Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1424 E. 2022/2166 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 19/10/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ
:
DAVALI :
VEKİLLERİ :
:
:
:
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNAN :
VEKİLLERİ :
:
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 19/10/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 20/10/2022

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 01/03/2016 günü sürücü davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile müvekkil … idaresindeki motosikletin ön kısmının çarpışması sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, trafik kazasında müvekkilinin bedensel zarara uğraması nedeniyle toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarı belirlenerek davalı sürücü / malik / işleten yönünden olay tarihinden sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden işleyecek avans faiziyle şimdilik müştereken ve müteselsilen 100.000,00 TL maddi tazminat, olay tarihinden işletilecek avans faizi ile davalı … ve … aleyhine müştereken ve müteselsilen 50.000,00TL manevi tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsiline, ayrıca davalı ….üzerine kayıtlı kazaya karışan … plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacı tarafça müvekkiline usulüne uygun olarak başvuruda bulunulmadığından davanın usulden reddinin gerektiğini, kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın 11.08.2015-11.08.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … nolu Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, söz konusu kazada sigortalı araç sürücüsünün kusur durumunun tespitinin gerektiğini, davacıda kalıcı maluliyet durumunun adli tıp kurumundan alınacak rapor ile tespit edilmesinin gerektiğini, avans faiz talebinin yerinde olmadığını belirterek; davanın usulden, aksi durumda esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı …. Vekili cevap dilekçesinde özet olarak; dava konusu kaza ile zarar arasında bir illiyet bağının bulunmadığını, ceza dosyasından alınan raporla yetinilmeyerek yeniden kusur raporu alınmasının ve adli tıp kurumundan da maluliyete ilişkin rapor alınmasının gerektiğini, davanın ….’ne ihbarını talep ettiklerini belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacının kaza nedeniyle uğramış olduğu maluliyetine ilişkin adli tıp kurumundan rapor aldırılmasının gerektiğini, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, avans faizi talebinin yerinde olmadığını belirterek; davanın reddine, davanın … Şirketine ihbarına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi 07/04/2022 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Somut olayda, davaya konu trafik kazasına ilişkin olan Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dava dosyası içeriği dikkate alındığında davacının kaza esnasında kaskının takılı olmadığı sabittir. Müterafik kusur indirimi yapılabilmesi için salt kaskın takılı olmaması yeterli olmayıp, kaskın bulunmaması ile yaralanma arasında illiyet bağının da bulunması gerekir. Hükme esas alınan 07/10/2021 tarihli ATK 2. Üst Kurul raporu ile davacı hakkında tayin edilen maluliyet oranı baş bölgesindeki yaralanmalara istinaden değil, alt esktremitede oluşan hasara istinaden verilmiştir. Bu nedenle davacı kaza esnasında kask kullanıyor olsa dahi bu yaralanmanın oluşacağı sonucuna varıldığından müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
Sonuç olarak, davaya konu trafik kazası neticesinde yaralanan davacının talep edbileceği geçici iş göremezlik zararının 5.464,15 TL, sürekli iş göremezlik zararının 304.293,48 TL, tedavi gideri zararının ise 3.500,00 TL olduğu kabul edilmiştir.
Davacı vekili, 04/01/2022 tarihli talep artırım dilekçesi ile davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak talebini geçici iş göremezlik tazminatı yönünden 5.464,15 TL’ye, sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden 262.154,32 TL’ye, tedavi gideri tazminatı yönünden ise 3.500,00 TL’ye çıkarmıştır.
Anılan nedenlerle ve taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının geçici, sürekli ve tedavi gideri tazminatı istemlerinin kabulüne, davacının geçici ya da sürekli başka birinin yardımına muhtaç olmadığı kabul edildiğinden bakıcı gideri tazminatı isteminin ise reddine karar vermek gerekmiştir.
TBK’nın 56. Maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Tarafların sosyal ekonomik durumları, paranın alım gücü, davacının yaralanmasının derecesi, tarafların kusur oranları dikkate alınarak davacının manevi tazminat isteminin 25.000,00 TL üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve;
DAVACININ MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 5.464,15 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 262.154,32 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 3.500,00 TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 271.118,47 TL tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi itibariyle geçerli ZMMS poliçesi yaralanma ve sağlık gideri teminat klozları limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla ve temerrüt tarihi olan 05/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalı … ile davalı …. yönünden ise kaza tarihi olan 11/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının bakıcı gideri tazminatı isteminin reddine,
DAVACININ MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … ile davalı …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasının ve kalıcı hareket fonksiyonlarında azalmanın yarattığı ruhsal ve yaşamsal olumsuzluklar nedeniyle, davalıların kusur durumu gözetilerek telafi edici ve caydırıcı unsurları etkin olmak üzere 01/03/2016 tarihinde kaza gerçekleştiğinden o günün ekonomik şartlarına göre 50.000 TL manevi tazminat istendiğini, davacının %30, sürücünün %70 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiş ve bu raporlar nazara alınarak 50.000 TL olan manevi tazminat taleplerinin kısmen 25.000 TL üzerinden kabul edildiğini, hükmedilen manevi tazminatın müvekkilde ruhsal ve yaşamsal olumsuzluklarını telafi edici olmaktan çok uzak olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak 50.000 TL üzerinden karar verilmesini, yargılama giderlerini karşı yan üzerine bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacının taleplerinde samimi olmadığını, manevi tazminatı düzenleyen kanun hükümlerini kötüye kullanmak suretiyle zenginleşmek arzusunda olduğunu, olayın üzerinde uzunca bir süre geçmesiyle birlikte tazminat talep edilmesinin apaçık kötü niyetli bir talep olduğunu, zararlandırıcı bir olayın gerçekleşmesine kendi kusuruyla sebebiyet veren davacının davasının reddinin gerektiğini, kazanın meydana geldiği tarih itibariyle yaşı oldukça küçük olan davacının, motosiklet gibi tehlikeli bir kara aracıyla kurallara riayet etmeksizin, gerekli donanım ve ekipmanları kullanmaksızın seyrederken bu kazaya sebebiyet verdiğini, davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş derecede yüksek olduğunu, İş bu davaya konu trafik kazasına karışan araçlardan müvekkilin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 07.08.2016 tarihinde 1 yıl süreli geçerli … Şirketi tarafından … poliçe numarası ile 100.000, 00 (yüz bin ) TL miktarında manevi tazminat klozu da bulunan genişletilmiş kasko poliçesi yapıldığını, bu sebeple de meydana geldiği söylenen zarar nedeniyle müvekkilin sorumluluğuna gidilmemesi gerektiğini, sigorta şirketine davanın ihbar edildiğini, tüm bu nedenlerle usule, yasaya, hakkaniyete ve dosya münderacatına açıkça aykırı yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucu davalı müvekkil lehine kaldırılmasına ve davacının haksız davasının reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle maddi ile manevi tazminat talebine ilişkin olup; verilen karar, davacı ve davalı … tarafından “manevi tazminata yönelik” aşağıdaki hususlarda istinaf edilmiştir.
