Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1725 E. 2022/2394 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 15/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: … )
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALILAR : 1- … – (T.C. No: …)
VEKİLİ :Av. … – …
2- … A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
3- … ŞTİ.
VEKİLİ : Av. …
4- …A.Ş.
VEKİLİ : Av. … – …
5- … – (T.C. No: …)
VEKİLLERİ :Av. … -Av. … – …
DAVA :Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 15/11/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 17/11/2022

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; Müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile 21/02/2018 tarihinde … Caddesini takriben seyrettiği sırada kavşağa kontrolsüzce giren … plaka sayılı TIR sürücüsü davalı …’ın kusurlu eylemi sonrası kavşağa giren bu araca çarpmamak için duran müvekkiline arkadan gelen … plaka sayılı servis otobüsü ile seyir halinde olan davalı …’in yakın takibi ve aşırı hızlı olması nedeniyle duramayarak müvekkilinin aracına arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında , araç içerisinde sıkışan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, müvekkilini sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın mülkiyetinin … A.Ş.’ye ait olduğunu, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı servis otobüsün mülkiyetinin diğer davalı … Şti’ye ait olduğunu, kazaya sebebiyet veren araçlardan … Ltd.Şti’ne ait … Plaka sayılı servis otobüsün … sigorta poliçe no ile KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi diğer davalı … A.Ş. ile akdedildiğini, kazaya karışan davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı çekicinin ise davalı …’a ait olduğunu, kazaya sebebiyet veren araçlardan malik …’a ait olan … plaka sayılı …’nin … sigorta poliçe no ile KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi diğer davalı … A.Ş.’ne akdedildiğini, davaya konu kazanın meydana gelmesinde müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmamakta olup davaya konu kazada diğer davalıların eşit ve tam kusurlu eylemleri neticesinde meydana geldiğini, davaya konu kazaya dair 21.02.2018 tarihli kaza tespit tutanağı ile Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numaralı dosyası kapsamında alınan 04/04/2018 tarihli Trafik bilirkişi raporu ve ceza dosyasından alınan ifadeler ile dinlenen tanık beyanları doğrultusunda … plaka sayılı araç sürücüsü müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde kural ihlalinin bulunmadığı, kusursuz olduğunun sabit olduğunu, müvekkilinin 05/04/1973 doğumlu olup kaza tarihinde 44 yaşında olduğunu, kaza tarihinde … A.Ş.’de pazarlamacı olarak görev yaptığını ve aylık 3.500 TL ücret aldığını, dava konusu kaza nedeniyle müvekkili davacının ağır olarak yaralandığını, bu nedenle maddi ve manevi olarak mağdur olduğunu, müvekkilinin ve ailesinin başkaca bir gelirinin bulunmadığını belirterek; fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili için 2.000TL maddi tazminatın olay tarihi 21.02.2018 tarihinden itibaren vasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili için 80.000 TL manevi tazminatın olay tarihi 21.02.2018 tarihinden itibaren vasal faiziyle birlikte davalılar …, … ile …. Ltd. Şti’.den müştereken ve müteselsllen tahsiline, davalılar adına kayıtlı kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı çekici ile … plaka sayılı araç üzerine dava sonuna kadar devam etmek üzere ihtiyati hacze kabil olmak üzere ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesine, ihtarname masrafı olan 962,25 TL ‘nin yargılama gideri olarak eklenmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin daralılar üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özet olarak; Kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından tanzim edilen, 02.02.2018 – 2019 vadeli … poliçe no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, Yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca, çok araçlı kazalarda, kazanın oluşumunda kusurdan ziyade, maluliyetin oluşmasına yol açan kazanın münferit olarak incelenmesi ve kusur dağılımı ona göre belirlenmesinin gerektiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin, konu ile ilgili bir kararında, her kazanın kendi içinde