Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/196 E. 2022/813 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 06/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
NUMARASI : …. Esas …. Karar

DAVACILAR :

VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 06/04/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 07/04/2022

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerin annesi ….’ın, ….. Belediyesi bünyesine ait ….. Plaka sayılı, ….. idaresindeki .. numaralı, …. aktarma hattının olduğu güzergahta seyreden araç içinde, 28.06.2019 tarihinde aracın açık olan ön kapısından düşerek ağır yaralandığını, beyin kanaması sonucu vefat ettiğini, geride üç çocuğunun kaldığını, annelerinin vefatının müvekkillerini hem ekonomik açıdan hem de ruhsal açıdan oldukça yıprattığını, kazaya ilişkin olarak Konya … Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde …. E. sayılı dosya ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan kamu davası açıldığını, müteveffanın evlere temizliğe giderek kendisinin ve çocuklarının geçimini sağladığını, eşinden boşanmış olduğunu, annelerinin ölümünün müvekkillerini tarifi mümkün olmayacak derecede büyük üzüntüye boğduğunu, müvekkillerinin maddi ve manevi tek desteklerini kaybettiklerini, 05.12.2019 tarihli dilekçe ile davalı sigorta şirketine başvurduklarını, sorumlu oldukları azami miktar ile sınırlı olmak üzere destekten yoksun kalma tazminatı ödemesini talep ettiklerini, davalı sigorta şirketinin 27.12.2019 tarihinde 3.692,97-TL ödeme yaptığını, başkaca bir ödeme veya açıklama yapmadığını, müteveffanın yasal mirasçıları olarak çocukları …., …. , ….’in kaldığını, trafik kazasında annelerini kaybeden davacıların, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca, toplanacak delillere göre, destekten yoksun kalma tazminat tutarlarının belirlenerek, şimdilik her birisi için 100,00-TL olmak üzere toplam300,00-TL’nin …. Belediyesi ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden (sigorta poliçelerinde ve sorumlu olduğu miktarlarla sınırlı olarak) temerrüt tarihinden işletilecek yasal faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olarak davalılardan tahsili ile her bir müvekkili için ayrı ayrı 50.000,00-TL, toplamda 150.000,00-TL manevi tazminatın, olay tarihinden işletilecek yasal faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birilikte müştereken ve müteselsilen …. Belediyesi ve sürücüden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
Davalı taraflara usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı …. Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; 28.06.2019 tarihli kaza öncesinde ve kaza anında gerçekte neler yaşandığının CD’de net olarak belli olduğunu, Cd’nin incelenmesinde müteveffanın araca bindiğinde el kart tutmadığını, araç şöförünün davacıyı elkart konusunda uyardığını, müteveffanın yanlış otobüse binmesinden dolayı elkart tutmadığını, direk yürüyerek hareket halindeki otobüsten atladığının görüldüğünü, araç şoförünün şahsa inmesi konusunda bir uyarısının olmadığını, aracın da yavaş hareket ettiğini, müteveffanın kusurlu olduğunu, müteveffanın davacılara fiili desteğinin olup olmadığının belli olmadığını, fiili desteği olsa bile bu desteğin ne kadar olduğunun bilinmediğini, destekten yoksun kalanların miras hukukuna göre kanuni hak sahipleri değil müteveffanın sürekli ve düzenli olarak yardım ettiği kişiler olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle;Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen …. plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 15.01.2019-15.01.2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …. no.lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, dava