Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 06/04/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 01/06/2021
NUMARASI : …. Esas …. Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan )
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 06/04/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 07/04/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin …. İli, …. İlçesi, …. Köyü ile …. İli, …. İlçesi, … Köylerinin kapalı sistem sulama projesi yapım işlerinin yükleniciliğini almış bir inşaat firması olduğunu, davacı şirketin belirtilen işi, …. ve …. poliçe numaraları ile davalı şirkete ‘….’ ile sigortalamış olduğunu, her iki inşaat için yapılan bu sigorta süresi, vade uzatma ve zeyilnameler ile uzatılmış olduğunu, müvekkil şirketin bu sigortadan kaynaklı olarak tüm ücretlerini zamanında ödemiş olduğunu ve sözleşmeyle üzerine düşen başkaca bir edim de bulunmadığını, sigorta kapsamı süresince söz konusu inşaatların olduğu bölgede aşırı yağış sonucunda sel, yağmur, heyelan gibi felaket meydana geldiğini, dolayısıyla yapılan inşaat işinin ciddi zarar gördüğünü, söz konusu bu hasarın hemen davalı sigorta şirketine ihbar edilerek bilgilendirildiğini ve hasarın bedelinin talep edildiğini, davalı sigorta şirketi tarafından 18.02.2019 tarihli mail ile taraflarına dönüş yapılarak mevcut yoğun yağış ve sel nedeniyle, …. Köyündeki hasarın 146.642,28-TL, …. Köylerindeki hasarın ise 23.104,00-TL olduğu yönünde ekspertiz raporu düzenlendiğini, devamında ise söz konusu işin ‘geçici kabul’ döneminde olması nedeniyle poliçe kapsamında sayılmayarak, sigorta şirketi tarafından hasarın karşılanmayacağının bildirildiğini, müvekkili şirketin bu dönemde Sarıveliler Asliye Hukuk Mahkemesinin …. D.İş sayılı dosyası ile …. köylerindeki hasar için tespit yaptırdığını, 2018 yılı itibariyle burada 36.334,00-TL hasarın meydana geldiğinin bilirkişi tarafından tespit edildiğini, müvekkili şirketin davalı şirkete, Karaman ..Noterliğinin 25.03.2019 gün ….yevmiye nolu ihtarnamesi ile başvurarak zararını talep ettiğini, ancak olumlu bir cevap alamadıklarını, müvekkil şirket tarafından yaptırılan sigorta poliçesi içeriğinde de genişletilmiş bakım klozunun mevcut olduğunu, ayrıca uzatılan vade sigortalarında da aynen sel, yağış, heyelan vs. gibi felaketlerde kloz ve güvence kapsamına alınmış bulunduğunu, dolayısıyla geçici kabulden sonra dahi meydana gelen zararlardan davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik davanın kabulü ile 10.000,00-TL tazminatın noter ihtarnamesi tarihi olan 25.03.2019 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yana tahmilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davanın açılmış olduğu Konya Mahkemelerinin yetkili olmadığını ve bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, kazanın ve hasarın …. İli, …. İlçesi, …. Köyü ile …. İli, …. İlçesi, …. Köylerinde gerçekleştiğini, bilindiği üzere hasarın gerçekleştiği yer mahkemesi işbu dosyada yetkili mahkeme olmakla dosyada yetkili mahkemenin Karaman (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, izah olunan nedenle öncelikle davanın yetki yönünden reddini talep ettiklerini, davacı taraf dilekçesinde karşı tarafın ve arabuluculuğa başvuran müvekkilin önceki vekiline ulaşamamakta ve sağlıklı bilgi alamadığını belirtmiş olsa bile dosya kapsamında davalı olarak müvekkil şirketin eski adı olan ….. olarak gösterilmiş olup dosya kapsamı ile alakalı müvekkil sigorta şirketine herhangi bir bildirim ve tebligatın yapılmadığını, kaldı ki dava tarihinde müvekkili şirketin …. Şirketi ticaret ünvanı altında faaliyet gösterdiğini, buna rağmen müvekkil şirkete herhangi bir tebligat gerçekleşmediğini, davadan haricen haberdar olduklarını, ayrıca dava konusunu oluşturan olayla