Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1422 E. 2022/1600 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 19/07/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : : …) – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 19/07/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 20/07/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilimiz … maliki olduğu … plakalı araç ile 06.06.2019 tarihinde … Caddesi No: … adresinde seyir halindeyken …’in kullandığı … plakalı araç ile maddi hasarlı trafik kazası yapmıştır. Kaza neticesinde müvekkilimize ait araç kullanılamaz hale gelmiş; bu nedenle …. tarafından …. numarası hasar dosyası oluşturulmuş (EK-2) ve bu kapsamda sigorta şirketi tarafından prodesüre göre aracın çekili olduğu …’e exper atanmış ve yapılan inceleme ile pert mutabakatı telefon görüşmesi ile sağlanmıştır. Yapılan son görüşme neticesinde davalı … şirketi tarafından 60.000,000 TL ödeme yapılmıştır. Ancak belirtilen ödeme müvekkilimizce kabul edilmemiş olup; fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak pert protokolü imzalanarak ödeme alınmıştır. Protokol sonrası davalı … şirketine eksik kalan bedelin iadesi için yazılı olarak başvuru yapılmıştır. Ancak yapılan başvurumuza cevap verilmemiş olup; kabul edilmemiştir. Bu nedenle ile anlaşma sağlamak için 04.02.2020 tarihinde arabulucuya başvurulmuş ancak yapılan görüşmeler neticesinde anlaşma sağlanamamıştır. Kaza neticesi ile pert hale gelen müvekkilimize ait araç … modeldir. Araç kedi yılı bazında en full serinin bir alt paketidir ve tek eksiği de arka kameralı teyptir. Bu nedenle piyasa da çok tutulmakta olup; ikinci el piyasası yüksektir. Ayrıca aracın kilometresi de 140.xxx olup, motor ve mekanik konusunda bütün bakımları yapılmıştır. Aracı satın alacak kişinin herhangi bir bakım yaptırmasına gerek olmayacak haledir. Ayrıca herhangi bir hasar kaydı, değişen parçası, boyası bulunmamaktadır. Aracın rengi özel ve nadir bulunan bir renktir (Gri-Gümüş). Kaza yapıldığı dönemde Piyasadaki lider araç satış sitelerinde (… ve …. ) 2012 model … (Gümüş-Gri) filtrelemesi ile arandığında bu sitelerde herhangi bir aracın olmadığı görülmektedir. Dilekçemizde belirttiğimiz tüm bu hususlar dikkate alındığında müvekkilimiz belirtilen aracını satma durumundayken kaza nedeniyle kullanılmaz hale gelerek pert durumuna çıkması sonucu bunu gerçekleştirememiştir. Kaza öncesi aracı satmış; bayram öncesi olması nedeni ile noter işlemini ertelemişlerdir. Kaza tarihinde aracın piyasası 70.000,00-75.000,00 TL iken davalı … şirketi tarafından yalnızca 60.000,00 TL ödeme yapılmıştır. Burada açıkça görüleceği üzere müvekkilimizin kayba uğrayan bir menfaati vardır. Kanun hükümleri ve yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre kullanılamaz hale gelen aracın ikinci el rayiç değeri ile sovtaj değeri tespit edilerek; sovtaj değerinin mahsubu ile bakiye zararın araç sahibine ödenmesi gerekmektedir. Açıkladığımız tüm hususlar doğrultusunda hiç bir kusuru olmadığı halde aracı perte çıkan müvekkilimizin zarara uğrayan menfaatinin teminini sağlamak amacıyla da işbu davayı açma zorunluluğu doğmuştur. ” şeklinde dava açmışlardır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacının açtığı davayı kabul etmediklerini, talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağını, müvekkili şirket tarafından dava konusu hasar bedelinin davacıya dava öncesinde ödendiğini, bu haksız ve mükerrer talepleri içeren davanın reddini talep ettiklerini, müvekkili şirketin bu ödemeyle ibra edildiğini, davacının başkaca bir talebi olamayacağını, ayrıca talep edilen hasar bedelinin de davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, davacının da ancak yasal faiz talep edebileceğini, davanın ödeme ve mükerrerlik nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili davalı aleyhine Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Konunun 6098 sayılı TBK.49.maddesi ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, KTK.85. maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar………….İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK’nun 92.maddesinde; “Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler, b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler, c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler. g) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri, h) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri, i) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde;”Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar. ” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Hasar Kusur Uzmanı Bilirkişi …’nun bilirkişinin raporunda; …. plakalı araç sürücüsü dava dışı …’in %100 oranında tam kusurlu olduğu, davaya konu araçta meydana gelen gerçek hasar miktarının 35.100,00 TL olacağı, araçta meydana gelen toplam hasar miktarının poliçede belirtilen 36.000,00 TL teminat limiti dahilinde olduğu, davalı … şirketi tarafından davacı tarafa araçta meydana gelen hasar bedeli ile ilgili 36.600,00 TL ödemenin yapıldığı, kusur oranına göre davacı …’ın davalı … AŞ den talep edebileceği kalan miktarın 12.500,00 TL olacağı bildirilmiş olup mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporunun hukuka, oluşa uygunluğu ile denetime elverişli olduğu da dikkate alındığında ve HMK 109/2 maddesi mülga olduğundan bu yöndeki itiraza itibar edilmemiştir. Diğer taraftan eldeki dava trafik kazası nedeniyle açılmış bir davadır. Dava açılırken “1.000 TL üzerinden ve tespit edilecek bedele arttırma taleplidir” şeklinde açılmıştır. Kısacası ortada bir belirsiz alacak davası vardır.