konusu kazaya ilişkin müvekkili şirket nezdinde …. numaralı poliçe teminatı kapsamında 27.12.2019 tarihinde 3.692,97-TL ödeme yapıldığını, söz konusu ödeme ile müvekkili sigorta şirketinin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, Karayolları Trafik Kanunu gereğince davacının usuli yükümlülüğü olan başvuru şartını yerine getirmeksizin dava açtığını, davanın usulen ve zamanaşımı sebebiyle reddinin gerektiğini, davacı tarafa müvekkili şirketçe ödeme yapıldığını, söz konusu ödeme nedeniyle müvekkili şirketin sorumluluğunun kalmadığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, müvekkil şirket nezdinde sigortalı olan aracın kusuru bulunmadığını, söz konusu kazanın iş kazası olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, söz konusu kaza iş kazası ise sgk tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin sorulup tenzil edilmesi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; 28.06.2019 tarihinde davalı ….’nin …. Belediyesi mülkiyetinde davalı müvekkilin idaresindeki …. plaka sayılı .. numaralı, …. tramvay aktarma hattını yapan otobüsü kullanmakta iken, müteveffa ….’ın, …. durağından 14:00 sularında otobüse bindiğini, müteveffanın araca binerken el kartını okutmadığını, müvekkilinin el kartın okunmadığını görünce müteveffayı uyardığını, fakat müteveffanın anlamadığını, müteveffa bu konuşmanın ardından hareket halindeki otobüste ayağa kalktığını ve el kart okutma cihazının olduğu yere doğru hızlı bir şekilde yürüdüğünü, aniden hareket halindeki otobüsten aşağıya yürür vaziyette indiğini, inmeden hemen 1 saniye önce ise “O zaman ben ineyim” diyerek indiğini, yolcunun kapıya doğru gittiğini fark eden müvekkilinin “DUR!” ihtarı yaptığını ve akabinde kapıyı kapatma düğmesine bastığını, fakat kapıyı kapatma düğmesinin geç çalışması yüzünden yolcu indikten sonra kapının kapandığını, dosyaya diğer davalı …. Belediyesi tarafından sunulan olaya ilişkin görüntüleri içeren cd’den de anlaşılacağı üzere müvekkilinin sürücü ve diğer yolcunun “DUR DUR!” ifadesi ile bağırarak yolcuyu durdurmaya çalıştıklarını, müteveffanın bir şey söylemeden ve müvekkil tarafından kart okutmak sebebiyle uyarılması karşısında otobüsün ön tarafına gelmesi ve bir anda hareket eden otobüsün ön kapısından atlamasının aklın sınırlarını zorlamakta ve hayatın olağan akışına tamamıyla aykırılık teşkil ettiğini, olay anında sadece ön kapının tek tarafının açık olduğunu, bunun sebebinin ise otobüsün henüz birkaç saniye önce hareket ettiğini, kapıyı kapatmaya fırsat dahi olmadan bu olayın meydana geldiğini, müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, davacıların davasının müvekkil davalı yönünden reddi ile, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi 07/10/2021 tarih …. Esas …. Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir.Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli, manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Davacıların yakınlarının kaza sonucu ölümüyle aile birliği içinde korunması gereken bağlılığın zarar gördüğü gerçektir,bu ölümle davacı olan çocuklar manevi olarak elem ve ızdırap duymuştur. Yukarıda açıklanan ilkeler konulduktan sonra, davacıların anneleri ….’ın vefatı nedeniyle duyduğu ızdırap, acı ve elem nedeniyle tarafların kusur durumu, olayın meydana geliş şekli ve yine tarafların sosyal ve ekonomik durumları da dikkate alınarak hakkaniyet gereği kızları …. için 30.000,00-TL, …. için 30.000,00- TL, …. için 30.000,00- TL manevi tazminat olmak üzere toplam 90.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği yönünde mahkememizde kanaat oluşmuştur.
