Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2276 E. 2022/2132 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 13/01/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 13/10/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 14/10/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 30/12/2020 tarihli dilekçesiyle; 24.02.2019 tarihinde …’a ait olan ve kendisinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı traktör ve buna bağlı römork ile, …’e ait olan … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın Akören-Seydişehir yolunda çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazası tespit tutanağında kazanın oluşumunda … plaka sayılı traktör sürücüsü …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 26/1 ve 30/1-a maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, kazada … plaka sayılı traktörün zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmadığını, kazada hayatını kaybeden …’ün hak sahipleri tarafından davacı aleyhine Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulduğunu, itiraz hakem heyetinin kararı ile hükmedilen tazminat ferileriyle birlikte Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına 20.02.2020 tarihinde vergi tevfikatı yapılarak 24.842,52 TL (531,17 TL stopaj toplamda 25.373,69 TL) olarak ödendiğini, davacının ödediği tazminatı ve ferilerini … plaka sayılı aracın işleteni ve sürücüsü olan davalıdan tahsil etmek amacıyla Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca itiraz edilerek takibin durduğunu, dava konusu hakkında arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını beyan ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla, yargılama safhasında ortaya çıkabilecek tazminattan indirim sebeplerinin bulunması halinde, Sayın Mahkemece hak sahibinin gerçek zararının tespit ettirilerek tespit edilen gerçek zarar tutarından kusur ve her türlü indirim tutarlarının düşüldükten sonra Konya … İcra Dairesi’nin … E. esas sayılı icra dosyasına davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, ayrıca davalının alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri, arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 28/01/2021 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, olay günü saat 19:00 sıralarında Kayasu Mahallesinden traktörüne yüklediği hayvan gübrelerini tarlasına götürmek için seyir halinde iken Cevizliağzı Mevkiine geldiğinde müteveffa …’ün eşi …’ün sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın müvekkilin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı traktörüne arkadan çarptığını, …’ün sevk ve idaresinde bulunan aracının müvekkilin traktörüne arkadan çarpması sonucu çift taraflı ölümlü trafik kazası meydana geldiğini ve … vefat ettiğini, Müvekkili hakkında Konya C.Başsavcılığı’nın iddianamesi ile üzerine atılı Taksirle Ölüme Neden Olma suçunu işlediği iddiası ile Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, müvekkilinin oluşan kazadan dolayı kusuru bulunmadığını, …’ün oluşan kazada kusurlu ve sorumlu olduğunu, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 107.maddesinde belirlenmiş takip mesafesine ilişkin kurallara uyulmaması halinde arkadan çarpan araç sürücüsünün asli kusurlu sayıldığını, müvekkilinin oluşan kazada meydana gelen ölümden dolayı kusuru bulunmadığını beyan ederek davanın reddine, davacının talep etmiş olduğu tazminat taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; 24.02.2019 tarihinde …’a ait olan ve kendisinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı traktör ve buna bağlı römork ile,…’e ait olan … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın Akören-Seydişehir yolunda çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazası tespit tutanağında kazanın oluşumunda … plaka sayılı traktör sürücüsü …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 26/1 ve 30/1-a maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, kazada … plaka sayılı traktörün zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmadığını, kazada hayatını kaybeden …’ün hak sahipleri tarafından davacı aleyhine Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulduğunu, itiraz hakem heyetinin kararı ile hükmedilen tazminat ferileriyle birlikte Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına 20.02.2020 tarihinde vergi tevfikatı yapılarak 24.842,52 TL (531,17 TL stopaj toplamda 25.373,69 TL) olarak ödendiğini, davacının ödediği tazminatı ve ferilerini … plaka sayılı aracın işleteni ve sürücüsü olan davalıdan tahsil etmek amacıyla Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca itiraz edilerek takibin durduğunu, dava konusu hakkında arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını beyan ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla, yargılama safhasında ortaya çıkabilecek tazminattan indirim sebeplerinin bulunması halinde, Sayın Mahkemece hak sahibinin gerçek zararının tespit ettirilerek tespit edilen gerçek zarar tutarından kusur ve her türlü indirim tutarlarının düşüldükten sonra Konya … İcra Dairesi’nin … E. esas sayılı icra dosyasına davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, ayrıca davalının alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri, arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmekle davanın yasal dayanağını oluşturan İİK.67. maddesinde; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı görülmektedir.
Dosya incelendiğinde davacının … hesabı olduğu, davalının 24/02/2019 tarihinde taraf olmuş olduğu trafik kazasında dava dışı …’ün yaralanmasına neden olduğu, ve bu nedenle dava dışı …’ün uğramış olduğu maddi zarar ve masraflarla birlikte 25.373,69 TL ödemiş olduğu, anlaşılmıştır.
Davacı … Hesabı olması hasebiyle ve halefiyet ilkesi gereğince ödemiş olduğu tazminat zararının haksız kişilere ödemiş olduğu miktarda rücu etme hakkına sahip olduğu hükümlerince nezdimizde görülen hukuki işlemlere başladığı anlaşılmaktadır.
