Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1714 E. 2022/2392 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 15/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – TC No : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 2- … – TC No: … , …
: 3- … – TC No: …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 15/11/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 16/11/2022

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; 02/09/2017 tarihinde … plakalı aracın sürücüsü … idaresindeki iken, sol ön köşe kısmı ile gerisinden ve solundan doğru istikamette seyir halinde olan sürücü müvekkili idaresindeki … plakalı motosikletin ön kısmı ile çarpıştıktan sonra motosikletin sola doğru savrularak park halindeki … plakalı otomobilin sol ön köşe kısmına çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, davalı sürücü …’nın sola dönüş kurallarına uymadan dönüş yapmış olmasından dolayı tali kusurlu hareketiyle iş bu kazanın meydana gelmesine sebep olduğunu ve açıkladığı nedenlerle trafik kazasında yaralanan müvekkili …’nın bedensel zararlarının ve tarafların kusur oranının tespiti ile ileride artırılmak üzere 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL sürekli iş göremezlik ve 100,00 TL bakıcı gideri/SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 40.000,00 TL manevi tazminatın araç işleteni … ile sürücü …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesiyle özetle; kazada motosiklette bulunan davacı ve diğer kişinin kaskları ve yeleklerinin bulunmadığını, motosiklet ürücülerinin kaza anlarından vücutlarını koruyacak ekipman kullanmaları gerektiğini, kaza sonrası düzenlenen tutanakta müvekkilinin asli kusurlu bulunduğunu, bu durumun kabul edilemeyeceğini, yeniden kusur raporu alınması gerektiğini ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesiyle özetle; davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararı ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, zarar görenin müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan uygun bir indirim yapılması gerektiğini ve açıkladığı nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın sigortalı araç sürücüsüne atfı kabul kusur bulunmadığından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Somut olayda ispat yükü davacı üzerinde olup, davacı zararını ve davalıların kusuru ile kusur derecelerini ispat etmek zorundadır. Her ne kadar kusur yönünden daha önce bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de Konya BAM … HD’nin … E … K sayılı ilamı ile bu raporun hükme esas alınmasının mümkün olmadığı belirlendiğinden, bu rapora göre değerlendirme yapılması mümkün değildir. Trafik kazalarında sürücülerin kusur durumlarının tesbiti hususu hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konulardan değildir. Raporların yeterli görülmemesi veya raporlar arasında çelişki olması halinde, oluşa uygun, çelişkileri gideren yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir. (Konya BAM … Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamı) Bu bakımdan, kazanın oluşmasında davalı araç sürücüsünün kusurlu olup olmadığının Mahkememizce belirlenmesi mümkün değildir.
Anılan nedenlerle, kazanın oluşmasında davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu ispatlanamadığından davacının manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiş ve;
Davacının maddi tazminat davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
Davacının manevi tazminat davasının REDDİNE” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; Kusura ilişkin olarak hem Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasında tanzim edilen ve sureti dosya arasına alınan 11/12/2019 tarihli ATK raporu ile aynı yönde olduğundan hükme esas alınan 03/03/2020 tarihli bilirkişi raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacının kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı tespit edildiğini, kusur raporlarına ilişkin olarak davalı gerçek kişilerin itirazlarının mevcut olduğunu, bu nedenle yeniden kusur raporu aldırılması halinde masrafını davalıların karşılamasının gerektiğini, manevi tazminatın dosyanın mevcut durumuna göre hükmedilmesi gerekirken tümden reddedilmesinin adaletli olmadığı gibi hiçbir vicdana da sığmadığını, %15,20 kalıcı malul olan müvekkil lehine hükmedilen 15,000 TL manevi tazminatın çok az olduğunu, trafik kazasının 02/09/2017 tarihinde gerçekleştiğini, müvekkilin kaza tarihinde 19 yaşında olduğunu, müvekkilin askerlik görevini ifa etmeyi çok arzuladığını, askere alındığını ancak kaza sebebiyle bacağındaki aksaklık yüzünden müvekkile 29/01/2019 tarihli çürük raporunun verildiğini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile kaza tarihi olan 02/09/2021 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte 40,000 TL manevi tazminatın gerçek kişi davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile ilam vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen gerçek kişi davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dairemizin ilamı ile verilen kaldırma ve gönderme kararı üzerine mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen karar, davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Mahkemece taraflara bilirkişi ücretini yatırması için kesin süre verildiği ancak, verilen kesin süre içerisinde delil avansını yatırmadığından bilirkişi incelemesi yaptırılamadığı gerekçesi ile davacının manevi tazminata ilişkin davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 114/g maddesinde gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir.