Dosya kül halinde değerlendirildiğinde dosyada alınan kusur raporları, aktüerya raporu, ceza dosyasındaki raporlar ve tüm dosyadaki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde davacılar vekilinin talep artırım dilekçesi de nazara alınmak suretiyle maddi tazminat talebinin tümden, manevi tazminat taleplerinin ise kısmen kabülüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş ve;
Davacının davasının talep arttırım dilekçeside nazara alınmak suretiyle KISMEN KABULÜ İLE;
Davacı …. için 10.743,92-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile …. için 33.567,48-TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplam 44.311,40-TL tazminatın davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçe limiti sınırlı olmak kayıt ve şartı ve faizin temerrüt tarihi olan 27/12/2019 tarihinden, diğer davalılar bakımından ise kaza tarihi olan 28/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile işbu davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
…. için talep edilen 100,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine,
Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, …. için 30.000,00-TL, …. için 30.000,00- TL, …. için 30.000,00-TL manevi tazminat takdiri ile toplam 90.000,00-TL manevi tazminatın davalı …. ile davalı …. Belediye Başkanlığından kazanın meydana geldiği 28/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile işbu davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı …. Belediye Başkanlığı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; davaya cevap dilekçelerinde toplanmasını istedikleri delillerin tam olarak toplanmadığını, eksik delillerle karar verildiğini, mahkemece kusur bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyanlarının göz ardı edildiğini, mahkemece aktüerya bilirkişi raporuna karşı itirazları ve beyanlarının da itibar edilmediğini, manevi tazminat noktasında bir denge bulunmadığını, hükmedilen tutarların fahiş olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar karar için tehiri icra kararı verilmesini, Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/10/2021 tarih ….. Esas …. Karar sayılı hükmünün kaldırılarak davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı …. vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalı müvekkilin …. mülkiyetinde davalı müvekkil idaresindeki …. plaka sayılı .. numaralı otobüsü kullanmakta iken, müteveffa …. ‘ın otobüse bindiğini, araca binerken el kartını okutmadığını, müvekkil sürücünün el kartını okunmadığını görünce uyardığını, müteveffanın aniden hareket halindeki otobüsten aşağıya yürür vaziyette indiğini, 19/03/2021 tarihli adli tıp raporunda müvekkile %50 oranında kusur atfedildiğini, müvekkile atfedilen işbu kusur oranını kabul etmenin mümkün olmadığını, davalı müvekkilin müteveffayı durdurmak için hem ikazda bulunduğunu hem de hızlı bir şekilde kapıyı kapatma düğmesine bastığını, müteveffanın inerken müvekkilin hareket etmediğini, otobüs hareket halindeyken müteveffanın indiğini, meydana gelen kazada kusuru olmayan davalı müvekkil için yapılan tazminat hesaplamaları ile işbu hesaplamalar doğrultusunda karar verilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının dilekçelerinde belirtilen yönlerden kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davacılar vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; müteveffanın otobüs içinde yaşanan olaylar neticesinde aracın açık olan ön kapısından düşerek ağır yaralandığını ve tedavi gördüğü hastanede vefat ettiğini, olaya ilişkin CD görüntüleri ile davalı sürücü ….’nin kaza öncesinde ve kaza anında , otobüsün kapısının açık şekilde seyrettiğini, CD kaydında otobüsün kapısının bir an bile kapanmadığını ve davalının sürekli olarak kapı açık şekilde otobüsü kullandığı açıkça görüldüğünü, kaza anında da otobüsün oldukça hızlı olduğunu, davalının kamu görevi yaptığının bilincinde olması ve tedbirli davranması gerekirken, aksi şekilde davranışı kazanın meydana gelmesine sebep olduğunu, müvekkillerin meydana gelen kazada maddi ve manevi olarak kayıplarının çok büyük olduğunu, mahkemece müvekkiller lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının oldukça az olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının müvekkiller aleyhine hususların kaldırılmasını, davalıların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun tüm istinaf taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı …. vekili sunduğu istinafa cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda kusurlu olan tarafın müteveffa olduğunu, meydana gelen kazada kusuru olmayan davalı müvekkilin sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verecek kadar yüksek olan tazminat miktarlarından sorumlu tutulmasının açıkça hakkaniyete aykırı olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölenle destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığının gerektiğini, yerel mahkeme tarafından bu hususta gerekli araştırma yapılmadan bilirkişi sadece asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığını, bu durumun açıkça hakkaniyete aykırı olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatında asgari ücretin değil, gerçek kazancın hesaplanarak tazminat bedelinin belirlenmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini, Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07.10.2021 tarihli, …. Esas, …. Karar numaralı kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemli istinaf başvurularının kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını beyan ve talep etmiştir.
