Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2004 E. 2022/2185 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 19/10/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : ..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 11/05/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : ….
VEKİLİ :Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLİ :Av. …
DAVA :İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 19/10/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 20/10/2022

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “24.07.2019 tarihinde …’ye ait … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile … plaka sayılı aracın çarpışması sonucu trafik kazası meydana gelmiştir. Kazanın oluşumunda …’ın kusuru olduğu ayrıca Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının bulunmadığı tespit edilmiştir. Gerçekleşen kaza sonucu … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan … yaralanarak malul kalmıştır. 24.07.2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağında … plaka sayılı kamyonet sürücüsü …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 53/1-b (Sola Dönüş Kurallarına Riayet Etmemek) maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının bulunmamaktadır. Malul kalan tarafından 18.08.2020 tarihinde müvekkil … Hesabı’na başvuruda bulunulmuş daha sonra … Arb. dosya numarasıyla yapılan arabuluculuk görüşmelerinde taraflar anlaşmışlardır ve bu anlaşmaya istinaden müvekkil … Hesabı tarafından kusur oranına göre 30/03/2021 tarihinde 98.929,20 TL tazminat ve ferileri ödenmiştir. … Hesabı Yönetmeliğinin 17. Maddesi “Hesap ödediği tazminat miktarınca hukuken zarar gören kişi yerine geçer.” Ve 16/a maddesi … Hesabının “Zorunlu sigorta yaptırmayan veya geçerli teminat tutarları üzerinden zorunlu sigortaları yaptırmayan kişilere” ve 16/c “Zarardan sorumlu kişilere veya yükümlü sigorta şirketine” rücu hakkı bulunmaktadır, hükümleri gereği müvekkil … Hesabı ödediği tazminatın, … plaka sayılı aracın sürücüsünden tahsili amacıyla Cihanbeyli İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasında icra takibi başlatılmıştır. Davalı tarafından borca itiraz edilerek icra takibi haksız ve hukuka aykırı olarak durdurulmuştur. Müvekkil … Hesabı tarafından yapılan takibe karşı davalının itirazı haksız ve hukuka aykırıdır. Daha sonra tarafımızdan arabuluculuk yoluna başvurulmuş olup davalı taraf ile anlaşma sağlanamamıştır. Yargılama safhasında ortaya çıkabilecek tazminattan indirim sebeplerinin bulunması halinde, sayın mahkemece hak sahibinin gerçek zararının tespit ettirilerek, tespit edilen gerçek zarar tutarından kusur ve her türlü indirim tutarları düşüldükten sonra , davalının haksız ve hukuka aykırı olarak yapmış olduğu itirazın iptali için iş bu davanın açılması zorunluluğu doğmuştur. ” şeklinde dava açmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; “Öncelikle belirtmek isteriz ki; hem takip dosyasında, hem takip dosyasında yapılan itiraz neticesinde gidilen zorunlu arabuluculuk sürecinde bizler davalının vekili olarak yer aldıysak da dava dilekçesinin vekil olarak tarafımıza tebliğ edilmemesi hukuksuz bir usuldür, savunma ve beyan hakkımızı kısıtlamaktadır. Müvekkilimiz tarafından 05.05.2022 tarihinde ilgili davanın dilekçesi ve tensip zaptı tarafımıza bildirildirilmiştir. Bu nedenle ilgili davanın dava dilekçesinden vekil olarak 05.05.2022 tarihinde haberdar olduğumuzdan işbu tarih itibariyle tebligatın yapıldığını var sayarak yasal tüm haklarımızı saklı tutuyoruz. Açılan dava yetkisiz mahkemede açılmıştır. Yetkili mahkeme Cihanbeyli Mahkemeleridir. Açılan dava görevsiz mahkemede açılmıştır. Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. İlgili talepler zaman aşımına uğramıştır. Zaman aşımı itirazımız vardır. İlgili alacaklar hak düşürücü süre içerisinde talep edilmediğinden hak düşürücü süre itirazımız ( Def’i miz) vardır. Davacı tarafından talep edilen alacağa neden olduğu iddia olunan 24.07.2019 tarihli trafik kazasında müvekkil kusurlu olmayıp, kaza sonucunda tutulan hatalı tutanaklar ve beyan edilen gerçeğe aykırı beyanlar neticesinde müvekkilimiz kusurlu addedilmiştir. Kazaya karışan … plakalı araç sürücüsü köy yolunda yüksek hız ile seyir etmiş, dönüş, işaret vb… Hiç bir trafik kuralına riayet etmemiştir, bu yönüyle … plakalı aracın tam kusurlu olduğu sabittir. Trafik kazasının yaşandığı bölgede herhangi bir trafik işareti olmayıp, gerekli idari önlemler alınmadığından idarenin kusuru söz konusudur. Bu yönüyle eksik araştırma söz konusudur, dolayısıyla hatalı bir kusur raporu düzenlenmiştir. Bizler bu raporu asla kabul etmiyoruz ve yerel mahkemece yeniden kusura ilişkin araştırma yapılmasını talep ediyoruz. Davacı sigorta şirketince … isimli kaza mağduruna yapılan ödemeleri ve bu ödemelerin amaç ve miktarını kabul etmek mümkün değil. … geçmişte yaşadığı bir takım olaylar nedeni ile daha önceden yaralanmış, tedavi edilmiştir. Yaşanan trafik kazasından sonra alınan adli raporlarda …’un somut olaydan çok daha önce yaşadığı ve yaralandığı ve tedavi gördüğü göz önüne alınmadan maluliyet oranı tespit edilmiştir. Dolayısıyla açık ve bariz bir hata neticesinde hatalı bir rapora binaen sigorta şirketince lehtar … ‘ye ödeme yapılmıştır. Mahkemece kendisine ödeme yapılan lehtar … hakkında tüm tedavi evrakları toplatılarak yeniden maluliyet oranı tespit edilmelidir ve buna göre yeniden hesap bilirkişisine dosya tevdi edilerek rapor aldırılmalıdır. Yaşanan kaza neticesinde maluliyete binaen kendisine davacı şirketçe ödeme yapılan … ‘un gelir durumunu beyan gösterir bilgi ve belgeleri usulüne uygun düzenlenmemiş belgelerdir. Sigorta şirketince bu belgelerin nazara alınarak ödeme yapılması hatalı ödemeye neden olmuştur. Sigorta şirketinin kusuruna müvekkilimiz katlanamaz, katlanmak zorunda değildir. Davacı şirketçe yapılan ödemeler belirlenirken kazanın mağduru olduğu iddia olunan … ‘un yurt dışında ikamet etmesi nedeniyle döviz kuru üzerinden hesaplama yapılmıştır. Bu husus açıkça yasalarımıza aykırıdır, tarafımızca asla kabul edilemez. Yaşanan somut olay ülkemiz sınırları dahilinde meydana gelmiştir, ülke sınırlarımızda yaşanan haksız fiillere Türk hukuku uygulanacaktır. Türk Parasının değerinin korunması ve bu yöndeki tüm mevzuat da göz önüne alındığında yapılacak hesaplama emsal Türk çalışanının aldığı ücret üzerinden olmalıdır. Oysa davaya konu ödemelerde davacı şirketçe döviz cinsinden hesaplama yapılarak ödeme yapılmıştır. Bizler bu hususu asla kabul etmiyoruz. Usul ve yasaya aykırı, hukuksuz taleplerden oluşan huzurdaki davayı asla kabul etmiyor; Kusur, hesaplama, ödeme yöntemleri ve amaçlarını asla kabul etmiyor ve hepsine ve yine dava dilekçesinde yer alan tüm hususlara ayrı ayrı itiraz ediyoruz. ayrıca ve önemle belirtmek isteriz ki; davaya konu alacağa neden olan trafik kazası neticesinde malül kalan …’a yapılan ödemedir. … vekili av. … ve … vekili av. … arasında karşılıklı ibraname düzenlenmiş olup, bu ibraname … hesabına gönderilerek ayşe uzun’a herhangi bir ödeme yapılmaması hususu ihtar edilmiş olmasına karşın, ihtardan sonra 3-4 günlük bir süreç içerisinde …’un … hesabına baş vuran vekiline ödeme yapılmıştır. Bu ödeme usulsüz ve …’un talebine aykırıdır. tarafların ibra edildiği ve herhangi bir ödeme yapılmaması gerektiği … hesabına ihtar edilmiştir. bu nedenle … hesabınca malul … vekili hesabına yapılan ödemeden dolayı sorumluluğumuz yoktur. bahsi geçen ödeme bizzat …dan rücü edilmelidir.” şeklinde cevap vermiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi 11/05/2022 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalı aleyhine İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davası açmış, davalı yan süresinde cevap dilekçesi ibraz etmiştir.
Mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2.maddesinde;”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde düzenlendiği, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, Bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği, dava şartlarına ilişkin düzenlemenin HMK.nun 114.ve 115.maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 114/1-c maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğunun, aynı kanunun 115.maddesinde mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağının ve taraflarında her zaman ileri sürebileceğinin, dava şartlarının noksan olması halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin, HMK’nun 138/1.maddesinde mahkemenin öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 tarih 37 Esas – 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında; “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde kabul edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK.4.maddesinde tahdidi olarak sayılan dava türlerinden olmadığı gibi davacının … Hesabı olduğu, davalının gerçek kişi olduğu, tacir olmadığı, ve her iki tarafın da ticari işletme ile ilgili hususlardan olmadığı, eldeki davanın haksız fiilden kaynaklı zararın rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine dayalı itirazın iptali davası olduğu davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, Yargıtay 20. HD’nin 2016/13991 Esas, 2017/368 Karar, Yargıtay 17. HD’nin 2016/18999 Esas, 2018/8701 Karar, Yargıtay 17. HD’nin 2016/17475 Esas, 2019/9220 Karar, Yargıtay 17. HD’nin 2017/1132 Esas, 2019/9502 Karar, Yargıtay 17. HD’nin 2016/14913 Esas, 2019/6350 Karar sayılı içtihatları ile; Ankara BAM 26. HD’nin 2020/267 Esas, 2020/633 Karar, İstanbul Bam 37. HD’nin 2018/1501 Esas, 2018/2212 Karar, Antalya BAM 5. HD’nin 2019/810 Esas, 2019/863 Karar, Adana Bam 3. HD’nin 2020/388 Esas, 2020/472 Karar, Gaziantep Bam 17. HD’nin 2019/531 Esas, 2020/997 Karar, Ankara BAM 13. HD’nin 2020/1143 Esas, 2020/1035 Sayılı karaları da; davamız konusu ile aynı mahiyetteki davalarda uyuşmazlık konusu haksız fiilden kaynaklandığı için halefiyet ilkeleri de nazara alınarak görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna yönelik içtihat ve kararları içermektedir. Yine Yargıtay 11. HD’nin merci tayinine ilişkin olmasa dahi Asliye Hukuk Mahkemelerince görülen davamız ile benzer mahiyetteki davalarda göreve ilişkin herhangi bir bozma kararı verilmemiştir ( Yüksek Yargıtay 17. Hukuk Dairesi(nin 2018/310 Esas, 2020/2234 Karar, Yargıtay 17. HD’nin 2018/1392 Esas, 2020/754 Karar) yine Yargıtay 20. HD’nin 23/01/2017 tarih ve 2016/11796-2017/343 sayılı; 23/01/2017 tarih ve 2016/13991-2017/368 sayılı; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 29/12/2016 tarih ve 2016/170-2016/12160 sayılı; 20/05/2019 tarih ve 2016/14913-2019/6350 sayılı; 16/10/2019 tarih ve 2017/1132-2019/9502sayılı ve Ankara BAM 26. HD’nin 04/04/2019 tarih ve 2019/934 2019/648 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi dava niteliği itibariyle haksız fiilden kaynaklanmaktadır, Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 05/11/2015 tarih ve 2015/9161 Es. 2015/10578 Kar.,Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 17/12/2015 tarih ve 2015/14799 Es. 2015/12738 Kar., Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 09/06/2016 tarih ve 2016/5097 Es. 2016/6736 Kar.sayılı ilamlarının da aynı doğrultuda olduğu görülmüştür.
