Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1732 E. 2022/1821 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 15/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- … A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : 2-… – …
VEKİLİ : Av. … – …
İHBAR OLUNAN : 1-… -…
VEKİLİ : Av. … – …
İHBAR OLUNAN : 2- … -…
VEKİLİ : Av. … – …
İHBAR OLUNAN: 3-… – …
İHBAR OLUNAN : 4- … -…
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 15/09/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 19/09/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile özetle; 25.09.2018 günü müvekkili ….Fevzi Çakmak Mah. … Çevre Yolu caddesi üzerinden …Caddesi istikametine sol şeritten gittiği sırada, önünde seyir halinde olan … Genel Müdürlüğüne kayıtlı sürücü … idaresindeki … plakalı kamyon, müvekkilinin bütün ikaz ve işaretlerine rağmen refüj üzerine sıkıştırarak kaza yapmasına neden olduğunu, sonrasında durmaksızın yoluna devam ettiğini, yaralanan müvekkilinin ise ambulans ile hastaneye kaldırıldığını, müvekkilinin daha sonradan olay yerinde bulunan … yetkilisi tanık … ’den kaza görüntülerini aldığını ve yapmış olduğu araştırmalar sonucunda aracın … Genel Müdürlüğü’ne ait olduğunu saptadığını … Genel Müdürlüğü’nde şoför olarak görev yapan tanık … ve tanık … ile görüşmüş ve kazaya karışan araç şoförünün … olarak tespit ettiğini, müvekkilinin elindeki kaza görüntülerinin savcılığa sunulduğunu, … Genel Müdürlüğü’nde görev yapan tanıkların ise tanık olarak bildirildiğini, bu nedenlerle meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkilinin uğradığı cismani zararlardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla cismani zararlar için 200 TL, maddi zararları için 900 TL, toplamda 1100 TL’nin maddi zararın kusurlu araç maliki yönünden kaza tarihinden itibaren, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı davalı sigorta şirketi yönünden ZMMS teminat limiti kapsamında olan zararları temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle beraber davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılardan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile özetle; Dava haksız fiilden kaynaklanan bir tazminat davası olduğunu, trafik kazası ölümle veya bedensel zararla sonuçlanmış ise, davalı ister işleten veya sürücü olsun, ister tek başına sigorta şirketi dava edilsin, her zaman ve her durumda görevli mahkeme “Asliye Hukuk Mahkemesi” olduğunu, çünkü ölüm sonucu destekten yoksun kalma veya bedensel zararlar nedeniyle tazminat davalarının yasal dayanağı, Ticaret Kanunu değil, Borçlar Kanunu olduğunu, bu sebeple görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, davalı müvekkili idarenin olayda kusur ve sorumluluğu olmadığını, davacının iş bu dava kapsamında geçici iş gücü kaybı ve sağlık giderleri içinde talepte bulunduğunu ancak davacının talep ettiği bu giderlerin SGK tarafından karşılanmakta olduğunu, bu sebeple davacının yasal olarak müvekkili idareden herhangi bir talepte bulunamayacağını, S.G.K. tarafından karşılanmayan kısma yönelik ise dosyaya belge sunulmadığını, davacının aracında meydana gelen hasara ve yaralanmaya yönelik zararlar açısından zorunlu maliyet sigortası kapsamında ve İimit dâhilinde davacının zararlarının karşılanacak olduğunu, davacının hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin taleplerinin de reddedilmesi gerektiğini, davacının olayda tam kusurlu olduğunu, davacı dilekçesinde araç mahrumiyetine ilişkin bir bedel talebinde de bulunmadığını, aracın hususi mi kullanıldığı ve ne kadar süre mahrum kalındığına dair dosyaya somut bir bilgi ve belge sunulmadığını, davacının tüm taleplerinin de zamanaşımına uğradığını, bu sebeple zaman aşımı definde bulunduklarını, davacının zararlarının belirli olması nedeniyle açtığı kısmi davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle davacının açtığı davanın görev ve esastan reddini yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava ihbar olunan … vekilinin cevap dilekçesi ile özetle: Davanın Asliye Hukuk Mahkemesin de açılması gerektiğini, …plaka sayılı tır şoförünün kazadan dolayı kusuru belirlenmemiş olduğundan bu hususun belirlenmesi ve davalı sıfatı ile tır şöförününde dosyada taraf olmasını talep ettiklerini, … nün