Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1525 E. 2022/1675 K. 05.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 05/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 21/04/2022
NUMARASI : … Esas

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
İFLAS İDARE MEMURU :

DAVA : Kayıt Ve Kabul
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 05/09/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 05/09/2022

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesiyle; dava konusu asıl taleplerinin dışında ayrıca, talep edilen alacak yönünden 2004 s. İİK.nin 235. maddesi gereğince 2. alacaklılar toplantısına katılmaları konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini de istemiştir.
Davalı iflas nedeni ile tasfiye halinde … Ltd. Şti. İflas İdaresi adına İflas İdare Memuru Av. … cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından … şirketinin … şirketinden gerçek alacağının bulunmadığını ve … şirketini zarara uğratmak amacı ile olmayan alacağa dayalı olarak takip yapıldığı yönündeki iddiaların gerçekleri yansıtmadığı kanaatine varıldığını, davacının oğlunun gerçeğe aykırı olarak düzenlenmiş olan belge ve usulsüz defterlere dayalı olarak hazırlanmış olan raporlara istinaden alacaklı olduğu yönündeki iddialarının kabul edilemeyeceğini, defter ve belgelerin usul ve yasaya uygun tanzim edilmediğinden dolayı bu belgelere dayalı düzenlenen raporların karara dayanak olmasının mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle davacının açmış olduğu kayıt kabul davasının reddine, davacının 2. Alacaklılar toplantısına katılmaya yönelik tedbir talebinin reddine, mahkeme masraflarının ve ileride vekil tutulması halinde vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi 21/04/2022 tarih … Esas sayılı ara kararında özetle; “2004 s. İİK.nin 235/1. maddesine göre, “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur. Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nisbette katılması gerektiği konusunda 302 nci maddenin altıncı fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir.”
6100 s. HMK.nın 390/3. maddesine göre ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.”
Somut olayda; Davacı taraf her ne kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiş ise de; mevcut delil durumuna göre ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve
Davacının dava dilekçesindeki İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİNE” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin, müflis şirketin ortaklarından olup aynı zamanda şirkete mali sıkıntılarını aşmak adına büyük ödemeler yapmış olan …’in oğlu olduğunu, müflis şirkete büyük miktarlarda vergi cezaları kesildiğini, akabinde 28.10.2014 tarihinde müflis şirketin ruhsat sahası içerisinde meydana gelen kazada 18 kişinin vefat ettiğini, 50 civarında kişinin yaralandığını, bu kişilerin yakınları tarafından açılan davalarda pek çok tazminatlara hükmedildiğini, o dönemki şirket yöneticisi şirket ortaklarından bu bedelleri ödemek için yardım istemek zorunda kaldığını, başta Vergi Daireleri, SGK, Maden Dairesi vb. olmak üzere pek çok kamu kurumuna olan borçları ile işçilere ve piyasaya olan borçları, müflis şirketin ortaklarından olan müvekkilin oğlu … ve müvekkilin de aralarında bulunduğu şirket ortakları tarafından ödendiğini, müflis şirketin diğer bazı ortaklarının çeşitli hileli işlemler yaparak müflis şirketi kendilerine borçlandırması ve icra takibi başlatarak bunu usulsüz şekilde kesinleştirmesi üzerine … tarafından şirketin iflası istendiğini, iflas kararının 08/03/2022 tarihinde kesinleştiğini, iflas idaresince …’in kendisinin ve şirketlerinin tüm alacaklarının reddedildiğini, iflas kararı verilen dosyadaki alacağın da dahil olduğunu, bunu yapanın müflis şirketin şimdiki müdürü ile onunla birlikte hareket eden iflas idaresi olduğunu, müflisin şimdiki müdürünün ise, müflis şirkete karşı hileli eylemlerde bulunan ve kendisi ve ailesini müflis şirkete karşı alacaklı pozisyonuna geçiren kişi olduğunu, müflisin müdürü ve iflas idaresi …’in ve şirketlerinin ikinci alacaklılar toplantısına katılmasını engellemeye çalışıldığını, bu sebeplerle de tüm taleplerinin reddedildiğini, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkilin müflis şirket adına yaptığı ödemelerin belgeleri dikkate alındığında, müvekkil şirketin müflis şirketten alacaklı olduğunun sabit olduğunu, tüm bu nedenlerle Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında 21/04/2022 tarihinde verilen ara kararın kaldırılmasını, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile 27/05/2022 tarihinde toplanacak 2. Alacaklar toplantısına müvekkil şirketin 2.029.646,51 TL olan alacağının tamamını temsilen katılımına izin verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul ) davasıdır.
Uyuşmazlık, davacının ikinci alacaklılar toplantısına katılma talebinin yerinde olup olmadığı ve mahkeme gerekçesinin talebe uygun olup olmadığıdır.
A) Kararın istinaf incelemesine tabi olup olmadığı yönünden yapılan incelemede :
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 235. maddesinde “Sıra cetveline itiraz ve neticeleri “ düzenlenmiştir.235/1. fıkrada “…Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nispette katılması gerektiği konusunda 302’nci maddenin altıncı fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir. “ ifadelerine yer verilmiştir. Maddede belirtilen 302/6. fıkrasında ise, çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkemenin karar vereceği, şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümlerin saklı olduğuna yer verilmiştir. 237.Maddenin üst başlığı ise, “ ikinci alacaklılar toplanması “ dır. Maddede, İflas idaresinin, alacakların tespit işini yaptıktan sonra, 232. maddedeki sürenin bitiminde alacakları tamamen veya kısmen idarece kabul edilen alacaklılar ile sıra cetveline kayıt davası açmış alacaklılardan, 235. maddeye göre katılmalarına karar verilmiş olanlarında, ikinci toplantıya ilanla davet edeceği belirtilmiştir.
Alacağını iflâs idaresine veya basit tasfiye usulünde iflâs müdürüne bildirmeyen alacaklının doğrudan doğruya açtığı kayıt kabul davası mahiyetindeki alacak davasında alacaklı, yargılamayı yürüten ticaret mahkemesinden İİK m. 237 uyarınca yapılacak olan ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ya da katılacaksa hangi miktarda alacağı için katılacağı hususunda İİK m 297/son’un kıyasen uygulanması yoluyla ihtiyati tedbir kararı vermesini talep edebilir. Mahkemenin ihtiyati tedbir talebini reddetmesi hâlinde ret kararına karşı alacaklı istinaf kanun yoluna başvurabilir. Çünkü alacaklının talebi neticesinde verilecek olan karar niteliği itibariyle bir ihtiyati tedbir kararıdır.(Uyar, Şerh, C:10, s. 16383; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 579; Kuru, El Kitabı, s. 1333; Muşul, s. 1353, 1354; Arslan/Yılmaz/Taşpınar-Ayvaz/Hanağası, s. 510; Yılmaz, Şerh, s. 1069. 43 Y.3.HD., 12.06.2015
Bu sebeple, mahkemece, İhtiyati tedbir şartlarının değerlendirilmiş olması yerindedir.
B) Esasa ilişkin itirazın incelenmesinde :
6100 sayılı HMK’nun 389.maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında ”mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması… gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir.
Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK’nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda “…hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez… bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması…” hükme bağlanmıştır.
Somut olayda davacının 2.029.646,51 TL alacağı olduğu iddiasıyla bu miktarın kayıt kabulünü istediği, davacı tarafın kayıt kabul talebine ilişkin davasında dosya içerisine sunulan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinde 6100 sayılı HMK’nun 390. Maddesi kapsamında yaklaşık ispat koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmakla itirazın reddi gerekmiştir.
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1(f) ve İİK 265/son maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
05/09/2022

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.