Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/154 E. 2022/684 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:… -…
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 23/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
NUMARASI :… Esas… Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ :Av. …
DAVALILAR :1- … – (T.C. Kimlik No…)
VEKİLİ :Av….-…
2-…-(T.C. Kimlik No:…) – …
İHBAR OLUNAN :… (T.C. No:…)
VEKİLLERİ :Av….

DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/03/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2022

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 04/10/2019 tarihli dilekçesiyle; davalılardan …’in sahibi olduğu, diğer davalı …’ın da sevk ve idaresinde bulunan, … plakalı motosiklet ile dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin, 26/07/2018 tarihinde çarpışması sonucu …’ın vefat ettiğini, kaza tespit tutanağına göre davalı sürücü …’ın tam kusurlu olduğunu, vefat eden … mirasçılarına davacı … tarafından 11/03/2019 tarihinde 303.819 TL. tazminat ödendiğini, meydana gelen zarardan davalıların sorumlu olduğunu, ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsili için davalılar aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığını, davalıların takibe yaptıkları itiraz üzerine takibin durduğunu ancak, davalıların itirazlarının haksız olduğunu beyan ederek, davalıların Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yaptıkları itirazın iptali ile, takibin devamına ve davalıların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılardan …, kendi üzerine kayıtlı … plakalı motosikletin 04/09/2011 tarihinde dava dışı …’a haricen satıldığını, …’ın da …’a sattığının belirlendiğini, kazanın da …’ın oğlu …’ın sevk ve idaresinde iken gerçekleştiğini, kendisinin işleten sıfatının kalmadığını beyan ederek, davanın kendisi yönünden reddi ile davacı tarafın %20 tazminat ödemesine mahkum edilmesini istemiş ve yine kendisinin isteği ile de dava …’a ihbar edilmiştir.
Davalılardan … vekili ile ihbar olunan … vekilleri, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi 29/09/2021 tarih … Esas… Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Dava, itirazın iptali davası olup, icra takip talebinde ayrıca 2.397,26 TL.’lik takip öncesi işlemiş (yasal) faiz talebinin de bulunduğu görülmüştür. Dava, trafik kazasından doğan rücuen tazminat davası olup, haksız fiile dayalı olduğundan, davalı sürücü ve işletenin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu oldukları ancak, davacının ödemesinin kaza tarihinden sonra olması nedeniyle davalıların ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizden de sorumlu oldukları sonucuna varılmıştır.
Davacının yapması gereken 219.275 TL.’lik ödemeye, ödeme tarihi olan 11/03/2019 tarihinden takip tarihi olan 12/04/2019 tarihine kadar olan 32 gün için re’sen yasal faiz hesabı yapılarak, takip öncesi işlemiş faizin 1.730,17 TL. olduğu re’sen hesap edilmiş, hesap cetvelinden bir suret dosyamıza konulmuştur.
Davalıların icra takip tarihi itibariyle sorumluluklarının, takip öncesi işlemiş faiz ile birlikte toplam 221.005,17 TL. olduğu anlaşılmış, bu bedel üzerinden itirazın (kısmen) iptali ve takibin devamına karar vermek gerekmiştir. Hükmeden asıl alacağa (tazminata) da talep gibi takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Davacı taraf ayrıca, fer’i nitelikte icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de; davalıların sorumlu olduğu bedel, davacının istediğinden fazla bile olsa, bu bedelin kusur ve tazminat raporları ile belirlenebilecek olması ve bu nedenle istenilen tazminatın likit (belirli veya davalılar tarafından belirlenebilir) olmaması nedeniyle, icra inkar tazminatının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalılardan … tarafından da fer’i nitelikte tazminat talebinde bulunulmuş ise de; her iki davalıya karşı yapılan icra takibi kısmen haksız olmakla birlikte, bu icra takibinin haksız çıkan kısmı yönünden kötü niyetle yapıldığı ispat edilemediğinden, davalılardan … 2004 s. İİK.’nın 67/2. maddesi gereğince şartları oluşmayan fer’i netilikteki tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
6325 s. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11. maddesine göre, “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.”
Davalılardan … ve … için ayrı ayrı arabulucuya gidilmiş, iki ayrı arabuluculuk son tutanağı tanzim edilmiş, …’ın arabuluculuk toplantılarına katılmasına rağmen, …’in bir toplantıya katılmadığı ve bu nedenle anlaşmaya varılamadığına dair tutanak tutulduğu belirlenmiştir.
Bu durumda davalılardan …’in arabuluculuk ilk toplantıya katılmaması ve son tutanakta da imzalarının bulunmaması nedeniyle, arabuluculuk ücretinden doğan sorumluluğun davanın kabul ve ret oranına göre taraflara paylaştırılması yerine …’e ilişkin arabulculuk ücretinin tamamından ve ayrıca kendisinin yaptığı yargılama giderlerinin tamamından davalı …’in sorumlu tutulması gerektiği, vekili bulunmadığından vekalet ücreti yönünden değerlendirme yapılmasının gerekmediği, … yönünden ise arabuluculuk giderleri ile diğer yargılama giderlerinin davanın kabul ve ret oranına göre takdir edilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş ve;
