Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1788 E. 2022/1878 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 23/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/09/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 26/09/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 31/12/2012 başlangıç ve 31/12/2013 bitiş tarihli İşveren Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi imzalandığını, işbu sigorta poliçesinin koasürans şeklinde düzenlendiğini, gerçekleşen rizikodan …’nin %55, davalının ise %45 oranında sorumlu olduğunu, işbu poliçenin geçerli olduğu 31.03.2013 tarihinde meydana gelen iş kazası neticesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından müvekkili şirket … aleyhine Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını, yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiğini, verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulduğunu ancak Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 22.05.2018 tarih … Esas, … Karar sayılı kararı ile temyiz yolu açık olmak üzere istinaf taleplerinin esastan reddine karar verildiğini, verilen işbu karara karşı temyiz yoluna başvurulduğunu, ancak verilen kararın Yargıtay … Hukuk Dairesinin 23.01.2020 tarih … esas … Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiğini, işbu davanın sigorta poliçesinde Jeran olan davalı …. ye ihbar edilmiş olup sigorta şirketinin rizikodan haberdar olduğunu, karar neticesinde müvekkil şirket aleyhine hükmedilen tazminat, faiz ve yargılama giderlerinin Konya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takibe konu edildiğini ve müvekkili şirket tarafından toplam 206.064,88 TL ödeme yapıldığını, ayrıca müvekkil şirket tarafından Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyasına 8.218,51 TL masraf yapıldığını, bu kapsamda müvekkili şirketin Konya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına 206.064,88 TL ödeme ve Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyasına 8.218,51 TL masraf olmak üzere toplam 214.283,39 TL ödeme yaptığını, müvekkili şirket tarafından ödenen tutarın imzalanan İşveren Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi kapsamında ….(%55) ve ….(%45) den sorumlulukları oranında rücuen tazmini amacıyla arabuluculuğa başvurulduğunu, arabuluculuk aşamasında …. ile anlaşmaya varıldığını, ancak sigorta poliçesinin diğer tarafı olan davalı …. ile anlaşma sağlanamadığını, … ile imzalanan anlaşma tutanağının infaz edildiğini, müvekkili şirket tarafından ödenen 214.283,39 TL den poliçede belirtilen muafiyet düşüldükten sonra hesaplanan bakiye alacaktan … nin sorumluluğuna (%45) düşen kısmın imzalanan İşveren Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi kapsamında rücuen tazminini, Sorumluluk Sigorta Poliçesinde 10.000,00 EURO muafiyet öngörülmüş olup müvekkil şirketin icra dosyasına yapmış olduğu ödeme tarihi olan 09.12.2019 tarihindeki Merkez Bankası EURO satış kurunun 6,4199 TL olduğunu, bu kapsamda 214.283,39 TL den 64.199,00 TL muafiyet düşüldükten sonra bakiye 150.084,39 TL alacak kaldığını, işbu bakiye alacağın … nin sorumluluğuna (%45) tekabül eden kısmı 67.537,97 TL olduğunu, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 67.537,97 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte ödenmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davacı … adına düzenlenen … numaralı ve 31.12.2012 – 31.12.2013 tarihleri arasında geçerli “İşveren Sorumluluk Sigorta Poliçesi” bulunduğunu, ilgili poliçede şahıs başına bedeni tazminat limiti 150.000,00-EURO olduğunu, bahse konu poliçenin koasüranslı bir poliçe olup, …’nin payı %55, …’nin payının ise %45 olduğunu, poliçede azami teminat limitinin yazılı olması bu miktarın her halükarda ödeneceği anlamına gelmediğini, muafiyet klozu uyarınca tenzil uygulanması gerektiğini, müvekkili Sigorta Şirket’nin sigortacısı olduğu poliçe özel şartları uyarınca her bir olay için 10.000,00 Euro muafiyet klozu olduğunu, dava konusu kazaya ilişkin olarak kazazede tarafından açılan bir davanın olup olmadığının tespitinin gerektiğini, müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğunun doğabilmesi için öncelikle davacı sigortalının sorumluluğunun tespitinin gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan tazminat sorumluluğunun ancak sigortalısının kusuru ile sınırlı olduğunu, kazada sigortalı şirketin kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığının net olarak görüldüğünü, dosyada bulunan evraklardan da kaza ile işveren şirketin kusuru arasında şüpheye yer bırakmayacak kadar net bir şekilde illiyet bağı kurulamadığını, davanın kusur yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, davacı yanın taleplerinin sigorta teminatı içinde olup olmadığının tespitinin gerektiğini, İşveren Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca davacı yanın taleplerinin poliçe teminatı kapsamında olabilmesi için kazazedenin işverene bir hizmet akdiyle bağlı ve Sosyal Sigortalar Kanununa tabi işçilerden olması gerektiğini, ayrıca kazanın poliçede belirtilen riziko adresleri içinde gerçeklemiş olması, kazanın poliçe vadesi içinde gerçekleşmiş olması, kazanın iş kazası sayılması, alt işverenlerin teminata dahil edilip edilmemesi, maluliyet ile kaza arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı gibi hususların değerlendirilmesi gerektiğini, sigorta şirketinin sorumluluğunun kazanın kendisine ihbarı ile temerrüde düşmesinden itibaren başladığını, açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Dosya kül halinde değerlendirildiğinde; Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından verilen karara istinaden Konya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan ödemeler nedeniyle davacı ile davalının taraf olduğu 31/12/2012-31/12/2013 tarihleri arasında koasürans şeklinde akdedilen iş veren mali mesuliyet sigorta poliçesi kapsamında muafiyet bedelinin düşülmesi neticesi, davalının sorumluluğu dahilinde olan 67.537,97 TL tutarındaki ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsili talep edilmiş olup, yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacının davalıdan talep edebileceği rücuan tazminat miktarının 67.537,97 TL olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının davasının KABULÜ İLE,
67.537,97-TL rücuen tazminat alacağının 59.319,46-TL sine ödeme tarihi olan 09/12/2019 tarihinden, 7.784,71-TL sine 16/01/2018 tarihinden, 98,10-TL sine 11/01/2018 tarihinden, 59,10-TL sine 06/02/2018 tarihinden, 176,60-TL sine 11/07/2018 tarihinden, 100,00-TL sine 11/01/2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine
” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan 22/02/2022 tarihli bilirkişi hesap raporunda hesaplamanın davacının ödeme tarihindeki kurdan hesaplanmış olup hatalı olduğunu, muafiyetin bugünkü kur üzerinden yapılması gerektiğini, muafiyetin yekün tutardan düşülmesinin ise başlı başına hata olduğunu, fer’ilerin asıl alacağa uyarlanması gerektiğini, bu şekilde maddi hatalar içeren bir bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı yanın ödediği ferilerin, geç ihbar nedeniyle sigortacıdan talep edilemeyeceğini, bu hususa ilişkin itirazlarının Yerel Mahkeme tarafından değerlendirilmediğini, sigortalının ödediği tüm tutardan müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin kaza tarihinden itibaren sorumluluğunun olmadığını, SGK’nın açtığı asıl davanın müvekkili şirkete ihbar edilmediğini, müvekkili şirket lehine feri ve faiz borcunun Yargıtay kararları uyarınca doğmayacağını, bu hususa ilişkin itirazları değerlendirilmeden hüküm kurulmasının son derece haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin faiz sorumluluğu olmadığını, faiz sorumluluğu olsaydı dahi faiz başlangıç tarihinin huzurdaki dava tarihi olması gerektiğini ve uygulanması gereken faiz türünün yasal faiz olduğunu, dosyada poliçe genel ve özel şartları kapsamında teminata dair inceleme yapılmadığını, müvekkili sigorta şirketinden poliçesi kapsamında teminat altına alınmayan bir kazayı karşılamasının beklenemeyeceğini, dava konusu olayın çözümünün özel bilgi gerektirdiğini, sigorta hukuku alanında uzman bir bilirkişiden rapor alınmadan hüküm verildiğini, huzurdaki yargılamanın yeni bir dava olup SGK tarafından açılan davada alınan bilirkişi raporlarının hükme esas alınamayacağını, bu hususun taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, davanın kanunda öngörülen zamanaşımı süresi içerisinde ikame edilmediğini ve zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; İşveren Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında davacı tarafından dava dışı SGK ya ödenen maddi ve manevi tazminatın TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca davalı sigorta şirketinden rücuen tazminine ilişkindir.
