Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1864 E. 2022/2574 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 08/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
NUMARASI : … Esas …. Karar

DAVACILAR :1- … – (T.C. No: …)
2- … – (T.C. No: …)
3- … – (T.C. No: …)
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR :1- … – (T.C: …)
2-… -(T.C.: …)
VEKİLİ :Av. … –
3-… – -…
DAVA :Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 08/12/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 09/12/2022

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 18.03.2014 tarihinde davalı … idaresindeki … plakalı otomobili ile davacı … idaresindeki motosikletin çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkili davacının yaralanarak % 36 oranında vücut fonksiyon kaybına uğradığını, söz konusu kazanın meydana gelmesinde davalının kusurlu olduğuna dair rapor düzenlendiğini, kazaya ilişkin olarak davalı hakkında taksirle yaralamaya neden olma suçu açısında Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma numaralı dosyasından iddianame düzenlenerek Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı doyası ile kamu davası açıldığını ve yargılamanın halen devam ettiğini, kazaya karışan … plakalı sayılı aracın davalı … nezdinde … acente ve …. poliçe numarasıyla 04.10.2013-04.10.2014 tarihleri arasında Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, bu kapsamda davalı … şirketine zararın tazmini için müracaat edildiğini, ancak bugüne kadar müvekkiline herhangi bir ödemede bulunulmadığını, söz konusu kaza nedeniyle müvekkilinin yaralanarak vücudunun çeşitli yerlerinde basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralar oluştuğunu ve hayati tehlike geçirdiğini, bu nedenle bedensel olarak bakıma muhtaç kaldığını, … Fakültesi Hastanesinde yapılan muayeneler neticesinde müvekkiline özürlü sağlık kurulu raporu verildiğini, yaralanması nedeniyle sürekli tedavi gördüğünü, oluşan sağlık sorunları nedeniyle annesine, babasına ve eve bağımlı olarak yaşayan ve ne kadar süre daha bu şekilde yaşayacağı bilinmeyen müvekkilin çocukluğunu, gençliğini yaşayamayacak olmasının yanında, bu durumun müvekkilini psikolojik olarak ta bitirdiğini, aynı durum müvekkilinin anne ve babasını da etkilediğini ve psikolojik olarak ciddi anlamda yıpranmalarına da sebebiyet verdiğini, her daim çocukları ile ilgilenmek ona bakmak zorunda kaldıklarını belirterek; fazlaya ilişkin talep, dava ve ileride müddeabihi arttırma hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkilin geçici iş göremezlik süresinde uğradığı kazanç kaybı, sürekli iş göremezlik ile çalışma gücünün azalmasından doğan maddi zarar, tedavi giderleri ve bakım giderleri için şimdilik 1.000,00 TL, maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili … için 50.000,00 TL manevi tazminat, annesi … için 25.000,00 TL manevi tazminat ve babası … için 25.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, kazaya karışan … plakalı aracın trafik kayıtlarına devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacı tarafın maddi tazminat taleplerini kabul etmediklerini, söz konusu trafik kazasında kusur durumunun müvekkili lehine değişme ihtimalinin bulunduğunu, davacının asli kusurlu olduğunu, bu hususun yapılacak keşif ve Adli Tıp Kurumu raporları ile ortaya çıkacağını, davalı araç sahibine manevi tazminat talebinde bulunulmasının yasal olmadığını, müvekkilinin olaydan sonra maddi ve manevi imkanları ile mağdur ve ailesine destek olduğunu, olay sonrası tedavisi boyunca müvekkili ve babasının, davacı …’i her hafta başı Pazartesi Hatip köyünden arabasına alarak Cuma günü tekrar köyüne bıraktığını, davacının mağduriyetine ilişkin tüm istemlerini yerine getirdiğini, bu harcamaların bir kısmına ilişkin not kağıdını da ekte sunduklarını ve bu hususta tanıkların bulunduğunu belirterek; haksız davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davanın İstanbul Anadolu Adliyesi mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden, davanın yetki yönünden reddine karar verilmesinin gerektiğini, müvekkili şirket sigortalısının kusurunun ispatının gerekli olduğunu, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası KTK 91. Maddesine göre işletenin 3. kişilere verilen zararı karşılamak amacı ile yapılan bir sigorta türü olduğunu, müvekkili şirket sigortalısının kusurunu gösterir hiçbir bilgi ve belgenin bulunmadığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın dava konusu kaza neticesinde doğmuş ve sigorta poliçesinden karşılanabilecek maluliyeti ve zararının bulunmadığını, davacı tarafın maluliyetinin tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden rapor alınarak raporda belirtilecek özür durumu ile trafik kazası arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının da değerlendirilmesini ve davacının gerçek zararın belirlenmesi gerektiğini, öncelikle davacının gelir durumunun tespit edilmesi ve aktüerler tarafından rapor