ilgili her ne kadar dava şartı olan arabuluculuğa gidilmiş olsa da arabuluculuk tutanağında arabuluculuk konusu uyuşmazlığın kıymetli evraktan kaynaklanan alacak olarak nitelendirildiğini, bu nedenle zorunlu arabuluculuk dava şartı usulüne uygun olarak yerine getirilmediğinden davanın usulden reddini talep ettiklerini, somut olayda hasarın gerçekleştiği an belli olmamakla birlikte dosyaya ilişkin zamanaşımı itirazında bulunduklarını, şirketin belirtilen işi müvekkil sigorta şirketi tarafından …. ve …. poliçe numaraları ile sigorta örtüsü altına aldığını, ancak yaşanan olay davacı tarafın sigorta müddetini vade uzatma zeyili ile uzattığını ve uzatma süresi içerisinde aşırı yağış nedeniyle meydana geldiğinden geçici kabul döneminde olmasından kaynaklı hasarın poliçe kapsamında olmadığını, Karaman İl Özel İdaresi’nin ….. poliçe numarası ile sigortalanmış olduğu İnşaat Tüm Riskler Sigorta Poliçesi kapsamında düzenlenen klozlar içinde bulunan “Yağış, sel ve seylap riskleri ile ilgili güvenlik önlemleri klozu” bakımından aynı şartları ve sigortalı davacı şirketin bütün önlemleri almasını aradığını, Sarıveliler Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. E. ve ….. K. Sayılı kararından görüleceği üzere bilirkişilerce yapılan tespit neticesinde “…yakında herhangi bir menfez olmadığı bu nedenle biriken yağmur ve kar sularının yolu aşarak duvar tarafına geçtiği…” ifade edildiği gibi yapılan işte menfez bulunmadığını, davacı iş sahibi tarafından yapılması gereken menfezin olmaması neticesinde ortaya çıkan zarardan müvekkil sigorta şirketinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, ayrıca dosya kapsamında davacının doğal afetten dolayı zararının olduğunu belirtmesi nedeniyle davanın Karaman İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’ne ihbar edilmesine ve yine Karaman İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun da sorulmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle davanın usulden reddini, işin esasına girilmesi halinde ise işbu dilekçemizdeki beyanlarımız dikkate alınarak davacının ileri sürmüş olduğu haksız ve mesnetsiz iddiaların reddi ile birlikte davanın esastan reddini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi 01/06/2021 tarih …. Esas …. Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Dava sigorta poliçesi kapsamında meydana gelen zararın davalı sigorta şirketinden tahsili talebidir.
7201 saylı Tebligat Kanunu’nun usulüne aykırı tebligatın tebliği hükmünün düzenlendiği 32. maddesi;
Madde 32-“Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Hükmünü amirdir.
Davalı sigorta şirketi haricen açılan davaya muttali olmakla vermiş olduğu cevap dilekçesi ile diğer itirazları yanında yetki itirazında da bulunmuş ve yetki itirazında yetkili yer mahkemesinin hasarın meydana geldiği yer olan Karaman Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu beyanla yetki ilk itirazında bulunmuştur.
6100 sayılı HMK’nun yetki-genel yetkili mahkeme başlıklı 6. maddesi; “(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. (2)Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre belirlenir.” hükmünü amirdir.
6100 sayılı HMK’nun yetki-yetki itirazının ileri sürülmesi başlıklı 19. maddesi; “(1)Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. (2)Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. (3)Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. (4)Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” hükmünü amirdir.
6100 sayılı HMK’nun ilk itirazlar-konusu başlıklı 116. maddesi; “(1)İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir: a)Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı. b)Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı. c) (Mülga:22/7/2020-7251/8 md.)” hükmünü amirdir.