1-Davalının maluliyete yönelik itirazlarında;
Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan hükümlere göre ,haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği (ancak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı bu dönem için de yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanacak) hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.Kökleşmiş Yargıtay 17. HD uygulaması ve içtihatlarına göre maluliyet raporlarının düzenlenmesinde haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik ve yasa hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.Nitekim Yargıtay 17 HD nin 2016/16240 esas 2019/7273 karar 2016/15369 esas 2019/6853 karar sayılı ilamları.
Somut olayda, kaza tarihine göre yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği (ancak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı bu dönem için de yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanacak) hükümlerine uygun olarak çelişkileri de gideren Adli Tıp Kurulu Üst Kurulu’ndan alınan raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, buna yönelik itirazlar reddedilmiştir.
2-Davalının kusura yönelik itirazında;
Türk Borçlar Kanunun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” yine aynı kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” denilmektedir.
Bu itibarla, trafik tespit tutanağı, ceza dosyasında alınan ATK, mahkemece alınan kusur ve ATK kusur raporu ile tüm deliler hep birlikte incelenip değerlendirildiğinde; yaralanmalı trafik kazasının, davalının % 70 oranındaki asli kusurlu trafik kurallarına aykırı hakereti nedeniyle oluştuğu, benimsenen kusur raporunun dosya kapsamına, dosyadaki mevcut delillere, kazanın gerçekleşme biçimine ve oluşa uygun olup, raporların ve kaza tespit tutanağının gelen olarak birbirini teyit edip “davalı aleyhine çelişki arz etmediği”; bu itibarla herhangi bir somut delile dayanmayan kusur ve illiyet bağı itirazlarının reddine karar verilmiştir.
3-Davalının müterafik kusura yönelik itirazında;
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/3135 E 2018/11955 K sayılı ilamında da vurgulanmıştır.
Somut olayda, davaya konu trafik kazasına ilişkin olan Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dava dosyası içeriği dikkate alındığında davacının kaza esnasında kaskının takılı olmadığı sabittir. Müterafik kusur indirimi yapılabilmesi için salt kaskın takılı olmaması yeterli olmayıp, kaskın bulunmaması ile yaralanma arasında illiyet bağının da bulunması gerekir. Hükme esas alınan 07/10/2021 tarihli ATK 2. Üst Kurul raporu ile davacı hakkında tayin edilen maluliyet oranı baş bölgesindeki yaralanmalara istinaden değil, alt esktremitede oluşan hasara istinaden verilmiştir. Bu nedenle davacı kaza esnasında kask kullanıyor olsa dahi bu yaralanmanın oluşacağı sonucuna varıldığından müterafik kusur indirimi yapılmamış biçimindeki mahkeme gerekçesinin dosya kapsamına ve usule uygun olduğundan, buna yönelik davalı itirazının yerinde olmadığı görülmüştür.
4-Davacı ve davalının manevi tazminat miktarına yönelik;
6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yargıtay’ın 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hâkim; Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözeterek, hukuk ve adalete uygun hak ve nesafet kurallarına göre uygun miktarda tazminat takdir etmesi gerekmektedir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların değerlendirilmesi gerekir. Hakim manevi tazminata hükmederken; tarafların kusur durumu, kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumları, zarar ile olay arasındaki illiyet bağı, ölüm halinde kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunması, olayın tarihi, olayın ağırlığı, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, davacı sayısı gibi hususlar dikkate alınarak davacılar için zenginleşme, davalılar için yoksulluğa neden olmayacak şekilde belirlenmelidir.
Somut olayda; yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri, meydana gelen olayın ve davalının fiilin niteliği, olayın oluş yer ve şekli, kusur durumları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda, davacının yaralanması için belirlenen manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete göre uygun olduğu görüldüğünden, buna yönelik taraf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına; dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konya … Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07/04/2022 tarih … Esas … Karar Sayılı Kararın, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davalı … ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1.maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … tarafından istinaf talebi yönünden karar ve ilam harcı olarak 1.707,75 TL alınması gerektiğinden peşin olarak yatırılan 426,94 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.280,81 TL istinaf karar harcının bu davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafın istinaf talebi yönünden alınan harca göre başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, manevi tazminat yönünden; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, maddi tazminat yönünden; HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi. 20/10/2022

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.