Ayrıca Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ilk derece mahkemesi olarak … Esas, … Karar sayılı ilamının Konya BAM … H.D’nin … Esas, … Karar sayılı 14/12/2020 tarihli ilamı ile Yargıtay … HD’nin 16/09/2021 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı (BAM arasındaki görüş ayrılığını gideren emsal kararı) ilamlarının benzer şekilde kabul edildiği, TTK.4.5. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı, (Y. HGK 10.02.2016, 2014/17-2389 E, 2016/129 Sayılı İlamının da aynı doğrultuda olduğu görülmüş, (özü; Ticaret Mahkemesi’nin görev alanını belirleyen ilam)) Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi (görev konusunun mahkemece her zaman resen dikkate alınabileceği yasal mevzuat gereği olduğu gibi Ankara BAM 20. HD’nin 2021/745 Esas, 2021/844 Karar sayılı 22/06/2021 tarihli ilamının da benzer nitelikte olduğu anlaşılmakla) ile mahkememizin görevsizliğine, Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre;
Dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİ ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin GÖREVLİ olduğuna,
6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; …Hesabı’nın rücuen tazminat konulu açmış olduğu davalarda, davanın açılış tarihi itibariyle görevli ve yetkili mahkeme konusunda içtihat birliği bulunmadığını, aynı zamanda yine aynı tarihlerde asliye hukuk mahkemelerinde açılan davaların çoğunlukla görevsizlik kararı ile asliye ticaret mahkemelerine gönderildiğini bu sebeple işbu davanın zaruri olarak Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığını, dava konusu Cihanbeyli İcra dairesi … Esas sayılı dosyası olduğunu, icra takibinin Cihanbeyli’de başlatılması sebebiyle, Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas: …, Karar: … 16.09.2021 Karar tarihli ilamı sonrasında Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli ve yetkili hale geldiğini ancak ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında, Konya nöbetçi asliye hukuk mahkemesine gönderme kararı verildiğini bu kararın müvekkil kurumun aleyhine olduğunu, müvekkil kurumun bu durumda bulunan çok fazla dosyası olması ve her dosya için verilecek olan bu hatalı kararların müvekkil kurum nezdinde çok büyük hak kaybına yol açacağı göz önünde bulundurulduğunda haksız ve hukuka aykırı olarak verilen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasının gerektiğini, tüm bu nedenlerle Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararının kaldırılarak, Cihanbeyli Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin işbu davada görevli tayin ve tespit edilmesine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen görevsizlik kararı, davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren Yasanın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda, davacı … Hesabı, Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde ödediği tazminatı sorumlu davalılara rücu etmektedir. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır.
