Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/181 E. 2022/1551 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 06/07/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
EK KARAR TARİHİ : 13/03/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İFLAS
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 06/07/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 06/07/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Konya da merkezi bulunan davalı … hakkında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı müfettişlerince yapılan inceleme sonucu 09/06/2003 tarihinde düzenlenen rapora göre davalı şirketin TTK nın 364. maddesi uyarınca her hesap dönemi sonundan itibaren 3 ay içinde en az yılda 1 defa yapılması gereken olağan genel kurul toplantısını yapmaması nedeni ile şirketin kanuna lüzumlu organlarından olan denetim kurulu ve yönetim kurulunun mevcut olmadığının tespit edildiğini, TTK nın 435.maddesi gereğince davalı şirket hakkında fesih davası açmak zorunda kaldıklarını beyan ederek, TTK nın 364.maddesine göre olağan toplantısını yapmayan davalı şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya TK nun 35.maddesine göre tebligat yapılmasına rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin 25/03/2013 tarihli kararı ile; “Mahkememizce davalı şirketin feshine karar verilmiş ve mahkemece tasfiye memuru atanmıştır. Atanan tasfiye memuru verdiği dilekçe ile şirketin tasfiyesinin mümkün bulunmadığının bildirildiği bu kez davacı bakanlık tarafından şirketin iflasına karar verilmesinin istendiği, yapılan yargılama neticesi mahkememiz tasfiye memurunun iflas isteminin reddine davalı şirketin Ticaret Sicili Memurluğundan kaydının terkinine karar verilmiştir.
5 b) Mahkememizce verilen karar davacı tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 23. Hukuk dairesi TTK 324. maddesine göre varlığı borçlarını karşılamaya yetmeyen şirketin iflasına karar verileceği , yasanın mahkemeye bu konuda bir taktir hakkı tanımadığı , alacaklıların tahsil kabiliyetinin bulunmaması borçların ödenemeyeceğinin yargılama aşamasında anlaşılması gibi sebepler iflasın açılmasın da pratik yarar olmadığı şeklinde gerekçelendirilerek iflas talebinin reddi sonucunu doğurmayacağı İflasın tasfiyesi kural olarak İİK göre yapılır ve iflasın bir çok hukuki sonuçları bulunmaktadır. İflasın açılması ile birlikte ortakların mal varlığına başvurulması gibi bir çok sonucunun olduğu şirketin unvanın ekonomik değeri , bakiye sermaye taahhütlerinin bulunduğu göz önünde tutularak , konusunda uzman kimselerden oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden alınacak rapor çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
6 c) Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyularak bozma kararı doğrultusunda bilirkişi heyeti kurularak rapor alınmıştır. Hazırlanan raporda şirketin tasfiyesi yapılmadan sicilden terkininin yasal olmadığını iflas konusunda ise taktirin mahkemede bulunduğu belirtilmiştir.
7 d) Tüm dosya kapsamı , Yargıtay 23. Hukuk dairesinin Bozma Kararı ve bu karar gereği alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davalı şirket için mahkememizce daha önce tasfiye memurunun iflas talebinin reddine ve şirketin sicilden terkinine karar verilmiş ise de tasfiyesiz infisah halleri 6762 sayılı TTK 451 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre şirketlerin birleşmesi ; Bir anonim şirketin tüm aktif ve pasifleri ile birlikte devir alınması , birden çok anonim şirketin tüm aktif ve pasifleri ile devralınarak birleşmeleri, bir anonim şirketin aktif ve pasifleri ile birlikte sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket tarafından devralınması , Bir anonim şirketin mallarının devlet vilayet ve belediye gibi bir kamu tüzel kişiliği tarafından devralınması, hallerinde tasfiyesiz şirket sona erer. Zorunlu organlarının bulunmaması şirketin tasfiyesiz infisah halleri arasında sayılmamıştır. 6102 sayılı TTK tasfiyesiz infisah düzenlemesinden vazgeçilmiştir. Bu şartlarda şirketin tasfiyesiz sona erdirilmesi ve sicilden terkini kanunen mümkün görünmemektedir. Şirketin borca batık olduğu dosya içinde alınan tüm raporlar ile de teyit edilmiştir. 6762 sayılı TTK 324. maddesinde “..