
Malvarlığının terki suretiyle konkordato gerekli olan şartlar hususunda 2004 sayılı İİK.’nin 309/a-l maddelerinde açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, İİK.’nin 309/l maddesinin yaptığı yollama sonucu adi konkordatoya ilişkin İİK.’nin 298. maddesi hükümlerinin uygulanması gerekir.
Tüm bu açıklamalar gereğince somut dosyamızda davacı şirket vekili malvarlığının terki suretiyle konkordato talep etmiş olup İlk Derece Mahkemesince kendisine İİK.nun 286.maddesinde belirtilen ve dilekçe ekinde sunulması dava şartı olan belgeleri tamamlaması için HMK. m. 115/2’ye göre kesin süre verilmiştir. İkmali istenilen hususların irdelenmesi gereğince;
A-İlk derece mahkemesi ön proje bulunmadığına yönelik ihtarat çıkartılmış ise de bu yerinde değildir. Çünkü Bu konkordato türünde adi konkordatodan farklı olarak borçlunun alacaklılarına belirli bir oranda ödeme taahhüdünde bulunması söz konusu değildir. Zira borçlu malvarlığının tümünü veya bir kısmını alacaklılarına terkettiği için paraya çevirme sonunda elde edilecek miktarın borçların ne kadar kısmını karşılayabileceğinin baştan itibaren bilinmesi mümkün değildir. Ayrıca bu konkordatoda alacaklının ekonomik durumunun iyileştirilmesi değil, malvarlığının tasfiyesi suretiyle borçların tahsili amaçlanmaktadır. Bu konkordatonun tasdik edilebilmesi için paraya çevrilme halinde elde edilecek meblağın iflas yoluyla tasfiye halinde elde edilecek bedelden fazla olacağının öngörülmesi gerekir.
B –Borçlunun malvarlığına yönelik bulunması gereken belgeler yönünden ise ,İİK.nun 7101 sayılı yasanın 15. maddesi ile değişik 287. Maddesi gereğince, ilk derece mahkemesi, konkordato talebi üzerine İİK.’nun 286. maddesinde belirtilen belgelerin eksiksiz olarak sunulduğunun tespiti halinde geçici mühlet kararı vererek 297/2. maddesindeki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.
Buna göre, davacı tarafından İİK.nun 286.maddesinde belirtilen ve dilekçe ekinde sunulması dava şartı olan belgeleri tamamlaması için HMK. m. 115/2’ye göre kesin süre verilerek ve konkordato ön projesinde bulunmayan belgeler ile ilgili olarak 2 haftalık kesin sürenin verilmiş olması gözönüne alınarak dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi yerinde olup davacının istinafının reddi gerekeceği anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygundur. HMK’nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re’sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmemiştir. Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurularının HMK 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce … E, … K. sayılı dava dosyasında verilen 28/09/2022 tarihli karara yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafça alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince iadesine,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair verilen karar İİK’nin 164 ncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi. 18/01/2023


Başkan

E imza

Üye

E imza

Üye

E imza

Katip

E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.