Davacı yan gerekli müracaatı yaptığı ve bunun üzerine davacı yanın itirazı kaydı ile anlaşmaya varıldığı anlaşılmakla, usulüne uygun müracaat yoktur savunmasına itibar edilmemiştir. İtirazı kayıtla anlaşma yapıldığından mükerrerlik olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Diğer taraftan ödeme ile dosyamızdaki belirtilen zararı değerlendirdiğimizde somut olayda aradaki farkın fahiş olduğunun kabulü gerekir. Davacı yanın ıslah yetkisi olduğundan bu yöndeki itiraza da itibar edilmemiş olup davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 12.500,00 TL nin temerrüt tarihi olan 22/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
” şeklinde davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 12.500,00 TL nin temerrüt tarihi olan 22/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazalı aracın rayiç değerinin 60.000,00 TL olduğu beyan edilmesine rağmen davanın belirsiz alacak türünde ikame edilmesinin usul hukuku kurallarına aykırı olmakla davanın usulden reddinin gerekmesine rağmen kısmen kabul kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava konusu kaza sebebiyle davacının uğradığı zararın tazmini için müvekkili şirket tarafından 22.600,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin aracın onarımının ekonomik olmadığından bahisle pert total işlemi uygulayarak kazalı aracın rayiç değerinin 60.000,00 TL olduğunu, sovtaj bedelinin 37.400,00 TL olduğu hususunda mutabakata varıldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin yalnızca 22.600,00 TL’lik kısmının mahsup edilmesinin hatalı olduğunu, 60.000,00 TL tutar üzerinden mutabakata varıldığından bu tutar üzerinden mahsup edilmesi gerektiğini, yerel mahkemece kusur tespitine ilişkin hüküm kurmaya elverişli rapor alınmadan davacının konu kazada müterafik kusuru bulunup bulunmadığı tespit edilmeden karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemece müvekkili şirket aleyhine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hatalı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Davalı vekilinin hasara yönelik itirazları hakkında;
Davalı gerçek zarardan sorumludur.Hasar yönünden hükme esas alınan raporda davacı aracının modeli, yaşı, özellikleri, hasarlı kısımları v.s. gözönünde bulundurularak olay tarihi itibariyle aracın 2.el piyasa rayiç değeri tesbit edildiği , tamirinin ekonomik olup olmadığı ve hurdaya ayrılmasının gerekip gerekmediğinin tespit edildiği,Yargıtay 17.HD İçtihatlarına göre aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı değerlendirildiği,Hasar bedelinin piyasa rayiç değeri belirlendiği ve akabihde bu duruma göre tamirinin ekonomik olup olmadığı belirlendiği,Tamiri ekonomik olmadığı için piyasa koşullarına göre kazadan önceki 2.el piyasa rayiç bedelinin ve kazadan sonraki hurda (sovtaj) değeri belirlenmiş belirlenen rayiç değerden de aracın hurda bedeli indirilmek suretiyle davacının gerçek zararı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmiştir.
(Nitekim emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/9274 E 2017/3378K sayılı ilamı)
Hasar Kusur Uzmanı Bilirkişi …’ya tevdi edildiği, bilirkişinin raporunda özetle; …. plakalı araç sürücüsü dava dışı …’in %100 oranında tam kusurlu olduğu, davaya konu araçta meydana gelen gerçek hasar miktarının 35.100,00 TL olacağı, araçta meydana gelen toplam hasar miktarının poliçede belirtilen 36.000,00 TL teminat limiti dahilinde olduğu, davalı … şirketi tarafından davacı tarafa araçta meydana gelen hasar bedeli ile ilgili 36.600,00 TL ödemenin yapıldığı, kusur oranına göre davacı …’ın davalı … AŞ den talep edebileceği kalan miktarın 12.500,00 TL olacağı bildirilmiştir.
mahkeme dosyasına kazandırılan bilirkişi raporunun hukuka, oluşa uygunluğu ile denetime elverişli olduğu da dikkate alındığında davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 12.500,00 TL nin temerrüt tarihi olan 22/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar verilemeis ve kabul oranına göre harç ve vekalete hükmedilmesi,davacının fazlaya ilişkin hakkını saklı tuttuğu dikkate alınarak bakiye bedele hükmedilmesi usul ve yasaya uygundur
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
1-Davalı tarafça alınması gereken 853,857 TL harçtan peşin alınan 220,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 633,87 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 20/07/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.