Şirketin aktifleri şirket alacaklarının alacaklarını karşılamaya yetmediği takdirde idare meclisi bu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecburdur. Mahkeme bu takdirde şirketin iflasına hükmeder…” düzenlemesi ile de şirketin aktiflerinin pasiflerini karşılamaya yetmediği ve borca batık durumda bulunmasında mahkemece şirketin iflasına karar verileceği emredici bir şekilde belirtilmiştir. Ancak talep halinde şirketin bir iyileştirme projesi ile kurtulması mümkün bulunması durumunda şirketin iflasının ertelenmesi kararı verilebilecektir. Somut olayda davalı şirketin böyle bir talebi olmadığı gibi iyileştirme projesi ile şirketin varlığını sürdürmesi mümkün bulunmamaktadır. Kaldı ki 6762 sayılı TTK 446. maddesinde “..Şirket borçlarının şirket mevcudundan fazla olması halinde tasfiye memurları keyfiyeti derhal mahkemeye bildirirler; mahkeme iflasın açılmasına karar verir..” düzenlemesi ile de mahkemenin bu gibi durumda iflas kararı vermesinin zorunlu bulunduğu açıkça belirtilmiştir. Bir başka açıdan İİK 179. maddesinde ise “.. Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin borçlarının aktifinden fazla olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir…” düzenlemeleri karşısında Yargıtay bozma ilamının da açıkça vurgulandığı gibi davacı bakanlığın talebinin kabulü ile davalı şirketin iflasına karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.” şeklinde tasfiye memurunun iflas isteminin ve davanın kabulü ile davalı şirket … nin iflasına, iflasın 25/03/2013 günü saat 11.00 itibariyle açılmasına dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesinin 13/03/2020 tarihli ek kararı ile de; “Konya … İcra (İflas) Müdürlüğü’nün … iflas sırası üzerinden, müflis şirketin, iflas ve tasfiyesine ilişkin gerekli işlemlerinin, ilan ve yazışmalarının yapıldığı, tasfiye edilecek her hangi bir taşınır veya taşınmaz mal veya paranın kalmadığı, tasfiye işlemlerinin tamamlanmış olduğu ve iflasın kapatılmasına engel bir durumun da bulunmadığı anlaşıldığından müflis şirket hakkındaki iflasın kapatılmasına karar vermek gerekmiş ve dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” şeklinde Konya … İcra (İflas) Müdürlüğü’nün 12/03/2020 gün ve … iflas sayılı talebinin kabulü ile mahkememizin 25/03/2013 gün ve … E. … K. sayılı ilamı ile iflasına karar verilen, müflis … (Vergi No: ..) hakkındaki iflasın kapatılmasına dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu ek karara ilişkin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili idare Ticaret Bakanlığınca müflis şirket hakkında iflas / tasfiye işlemlerinin 6102 sayılı yasanın geçici 7. Maddesi uyarınca idari yoldan yapılacağına ilişkin beyanlarının bulunmasına rağmen Konya … İcra Müdürlüğünce … iflas dosyasından tasfiye işlemlerine devam edilerek eksik inceleme ile iflasın kapatılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili idare lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen ek kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
İstem, İİK ‘nın 254. maddesinden kaynaklanan iflasın kapatılması istemine ilişkindir.
İİK nun iflasın kapanması üst başlıklı nihai rapor ve kapanma kararı alt başlıklı 254. maddesi; “(1)Paralar dağıtıldıktan sonra idare iflasa hükmeden mahkemeye son bir rapor verir. (2)Mahkeme iflasın idaresinde hata ve noksan görürse icra mahkemesine bundan haber verir. (3)Mahkeme, tasfiyenin bittiğini anladıktan sonra kapanma kararı verir. (4)(Ek fıkra: 2/3/2005-5311/15 md.) İflâsın kapanması hakkında verilen hükme karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır. (5)İflas dairesi kapanmayı ilan eder.” hükmünü amirdir.
Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. …. K. 25.03.2013 T. kararı ile … .’nin iflasına karar verilmiş, tasfiye işlemleri aynı yer … İcra(iflas) Dairesinin … iflas sayılı dosyası ile yapılmış, iflas müdürü 12.03.2020 tarihli raporla, tasfiyenin tamamlandığını, gerekli işlemlerin yapıldığını belirterek iflasın kapatılmasına karar verilmesini istemiş, İlk Derece Mahkemesince iflasın kapatılmasına karar verilmiş, karara karşı Ticaret Bakanlığı vekilleri tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin, İİK ‘nın 254. maddesi hükmü gereğince müflis şirketin malvarlığının tespit edilemediğinden İFLASIN KAPATILMASINA karar verilerek ilan edildiği, iflas tasfiyesinin usulüne uygun olarak yapıldığı,HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve özellikle alacak miktarı ve aciz belgesinin tebliğ edilmediği itirazlarının bu dosyanın konusu olmamasına göre; ticaret bakanlığı vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı dava dosyasında verdiği 13/03/2020 tarihli kararına yönelik Ticaret Bakanlığı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-İstinaf eden harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,İİK m. 254/4 gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi. 06/07/2022

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.