Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1481 E. 2022/1610 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 19/07/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 19/07/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 19/07/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “dava dışı …’ye ait emtia, müvekkil şirket nezdinde 24.10.2019 teklif ve 31.10.2019 tanzim tarihli, … numaralı Abonman … Poliçesi ile teminat altına alınmıştır. Dava dışı sigortalı şirket tarafından, davaya konusunu oluşturan emtianın Manisa’dan Malatya-Kuluncak’a, karayolu ile taşınması hususunda davalı/taşıyan …. (Fiili Taşıyan) ile anlaşma sağlanmış ve emtia 19.03.2020 tarihinde davalı …. ‘ye ait ve … idaresindeki … plakalı araca sağlam ve eksiksiz olarak yüklenmiştir. Davalı …. ‘ye ait ve … idaresindeki … plakalı araç, Konya’dan Aksaray’a istikametine seyir halinde olduğu sırada, direksiyon hakimiyeti kaybedilmek suretiyle yolun sağ tarafına doğru yoldan çıkmış ve bu nedenle nakliyeye konu emtia hasara uğramıştır. Kaza sonrası Konya Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 19.03.2020 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağında; “Bu kazanın oluşumunda sürücü … 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununda yer alan sürücülere ait diğer kusurlardan 52/1-b maddesindeki” Aracın hızını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak” kuralını ihlal ederek kazaya sebebiyet vermiş olduğu anlaşılmıştır.” Denilmekle, meydana gelen kazada tek ve asli kusurlunun davalı şirket araç sürücüsünün olduğu açıkça tespit edilmiştir. Meydana gelen kazanın tek taraflı olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, tek ve asli kusurlunun araç sürücüsü olduğu aşikardır. Davaya konu emtia hasarı, davalının taşıyıcı olarak nakliye işini üstlenmiş olduğu iş görülürken, araç sürücüsünün kusuru ile meydana geldiğinden, davalının sorumluluğu söz konusudur. Denilmek suretiyle açıkça belirtildiği üzere, davalının araç sürücüsü olan çalışanının kusurlu hareketlerinden sorumlu olduğu aşikar olmakla, her halükarda ihtilaf konusu zararı tazminle yükümlü olduğu tereddütsüzdür. Hasar sonrası yapılan incelemeler neticesinde, 17.08.2020 tarihli ibraname doğrultusunda, müvekkil Şirket sigortalısı dava dışı ….’ye 77.840,95- TL hasar tazminatı ödemesi gerçekleştirilmiştir. Bu ödemeden sonra TTK m. 1472 gereği, sigortalıya halef olunmuş ve ayrıca sigortalı tarafından kazaya ilişkin olarak kendisine ait tüm haklar müvekkil Şirkete devir ve temlik edilmiştir. Müvekkil Şirketin ödeme sonrası halef olmasına istinaden, gerçekleştirilen ödeme sonrasında davalıdan rücu talebinde bulunulmuş olmasına karşın, davalı tarafından herhangi bir ödeme gerçekleştirilmemiştir. Davalı tarafından müvekkil Şirkete ödeme yapılmaması nedeniyle, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatılmış, işbu takibe davalı borçlu tarafından 22.01.2021 tarihinde itiraz edilmiştir. Akabinde tarafımızca Ticari Dava Şartı Arabuluculuk başvurusu yapılmış olup, … arabulucuk numarası ile arabuluculuk süreci başlamıştır. 28.06.2021 tarihinde Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı düzenlenmiş olup; müzakereler sonucu anlaşmaya varılamamış dolayısıyla işbu davayı açma gereği hasıl olmuştur. Bu nedenle, hasar tazminatlarını ödeyen müvekkil şirket, … Genel Şartları
’nın 26. maddesi ve TTK hükümleri uyarınca ödediği tazminatı, Sigortacının Halefiyeti ilkesi gereğince davalıdan rücu etme hakkına sahip bulunmaktadır. Davalıya yapılan müracaatlardan bir sonuç alınamamış, bunun üzerine icra takibi başlatılmış, icra takibine ise haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak itiraz edilmiş olduğundan, işbu davayı ikame etmek gerekliliği hasıl olmuştur. Sayın Mahkemede ikame edilen işbu huzurdaki haklı davada, yargılama neticesinde lehimize hükmedilebilecek maddi tazminatın tahsilinde zorluk yaşanmamasının önüne geçmek, hükmün icrasını mümkün kılabilmek masadı ile, davalının menkul, gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının 3. şahıslara devir ve temlikini önlemek için adına kayıtlı bulunan menkul, gayrimenkul ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir (haciz) şerhi konulması talebimizin teminatsız olarak kabulüne karar verilmesini talep ederiz. Bununla birlikte, Davacı müvekkil sigorta şirketinin 5684 Sayılı Kanunun 17. maddesi gereğince Hazine Müsteşarlığı nezdinde teminatlar tesis etmiş olduğu ve sigorta şirket borçları ayrıca kamu teminatı altında bulunduğu nazara alındığında tedbir talebimizin teminatsız olarak kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. Tüm bu açıklamalar kapsamında, tarafımızca İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı icra dosyası ile başlatılan takibe davalıların haksız ve kötü niyetli itirazının iptaliyle takibin devamına, işbu haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle %20’den az olmamak üzere, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebinde bulunma gereği hasıl olmuştur. ” şeklinde dava açmıştır.
