Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1408 E. 2022/1706 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 08/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 08/09/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 08/09/2022
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 08/06/2021 tarihli dilekçesiyle; 28/10/2017 günü sürücü … idaresindeki … plaka sayılı kamyon ile seyir halinde iken yolun girişini bulamadığından “U“ dönüşü yapmak istediği sırada, yönetimindeki … plaka sayılı otobüs ile kamyonun arka kısmına çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, davacı …’ün ağır şekilde yaralandığı ve sürekli sakat kaldığını, kazaya karışan ve … A.Ş. adına kayıtlı olan … plaka sayılı otobüsün sigortalı olduğunu, davacı hakkında …Üniversitesi Eğitim, Uygulama ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenmiş Genel Adli Muayene Raporu alındığını, … Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenmiş Hasta Epikriz Raporu alındığını, … Gazi Devlet Hastanesi tarafından düzenlenmiş Engelli Sağlık Kurulu Raporu alındığını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 97,98 ve 99/1 maddeleri gereğince davalı sigorta şirketine yazılı başvuru yapıldığını ancak sigorta şirketinin yazılı cevap vermediğini ve tazminat ödemesini yapmadığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi gereğince Arabulucu’ya başvurulduğunu ancak taraflar arasında anlaşmaya varılamadığını beyan ederek belirsiz alacak davasında fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere davacının sürekli sakatlık oranına göre belirlenecek 1,00 TL sürekli sakatlık tazminatının, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları’nın Sakatlık Teminatı başlıklı A.3.3 maddesine göre tespit edilecek 1,00 TL tedavi gideri tazminatının, Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları’nın Daimi Maluliyet Teminatı başlıklı 8/B maddesine göre tespit edilecek sürekli sakatlık oranına göre belirlenecek; 1,00 TL sürekli sakatlık tazminatının, poliçe limiti ile sınırlı olarak temerrüdün oluştuğu 30.04.2021 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arabuluculuk ücretinin , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin 07/09/2021 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, ayrıca davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, dava dilekçesinde bahsi geçen 28.10.2017 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, … plakalı aracın müvekkili şirkete 15/08/2017 -2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numarası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, bu nedenle dosyada kusur tespitinin yapılması gerektiğini, zorunlu koltuk ferdi kaza poliçesinin tedavi gideri tazminatını kapsamadığını, müterafik kusur durumunun göz önünde bulundurulması gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini bu nedenle davacının faiz isteme hakkının doğmadığını beyan ederek davanın usulden reddini, kusur tespiti için ATK tarafından rapor alınmasını, davacının güncel maluliyet durumunun tespiti için rapor alınmasını, davacının tedavi gideri tazminatı taleplerinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; 28/10/2017 günü sürücü… idaresindeki … plaka sayılı kamyon ile seyir halinde iken yolun girişini bulamadığından “U“ dönüşü yapmak istediği sırada, yönetimindeki … plaka sayılı otobüs ile kamyonun arka kısmına çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, davacı …’ün ağır şekilde yaralandığı ve sürekli sakat kaldığını, kazaya karışan ve … A.Ş. adına kayıtlı olan … plaka sayılı otobüsün sigortalı olduğunu, davacı hakkında …Üniversitesi Eğitim, Uygulama ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenmiş Genel Adli Muayene Raporu alındığını, … Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenmiş Hasta Epikriz Raporu alındığını, …Devlet Hastanesi tarafından düzenlenmiş Engelli Sağlık Kurulu Raporu alındığını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 97,98 ve 99/1 maddeleri gereğince davalı sigorta şirketine yazılı başvuru yapıldığını ancak sigorta şirketinin yazılı cevap vermediğini ve tazminat ödemesini yapmadığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi gereğince Arabulucu’ya başvurulduğunu ancak taraflar arasında anlaşmaya varılamadığını beyan ederek belirsiz alacak davasında fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere davacının sürekli sakatlık oranına göre belirlenecek 1,00 TL sürekli sakatlık tazminatının, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları’nın Sakatlık Teminatı başlıklı A.3.3 maddesine göre tespit edilecek 1,00 TL tedavi gideri tazminatının, Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları’nın Daimi Maluliyet Teminatı başlıklı 8/B maddesine göre tespit edilecek sürekli sakatlık oranına göre belirlenecek; 1,00 TL sürekli sakatlık tazminatının, poliçe limiti ile sınırlı olarak temerrüdün oluştuğu 30.04.2021 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arabuluculuk ücretinin , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmekle, konunun 6098 sayılı TBK.nun 49.ve devam eden maddelerinde ve KTK. 85.vd.eden maddelerinde düzenlendiği, TBK’nun 49/1. maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK’nun 51/1. maddesinde;”Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” şeklinde, KTK.85/1.maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde, KTK. 