kazayı yapan kişinin … olduğundan ve kusur izafesinin …ya yapılması, haksız fiil sahibine yöneltilmesi gerektiği beyanının usule hakkaniyete aykırı olduğunu, bünyesinde çalışmayan birine karşı kusur haksız fiil izafe söylemleride mesnetsiz olduğunu, …nın bir kusuru haksız fiili bulunmadığını, kaza tespit raporunda tır şöförününde kusurlu olduğunun belirtildiğini, dosyadaki kusur oranları ehil bilirkişilerce yapılacak keşif neticesinde ortaya çıkacak raporla tır şöförü … inde davaya dahil edilmesi gerektiğini, tırda meydana gelen hasara ilişkin zorunlu mali siğorta poliçesinin ödemeleri davaya konu yapılmayıp düşülmediğini, davacı tarafın tırının hususi veya ticari olduğu belirlenmeden talepte bulunduğunu, bu nedenlerle görev ve zamanaşımından davanın reddine, masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava ihbar olunan … A.Ş. Vekilinin cevap dilekçesi ile özetle; Taraflarına ihbar edilen bu dosyada HMK’da belirtilen ihbar şartları oluşmadığını, yapılan ihbar talebinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, müvekkili şirketin davaya konu kazada ne araç sürücüsü ne de araç işeteni olmadığını, müvekkili şirketin davaya konu trafik kazasına neden olan …’nın alt iş verini olup açılan bu davada herhangi bir kusuru ya da sorumluluğu bulunmadığını, taraflarına ihbar edilen davada davacı … ile müvekkili şirketin bir iş sözleşmesi bulunmadığını, Davacı …’nun da iş bu davanın trafik-iş kazası olduğuna dair bir iddası olmadığını, bu davanın taraflarına yöneltilebilmesinin ancak müvekkili şirketin davacının alt iş vereni olması ile mümkün olacağını, tüm bu nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun davanın öncelikle müvekkili şirket yönünden reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Yukarıda yapılan açıklamalar, hükme esas alınan bilirkişi raporları, emsal alınan Yüksek Mahkeme ilamları, kurumlardan gelen müzekkere cevapları, kolluk araştırması, sigorta poliçesi ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 25/09/2018 tarihinde meydana gelen kazada, kazanın meydana gelmesinde dava dışı … plakalı araç sürücüsü … ‘nın %75 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı … plakalı araç sürücü … ‘un ise %25 oranında tali kusurlu olduğu, T.C. … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 12/08/2021 tarihli Heyet Raporunda 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre yapılan değerlendirmede davacının sürekli maluliyetinin olmadığı, iyileşme(geçici iş göremezlik) süresinin 3 haftaya kadar uzayabileceği, bu süre zarfında bakıcıya ihtiyacı olmadığı ve SGK tarafından karşılanmayan, belgeye bağlanamayan zorunlu tedavi giderinin ise 250,00 TL olduğunun rapor edildiği, Karayolları Fen Heyeti tarafından tanzim edilen 19/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacının aracının pert olması sebebiyle herhangi bir değer kaybı olmadığı, kusuru oranında talep edebileceği hasar miktarının 12.230,70 TL mahrumiyet zararının ise 1.350,00 TL, 11/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacının geçici iş göremezlik maddi zararının 944,57 TL olduğu, SGK tarafından karşılanmayan, belgeye bağlanamayan zorunlu tedavi giderinin ise 187,50 TL olduğu anlaşılmakla davacının mahrum kaldığı 944,57 TL Geçici İş Göremezlik Dönemi, SGK tarafından karşılanmayan belgeye bağlanamayan tedavi gideri zararı 187,50 TL, kaza sebebiyle aracında oluşan 12.230,70 TL, kaza sebebiyle 1.350,00 TL ikame araç mahrumiyet bedeli olmak üzere davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, davacının 25/09/2018 tarihinde meydana gelen kazada aracında herhangi bir değer kaybı oluşmadığı anlaşılmakla bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı sigorta şirketi yönüyle temerrüt tarihi itibariyle yasal faiz talep etmiş ise de zmss genel şartları kapsamında müracaatında eksik bulunan belgeleri tamamlaması sebebiyle davalı sigorta yönüyle t.c. yargıtay 17. hukuk dairesinin 25/04/2017 tarih ve 2014/22997 esas-2017/4526 karar sayılı ilamı emsal alınarak temerrüdün dava tarihi yönüyle oluştuğu kabul edilmiş, diğer davalılar yönüyle haksız fiil tarihi nazara alınarak yasal faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
V.MADDİ HATA YÖNÜYLE YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE
Her ne kadar Mahkememizce kısa kararda ikame araç yönüyle hüküm tesis edilirken davacının diğer zararları gibi ikame araç zararlarından da sigorta şirketi yönüyle müşterek müteselsil sorumluluk hükümlerine göre hüküm tesis edilmiş ise de söz konusu hatanın sehven yapıldığı, davalı sigortanın diğer alacak kalemleri yönüyle sorumluluğuna ilişkin hüküm tesis edilirken maddi hata sebebiyle ikame araç yönüyle de müşterek/müteselsil sorumluluk gibi hüküm tesis edildiği, söz konusu ikame araç zararından sadece diğer davalının sorumlu olduğu lakin kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmamak adına bu yöndeki maddi hata düzeltilmemiş ve Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir. ” şeklinde davacının davasının kısmen kabulüne; davacının mahrum kaldığı 944,57 TL Geçici İş Göremezlik Dönemi maddi tazminatın davalılar … Sigorta A.Ş ile (Kaza Tarihinde Geçerli Poliçe Teminat Limitleri İle Sınırlı Olmak Kaydıyla ve dava tarihi olan 09/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ) diğer davalı … Genel Müdürlüğünden(bu davalı yönüyle kaza tarihi olan 25/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Davacının SGK tarafından karşılanmayan belgeye bağlanamayan tedavi gideri zararı 187,50 TL maddi tazminatın davalılar … Sigorta A.Ş ile (Kaza Tarihinde Geçerli Poliçe Teminat Limitleri İle Sınırlı Olmak Kaydıyla ve dava tarihi olan 09/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ) diğer davalı … Genel Müdürlüğünden(bu davalı yönüyle kaza tarihi olan 25/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Davacının 25/09/2018 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle aracında oluşan 12.230,70 TL maddi hasar kaybı tazminatının davalılar … A.Ş ile (Kaza Tarihinde Geçerli Poliçe Teminat Limitleri İle Sınırlı Olmak Kaydıyla ve dava tarihi olan 09/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ) diğer davalı … Genel Müdürlüğünden(bu davalı yönüyle kaza tarihi olan 25/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Davacının 25/09/2018 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle 1.350,00 TL ikame araç mahrumiyet bedeli maddi zararının davalılar … Sigorta A.Ş ile (Kaza Tarihinde Geçerli Poliçe Teminat Limitleri İle Sınırlı Olmak Kaydıyla ve dava tarihi olan 09/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ) diğer davalı … Genel Müdürlüğünden(bu davalı yönüyle kaza tarihi olan 25/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının 25/09/2018 tarihinde meydana gelen kazada aracında herhangi bir değer kaybı oluşmadığı anlaşılmakla bu yöndeki talebinin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın hakkaniyete aykırı olduğunu, Yerel Mahkemenin müvekkilinin kusurunu %25 tali ve davalının kusur oranını ise %75 asli kusurlu olarak belirlemesinin hatalı olduğunu, keşif tutanağında yer alan tanık ifadeleri ve yargılama esnasında öne sürülen tüm delillerle birlikte incelenmesinde meydana gelen kazada … plakalı kamyonun asli ve tam kusurlu olduğunun ortada olduğunu, … ‘nın kazadan sonraki süreçte kusurlu olduğunu kendisinin kabul ettiğini ancak sonradan zararı ödemeyeceğini belirttiğini, … plakalı araç sürücüsünün olay yerini terk ederek en basit insani görevini dahi yerine getirmediğini, araçta kaza nedeniyle meydana gelen maddi hasar kaybının kararda 12.230,70 TL olarak belirlendiğini, atfedilen kusur oranıyla bilirkişi raporunda belirlenen miktardan daha alt bir rakama karar verilmesinin mevcut zararı karşılanmasını daha da zora soktuğunu, araç mahrumiyet bedelinin 1.350,00 TL olarak karar verildiğini ancak bu miktarın müvekkilinin gerçek zararını karşılamadığını, hakkaniyete uygun şekilde hesaplama yapılmadığını, davalı taraf ile müvekkili arasında bulunan ceza davasında sürücü …’nın tam kusurlu bulunduğunu ve ceza verildiğini, verilen cezanın kesinleştiğini, kusurlu olduğunun sabit olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin görevsizlik talepleri konusunda bir karar vermediğini, davada husumetin sadece araç maliki olarak müvekkiline ve sigorta şirketine yöneltildiğini, ancak davada kusurlu olduğu açık olan … plakalı tır şoförü ile kazayı yaptığı iddia edilen araç sürücüsü … ‘nın davaya ihbar yoluyla dahil edildiğini, … plakalı araç sürücüsü … ‘in