Davacının davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE, davalılar … ile …’ın, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yapmış oldukları İTİRAZIN, her iki davalı yönünden asıl alacak 219.275 TL. ve takip tarihine kadar işlemiş faiz 1.730,17 TL. olmak üzere alacağın toplam 221.005,17 TL.’lik kısmı yönünden İPTALİ ile TAKİBİN her iki davalı yönünden alacağın toplam 221.005,17 TL.’lik kısmı yönünden DEVAMINA, her iki davalı yönünden asıl alacak olan 219.275 TL.’ye takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
Davacının fer’i nitelikteki icra inkar tazminatı taleplerinin REDDİNE,
Davalı tarafın davanın reddedilen kısmı yönünden fer’i nitelikteki tazminat talebinin REDDİNE” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından taleplerine aykırı olarak verilen red kararlarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, 08/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda müvekkil tarafından ödenen tazminatın toplam 303.819,00 olduğunu, hesaplanan tazminatın ise 320.451,77 TL tutara ulaştığı ödenen tazminat tutarının hesaplanan tazminat miktarından az olduğu tespit edildiğini, bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere müvekkil … tarafından ödenen miktarın hesaplanan tazminat tutarından az olduğunu, tüm bu nedenlerle Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi… Esas… Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak reddedilen miktar ve kalemler yönünden de talepleri doğrultusunda kabulüne karar verilmesini, yargılamanın duruşmalı olarak yürütülmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin taraflara yükletilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; huzurdaki davaya ilişkin kazanın kontrolsüz kavşakta meydana geldiğini, her sürücünün karşı sürücü tarafından gelebilecek ihmalkar ve kusurlu davranışlarına karşı teyakkuzda olmasının gerektiğini, ancak sürücü …’ın gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nin 26/02/2021 tarihli raporunda davalı müvekkil …’ın dava konusu trafik kazasında %100 asli kusurlu olduğuna ilişkin kanaat bildirildiğini, ancak söz konusu raporun eksik incelemeye dayalı olup gerekli araştırmalar yapılmadan tanzim edildiğini, kaza sonucu vefat eden sürücü …’ın sürücü ehliyetinin bulunmadığını ve kaza anında kast takmadığının da göz ardı edildiğini, tüm bu nedenlerle Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliği’nin 29/09/2021 tarih … Esas … Karar sayılı numaralı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Katılma yoluyla istinaf eden davacı vekili sunduğu istinaf ve istinafa cevap dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından taleplerine aykırı olarak verilen red kararlarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkil … tarafından kazaya sebebiyet veren … plakalı motosikletin ZMM sigortasının olmadığı tespit edilmiş olup kazada vefat eden … mirasçıları tarafından müvekkil …’na yapılan başvuru üzerine 11.03.2019 tarihinde 303.819,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, Mahkeme tarafından Sami Bircan’ın ” MENTAL RETARDASYON” tanısı ile akli dengesinin akıllıca yaşam sürmesine izin vermediği, kendi işlerini göremediği, sürekli yardıma muhtaç olduğu, kendisine süresiz olarak vasi atanması, zihinsel ve bedensel engelli olduğu dikkate alınmadan, ödeme yapılan Sami Bircan yönünden talebin reddine karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, İlk derece mahkemesi tarafından davalı … vekili lehine hükmedilen vekalet ücretinin avukatlık asgari ücret tarifesine aykırılık teşkil ettiğini, tüm bu sebeplerle, istinaf başvurumuzun kabulü ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak reddedilen miktar ve kalemler yönünden de talepleri doğrultusunda kabulüne karar verilmesini, yargılamanın duruşmalı olarak yürütülmesini, haksız ilamın icrası yönünden tehir-i icra kararı verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı taraflara yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen davanın esasına girilen karar, davalı … tarafından istinaf edilmiştir.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren Yasanın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda, davacı …, Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde ödediği tazminatı sorumlu davalılara rücu etmektedir. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır.
Her ne kadar dairemizin önceki kararlarında; dava haksız fiilden kaynaklanıyor ise de zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan davalının sorumluluğuna ilişkin olup, zorunlu mali mesuliyet sigortasının 6102 Sayılı TTK.nda düzenlenmesine göre, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması ve bu nedenle ticaret mahkemelerinin görevli olduğu kabul edilmekte idi ise de ;
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 16/09/2021 tarihli 2021/17896 Esas 2021/4942 Karar sayılı, “Bölge Adliye Mahkemesi Kesin Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesi İstemine Dair”, dairemizin bu yöndeki kararları kapsamında oluşan uyuşmazlıkların giderilmesine ilişkin yeni tarihli kararına göre;