Davacı öncelikle rücuen tazminatı tahsil edebilmek için Konya …icra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasıyla takibe girişmiş ancak icra takibi davalı tarafından yapılan itirazla durdurularak mahkememizde görülen itirazın iptali davasının temelini oluşturmuştur.
Öncelikli olarak davalı vekilinin görev yönünden itirazları mahkememizce davaya ilişkin tazminatın sigortadan kaynaklandığı … hesabının sigortanın yerine geçerek ödeme yaptığı, ve halefiyet ilkesi gereğince icrai işlemlerde bulunduğundan taraflar arasındaki hukuku ihtilafın ticaret kanunları hükümleri uyarınca çözüleceği kanaatine varılarak davalının görev yönünden yapmış olduğu itiraz reddedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce davacının ödemiş olduğu tazminata ilişkin önceki hazırlanan raporlar incelenmekle beraber mahkememizce davaya ilişkin kusur raporu alınarak davacının ödemiş olduğu miktarı kaza nedeniyle ortaya çıkan maddi zararı karşılar ve orantılı olup olmadığı incelenerek alınan raporlar doğrultusunda kusura ilişkin raporda davalının %70 kusurlu olduğu ödemeye ilişkin yapılan hesap bilirkişisinin hazırlamış olduğu raporda her ne kadar bilirkişilerce bütün hak sahiplerinin tazminat miktarları tespit edilmişse de taleple bağlılık ilkesince mahkememizce sadece … yönünden ödenen miktar incelenerek netice itibariyle … için 97.095,90 TL tazminat miktarı belirlenmişse de dava konusunun harca esas değer olarak açılan icra takibinde dava değerinin 26.105,70 TL olarak talep edilmiş olduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği davacının davasının 26.105,70 TL üzerinden kabulü ile takibin devamına karar vermek karar vermek gerekmiştir.
Alacağın miktarı belirli olup bu haliyle likit olduğundan asıl alacak üzerinden İİK.nın 67/2 maddesi uyarınca % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının davasının KABULÜ ile davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile 26.105,70 TL. üzerinden TAKİBİN DEVAMINA,
Hükmedilen 26.105,70 TL.nin % 20’si kadar icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile İlk Derece Mahkemesinin görevsizliğine karar verilmesi gerekirken davanın esasına yönelik karar verilmesinin hukuka ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, takip mesafesine ilişkin kurallara uyulmaması halinde arkadan çarpan araç sürücüsünün asli kusurlu sayıldığını, sürücü …’ün aracına taşıma sınırı üzerinde yolcu almak suretiyle ve süratli şekilde önündeki aracı yakın takip ederek seyrettiğini, aracın teknik özelliğini, yol, hava, ve araç trafiğinin durumunu dikkate alması gerekirken bu hususları gözetmeyip önünde seyreden araç ile kendi aracı arasındaki takip mesafesini korumadığını, oluşan kaza nedeniyle meydana gelen ölümden dolayı müvekkilinin kusuru bulunmadığını, kazaya sürücü …’ün kusurlu davranışlarının sebebiyet verdiğini, kaza sebebiyle istenmeden oluşan ölümden kusuru bulunmayan müvekkilinin sorumlu tutularak aleyhine tazminata karar verilmesinin hukuk ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin maddi durumunun yerinde olmadığının yapılacak araştırmalar ile ortaya çıkacağını, ailesinin geçimini zor sağladığını, takdir edilecek olan tazminatın geçimini zor şartlarda idame ettiren müvekkilini daha da mağdur edeceğini, bu doğrultuda karşı tarafın tazminat talebinin kabulünün hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının öncelikle usulden, neticede esastan kaldırılmasına, davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Somut olayda, davacı … Hesabı, Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde ödediği tazminatı sorumlu davalılara rücu etmektedir. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren Yasanın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Her ne kadar dairemizin önceki kararlarında dava, haksız fiilden kaynaklanıyor ise de zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan davalının sorumluluğuna ilişkin olup, zorunlu mali mesuliyet sigortasının 6102 Sayılı TTK.nda düzenlenmesine göre, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması ve bu nedenle ticaret mahkemelerinin görevli olduğu kabul edilmekte idi ise de;
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 16/09/2021 tarihli 2021/17896 Esas 2021/4942 Karar sayılı, “Bölge Adliye Mahkemesi Kesin Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesi İstemine Dair”, dairemizin bu yöndeki kararları kapsamında oluşan uyuşmazlıkların giderilmesine ilişkin yeni tarihli kararına göre “Uyuşmazlığın giderilmesine konu somut olaylarda, davacı … Hesabı zorunlu trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu trafik kazalarında zarar gören üçüncü kişilere ödediği tazminatı Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde zarardan sorumlu olan gerçek kişi sürücü ya da işleten davalıya rücu etmektedir. TTK nun 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava söz konusu değildir. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir ” şeklinde BAM hukuk daireleri arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi karşısında önceki verilen kararlardan dönülmesi şeklinde görev konusunda uygulama birliğinin sağlanmasının hak ve nesafete uygun olacağı değerlendirilmiştir.
Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasanı girilmesi hatalı olmuştur.
Nitekim Yargıtay 4 HD’nin 2021/17896 esas 2021/4942 karar, 17. Hukuk dairesinin 2020/466 esas 2020/8778 karar sayılı ilamları
6100 sayılı HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren yerel mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılması için HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafça yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde davalı tarafa iadesine,
4-İstinaf eden davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan masrafların İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda OY ÇOKLUĞU İLE KESİN olarak karar verildi. 14/10/2022