Davalı Anadolu …. Şirketi vekili sunduğu istinafa cevap dilekçesinde özetle; olayın meydana geliş şekli ve tarafların hangi maddeleri ihlal ederek kazaya sebebiyet verdiği hususları dosyanın bilirkişiye tevdi sağlanarak tespit edilmesi gerektiğini, bu doğrultuda kusur tespiti için yerel mahkemece dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevk edildiğini, 19.03.2021 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna göre ; müteveffa yolcu …. yolcu olarak bulundugu otobüste kendi can güvenliği için otobüsün tamamen duruşa geçtikten sonra inmek için ayağa kalkması gerekirken araç hareket halindeyken açık vaziyetteki kapısından indiği, otobüs tamamen durusa geçtikten sonra araçtan kurallara uygun sekilde inmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip hareket halinde bulunan araçtan inmek istemesi esnasında düsmesi ile meydana gelen kazada kusurlu olduğunun tespit edildiğini, tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin verdiği kararın yerinde olup bu nedenle davacının istinaf başvurularının reddine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen karar, davacılar ve davalılar Belediye ve …. tarafından aşağıda belirtilen yönlerden istinaf edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi manevi tazminat talebine ilişkindir.
1-Davacı ve davalı tarafın desteklik ile aktüere dair itirazında;
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nda sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
Genel yaşam deneyimleri ve hayatın olağan akışı yetişkin bir insanın anne ve babasına her halükarda ve belirli bir düzeyde destek olacağını gösterir. Bu desteğin miktarı tarafların yaşam düzeyi, sağlık, sosyal ve ekonomik durumları ile orantılı olarak değişebilirse de çocuğun anne-babasına hiç destek olmayacağı kabul edilemez. Ölen çocuğun, gelecekte ana-babasına bakacağı yaşamın ve olayların normal akışı içinde beklenebiliyorsa, çocuk onlar için destektir.
Desteğin yardımının yalnızca para veya maddi katkı şeklinde bulunması zorunlu değildir. Çünkü, ölenin hizmet edebilme güç ve kabiliyeti de para ile ifadesi mümkün olan bir mali imkan teşkil eder. Eylemli ve düzenli olarak yapılan hizmet edimleri ve yardımlar da bir kimsenin destek sayılması için yeterlidir. Evladın bayram günlerinde anne ve babaya ziyareti ve evde ailesine yardımcı olması, her türlü hastalık ve sair sıkıntılarında yardıma koşma görevi de maddi desteğin kapsamında değerlendirilmelidir. (Emsal Yargıtay 17 Hd nin 2015/4497 esas 2018/331 karar sayılı ilamı)
Yargıtay yerleşik uygulamasına göre; erkek çocuklar için 18 yaş, kız çocukları için ise 22 yaşa kadar destek tazminatı hakkı ve hesaplanması kabul edilmektedir. Eğitim ve öğretimin devamı halinde ise bu süre 25 yaş ile sınırlıdır. Yani çocuklarda kız veya erkek olmalarına, yüksek öğrenim yapıp yapmamalarına göre, farklı süreler kabul edilmektedir. Bunun dışında esasen çalışmaya başlama yaşı olarak rüşt yaşı olan 18 yaş esas alınmaktadır. (Bkz. YARGITAY 17. Hukuk Dairesinin 2015/19049 ESAS, 2018/11280 KARAR sayılı ilamı ile aynı dairenin 2015/8764 ESAS, 2018/3810 KARAR sayılı ilamı)
Somut olayda, bu yaşların üzerinde olan davacılardan …. için fiili desteklik ilişkisinin varlığı, eylemli ve düzenli yardımların yapıldığı iddia ve ispat edilmediği, söz konusu davacının sürekli bakıma muhtaç olduğunu gösterir bilgi ve belge olmadığı; ilerideki ihtimallere binaen kaza tarihine göre fiili desteklik durumu da değerlendirilemeyeceğinden, bu davacı için destek tazminatı hesaplanmaması doğru olup buna yönelik davacı itirazı yersizdir.