6100 sayılı HMK’nun ilk itirazlar-ileri sürülmesi ve incelenmesi başlıklı 117. maddesi; “(1)İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez. (2)İlk itirazlar, dava şartlarından sonra incelenir. (3)İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır.” hükmünü amirdir.
6100 sayılı HMK’nun cevap dilekçesi verilmesinin sonucu başlıklı 131. maddesi; “(1)Cevap dilekçesinin verilmesinden sonra, cevap süresi dolmamış olsa bile ilk itirazlar ileri sürülemez.” hükmünü amirdir.
6100 sayılı HMK’nun genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı HMK’nun haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesinde HMK’nın 7/1-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetki sözkonusu değildir. Haksız fiil halinde HMK’nun 16. maddesi gereğince birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanınmış olduğu gözönüne alındığında davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açar ise o zaman seçme hakkı davalıya geçer.
Davalı da süresi içerisinde yapmış olduğu yetki ilk itirazı ile yetkili yer mahkemesinin hasarın meydana geldiği Karaman Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu beyanla yetki itirazında bulunmuştur.
Yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde davalının yetki itirazının kabulü ile yetkili mahkemelerin Karaman Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu kanaati ile yetkisizlik kararı verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Açılan davada mahkememiz yetkisiz olduğundan dolayı davanın yetki yönünden REDDİNE,
HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, verildiği anda kesin olan kararlarda kararın tebliği tarihinden, süresinde kanun yoluna başvurulmadığından kesinleşen kararlarda kararın kesinleştiği tarihten ve kanun yoluna başvurulan kararlarda da kanun yolu başvurusunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren yasal iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının yetkili KARAMAN NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; eldeki davanın para alacağına yönelik bir tazminat davası olduğunu, kamu düzeniyle ilgisi olmadığını, kamu düzeniyle ilgisi olmayan ve kesin yetki halleri olmayan davalarda yetki itirazlarının cevap dilekçesi ile ön inceleme aşamasında ileri sürülmesi gerektiğini, davalı tarafın unvan değişikliği yapmakla kendisine dava dilekçesi resmi adresine 24.11.2020 tarihinde yapılmış ve süresinde herhangi bir yetki itirazında bulunulmadığını, şu halde varsa bile yapılan yetki itirazının süresinde olmadığını ve mahkemenin süresinde olmayan yetki itirazına resen girmesinin doğru olmadığını, bir an için yetki itirazının süresinde olduğu kabul edilse dahi yetkili mahkeme Sarıveliler Adliyesi Mahkemesi olması gerektiğini, Karaman Mahkemelerinin burada bir yetkisi bulunmadığını, yetki itirazının yapılırken doğru yer mahkemesinin gösterilmesinin zorunlu olduğunu, tüm bu nedenlerle Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/06/2021 tarih …. Esas …. Karar sayılı ilamıyla verilen kararın lehlerine olacak şekilde bozularak ortadan kaldırılmasına ya da talepleri doğrultusunda düzeltilerek onanmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı vekili sunduğu istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin istinaf iddialarının kabulü mümkün olmadığını, müvekkil şirketin davadan haberdar edilmediğini, yapılan tebligatlar eski ….. Adresine gönderilmiş olmakla tebligatın yapılamadığına dair mazbataların dosya arasına girdiğini, cevap dilekçesinde de belirtildiği üzere dava tarihinden (29/08/2020) önce müvekkil şirket unvan değişikliğine gittiğini, ticaret ünvanı 10.01.2019 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesindeki ilan ve 27.12.2018 tarihli genel kurul tarihine göre de …. Şirketi olan ticaret ünvanının …. Şirket olarak değiştirildiğini, davacı şirketin gerçekleşen zarara ilişkin taleplerinin müphem sebebiyle (hem Başyayla hem de Sarıveliler ilçesinde zarar oluştuğu iddiası nedeniyle) Karaman Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunu, tüm bu sebeplerle davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen yetkisizlik kararı, davacı yanca istinaf edilmiştir.
