Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1931 E. 2022/2259 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 01/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/05/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACILAR : 1- … – … …
2- … – … …
3- … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 2- … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 3- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 01/11/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 02/11/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili mahkememize vermiş olduğu 17/05/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; 03/05/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında işleteni davalı …, sürücüsü davalı …, sigortacısı davalı … olan … plakalı aracın müvekkillerinin desteği olan …’a çarpması sonucu … ‘ın vefat ettiğini, kaza davalı araç sürücüsünün kusurlu olup müvekkillerinin murisinin kusursuz olduğunu, Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan kamu davasında alınan raporla da davalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkillerinden … ve …’ın murisin anne ve babası olduğunu, diğer müvekkili …’ın ise murisin kardeşi olduğunu, murisin 19 yaşında olup üniversite öğrencisi olduğunu, davalı sürücünün müvekkilinin ölümüne sebebiyet verdiğini, müvekkillerinin vefat nedeniyle psikolojik olarak oldukça zor günler geçirdiklerini beyanla fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla müvekkili … için 100,00TL, … için 100,00TL olmak üzere toplam 200,00TL destekten yoksun kalma maddi tazminatın davalı … yönünden poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkilleri … ve …’a verilmesine; müvekkil … için 200.000,00TL, … için 200.000,00TL ve … için 100.000,00TL olmak üzere toplam 500.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine verilmesine; hüküm altına alınacak tazminat bedellerinin tahsil edilememe riskine karşı davalılar … ve …’ın taşınır ve taşınmazlarına ihtiyati tedbir konulmasına; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili mahkememize vermiş olduğu 30/09/2020 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçeleri ile talep ettikleri maddi tazminat taleplerini alınan hesap raporu sonrasında arttırarak; müvekkili … için 80.160,25TL, … için 167.043,56TL olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili mahkememize vermiş olduğu 29/07/2021 havale tarihli feragat dilekçesinde özetle; maddi tazminat taleplerine ilişkin davalı … tarafından protokol düzenlenerek 328.980,00TL ödeme yapıldığını, müvekkilleri … ve … yönünden açmış oldukları maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini, manevi tazminat taleplerinin devam ettiğini beyan etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize vermiş olduğu 06/07/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle usulüne uygun olarak müvekkili sigorta şirketine başvuru şartının yerine getirilmediğini bu nedenle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesini; sigorta limitinin 330.000,00TL olup kusur durumuna göre müvekkili şirketin sorumluluğunun olduğunu, mahkememizce usul ve esaslara uygun olarak davaya konu kaza nedeniyle tarafların kusur durumunun tespit edilmesini, murisin ölümü ile kaza arasındaki nedensellik bağının tespit edilmesini, davacılara SGK tarafından yapılan bir ödeme olup olmadığının tespit edilmesini, murisin olası gelir durumunun tespit edilmesini, davacı tarafın faiz taleplerinin hukuka aykırı olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini; aksi kanaat olursa talepleri gibi tespitler yapılarak karar verilmesini; yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun yapılan tebligata rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunmadıkları anlaşılmış, davalıların vekili duruşmadaki beyanlarında açılan davayı kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.

Davalılar … ve … vekili duruşmadaki beyanında; maddi tazminat talepleri yönünden vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Yargılama sırasında davacı vekili 06/10/2021 tarihindeki celsedeki beyanında vekaletnamesindeki feragat özel yetkisine dayanarak maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini bildirdiği, aynı celsede hazır bulunan davalı taraf vekillerinin de maddi tazminat talebi yönünden vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını bildirmişlerdir. Bu itibarla maddi tazminat talebi yönünden davanın feragat nedeniyle reddi gerekmiştir.