Bunun dışında, davacıların desteği annenin gündelik temizlikçi olarak çalışması nazara alındığında, daha üzerinde geliri olduğu iddia ve ispat edilmemesine göre asgari geçim indirimi eklenmiş brüt asgari ücret üzerinden hesap yapılmasında da; ayrıca SGK’ca herhangi bir ödeme yapılmadığı gelen yazı cevabında belirtilmiş olmasına; davacılardan bir kısmının üniversite öğrencisi ve üniversite hazırlık aşamasında olmasına göre, bu çerçevede yaşın ele alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, buna yönelik davalı belediye itirazı da yerinde bulunmamaktadır.
2-Tarafların kusur itirazında;
Türk Borçlar Kanunun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, yine aynı kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” denilmektedir.
Yine aynı kanunun, 50. Maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” hükmüne yer verilmiştir.
Karayolları Trafik Kanunun 86/1 maddesinde, “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur” denilmektedir.
Trafik tespit tutanağı, henüz kesinleşmeyen, olaya ilişkin ceza mahkemesi kararı (uyap incelemesinde, istinaf incelemesinde sadece yargılama gideri yönünden kaldırma kararı verildiği görülmüştür) ve burada alınan raporlar, mahkemece alınan rapor ile ATK raporu, tüm dosya kapsamındaki deliller nazara alınarak, davalı otobüs sürücünün ve desteğin eşit kusurlu bulunduğu belirlenmiş olmasının, kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun olmasına göre, tarafların itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmakla, buna yönelik itirazlarının reddine karar verilmiştir.
3-İstinaf edenlerin, manevi tazminatın miktarı konusundaki itirazlarında;
6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yargıtay’ın 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hâkim; Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözeterek, hukuk ve adalete uygun hak ve nesafet kurallarına göre uygun miktarda tazminat takdir etmesi gerekmektedir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların değerlendirilmesi gerekir. Hakim manevi tazminata hükmederken; tarafların kusur durumu, kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumları, zarar ile olay arasındaki illiyet bağı, ölüm halinde kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunması, olayın tarihi, olayın ağırlığı, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, davacı sayısı gibi hususlar dikkate alınarak davacılar için zenginleşme, davalılar için yoksulluğa neden olmayacak şekilde belirlenmelidir.
Somut olayda; yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri, trafik kazası sonucu davacıların desteklerini kaybetmiş olmaları, kusur durumları, zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda davacılar lehine belirlenen manevi tazminatın, dosya kapsamına ve açıklanan ilkelere, hakkaniyete uygun olduğu görüldüğünden, buna yönelik itirazların reddine karar verilmiştir.
Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına; dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacılar vekilinin, davalı …. Belediye Başkanlığı ve davalı Halil Uçkunilgi vekillerinin ayrı ayrı istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07/10/2021 tarih …. Esas …. Karar Sayılı Kararın, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacılar vekilinin, davalı …. Belediye Başkanlığı ve davalı …. vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1.maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı …. tarafından istinaf talebi yönünden karar ve ilam harcı olarak 9.174,81 TL alınması gerektiğinden peşin olarak yatırılan 2.293,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.881,11 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı …. Belediye Başkanlığı tarafından istinaf talebi yönünden karar ve ilam harcı olarak 9.174,81 TL alınması gerektiğinden peşin olarak yatırılan 2.293,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.881,11 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından istinaf talebi yönünden alınan harca göre başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraflar üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.07/04/2022

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.