kusur yönünden değerlendirilmesi gerektiğini ve maluliyetle illiyeti bulunan kusur durumlarının araştırılması gerektiğini belirttiğini, … plakalı sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde ve davacı …’in maluliyeti ile ilgili herhangi bir kusuru olmadığından davanın reddinin gerektiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olduğundan, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesini, kazaya ilişkin maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek davacının maluliyet durumu ve maluliyetin kaza ile illiyeti hakkında rapor alınmasının gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte sigortalı araç sürücüsünün kusurunun tespiti halinde ortaya çıkan zarardan kaynaklanan tazminatın hesaplanması için dosyanın aktüer siciline kayıtlı aktüerya uzmanına gönderilmesinin gerektiğini, SGK’dan rücuya tabi bir ödeme alınıp alınmadığının alınmış ise bu tutarın tazminat hesabından mahsup edilmesinin gerektiğini belirterek; haksız ve mesnetsiz davanın sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … Şti. Vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davalı müvekkili … Ltd. Şti.’ne ait … plaka sayılı araç sürücüsü …’in hiçbir kusurunun bulunmadığını, zira davacı …’in kontrolsüz bir şekilde kavşağa giren … plaka sayılı araca çarpmamak için aniden ve kontrolsüz bir şekilde önünde durarak kazaya sebep olduğunu, bu husus dava dilekçesinde davacı tarafça da açıkça kabul ve ikrar edildiğini, bu nedenle müvekkili araç sürücüsüne izafe edilen kusuru kabul etmediklerini, davacının taleplerini kabul etmediklerini belirterek; müvekkili hakkında açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacının başvuru şartını yerine getirmediği, bu nedenle davanın dava şarkı yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, kusur yönünde yapılacak bilirkişi incelemesinin Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasının gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde, Kavşağa tedbirsiz ve dikkatsiz bir şekilde giriş yapan kazaya karışan araçlardan … Plaka sayılı aracın sebebiyet verdiğini, … Plaka sayılı araç kavşakta bulunan diğer araç olan … plaka sayılı aracı sollayarak kavşağa giriş yapmış ve bir anda müvekkiline sigortalı aracın önüne geldiğini, sigortalı araçta bu hatalı hareket karşısında kısa mesafede duramadığını ve … plaka sayılı aracın sol arka kapısına çarptığını, 2918 Sayılı KYTK ilgili maddesi ile aşağıda yapılan düzenlemesine, … Plaka sayılı aracın riayet etmemesi sonucu bu kaza meydana geldiğini, tazminat hesabının Hazine Müsteşarlığına kayıtlı uzmanlarca yapılmasının gerektiğini, dosyaya özürlülük oranını gösterir bir raporun sunulmadığını, davacıların kalıcı maluliyetinin (diğer itirazlarımız saklı kalmak kaydıyla) Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından incelenmesi gerektiğini, SGK dan ve Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığından gelir sağlayıp sağlamadığının tespiti gerektiğini, hatır taşıması indirimi yapılmasının gerektiğini belirterek; davacının dava şartının yerine getirilmemesi sebebiyle (eksik evrak) davanın dava şartı sebebiyle reddine, esas incelemesine geçilmesi halinde davanın esastan reddine, yargılama gideri ve yasal vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “…Mahkememizin … E. … K. Sayılı 15/09/2020 tarihli ilamı Konya BAM. HD.’nin … E. … K. Sayılı 28/01/2021 tarihli ilamıyla mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce davacı … hakkında … Tıp Fakültesi Hastanesi’nden alınan … sayılı 22/04/2021 tarihli raporda; davacının trafik kazasında yaralandığı, 45 yaşında meslek grup numarasının 1 (düz işçi) olduğu, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre, Gr X 1 Aa 15A=%19 olduğu, Gr1 VII 3b 20A=%24 olduğu (takdiren 1/2’si alındığında %12 olduğu), kişinin Balthazard Formülüne göre kalıcı sakatlık (iş göremezlik oranının %29 olduğu, E cetveline göre bu oranın %31 olduğu, Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre Balthazard Formülüne göre kalıcı sakatlık (iş göremezlik) oranının %29 olduğu, E cetveline göre bu oranın %31 olduğu, mevcut arızanın iyileşme süresinin 6 ayı bulacağı, bu süre zarfında herhangi bir işte çalışamayacağı, faturalandırılamayan sağlık giderlerinin 3.000 TL olarak değerlendirildiği belirtilmiştir.