davalı olarak bulunması gerekirken kazadan dolayı kusurunun dahi belirlenmediğini, bu şahsın davaya dahil edilmesi gerektiğini, belirlenen kusur oranlarının yasal dayanağının bulunmadığını, kusur durumuna ilişkin tespitlerin eksik ve oluşa uygun olmadığını, hükme esas alınan 19/03/2021 tarihli raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, tarafların kusur durumunun … firması önünde bulunan kamera kayıtları ile hazırlıkta ve sonra keşifte dinlenen tanık beyanları ile taraflarına beyanına göre oluşturulduğunu, kamera görüntülerinde kusur durumunu çözmeye yarayacak görüntülerin bulunmadığını, bilirkişinin tanığın sadece keşifteki yönlendirmiş beyanlarını nazara aldığını, hazırlıktaki beyanları ile karşılaştırıp teyit etmediğini, tanık beyanlarının kendi içinde çelişkili olduğunu, bu nedenle tanık beyanlarının kusur durumunun tespitine ve karara esas alınmış olmasının kabul edilemeyeceğini, mahkemenin araç mahrumiyet bedelinin davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen ödenmesine karar verildiğini ancak aracın hususi veya ticari olup olmadığının, ne için kullanıldığının ve ne kadar süre mahrum kalındığının, bundan dolayı zararın ne olduğuna ilişkin dosyaya somut bilgi ve belgenin sunulmadığını, araç tamiri için belirlenen parça bedeli ve işçilik giderlerinin normal değerlerin üzerinde gerçek dışı tespitler olduğunu, alınan maluliyet raporunda kaza sonucunda davacıda meydana gelen kesinin 1 cm cilt kesisi olduğunu ve basit tıbbi müdahale ile iyileşebileceğinin belirtildiğini, davacının üç haftalık geçici iş göremezlik yaşamayacağını ve çalışmaya devam edebileceğinin açık olduğunu, bu nedenle geçici iş göremezlik maddi zarar hesabını kabul etmediklerini, belgeye bağlanmayan zorunlu tedavi giderinin ödenmesine ilişkin verilen kararın da dayanağının bulunmadığını, davacının alacağının zaman aşımına uğradığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, … plakalı araç tali yoldan ana yola tehlikeli bir şekilde katılım yapan … plakalı araca çarpmamak için refleks olarak sola doğrultu değiştirdiğini, müvekkili sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün gerçekleşen kazada kusurunun bulunmadığını, … plakalı araç aracın hızını trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı tespitiyle 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/b maddesi hükmünü ihlalle meydana gelen kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığını, belirlenen hasar miktarına karşı da itirazlarının bulunduğunu, davacının geçici dönem bakıcı gideri yaptığına dair bir delilinin bulunmadığını, bu nedenle bu talebin reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin araç mahrumiyet bedeli hususunda sorumluluğunun bulunmadığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin görevsiz olduğuna ilişkin taleplerinin ve zaman aşımına ilişkin beyanlarının değerlendirilmediğini, müvekkilinin kullandığı araç ile kaza yapan aracın bir temasının bulunmadığının kazayı görüntüleyen CD görüntüleri, tanıklar ve müvekkilinin anlatımları doğrultusunda açık olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, dosyadaki kusur oranlarının ehil bilirkişilerce yapılacak keşif sonucunda ortaya çıkacak raporla ortaya çıkacağını, tır şoförü …’in de davaya dahil edilmesi gerektiğini, tırda meydana gelen hasara ilişkin ZMMS ödemelerinin davaya konu yapılmadığını ve düşülmediğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Tüm tarafların kusura itirazı
Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin olayla ilgili davasında … Esas ve …
Karar sayılı ilamında
“…Suç tarihinde sanığın, saat 10:50 sıralarında idaresindeki … plakalı kamyonuyla, Matbaacılar kavşağı istikametinden … Çevre Yolu Caddesini takiben, … kavşağı istikametine doğru seyredip No: … önüne geldiğinde sağ taraftan önüne çıkan tırı solladığı ve seyrine devam ettiği sırada, aynı istimatetten sol şeridi takiben seyredip önüne geçen … plakalı kamyonu fark ederek bu araca çarpmamak için frenle birlikte sola doğru kaçınan katılanın idaresindeki … plakalı kamyonetin sol ön kısmıyla, orta refüj bordur taşlarına ve sol ön kısmıyla da orta refüjdeki ağaca çarpması sonucunda meydana gelen kazada, katılanın BTM ile giderilebilir şekilde yaralandığı anlaşılmıştır.