Her ne kadar dairemizin önceki kararlarında; dava haksız fiilden kaynaklanıyor ise de zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan davalının sorumluluğuna ilişkin olup, zorunlu mali mesuliyet sigortasının 6102 Sayılı TTK.nda düzenlenmesine göre, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması ve bu nedenle ticaret mahkemelerinin görevli olduğu kabul edilmekte idi ise de ;
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 16/09/2021 tarihli 2021/17896 Esas 2021/4942 Karar sayılı, “Bölge Adliye Mahkemesi Kesin Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesi İstemine Dair”, dairemizin bu yöndeki kararları kapsamında oluşan uyuşmazlıkların giderilmesine ilişkin yeni tarihli kararına göre;
“Uyuşmazlığın giderilmesine konu somut olaylarda, davacı … Hesabı zorunlu trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu trafik kazalarında zarar gören üçüncü kişilere ödediği tazminatı Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde zarardan sorumlu olan gerçek kişi sürücü ya da işleten davalıya rücu etmektedir. TTK nun 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava söz konusu değildir. Davalılar sigorta şirketi olmayıp uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir ” şeklinde, BAM hukuk daireleri arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine dair karar karşısında önceki verilen kararlardan dönülmesi şeklinde görev konusunda uygulama birliğinin sağlanmasının uygun olacağı değerlendirilmiştir.
Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, mahkemece bu sebeple görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygun olup, davacının istinafında isabet bulunmadığından, kamu düzeninden kaynaklanan sebeple davacının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Nitekim Yargıtay 4 HD nin 2021/17896 Esas 2021/4942 Karar; 17. Hukuk dairesinin 2020/466 esas 2020/8778 karar sayılı ilamları.
Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına; dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda OY ÇOKLUĞU ile karar verildi.20/10/2022


Başkan

(MUHALİF)

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.

MUHALEFET ŞERHİ:
Dava, trafik kazasında üçüncü şahsa … Hesabı tarafından ödenen tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. ü
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
… Hesabının zarar görene ödemiş olduğu zararı sigorta yaptırmayan kişiye karşı açtığı dava NİSPİ TİCARİ BİR DAVA MIDIR?
Somut olayda davanın, trafik kazası nedeniyle … hesabı tarafından zarar görene ödenen tazminatın zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan araç malikinden rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren iki tarafın tacir olması gerekliliği karşısında bu dava NİSPİ TİCARİ DAVA DEĞİLDİR.
… Hesabının zarar görene ödemiş olduğu zararı sigorta yaptırmayan kişiye karşı açtığı dava MUTLAK TİCARİ BİR DAVA MIDIR?
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14/1. maddesinde, bu Kanunun 13. maddesi 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak belli koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde … Hesabının oluşturulacağı hükmüne yer verilmiş, aynı Kanunun 14/2-a maddesinde ise sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için … hesabına başvurulabileceği belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1483/1. maddesinde ise sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş, aynı Kanunun 4/1-a. Maddesinde de her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. Kanunun lafzı ve amacı nazara alındığında zorunlu mali mesuliyet sigortalarından doğan uyuşmazlıklarda Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmaktadır.(YARGITAY 5. Hukuk Dairesi 2020/7592 E 2020/9097 )
KISACA, davanın Türk Ticaret Kanunun 1483 vd. maddelerinde sayılan hususlardan olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar dava, haksız fiilden kaynaklanıyor ise de zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan davalının sorumluluğuna ilişkin olup, zorunlu mali mesuliyet sigortasının 6102 Sayılı TTK.nda düzenlenmesine göre, MUTLAK TİCARİ DAVA OLUP ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.(Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2020/7592 E 2020/9097 K Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 22/01/2018 tarih ve 2017/10924 esas 2018/399 karar sayılı ilamı, Yargıtay17. Hukuk Dairesinin 2016/9691 esas 2019/4056 karar sayılı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesin in 2014/15604 esas 2014/15989 karar sayılı ilamı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/2830 esas 2019/1603 karar sayılı ilamı )
Açıklamaya çalıştığım nedenlerle Davacı … hesabının açtığı davasının Mutlak Ticari Dava olması ve Asliye Ticaret Mahkemesinin Görevli olması ve bu mahkemece yargılamanın yapılarak karar verilmesi görüldüğünden, dosyanın GÖREV YÖNÜNDEN KALDIRILARAK karar verilmesi gerekeceğinden kararın yerinde olduğunu belirtir sayın Çoğunluğun görüşüne katılamamaktayım.


Başkan

e-imzalı