Mahkememizce Aktüer Bilirkişi Av. …’den alınan 04/01/2021 tarihli raporda; 21.08.2018 günü 8:39 sıralarında sürücü … idaresindeki … plakalı çekici ile … Caddesini takiben gelip kendisine hitap eden DUR trafik işareti levhasını dikkate almadan kontrolsüzce kavşağa girdiği esnada … Caddesini takiben Dr. … Caddesi istikametinden 2.Organize sanayi istikametine seyreden ve kendi aracıyla çarpışmamak için kavşakta duran sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile, aynı yönden gelen sürücü … idaresindeki … plakalı otabüs ile çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiği, 21.02.2018-20.08.2018 tarihleri arası geçici iş göremezlik dönemi maddi zarar 12.285,13 TL., 21.08.2018-30.06.2044 tarihleri arası sürekli iş göremezlik dönem maddi zarar 536.565,00TL., 21.02.2018-20.08.2018 tarihleri arası geçici iş göremezlik dönemi bakıcı gideri maddi zarar 9.618,72 TL., Belgeye Bağlanan ve Bağlanamayan Kaçınılmaz Tedavi Gideri 3.000,00TL. olarak belirtildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 17/02/2022 tarihli dilekçesiyle; davalı … Şirketi ile diğer davalı … yönünden maddi tazminat taleplerinden iş bu dava yönünden feragat ettiklerini, davalı … Sigorta A.Ş. İle diğer davalılar … ve … Ltd. Şti. yönünden maddi tazminat taleplerine münhasıran iş bu davadan feragat ettiklerini, manevi tazminat talebinin … plaka sayılı aracın kusuru nedeniyle davalılar … ve … Ltd. Şti., … plaka sayılı aracın kusuru nedeniyle davalı … yönünden devam ettiğini belirtmiştir.
Somut olayda; trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasında, davacı tarafından maddi tazminat taleplerinden feragat edildiği, davalılar ile davacının ekonomik ve sosyal durumu ve kazaya karışan tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı ve paranın satın alma gücü dikkate alınarak manevi tazminat yönünden davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, maddi tazminat yönünden davanın reddine karar verilmiş ve ;
Davacının davasının MADDİ TAZMİNAT TALEBİNİN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN TALEBİN KISMEN KABULÜ İLE; 50.000 TL manevi tazminatın davalılar … , … Şti. ve …’dan kaza tarihi olan 21.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil davacının yargılama konusu kazada yaralanması, geçici ve sürekli iş göremezliğe maruz kalması ve bakıcı ihtiyacı doğması nedeniyle uğramış olduğu maddi ve manevi zararların tazmini amacıyla hükmedilen tazminat miktarlarına yasal faiz işletilmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkil davacının uğramış olduğu manevi zararın tazmini için hükmedilen tazminat miktarına da 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Ve devamı maddeleri uyarınca olay tarihinden itibaren, avans faizi işletilmesi gerektiğini, müvekkilin yargılama konusu trafik kazası nedeniyle uğramış olduğu manevi zararların tazmininden davalılar …, … ve …Ltd. ŞTİ’nin müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunmakla birlikte; yerel mahkeme dosyasında verilen gerekçeli kararda işbu hususun gözden kaçırıldığını, davacı müvekkilin dava konusu kaza nedeniyle uğramış olduğu sürekli iş göremezliğin ağırlığı ve geçirmiş olduğu yoğun ve yorucu tedavi süreci dikkate alındığında hüküm altına alınan tutarın caydırıcı olma özelliği taşımadığını, tüm bu nedenlerle süresinde ve usulüne uygun istinaf başvurularının ve tehiri icra taleplerinin kabulü ile, karşı tarafça icraya konu edilmesi halinde kararın kesinleşinceye kadar tehiri icra kararı verilmesine, davalıların usule ve yasaya aykırı istinaf gerekçelerinin reddi ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.04.2022 tarih, … E. ve … K. Sayılı kararını usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle davalılar …, …ve … ŞTİ aleyhine kaldırılarak, işbu istinaf talepleri doğrultusunda müvekkil davacı lehine manevi tazminata ilişkin hüküm tesis edilmesine, her türlü yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … ŞTİ vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; kazaya karışan araçlardan biri davalı müvekkil ikinci araç ise diğer davalı …’a ait olup kazada her iki aracında %50 kusurlu olduğunu, davalı …’ in ise davalı müvekkil … ŞTİ ne ait aracın sürücüsü olduğunu, manevi tazminatın, vekalet ücretinin ve yargılama giderinin %50 sinden davalı müvekkiller … ŞTİ ile sürücü …’ in birlikte sorumlu olduğunu, kalan %50 sinden de diğer davalı …’ın sorumlu olduğunu ortaya koyacak şekilde karar verilmesi gerektiğini, fahiş miktarda manevi tazminata hükmedildiğini, tüm bu nedenlerle tehiri icra taleplerinin kabulü ile davacı tarafça icraya konu edilmesi halinde kararın kesinleşmesine tehiri icra kararı verilmesini, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak istinaf talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dairemizin ilamı ile verilen kaldırma ve gönderme kararı üzerine mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen karar, davacı ve davalı … Şti. Vekili tarafından, manevi tazminat yönünden istinaf edilmiştir.