Yukarıda anlatılan olayda; … plakalı kamyon sürücüsü olan sanığın manevraları düzenleyen genel şartlara uymaması nedeniyle kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğu, katılanın ise kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, dolayısıyla sanığın katılana karşı Taksirle Bir Kişinin Yaralanmasına Neden Olma suçunu bu şekilde işlediği kanaatine varıldığından sabit olan eylemine uyan TCK’nın 89/1maddesi uyarınca cezalandırılması yoluna gidilmiştir…”şeklindeki kararı Konya BAM … CEZA DAİRESİnin … esas … karar sayılı ilamı ile onanmıştır.
Ancak mahkemece ceza dosyası nazara alınmadan kusur araştırması yapılmış
Dosya içerisinde yer alan 28/02/2019 Tarihli Bilirkişi raporunda özetle; Kazanın meydana gelmesinde dava dışı … plakalı araç sürücüsü … ‘nın asli kusurlu olduğu, davacı … plakalı araç sürücü … ‘un ise tali kusurlu olduğu rapor edilmiştir.
2-Dosya içerisinde yer alan 01/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Kazanın meydana gelmesinde dava dışı … plakalı araç sürücüsü … ‘nın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı … plakalı araç sürücü … ‘un ise kusursuz olduğu rapor edilmiştir.
Karayolları Fen Heyetinden yeniden bilirkişi raporu aldırılmış, 19/03/2011 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Kazanın meydana gelmesinde dava dışı… plakalı araç sürücüsü …’nın %75 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı …plakalı araç sürücü …’un ise %25 oranında tali kusurlu olduğu rapor edilmekle çelişki giderilmiş olup itiraz yersizdir
İkame araç bedeline yönelik istinaf
(İKAME ARAÇ BEDELİ BELİRLENİRKEN dava konusu aracın mevcut hasarına göre tamir süresi belirlenerek, belirlenen tamir süresi içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt, amortisman vs. gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) araç mahrumiyet bedelinin usulünce hesaplanmasına göre itiraz yersizdir.
Faturasız tedavi ,geçici işgöremezliğe ilişkin Maddi tazminata yönelik istinaf incelemesinde
Davacı vekili tarafından 1.132,07 tl nin davalıdan tahsili istenmiş mahkemece bu talebin kabulüne karar verilmiş, davalının bu alacak bakımından istinaf başvurusunun olduğu anlaşılmaktadır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığı altında düzenlenen 341. Maddesinde; “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
(2) Miktar veya değeri 8.000 TL’yi (mahkeme karar tarihi itibariyle) geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.
(3) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.
(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 8.000,00 Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz” denilmektedir.
davacı için ret edilen istinafa konu edilen alacak miktarlarına göre karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı (8.000,00 TL) altına kaldığından, ret edilen miktar açısından her iki taraf yönünden de karar kesin olduğundan, kararın kesin olması halinde ilk derece mahkemesince bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 tarih 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararının kıyasen uygulanması yoluyla Dairemizce de karar verilebileceğinden, HMK nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Mahkemenin görevli olmadığı istinafı
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK’nın 5/1 maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren Yasanın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği ise, göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda davalılardan … A.Ş. çarpışan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle TTK’nın 4/1-a ve 5/1 maddeleri gereği dava ticari dava olmakla asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup itiraz yersizdir.
Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi(nin 2017/1403 esas 2019/9851 karar, 2015/9794 Esas ve 2018/8236 Karar, 2015/15552 esas ve 2018/8062 Karar sayılı ilamları
Davalı … vekilinin Açılan davada zamanaşımının gerçekleştiği istinafı yönünden
Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 72. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir. BK’nın 72. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıllık sübjektif ve nispi nitelikteki kısa zamanaşımı süresi, herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık objektif ve mutlak nitelikte uzun zamanaşımı süresi ile olağan üstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir. 2918 sayılı KTK’nın 109/I. Maddesinde de “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı fiil bazen, hem sorumluluğu gerektiren hem de ceza kanunlarına göre cezayı gerektiren bir fiil olabilir. Bu fiile göre Ceza Kanununun daha uzun bir zamanaşımı süresi öngördüğü hallerde, tazminat davasının daha önce zamanaşımına uğraması tutarlı bir çözüm oluşturmaz. Zira cezalandırma, müeyyide olarak tazminattan daha ağırdır. Bu sebeple, kanun koyucu uyum sağlamak amacıyla ceza davası için öngörülen zamanaşımı süresince tazminat davasının da devamını temin bakımından genel olarak (6098 sayılı TBK m. 72/I), özel olarak da KTK 109/II. maddesinde düzenleme yapmıştır.