“Uyuşmazlığın giderilmesine konu somut olaylarda, davacı … zorunlu trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu trafik kazalarında zarar gören üçüncü kişilere ödediği tazminatı Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde zarardan sorumlu olan gerçek kişi sürücü ya da işleten davalıya rücu etmektedir. TTK nun 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava söz konusu değildir. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir ” şeklinde, BAM hukuk daireleri arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine dair karar karşısında önceki verilen kararlardan dönülmesi şeklinde görev konusunda uygulama birliğinin sağlanmasının uygun olacağı değerlendirilmiştir.
Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, mahkemece bu sebeple görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esasına girerek karar vermesinde isabet bulunmadığından, davalının istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Nitekim Yargıtay 4 HD nin 2021/17896 Esas 2021/4942 Karar; 17. Hukuk dairesinin 2020/466 esas 2020/8778 karar sayılı ilamları.
Anlatılan sebep ve gerekçelerle, tüm dosya kapsamı ve davanın niteliği nazara alınarak davalı … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurularının açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılması için HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuranlar tarafından peşin olarak yatırılan başvuru harcı dışında kalan istinaf karar harçlarının talep halinde taraflara iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
7-Konya … İcra Dairesinin… Esas sayılı dosyasına davacı … tarafından sunulan; … numaralı 15.400,00 TL bedelli teminat mektubunun İİK 36/5 maddesi gereğince talep halinde ilgilisine iadesine,

HMK’nın 353/1-a-3 maddesi ve 362/c maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda OY ÇOKLUĞU ile KESİN olarak karar verildi.23/03/2022


Başkan

(MUHALİF)

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.
MUHALEFET ŞERHİ:
Dava, trafik kazasında üçüncü şahsa … tarafından ödenen tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
…ının zarar görene ödemiş olduğu zararı sigorta yaptırmayan kişiye karşı açtığı dava NİSPİ TİCARİ BİR DAVA MIDIR?
Somut olayda davanın, trafik kazası nedeniyle … tarafından zarar görene ödenen tazminatın zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan araç malikinden rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren iki tarafın tacir olması gerekliliği karşısında bu dava NİSPİ TİCARİ DAVA DEĞİLDİR.
…nın zarar görene ödemiş olduğu zararı sigorta yaptırmayan kişiye karşı açtığı dava MUTLAK TİCARİ BİR DAVA MIDIR?
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14/1. maddesinde, bu Kanunun 13. maddesi 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak belli koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde …nın oluşturulacağı hükmüne yer verilmiş, aynı Kanunun 14/2-a maddesinde ise sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için …na başvurulabileceği belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1483/1. maddesinde ise sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş, aynı Kanunun 4/1-a. Maddesinde de her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. Kanunun lafzı ve amacı nazara alındığında zorunlu mali mesuliyet sigortalarından doğan uyuşmazlıklarda Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmaktadır.(YARGITAY 5. Hukuk Dairesi 2020/7592 E 2020/9097 )
KISACA, davanın Türk Ticaret Kanunun 1483 vd. maddelerinde sayılan hususlardan olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar dava, haksız fiilden kaynaklanıyor ise de zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan davalının sorumluluğuna ilişkin olup, zorunlu mali mesuliyet sigortasının 6102 Sayılı TTK.nda düzenlenmesine göre, MUTLAK TİCARİ DAVA OLUP ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.(Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2020/7592 E 2020/9097 K Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 22/01/2018 tarih ve 2017/10924 esas 2018/399 karar sayılı ilamı, Yargıtay17. Hukuk Dairesinin 2016/9691 esas 2019/4056 karar sayılı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin … esas … karar sayılı ilamı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/2830 esas 2019/1603 karar sayılı ilamı )
Açıklamaya çalıştığım nedenlerle Davacı…nın açtığı davasının Mutlak Ticari Dava olması ve Asliye Ticaret Mahkemesinin Görevli olması ve bu mahkemece yargılamanın yapılarak karar verilmesi görüldüğünden, dosyanın istinaf sebepleri incelenerek karar verilmesi yerine dosyanın GÖREV YÖNÜNDEN KALDIRILARAK karar verilmesi gerekeceğini belirtir sayın Çoğunluğun görüşüne katılamamaktayım.


Başkan

e-imzalı