1-Davacı ve davalının müteselsil sorumluluğa yönelik itirazlarında;
Türk Borçlar Kanunun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, yine aynı kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” denilmektedir.
Karayolları Trafik Kanunun 86/1 maddesinde, “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur” denilmektedir.
Karayolları Trafik Kanunun 85 maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Aynı yasanın 88. Maddesinde ise “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” düzenlemesi ile motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu ayrıca birden fazla kişinin zararı tazminat ile yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
Yine TBK 61. Maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” demekle birden çok kişi aynı zarardan aynı sebeple yada çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır. Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğün şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır.
Müteselsil sorumluluk kanundan doğan bir sorumluluk türüdür. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, davacı kusursuz olduğuna göre zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/11886 Esas, 2017/6732 Sayılı Kararı)
Buna göre, davacıya ait araç ile sürücüsü ve işleteni davalılar olan araçların karıştığı kaza sonucunda davalıların kusurlarının sabit olması, davacının kusursuz bulunması nedeniyle davalıların kusurlarının oranı ne olursa olsun ortaya çıkan zarardan davalı araç sürücü ve işletenleri sorumlu bulunmaktadır. Bu nedenle, dava dilekçesinde müteselsil sorumluluk da talep edilmesine göre mahkemece bu yönde hüküm kurulması gerekirken, yazılı biçimde aksi yönde karar verilmesi isabetsiz olup buna yönelik davacı istinafının kabulü ile bu yönden yeniden hüküm tesisi gerekmiş, davalının itirazının ise reddi gerekmiştir.
2-Davacının faiz türüne yönelik itirazında;
-Dava; trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçlar. Bu tazminat bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığıdır. Bu tazminat türü, kişinin haksız eylem sonucu duyduğu acı ve elemin giderilmesini amaçladığı için, zarar gören kişi, öngördüğü miktarı belirleyerek istemde bulunabilir. Maddi zararda olduğu gibi manevi zararın kesin bir şekilde hesaplanması olanaksızdır. Bunun için miktarı, somut olayın özelliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4.maddesi uyarınca hakim tarafından takdir ve tayin edilir. Hakim, manevi tazminatın miktarını belirlemede geniş bir yetkiye sahiptir. Zarar gören, uğradığı haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminatının miktarını tayin edip, talep edebilir. Hatta zarar gören, maddi zararını kısmi dava olarak bir defada değil, zamanaşımı, süresi içinde, birden fazla talepler halinde isteyebilir. Oysa manevi zarar, haksız eylemin sonucunda, uğranılan kişilik değerlerindeki azalmanın karşılığı olduğu ve zarar gören tarafından da takdir ve tayin edilebilir bulunduğu için birden fazla bölümler halinde istenemez. Bu tazminat bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığı olduğu için, haksız eylemin meydana geldiği anda gerçekleşir. Acı ve elemin bölünerek bir kısmının açılacak kısmi dava ile kalanının açılacak başka bir davada talep edilmesi, manevi tazminatın özüne ve işlevine aykırı düşer. Gerçekten, hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. Başka bir anlatımla üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle, manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının dava konusu yapılması kalanın saklı tutulması olanağı yoktur. Niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez, bir defada istenilmesi gerekir. Bunun tek istisnası olay sonucu gerçekleşen uzuv zaafı ve uzuv kaybı oranının uzun süren tedavi aşamalarından sonra tam olarak anlaşıldığı durumlardır. İnsan yapısı gereği, manevi acı olay tarihinden uzaklaşıldıkça azalır, artmaz, bu nedenle olay tarihine en yakın açıklanan irade beyanı manevi acının şiddetini daha açık olarak ortaya koyar. Manevi acı tazminata hükmedilirken davalısına göre değişiklik göstermez. İstemin değiştirilmesi ve artırılması için, istekte bulunanın daha önceki isteminin dışında ve ondan daha fazla alacağının bulunması gerekir. Manevi zararda ise, zarar gören daha önce belirttiği istemi ile zararını açıkladığı ve belirttiği, artık geriye bir alacağı kalmadığı için gerek ayrı bir dava ve gerekse ıslah yoluyla bir istemde bulunamaz. Zira, manevi tazminat bir bütündür. Duyulan acı ve üzüntünün karşılığı dava yolu ile belirlenip, karşı tarafa bildirildikten sonra arttırılması veya yeni bir dava açılarak istenmesi mümkün değildir. Öğretide ve kararlılık gösteren yargısal inançlarda da manevi tazminat davasının kısmi dava olarak açılamayacağı, ıslah yolu ile de istemin arttırılamayacağı benimsenmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.11.2009 tarih ve 2009/21- 484 Esas, 2009/572 Karar sayılı ilamı) (Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi 2017/754 Esas – 2017/1374 Karar)
Bu sebeple manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince, dava dilekçesinde manevi tazminat için yasal faiz istenilmiş olup ıslah dilekçesi ile manevi tazminatın artırılması sonucunu doğuracak biçimde talebin avans faizine dönüştürülerek miktarın yükseltilmesi mümkün bulunmadığından, davacının buna yönelik itirazı reddedilmiştir.