HMK’nun harç ve avans ödenmesi başlıklı 120.maddesinde; dava açılırken yargılama harçlarının mahkeme veznesine yatırılması zorunluluğu düzenlenmiştir.
Maddede ayrıca, her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu avansın yetmemesi durumunda ise tamamlanması için davacıya kesin süre verileceği hususu hüküm altına alınmıştır.
03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45. maddesinde, gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade ettiği, delil avansının ise tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade ettiği vurgulanmıştır.
Gider avansının yatırılmaması halinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir (Yön. m. 45/3); delil avansının yatırılmaması halinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır (Yön. m. 45/3).
Bu yasal düzenlemeler göstermektedir ki, taraflar; dinlenmesini istedikleri tanık ve bilirkişinin veya yapılmasını istedikleri keşif ve sair işlemlerin masraflarını, mahkeme veznesine yatırmaya mecbur olup, hakim tarafından verilen sürede gerekli masrafı vermeyen tarafın talebinden sarfınazar ettiği kabul edilir. Hakimin, bu masrafların yatırılması konusunda verdiği sürenin kesin olduğunu usulünce karara bağladığı hallerde, kesin süreye uymayan tarafın bu delile dayanma olanağı kalmaz. Kesin süre tarafların yanında hakimi de bağlayacağından uyulmaması halinde, gereğinin hakim tarafından hemen yerine getirilmesi gerekir (YHGK’nın 12.12.2012 gün 2012/9-1170 E.2012/1172 K.).
Temyize konu uyuşmazlık; mahkemece gider avansı kabul edilerek değerlendirme yapılan ücretin, dava şartı olan gider avansı mı yoksa delil avansı mı niteliğinde olduğu noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 120/2. maddesinde, gider avansının yatırılması için mahkemenin davacıya iki haftalık kesin süre vereceği ve 115/2.maddesi uyarınca dava şartı olan gider avansının yatırılmaması halinde, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedileceği düzenlenmiştir.
HMK’nın 324.maddesine göre ise, taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava işler hakkındaki hükümler saklıdır.
HMK’nın gider avansına ilişkin 120. maddesi ile delil avansına ilişkin 324. maddesi birlikte değerlendirildiğinde; gider avansının yatırılmaması ile delil avansının yatırılmamasının farklı hukuki sonuçlara bağlandığı dikkate alındığında; gider avansının tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderleri kapsayacak şekilde yorumlanmasına olanak yoktur.
Bu durumda; dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderlerini ifade ettiği kabul edilmelidir.
Delil avansına yönelik ara kararında mahkemece, hangi delil için ne miktarda avans yatırılacağı açıkça belirtilmeli ve avansın kesin süre içinde yatırılmaması halinde bu delilin ikamesinden vazgeçildiğinin kabulü ile dosya kapsamındaki delillere göre karar verileceğinin ihtar edilmesi gerekir.
Delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmaması davanın dava şartı yokluğu ile reddine neden teşkil etmez. Taraf belirtilen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilden vazgeçmiş sayılır.
Dosyanın incelenmesinde, mahkemece 10/03/2022 tarihli celsede, “Davacı vekiline, 3 kişilik bilirkişi kurulu için takdir edilen 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, posta masrafı için 100,00 TL ve tebligat gideri için 100,00 TL olmak üzere toplam 2.300,00 TL delil avansından mevcut 96,32 TL delil avansının mahsubu ile eksik 2.203,68TL delil avansını yatırması için 2 HAFTA KESİN SÜRE verilmesine, aksi takdirde kusur incelemesi yönünden bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağının ihtarına, (ihtarat yapıldı)” şeklinde kurulan ara kararla bilirkişi ücretinin belirlendiği, delil avansının yatırılmaması halinde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının da davacı vekilinin yüzüne karşı ihtar edildiği halde bilirkişi ücretinin yatırılmadığı gibi yatırılmayacağının da beyan edilmiş bulunduğu; bunun üzerine usul ve yasaya uygun ihtarata rağmen, mahkemece manevi tazminat talebinin kusur ispat yükü kendisinde olan davacının davasını ispatlayamaması nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davacının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına; dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.16/11/2022


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.