Manevi tazminat talebi açısından yapılan değerlendirmede ise;
Davacılar vekili manevi tazminat taleplerini davalı … ve …’a yöneltmiştir. Davalı … araç işleteni olarak; davalı … ise haksız fiil faili olarak davacıların manevi tazminat taleplerinden müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Mahkememiz dosyasında aldırılan kusur raporu ile ceza dosyasında aldırılan kusur raporları arasında çelişki doğması nedeniyle mahkememizce Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla Karayolları Genel Müdürlüğü Fen heyetinde görevli bilirkişi heyetinden 25/04/2022 tarihli rapor aldırılmış olup, kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan rapora göre müteveffa …’ın olayda kusurunun olmadığı, davalı sürücü …’ın tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
TBK’nın 56. Maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Somut olayda; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihinde paranın satın alma gücü, dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 25/04/2022 tarihli rapora göre davaya konu trafik kazasının oluşumundaki tarafların kusur oranları, müteveffa ile davacılar arasındaki yakınlık derecesi dikkate alınarak davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davacılar … ve …’ın maddi tazminat davalarının feragat nedeniyle ayrı ayrı reddine, davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabul kısmen reddi ile; davacı … için 75.000,00TL, davacı … için 75.000,00TL, davacı … için 25.000,00TL olmak üzere toplam 175.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/05/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul, yasa ve somut olayın özelliklerine açıkça aykırı olduğunu, anne için hükmedilen 75.000TL, baba için hükmedilen 75.000TL manevi tazminat ve ağabey için hükmedilen 25.000TL manevi tazminatın; davalıları cezalandırmadığını, asli kusurlu sürücü için caydırıcı olmadığını, müvekkillerin zararını da tatmin ve telafi etmeyeceğini, davalı sürücünün 50 km hız sınırı olan bir yerde 144 km hızla ve adeta kasta yakın kusurla hareket etmesi nedeniyle oluşan telafisi imkansız manevi zarar konusunda dava dilekçelerindeki taleplerinin tam kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü hatalı olduğunu, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen talep edilmesine rağmen Mahkemece verilen kararda müşterek ve müteselsil talebe dikkat edilmeksizin hükmün tesis edildiğini, 28/06/2020 tarihli yapılan sulh protokolünün yalnızca maddi tazminata ilişkin olduğunu, söz konusu protokolden sonra dosyaya yapılan yargılama giderlerinin yalnızca manevi tazminata yönelik olduğundan dolayı manevi tazminat için yapılan harç masrafının ayrıca tespit edilerek yargılama giderleri açısından tespit edilen bu miktarlar dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken manevi tazminat ile ilgisi olmayan masrafların bir bütün halinde mahsup edilerek yargılama gideri belirleme yoluna gidilmesi doğru olmadığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile manevi tazminat taleplerinin tam kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; manevi tazminat zenginleşme aracı olmadığını, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılması gerektiğini, Yerel Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, dosyada alınan bilirkişi raporlarının aksine müvekkili Melik’in kusur durumunun hatalı değerlendirildiğini, keşfin tamamlanmasından sonra alınan bilirkişi raporunda müteveffanın da kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, bu yönüyle kusur durumunda yapılan değerlendirmenin neticeten karara sebebiyet verdiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Davalının kusura itirazı
kaza tespit tutanağında her iki tarafa kusur izafe edilmiş,ceza mahkemesinden alınan raporda ise davalı tam kusurlu olduğu belirlenmiş, Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinde görevli üç kişilik uzman ekibe dosyanın tevdi edilmiş, dosyada ve ceza dosyasındaki tüm kusur raporları arasındaki çelişkiyi giderir şekilde dava konusu kazadaki kusur durumunun oransal olarak ne olduğu konusunda rapor aldırılmasına karar verilmiş sunulan rapora göre davalı tam kusurlu olduğu ve çelişkinin giderildiği görülmekle itiraz yersizdir
Manevi tazminat miktarının azlığı veya çokluğuna yönelik davacı ve davalı vekilinin istinaf itirazında;
Manevi tazminat, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre,Manevi zarar; mutlak hak olan ve dolayısıyla herkese karşı korunmuş bulunan kişilik haklarının kapsamına giren değerlerden birisinin ihlali ile doğar. Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini talep edebilir. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olaya gelince,
Tarafların kusur durumu, ölenin yaşı, davalının eylemini ehliyetsiz olarak ve hız sınırı 50 KM olan yerde 39,9 metre fren izi yapacak şekilde hızlı kullanmak suretiyle bilinçli taksir ile gerçekleştirdiği, 03/05/2018 tarihli taksirli eyleminde kullandığı aracı meskun mahal içerisinde kullanması gerektiği hız limitinin çok üzerinde kullandığının dosyada mevcut kaza tespit tutanağı ve katılanlar tarafından Konya … Ticaret Mahkemesi’nde açılan tazminat davasına konu 27/12/2019 tarihli raporla sabit olduğundan tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumlarına ve olayın oluş şekli dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatların az olduğu,
Davacı anne ve baba için 100.000’er TL, müteveffanın kardeşleri Melek için 50.000 TL manevi tazminat takdirinin dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun düşeceği değerlendirilip, bu halde davacılar vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin yerinde olduğu, davalı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yine davacının yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden müteselsilen tahsil talebi bulunmasına rağmen davalılardan alınmasına karar verilmesi de doğru değildir.