Dava sigorta poliçesi kapsamında meydana gelen zararın davalı sigorta şirketinden tahsili talebidir.
7201 saylı Tebligat Kanunu’nun usulüne aykırı tebligatın tebliği hükmünün düzenlendiği 32. maddesi;
Madde 32-“Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Hükmünü amirdir.
Davalı sigorta şirketi haricen açılan davaya muttali olmakla vermiş olduğu cevap dilekçesi ile diğer itirazları yanında yetki itirazında da bulunmuş ve yetki itirazında yetkili yer mahkemesinin hasarın meydana geldiği yer olan Karaman Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu beyanla yetki ilk itirazında bulunmuştur.
6100 sayılı HMK’nun yetki-genel yetkili mahkeme başlıklı 6. maddesi; “(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. (2)Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre belirlenir.” hükmünü amirdir.
6100 sayılı HMK’nun yetki-yetki itirazının ileri sürülmesi başlıklı 19. maddesi; “(1)Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. (2)Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. (3)Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. (4)Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” hükmünü amirdir.
6100 sayılı HMK’nun ilk itirazlar-konusu başlıklı 116. maddesi; “(1)İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir: a)Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı. b)Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı. c) (Mülga:22/7/2020-7251/8 md.)” hükmünü amirdir.
6100 sayılı HMK’nun ilk itirazlar-ileri sürülmesi ve incelenmesi başlıklı 117. maddesi; “(1)İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez. (2)İlk itirazlar, dava şartlarından sonra incelenir. (3)İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır.” hükmünü amirdir.
6100 sayılı HMK’nun cevap dilekçesi verilmesinin sonucu başlıklı 131. maddesi; “(1)Cevap dilekçesinin verilmesinden sonra, cevap süresi dolmamış olsa bile ilk itirazlar ileri sürülemez.” hükmünü amirdir.
6100 sayılı HMK’nun genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir hükmü yer almaktadır.
Aynı kanunun “Sigorta Sözleşmelerinden Doğan Davalarda Yetki” başlığı altında düzenlenen 15. Maddede, “(1) Zarar sigortalarından doğan davalar, sigorta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir” denilmektedir.
Açılan davada kesin yetki sözkonusu değildir. Davacı, genel ve özel yetkili mahkemelerden birinde dava açmak hususunda seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açar ise o zaman seçme hakkı davalıya geçer.
Davalı …. Sigortanın dava tarihi itibariyle da ticaret ünvanı doğru yazılarak yapılmış bir tebligat bulunmadığından, davadan muttali olunulmasından itibaren süresi içerisinde yetki ilk itirazında bulunduğu; ancak yetki itirazında, yetkili yer mahkeme olarak, olayın (riskin) gerçekleştiği yerin Sarıveliler İlçesi olarak Karaman Asliye Ticaret Mahkemesi bildirilmiş ise de, hasarın meydana geldiği yerin, itirazda da belirtildiği üzere Sarıveliler İlçesi olması ve burada aktif olarak görevli Sarıveliler Mahkemesinin bulunması nedeniyle, yetki itirazında Sarıveliler gösterilmesi yerine Karaman Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu beyanla yetki itirazında bulunmasında isabet bulunmayıp, bildirilen yetkili mahkemenin geçerli ve yetkili mahkeme olmadığından yetki itirazının dikkate alınamayacağı; Karaman mahkemesinin başka yönden de yetkili olmadığı anlaşıldığından; davacının istinafının kabulü ile kararın kaldırılarak mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1.a.3.maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılması için HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan başvuru harcı dışında kalan istinaf karar harçlarının talep halinde davacılara iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-3 maddesi ve 362/c maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi.07/04/2022
Başkan
e-imzalı
Üye
e-imzalı
Üye
e-imzalı
Katip
e-imzalı
Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.