hazırlanmasının gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, müvekkili şirketin yargılama giderinden ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığı gibi ancak dava tarihinden itibaren faiz talebinden sorumlu tutulabileceğini belirterek; davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 18.03.2014 tarihinde davalı … idaresindeki … plakalı otomobili ile davacı … idaresindeki motorsikletin çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davalı sürücü …’nın %100(yüzdeyüz) oranında kusurlu, davacı sürücü …’ın ise kusursuz olduğu, kazaya karışan … plakalı sayılı aracın davalı … nezdinde … poliçe numarasıyla 04.10.2013-04.10.2014 tarihleri arasında Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğu, söz konusu kaza nedeniyle davacının %32.3 (yüzdeotuzikinoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği, iyileşme süresinin gelişen komplikasyonlar nedeniyle olay tarihinden itibaren 14 (ondört) aya kadar uzayabileceği, davacının kaza nedeniyle fatura edilemeyen bir kısım tedavi masraflarının bulunduğu, davacı tarafın maddi tazminat taleplerine ilişkin alacak kalemlerinin aktüer bilirkişiler tarafından hesaplanması suretiyle rapor edildiği, bilirkişi tarafından sunulan 04/01/2022 tarihli ek rapora göre; (TRH-2010 Hayat Tablosuna göre) 18/03/2014-17/05/2015 tarihleri arası geçici iş göremezlik dönemi maddi zararın 12.760,48 TL, 18/05/2015-31/07/2064 tarihleri arası sürekli iş göremezlik dönemi maddi zararın 619.527,44 TL., 18/03/2014-17/05/2015 tarihleri arası 14 aylık bakıcı giderinin 12.584,93 TL, belgeye bağlanan ve bağlanmayan kaçınılmaz tedavi giderlerinin 10.000 TL olduğu yönünde tespitte bulunulduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02/12/2021 tarihli … E. Ve … karar sayılı ilamı ve Yargıtay … Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatları dikkate alındığında bilirkişi tarafından 04/01/2022 tarihinde sunulan ve TRH-2010 Hayat Tablosuna göre düzenlenmiş raporun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı vekilince sigorta şirketi ile sulh olunması, dikkate alınarak sigorta şirketi hakkında; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalılar ile davacıların ekonomik ve sosyal durumu ve kazaya karışan tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı ve paranın satın alma gücü dikkate alınarak manevi tazminat yönünden davacıların davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı …’ın kaza tarihinde sürücü ehliyetinin bulunmaması ve alınan raporlardan kaza esnasında kask takmadığına yönelik mahkememizde kanaat oluşmakla, davacıların maddi tazminat yönünden davalarının %20 müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle (ıslah miktarı kapsamında) kısmen kabulüne karar verilmiş ve;
Davacının davasının MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN KISMEN KABUL İLE;
Sigorta şirketi yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
175.515,45 TL Sürekli iş göremezlik, 1 TL geçici iş göremezlik, 1 TL bakıcı gideri, 1 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 175.518,45 TL’den %20 müterafık kusur indirimi yapılmak suretiyle 140.414,76 TL’nin kaza tarihi olan 18.03.2014 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulü ile davacı … yönünden istemin kısmen kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18.03.2014 tarihinden, anne … yönünden yine manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın ve baba … yönünden manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18.03.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp DAVACILARA ÖDENMESİNE,
Manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar … ve … vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; …’ın uğradığı maddi zarar ile ilgili alınan raporlarda maddi tazminat miktarlarında çelişkilerin olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararında geçici iş görmezlik ile ilgili bozmaya rağmen önceki mahkeme kararı ve bilirkişi raporlarının aksine sürekli iş görmezlik tazminatlarında yeni mahkeme kararında artışa gidilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece bozmaya aykırı şekilde sürekli iş görmezlik tazminatlarında yapılan artışı kabul etmediklerini, müvekkil lehine tazminat miktarlarından hakkaniyet indirimi yapılmadığını, müvekkillerden özellikle …’nın işsiz ve gelirinin bulunmadığını, belirlenen tazminat miktarını karşılamasının imkansız olduğunu, davacı tarafın 268.000 TL maddi zararını sigorta şirketinden karşıladığını, tüm bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının müvekkiller lehine bozulmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dairemizin ilamı ile verilen kaldırma ve gönderme kararı üzerine mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen karar, sigorta dışındaki diğer davalılarca istinaf edilmiştir.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, tedavi ve bakıcı giderlerine ilişkin maddi ve ayrıca manevi tazminat istemine ilişkindir.