Ancak
Davalı … ile davacılar arasında tanzim edilen 28/06/2021 tarihli İbraname, Feragatname ve Makbuz başlıklı Sulh Protokolünde yargılama gideri olarak 7.220,00TL ödendiğinden, yargılama gideri toplamından, bu miktardan daha önce ödenen 7.220,00TL’nin mahsubu ile kalan miktarın haklılık oranına göre paylaştırılması yerinde olup itiraz yersizdir.
HMK’nin 355. maddesinde, “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında manevi tazminatın az taktir edilmesi, dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden başkaca herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek davacılar vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulüne, manevi tazminatların artırılmasına ve müteselsilen tahsil talebinin karara eklenmesine, davalı vekilinin tüm başvurusunun reddi ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle;
1-Davacılar … ve …’ın maddi tazminat davalarının FERAGAT NEDENİYLE AYRI AYRI REDDİNE,
2-Davacıların manevi tazminat davalarının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
-Davacı … için 100.000,00TL,
-Davacı … için 100.000,00TL,
-Davacı … için 50.000,00TL olmak üzere toplam 250.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/05/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
3-Alınması gereken 17.077,50 TL harçtan peşin alınan 853,88 TL harç, 855,00 TL tamamlama harcı ve 844,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.552,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 14.524,62 TL harcın … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (422.203,81/747.203,81) 745,86TL’sinin davalılardan, 574,14TL’sinin davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (davalı … şirketinin (247.203,81/422.203,81) oranında 436,71TL’den diğer davalılar ile birlikte sorumlu olduğuna, 309,15TL’den davalılar … ve …’ın sorumlu olduğuna,)
5-Davalı … ile davacılar arasında tanzim edilen 28/06/2021 tarihli İbraname, Feragatname ve Makbuz başlıklı Sulh Protokolünde yargılama gideri olarak 7.220,00TL ödendiğinden, davacılar tarafından yapılan toplam 179,50TL başvuru harcı, 853,88TL peşin harç, 6,40 TL vekalet suret harcı, 855,00TL tamamlama harcı, 844,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.738,78TL harcın ve 841,15TL posta-tebligat ve adli tıp fatura gideri, 3.700,00TL bilirkişi ücretleri ve 314,00TL keşif harcı gideri olmak üzere toplam 4.855,15TL yargılama gideri toplamı 7.593,93TL olduğundan bu miktardan daha önce ödenen 7.220,00TL’nin mahsubu ile kalan 373,93 TL’nin haklılık oranına (250.000/500.000) göre hesaplanan 186,96 TL’nin davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı … vekili yararına AAÜT’ye göre kabul edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsili davacı …’a verilmesine,
7-Davacı … vekili yararına AAÜT’ye göre kabul edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsili davacı …’a verilmesine,
8-Davacı … vekili yararına AAÜT’ye göre kabul edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsili davacı …’a verilmesine,
9-Davalılar … ve … vekili yararına davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat için AAÜT’ye göre hesaplanan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve …’a verilmesine,
10-Davalılar … ve … vekili yararına davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat için AAÜT’ye göre hesaplanan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve …’a verilmesine,
11-Davalılar … ve … vekili yararına davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat için AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve …’a verilmesine,
12-Davalı …Ş.’ye yönelik maddi tazminat davası yönünden dosyaya sunulan feragat beyanı, sulh protokolü ve ibraname dikkate alınarak davalı … ve diğer davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
14-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
15-Davalı …’dan alınması gereken 11.954,25 TL harçtan peşin alınan 2.988,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.965,69 TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
16-Davalı …’dan alınması gereken 11.954,25 TL harçtan peşin alınan 2.907,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.046,39 TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
17-Davalılar … ve … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
18-Davacı tarafça yapılan 662,10 TL istinaf başvuru gideri ile 52,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 714,10 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
19-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
20-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 02/11/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.