3-Tarafların manevi tazminat miktarına yönelik itirazlarında;
6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yargıtay’ın 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hâkim; Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözeterek, hukuk ve adalete uygun hak ve nesafet kurallarına göre uygun miktarda tazminat takdir etmesi gerekmektedir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların değerlendirilmesi gerekir. Hakim manevi tazminata hükmederken; tarafların kusur durumu, kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumları, zarar ile olay arasındaki illiyet bağı, ölüm halinde kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunması, olayın tarihi, olayın ağırlığı, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, davacı sayısı gibi hususlar dikkate alınarak davacılar için zenginleşme, davalılar için yoksulluğa neden olmayacak şekilde belirlenmelidir.
Somut olayda; yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri, meydana gelen olayın ve davalıların fiilinin niteliği, olayın oluş yer ve şekli, kusur durumları, oluşan sürekli ve geçici maluliyet durumu, müteselsil sorumluluk, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda, davacı için belirlenen manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete göre uygun olduğu görüldüğünden, buna yönelik davacı ve davalı … Şti’nin itirazının reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı … Şti. vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, (İnfazda tereddüt oluşmaması için itiraz edilmeyen ve kesinleşen kısımlar korunmak suretiyle)
1-Davacının davasının MADDİ TAZMİNAT TALEBİNİN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN TALEBİN KISMEN KABULÜ İLE; 50.000 TL manevi tazminatın davalılar …, … Şti. ve …’dan kaza tarihi olan 21.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
3-Maddi tazminat davasında harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Alınması gereken 3.415,50 TL harçtan peşin alınan 199,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.216,12 TL eksik harcın davalılar …, … Şti. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 235,28 TL harç giderinin davalılar … , … Şti. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 314,50 TL adli tıp fatura bedeli, 2.227 TL … Tıp Fakültesi Hastane gideri, 1.800 TL bilirkişi ücreti gideri, 873,30 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 5.214,80 TL yargılama giderinin kabul edilen kısmına göre hesaplanan 2.607,40 TL’nin davalılar … , … Şti. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına,
7-Davalı … Ltd. Şti. Tarafından yapılan toplam 100 TL yargılama giderinin ret olunan kısma göre hesaplanan 50 TL’sinin davacıdan alınarak davalı … Ltd. Şti. ‘ne verilmesine, kalan kısmın davalı … Şti.’ne verilmesine,
8-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından yapılan toplam 28,32 TL yargılama giderinin ret olunan kısma oranla hesaplanan 14,16 TL’sinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, kalan kısmın … üzerinde bırakılmasına,
10-Maddi tazminat davasında davalılar …, … Şti. ve … vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılar …, …. Ltd. ve …’a VERİLMESİNE,
11-Manevi tazminat davasında davanın kısmen kabulü yönüyle, davacı vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davalılar …, … Tic. Ltd. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
12-Manevi tazminat davasında davanın kısmen reddi yönüyle, davalılar …, … Tic. Ltd., … vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, … Ltd., …’a VERİLMESİNE,
13-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
14-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
15-Davacı tarafça yapılan 220,70 TL istinaf başvuru giderinin davalılar …, … Ltd. Şti. ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
16-İstinaf eden davalı …Ltd. Şti’den alınması gereken 3.415,50 TL harçtan peşin alınan 854 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,50 TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
17-Davalı … Şti tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
18-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.17/11/2022


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.