Burada üzerinde durulması gereken, 2918 sayılı KTK’nın 109. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece fiilin Ceza Kanununa göre cezayı gerektiren bir fiil olmasının yeterli olması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece fiilin cezayı gerektiren bir eylem olmasını yeterli görmekte; bunun dışında, eylemi gerçekleştiren fail hakkında soruşturma yapılmasını, ceza davası açılmış olması veya mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten veya sigorta şirketi) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür (HGK’nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705, HGK’nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325, HGK’nın 05.06.2015 gün 2014/17-2198,2015/1495 ve HGK’nın 16.09.2015 gün, 2014/17-116, 2015/1771, HGK’nın 10.06.2015 gün, 2014/17-27, 2015/1530 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir).
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; kaza 25/09/2018 tarihinde gerçekleşmiştir Yasa koyucunun amacı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca tehlike sorumluluğunu doğuran olaylarda sorumlulara karşı daha uzun zamanaşımı süresi içerisinde yönelmeyi sağlamaktır. KTK’nın 109. maddisinin 2. fıkrasındaki “cezayı gerektiren fiil” ifadesinin seçilmesi zamanaşımı yönünden yukarıda da açıklandığı gibi soruşturma veya kovuşturma yapılması koşullarının aranmadığı sonucunu doğurmaktadır. Buna göre eylem için(TCK 89) kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 66/1-d maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu dikkate alındığında dava ve ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. İtirazlar yersizdir.
Davalı sigorta vekilinin araç mahrumiyet (ikame araç) giderinin teminat kapsamı dışında olduğuna yönelik istinafı açısından;
ZMSS genel şartlarının teminat dışı kalan hallen kapsamımda düzenlemesine göre;
A.6. TEMİNAT DIŞINDA KALAN HALLER
” Aşağıdaki haller sigorta teminatı dışındadır:
a) İşletilme halinde olmayan araçların sebep olacağı zararlar,
b) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
c) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
ç) Sigortalının, eşinin, sigortalının usul ve fürunun, sigortalıya evlat edinme ilişkisiyle bağlı olanların, sigortalının birlikte yaşadığı kardeşlerinin, mallarına gelen zararlar sebebiyle ileri sürebilecekleri talepler,
d) Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri,
e) Zarar görenlerin beraberinde bulunan bagaj ve benzeri eşya dışında sigortalı araçta veya bu araç vasıtasıyla çekilen römorkta/yarı römorkta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlardan dolayı sigortalıya karşı ileri sürülecek talepler,
f) Manevi tazminat talepleri,
g) Sigortalının, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
ğ) Sigortalının aracına veya bu araç vasıtasıyla çekilen römorklara ve yarı römorklara veya çekilen araçlara gelecek zararlar nedeniyle ileri sürülecek talepler,
h) Çalınan veya gasp edilen araçların sebep oldukları ve Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalının sorumlu olmadığı zararlar, aracın çalındığını veya gasp edildiğini bilerek binen kişilerin zarara uğramaları nedeniyle ileri sürülecek talepler ile çalan ve gasp eden kişilerin talepleri,
ı) Motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararlar,
i) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda belirtilen terör eylemlerinde ve bu eylemlerden doğan sabotajda kullanılan araçların neden olduğu ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalının sorumlu olmadığı zararlar ile aracın terör eylemlerinde kullanıldığını veya kullanılacağını bilerek binen kişilerin zarara uğramaları nedeniyle ileri sürecekleri talepler, aracı terör ve buna bağlı sabotaj eylemlerinde kullanan kişilerin talepleri,
j) Motorlu araç kazalarından dolayı toprak, yeraltı suları, iç sular, deniz ve havanın kirlenmesi ya da kirlenme tehlikesi nedeniyle temizleme, toplanan atıkların taşınması ve bertarafı masrafları ile biyolojik çeşitlilik, canlı kaynaklar ve doğal yaşama verilen zararlar nedeniyle bozulan çevrenin yeniden oluşturulması ile ilgili çevresel zararlardan ileri gelen talepler,
k) Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri,
l) İlgili mevzuatla genel hükümlere tâbi kılınan talepler,
m) 2918 sayılı Kanunun 104 üncü ve 105 inci maddelerinde düzenlenen sorumluluklar (Bu maddeler kapsamına dahil durumlar bu amaçla yaptırılan zorunlu mali sorumluluk sigortasına tâbidir.),
n) Cezai kovuşturmadan doğan tüm giderler ile idari ve adli para cezaları,
o) Bu Genel Şart ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.