Başkan

(MUHALİF)

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

MUHALEFET ŞERHİ:
Dava, trafik kazasında üçüncü şahsa … Hesabı tarafından ödenen tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
… Hesabının zarar görene ödemiş olduğu zararı sigorta yaptırmayan kişiye karşı açtığı dava NİSPİ TİCARİ BİR DAVA MIDIR?
Somut olayda davanın, trafik kazası nedeniyle … hesabı tarafından zarar görene ödenen tazminatın zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan araç malikinden rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren iki tarafın tacir olması gerekliliği karşısında bu dava NİSPİ TİCARİ DAVA DEĞİLDİR.
… Hesabının zarar görene ödemiş olduğu zararı sigorta yaptırmayan kişiye karşı açtığı dava MUTLAK TİCARİ BİR DAVA MIDIR?
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14/1. maddesinde, bu Kanunun 13. maddesi 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak belli koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde … Hesabının oluşturulacağı hükmüne yer verilmiş, aynı Kanunun 14/2-a maddesinde ise sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için … hesabına başvurulabileceği belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1483/1. maddesinde ise sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş, aynı Kanunun 4/1-a. Maddesinde de her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. Kanunun lafzı ve amacı nazara alındığında zorunlu mali mesuliyet sigortalarından doğan uyuşmazlıklarda Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmaktadır.(YARGITAY 5. Hukuk Dairesi 2020/7592 E 2020/9097 )
KISACA, davanın Türk Ticaret Kanunun 1483 vd. maddelerinde sayılan hususlardan olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar dava, haksız fiilden kaynaklanıyor ise de zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan davalının sorumluluğuna ilişkin olup, zorunlu mali mesuliyet sigortasının 6102 Sayılı TTK.nda düzenlenmesine göre, MUTLAK TİCARİ DAVA OLUP ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.(Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2020/7592 E 2020/9097 K Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 22/01/2018 tarih ve 2017/10924 esas 2018/399 karar sayılı ilamı, Yargıtay17. Hukuk Dairesinin 2016/9691 esas 2019/4056 karar sayılı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/15604 esas 2014/15989 karar sayılı ilamı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/2830 esas 2019/1603 karar sayılı ilamı )
Açıklamaya çalıştığım nedenlerle Davacı … hesabının açtığı davasının Mutlak Ticari Dava olması ve Asliye Ticaret Mahkemesinin Görevli olması ve bu mahkemece yargılamanın yapılarak karar verilmesi görüldüğünden, dosyanın GÖREV YÖNÜNDEN KALDIRILARAK karar verilmesi gerekeceğinden kararın yerinde olduğunu belirtir sayın Çoğunluğun görüşüne katılamamaktayım.

Başkan

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.