-Sigorta tarafından yapılan ödeme ve aktüer raporu yönünden incelemede;
Davalı taraın, 2918 sayılı KTK.’nun 85. maddesi, sürücünün TBK’nun 49 (BK.’nun 41) vd. madde hükümlerine göre mevcut zarardan davacıya karşı, 2918 sayılı KTK.’nun 88/1. maddesi uyarınca müteselsilen sorumluluğu bulunmaktadır. Alacaklı taraf, TBK’nun 163. maddesi (BK.nun 142/1) uyarınca, müteselsil borçlulardan hepsinden veya birinden borcun tamamen veya kısmen edasını istemekte muhayyerdir.
Müteselsil borçlulardan birinin zarar görenin zararını ödemesi oranında diğer borçlular borcundan aynı oranda kurtulurlar. TBK’nun 166. maddesi (BK’nun 145. maddesi) “Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır” hükmünü içerir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/15947 Esas, 2018/6756 Karar)
Davacıya ZMMS sigorta şirketi tarafından tazminat ödenmiş, davacıların bu ödemeyi kabul ederek davalı … hakkındaki davadan feragat etmiş bulunması halinde ise, davacı feragat beyanı poliçe limitiyle sınırlı olarak diğer müteselsil sorumlulara (davalı işletene de) sirayet edecektir.
Dairemizin önceki kaldırma kararında; “Mahkemece her ne kadar maddi tazminat davalı … tarafından davadan sonra ödenmiş olması sebebiyle konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Yukarıda yazılı olduğu gibi, davacının geçici iş göremezlik dönemine ilişkin efor kaybı nedeniyle tazminat hakkı bulunmakta olup davalı … tarafından yapılan ödemenin davadan sonra olduğu da gözetilerek, yazılı biçimde aktüer bilirkişinin hangi raporuna, ne sebeple itibar edildiği de gerekçede açıklanmadan verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, mahkemece hesap tarihinde oluşur ise 2021 verileri (asgari ücret) de dikkate alınarak, aktüer bilirkişiden açıklanan yönler göz önünde bulundurularak yeniden rapor alınması ve sonucuna göre maddi tazminat yönünden bir karar verilmesi gerektiğinden, davacılar vekilinin buna yönelik itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir” şeklinde kaldırma kararı verilmiş olması nedeniyle, mahkemece PMF yaşam tablosu ve progressif rant sistemine göre alınan davacıların sigorta teminat limiti üzerinde kalan ve davalıların ölüm ve sakatlık teminat limiti üzerinde kalan miktardan sorumlu oldukları anlaşılan miktar üzerinden sürekli iş göremezlik tazminatına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, buna yönelik istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
-Manevi tazminata yönelik itirazlarda;
6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yargıtay’ın 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hâkim; Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözeterek, hukuk ve adalete uygun hak ve nesafet kurallarına göre uygun miktarda tazminat takdir etmesi gerekmektedir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların değerlendirilmesi gerekir. Hakim manevi tazminata hükmederken; tarafların kusur durumu, kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumları, zarar ile olay arasındaki illiyet bağı, ölüm halinde kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunması, olayın tarihi, olayın ağırlığı, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, davacı sayısı gibi hususlar dikkate alınarak davacılar için zenginleşme, davalılar için yoksulluğa neden olmayacak şekilde belirlenmelidir.
Somut olayda; yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri, meydana gelen olayın ve davalının fiilin niteliği, olayın oluş yer ve şekli, kusur durumları, oluşan sürekli ve geçici maluliyet durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda, davacılar için belirlenen manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete göre fazla olmadığı görüldüğünden, buna yönelik davalılar itirazının reddine karar verilmiştir.
Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına; dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden …’ dan alınması gereken 13.007,23 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 3.251,81 TL nin mahsubu ile bakiye 9.755,42 TL eksik harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden …’ dan alınması gereken 13.007,23 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 3.251,81 TL nin mahsubu ile bakiye 9.755,42 TL eksik harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalılar … ve … tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların bu davalılar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince manevi tazminat yönünden kesin; maddi tazminat yönünden kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.09/12/2022


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.