İşveren sigorta poliçesi genel şartlarında bu sigortanın kapsamı, iş yerinde meydana gelebilecek iş kazaları sonucunda işverene terettüp edecek hukuki sorumluluk nedeniyle işverene bir hizmet akdi ile bağlı ve Sosyal Sigortalar Kanunu’na tabi işçiler veya bunların hak sahipleri tarafından işverenden talep edilecek Sosyal Sigortalar Kurumu’nun sağladığı yardımların üstündeki ve dolaylı ikame edilecek rücu davaları sonunda ödenecek tazminattır. İşveren sorumluluk sigortasında riziko ise, işçinin iş kazasına uğraması veya meslek hastalığına tutulması durumunda işverenin işçisine karşı olan sorumluluğudur.
İşveren Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları 1. maddesinde; poliçenin işverene karşı iş kazalarından dolayı ikame edilecek davalar sonunda ödenecek tazminat miktarlarını, poliçede yazılı meblağlara kadar temin edeceği, sigortacının ayrıca bu sigorta ile ilgili olarak bir dava açılması halinde hükmolunan mahkeme masrafları ile avukatlık ücretlerini ödemekle yükümlü olacağı ve hükmolunan tazminatın sigorta bedelini geçmesi halinde sigortacının avukatlık ücreti dahil dava masraflarına ancak sigorta bedeli nispetinde iştirak edeceği düzenlenmiştir.
TTK’nın 1446. maddesine göre, sigorta ettiren kimse rizikonun gerçekleştiğini öğrenince gecikmeksizin sigortacıya haber vermeye mecburdur. Bu müddet, üçüncü şahsın sigortalıya karşı dava açması halinde sigortacıya sigortalının müdafaasına yardım etmeye mecbur tutan mesuliyet sigortalarında sigortalının tebligat üzerine davayı öğrendiği, sigortalının üçüncü kişiye vereceği tazminatın sigortacı tarafından ödenmesine ait mesuliyet sigortalarında ise hakkındaki mahkeme kararının kesinleştiğini sigortalının öğrendiği veya dava olmaksızın yahut dava neticesi beklenmeksizin üçüncü şahsa sigortalının para ödemiş olması halinde parayı ödemiş olduğu tarihten başlar.
Sorumluluk sigortasındaki zarar gideriminde sigortacı sadece üçüncü kişinin uğradığı doğrudan ve dolaylı oluşan gerçek zararı gidermekle kalmayıp üçüncü kişinin açtığı dava ve yaptığı icra takibi masraflarını da karşılamakla yükümlüdür. Ayrıca, ihbar yükümlüğünün yerine getirilmiş olması kaydıyla sigortalının üçüncü şahsa ödediği tazminatın temerrüt faizinin tamamının da sigortacı tarafından karşılanması gerekmektedir.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken, 6762 sayılı TTK’nın 1292. maddesine göre, sigorta ettiren kimse sigortanın taallük ettiği rizikonun gerçekleştiğini haber aldığı tarihten itibaren beş gün içinde sigortacıya haber vermeye mecburdur. Bu müddet, üçüncü şahsın sigortalıya karşı dava açması halinde sigortacıya sigortalının müdafaasına yardım etmeye mecbur tutan mesuliyet sigortalarında sigortalının tebligat üzerine davayı öğrendiği, sigortalının üçüncü kişiye vereceği tazminatın sigortacı tarafından ödenmesine ait mesuliyet sigortalarında ise hakkındaki mahkeme kararının kesinleştiğini sigortalının öğrendiği veya dava olmaksızın yahut dava neticesi beklenmeksizin üçüncü şahsa sigortalının para ödemiş olması halinde parayı ödemiş olduğu tarihten başlar.
Bu itibarla, rizikonun dava açılmakla gerçekleştiği, dava açılması ile de davalı sigorta şirketine yapılan ihbarın zamanında olduğu ve bu nedenle de davalı sigorta şirketinin davacı şirketin dava dışı işçiye olay tarihinden itibaren faiziyle ödediği miktardan sorumlu bulunduğu kabul edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi yerinde olup itirazın reddi gerekmiştir. (YARGITAY 11. Hukuk Dairesi ESAS NO: 2015/9753 KARAR NO: 2016/3163 )
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 4.613,52 TL harçtan peşin alınan 1.234,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.379,44 TL harç giderinin davalı … Anonim Şirketi’nden tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.26/09/2022

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.