(Ek :RG-2/2/2016-29612)(1) Sigortacının bu maddenin birinci paragrafının (d) bendi kapsamında olmasına rağmen ilgililere yaptığı tazminat ödemeleri için sigortalının terekesine ve tereke borçlusu olan mirasçılarına sigortalının kusuru oranında ve ilgili mevzuat dahilinde müracaat hakkı saklıdır.”
Davalı sigorta şirketi, diğer davalıya ait aracın trafik sigortacısı olup ZMSS poliçesi gereği, davacının aracında meydana gelen hasara ilişkin gerçek zarar miktarı ile sınırlı sorumludur. Davacı vekili,araç hasarı, araç değer kaybı yanında araç mahrumiyeti zararının da davalılardan tahsilini istemiş; mahkeme tarafından davalı sigortanın sorumluluğuna ilişkin hüküm tesis edilmiştir.
Davaya konu kaza nedeniyle davacının aracında oluşan hasarın onarımı için gerekli makul sürede, davacının ikame araç temin etmek ve suretle masraf yapmak zorunda kalacağı, bu zararının da tazmininin gerektiği açık olmakla birlikte; bu zararın, kazadan kaynaklanan dolaylı zarar mahiyetinde olduğu ve davalı trafik sigortacısının sadece doğrudan zararlardan sorumlu olduğu, bu zararın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve poliçe özel şartları uyarınca teminat kapsamında bulunmadığının hüküm tesisinde dikkate alınması gerekir. İfade olunan tüm bu nedenlerle, araç mahrumiyet zararına yönelik davacı isteminin davalıdan istenemeyeceğine göre davalı sigorta şirketi yönünden bu taleplerin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde bu davalı için de kabulüne hükmedilmesi doğru görülmemiştir.itiraz yerindedir
Keza duruşma tarihinde yürürlükte olan 100 sayılı HMK’nın 141. maddesi uyarınca; taraflar dilekçelerin teatisi aşamasında serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın “açık muvafakati” ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise, iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. Bu yasağın istisnaları ise; ıslah ve karşı tarafın açık muvafakatidir.davalı tarafça bu duruma açıkça karşı çıkıldığından davacının araç değer kaybına yönelik davasının ön inceleme aşamasında sadece … ye yöneltmesi mümkün değildir. davalı sigorta şirketi yönünden bu talebin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde bu davalı için de kabulüne hükmedilmesi doğru görülmemiştir
İhbar olunan ramazan reha’nın istinaf talebi yönünden;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 53.maddesinde ”Dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Bu yetki, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir. ” şeklinde belirtilmiştir.
İhbar olunan kimse HUMK’un 49. Maddesi vd. uyarınca davada davalı sıfatını kazanamayacağı gibi bu kişi aleyhine hüküm de kurulamaz. Yargılama sonunda hüküm sadece davada taraf olanlara yönelik olarak verilebilir. Bu kural uyarınca dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen taraf, dava açıldıktan sonra ek bir dilekçe ile davaya dahil edilemeyeceği gibi “mecburi dava arkadaşlığı” dışında ıslah yolu ile dahi taraf değiştirilemez. Ancak, aynı madde hükmüne aykırı olarak ihbar olunan hakkında da hüküm verilmişse ihbar olunan hükmün kendisine ilişkin bölümünü kendi adına istinaf edebilir.” Buna göre aleyhinde davacı tarafından usulen açılmış ve harç verilmiş bir dava olmaması nedeniyle ihbar olunan …’ın davada taraf olmadığı gibi, mahkemece yargılama sonunda ihbar olunan aleyhinde hüküm kurulmadığından hükmü istinaf etmekte hukuki yararı bulunmamaktadır.