Davalı … Taşımacılık vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep ettikleri, dava konusu emtiayı taşıyan diğer davalı … olduğunu, dava dilekçesindeki iddianın aksine taşıma yapılan aracın davalı müvekkilinin şirketi değil, diğer davalı …’a ait olduğunu, …’ın müvekkili şirketin çalışanı olmadığını, bu hususta ticari defter ve kayıtlara dayandıklarını, davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın Karayolları Genel Müdürlüğü’ne ihbarını talep ettiklerini, davaya konu yükleme taşıma işinin müvekkili … ile davalı … firması arasında gerçekleştirildiğini … firmasının taşıma sigortalısı varlığı nedeni ile … veya Sigorta firması sorumluluğunda olduğunu, davacı tarafından hazırlanan ekspertiz raporunda rücu imkanının davalı ana nakliyeci firma olan … firması olduğunu, müvekkili araç sürücüsüne rücu imkanı olmadığını belirttiği, açılan davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Davacı vekilinin mahkememize sunduğu 11/04/2022 tarihli dilekçede Sayın Mahkemenizin yukarıda esas bilgisi yazılı dosyasında davalı taraf ile sulh olmamız sebebiyle iş bu dava konusuz kalmış olup; Sayın Mahkemenizden duruşma tarihi beklenmeksizin davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini , vekaleten arz ve talep eder ve davalıdan harç, masraf, yargılama gideri ve avukatlık ücreti talep etmeyeceğimizi beyan ederiz, dediği, davalı … Vekilinin ise Davacı Sigorta Şirketinin 11.04.2022 tarihli dilekçesinden de anlaşılacağı gibi müvekkilim şirketle, davacı şirket sulh olmuştur. Huzurdaki dava nedeniyle davacı taraftan yargılama gideri ve vekâlet ücreti talebimiz bulunmadığını vekil olarak arz ve talep ederiz dediği anlaşılmakla davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. ” şeklinde davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; diğer davalı tarafından vekalet ücreti talebinde bulunulmadığını, bu nedenle de diğer davalı lehine vekalet ücreti verilmediğini ancak taraflarınca yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığına ilişkin herhangi bir beyan sunulmadığını, diğer davalı taraf olarak tarafları lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekalet ücretine hükmedilmediğini, arabuluculuk ücretinin tarafları aleyhine olacak şekilde hüküm kurulduğunu ancak yargılama giderlerinin dosya hakkında karar verilmesine yer olmadığı talep eden tarafa yükletilmesi gerektiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece; yargılama sırasında dava konusu bedelin davalı … tarafından ödenmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve davacı ve davalılar lehine avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun esastan sonuçlanmayan davada yargılama giderlerini düzenleyen 331. maddesinde davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir edeceği düzenlenmiştir. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhta ücreti düzenleyen 6. maddesinde ise anlaşmazlığın davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilmesi halinde Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunacağı düzenlenmiştir.
Dosya kapsamından; davacı tarafından, emtea nakliyat sigorta poliçesi ile hasarlanan ürün bedeline ilişkin itirazın iptali davası olduğu,dava konusu tazminatın davalı akyüz şirketince ödendiği, davalı …’nin vekalet ücreti talep etmediğine dair bir beyan dilekçesi yok ise de eldeki davanın açılmasına sebebiyet veren davalılardan … nin ön inceleme duruşmasından önce dava konusu tazminat bedelini ödendiği,kaza tespit tutanağı ve belgelere göre araç şoförü …’nin olayda tam kusurlu olduğu ve emtianın hasarlandığı anlaşılmaktadır. Dava açıldıktan sonra ön inceleme aşamasında davalı yanlardan … tarafından dava konusu borç ödenmiş olmakla, davacının dava açmakta haklı olduğu hususu gözetilerek ve davacının da vekalet ücreti talep etmediği anlaşılmakla İDM kararında isabetsizlik yoktur.
Nitekim Yargıtay 4 HD nin 2019/3171 esas 2020/126 karar sayılı ilamı.
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
1-Davalı … tarafından alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
2-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 19/07/2022

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.