Bu halde ihbar olunanın dava dışı üçüncü kişi olduğu, onun hakkında hüküm oluşturmayacağından karara karşı istinaf kanun yoluna başvurma hakkının bulunmadığı, istinaf kanun yoluna başvurusunun taraf sıfatı, hukuki yararının bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir. ( Yargıtay 6. HD 2010/6238 Esas 2010/8240 Karar)
HMK’nin 355. maddesinde, “ İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek davalı sigorta şirketi açısından istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile ihbar olunan … yönünden hukuki yarar yokluğundan reddine, fatura, tedavi ve geçici işgöremezliğe ilişmin davacı ve davalı vekillerinin talebinin kesinlikten reddine, diğer tüm tarafların itirazlarının reddi ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesi gerektiğine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)İhbar Olunan … yönünden istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğundan REDDİNE,
B)Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun fatura, tedavi ve geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı (8.000,00 TL) altına kaldığından, ret edilen miktar açısından her iki taraf yönünden de karar kesin olduğundan REDDİNE,
C)Diğer tüm tarafların istinaf itirazlarının REDDİNE,
Ç)Davalı … AŞ vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda KABULÜ ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE;
a) Davacının mahrum kaldığı 944,57 TL Geçici İş Göremezlik Dönemi maddi tazminatın davalılar … A.Ş ile (Kaza Tarihinde Geçerli Poliçe Teminat Limitleri İle Sınırlı Olmak Kaydıyla ve dava tarihi olan 09/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ) diğer davalı … Müdürlüğünden(bu davalı yönüyle kaza tarihi olan 25/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) müşterek ve müteselsilen tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE,
b) Davacının SGK tarafından karşılanmayan belgeye bağlanamayan tedavi gideri zararı 187,50 TL maddi tazminatın davalılar … A.Ş ile (Kaza Tarihinde Geçerli Poliçe Teminat Limitleri İle Sınırlı Olmak Kaydıyla ve dava tarihi olan 09/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) diğer davalı … Müdürlüğünden(bu davalı yönüyle kaza tarihi olan 25/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) müşterek ve müteselsilen tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE,
c) Davacının 25/09/2018 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle aracında oluşan 12.230,70 TL maddi hasar kaybı tazminatının davalılar …A.Ş ile (Kaza Tarihinde Geçerli Poliçe Teminat Limitleri İle Sınırlı Olmak Kaydıyla ve dava tarihi olan 09/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) diğer davalı … Müdürlüğünden(bu davalı yönüyle kaza tarihi olan 25/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) müşterek ve müteselsilen tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE,
d)Davacının 25/09/2018 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle 1.350,00 TL ikame araç mahrumiyet bedeli maddi zararının davalı davalı …Müdürlüğünden bu davalı yönüyle kaza tarihi olan 25/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE,
e)Davacının 25/09/2018 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle 1.350,00 TL ikame araç mahrumiyet bedeli maddi zararının davalı … A.Ş’ den tahsiline yönelik talebinin bu tazminat talebinin teminat dışı olması nedeniyle sigorta şirketi açısından açılan buna yönelen talebinin REDDİNE,
f)Davacının 25/09/2018 tarihinde meydana gelen kazada aracında herhangi bir değer kaybı oluşmadığı anlaşılmakla bu yöndeki talebinin REDDİNE,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Alınması gereken 1.005,02 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL peşin harç ile 237,60 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 292,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 713,02 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, (Davalı … AŞ.nin 647,42 TL’sinden diğer davalı ile birlikte sorumlu tutulmasına)
3-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin davanın haklılık kabul red (14.712,77/15.012,77) oranına isabet eden 1.293,62TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile 26,38TL nin ise davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, (Davalı … AŞ.nin 1.174,60 TL’sinden diğer davalı ile birlikte sorumlu tutulmasına)
4-Davacı tarafından yapılan 54,40TL başvuru harcı, 54,40TL peşin harç, 7,80TL vekalet harcı ve 237,60TL ıslah harcı olmak üzere toplam 354,2‬0TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (Davalı … AŞ.nin 321,61 TL’sinden diğer davalı ile birlikte sorumlu tutulmasına)
5-Davacı tarafından yapılan 614,50TL posta, tebligat gideri, 1.100,00TL bilirkişi ücreti gideri, 1.100,00TL hastane giderleri, 506,90TL keşif harcı ve taşıt gideri, 1.250,00 TL talimat ve bilirkişi ücreti gideri olmak üzere toplam 4.571,4‬0TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (14.712,77/15.012,77 oranında) 4.480,05TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına, (Davalı … AŞ.nin 4.067,88 TL’sinden diğer davalı ile birlikte sorumlu tutulmasına)
6-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (Davalı … AŞ.nin 8.353,60 TL’sinden diğer davalı ile birlikte sorumlu tutulmasına)
7-Davalılar vekilleri yararına AAÜT’ne göre hesaplanan 300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine.
8-Davalı … AŞ yararına AAÜT.ne göre hesaplanan 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
9-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
10-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davalı … AŞ.ne iadesine,
11-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde İhbar olunan …tarafa iadesine,
12-Davacı tarafça yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
13-Davalı … tarafından alınması gereken 1.005,02 TL harçtan peşin alınan 251,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 753,76 TL’nin bu davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
14-Davacı ve davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
15-Davalı… AŞ tarafından yapılan 220,70 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
16-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
17-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 19/09/2022

… …. …. …
Başkan Üye Üye Katip
.
E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.