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK.91/1.maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK.92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);” Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı,
Konya Bölge Adliye Mahkemesinin … Hukuk Dairesinin ….-…. ve Konya … Hukuk Dairesinin … E. … K. sayılı dosyalarında da belirtmiş olduğu üzere bakıcı giderleri ve faturalandırılamayan tedavi giderleri yönünden davalı sigorta şirketinin de sorumlu olacağı kabul edildiği dikkate alınarak, mahkemece alınan raporların ayrıntılı ve denetime açık olması nedeniyle hükme esas alındığı ve davacı vekilinin tazminat miktarlarını raporlara uygun şekilde ıslah ettiği görülmekle davacının maddi tazminat taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davacının davasının KABULÜ ile;
Davacının Karayolu Yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası genel şartlarına göre hesaplanan 96.250,00 TL sürekli sakatlık tazminatının sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere temerrüdün oluştuğu 30/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının Karayolu Yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasıgenel şartlarına göre hesaplanan 32.719,50 TL tedavi giderleri tazminatının sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere temerrüdün oluştuğu 30/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının ferdi kaza sigortası genel şartlarına göre hesaplanan 6.875,00 TL sürekli sakatlık tazminatının sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere temerrüdün oluştuğu 30/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazazedenin maluliyetinin zorunlu koltuk kaza sigortası genel şartları ve ferdi kaza sigortası genel şartları uyarınca hesaplanması gerektiğini, kara yolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası genel şartları uyarınca teminat türlerinden sakatlık teminatı başlığı altında yalnızca sürekli sakatlık durumunun teminat altına alınmış olduğunu, bundan dolayı bakıcı gideri ve tedavi gideri tazminatı talebinin reddi gerektiğini, faizin hatalı talep edildiğini, müvekkili sigorta şirketinin temerrüde düşmediğini, Karayolları Trafik Kanunu’nda düzenlenmiş olduğu üzere sigortacının gerek bedensel, gerekse eşyaya gelen zararları ödeme yükümlülüğünün, sigortacının ödeme yükümlülüğünü öğrendiği tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde geçerli olduğunu, eğer bir tazminat sorumluluğu doğacak ise ancak 8 iş gününün geçmesi ile müvekkili şirketin temerrüde düştüğünün kabul edilebileceğini, ancak somut olayda müvekkili şirkete yapılan müracaatın usulüne uygun gerçekleştirilmediğini, bunun için müvekkili şirketin temerrüde düşmemiş olup davacının faiz isteme hakkının doğmadığını, davacının yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin reddi gerektiğini, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermesinin söz konusu olmadığını, bundan dolayı faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olmayacağının kabulü gerektiğini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Çekişmeli yargıda kural olarak, “tasarruf ilkesi” geçerlidir ve taraflar dava konusu üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilirler. Bu suretle davaya son verilebilmesinin bir yöntemi davadan feragattir ve anılan müessese 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 307 ila 312. maddeleri ve arada kalan maddelerde düzenlenmiştir.
HMK’nin 307. maddesinde; feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu, 309. maddesinde; feragatin, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, hüküm ifade etmesinin karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı, kayıtsız ve şartsız olması gerektiği, 310. maddesinde; feragatin, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, 311. maddesinde; feragatin, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu, irade bozukluğu hallerinde feragatin iptalinin istenebileceği ve 312. maddesinde de; feragat beyanında bulunan tarafın, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceği, feragat, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyetin, ona göre belirleneceği düzenlenmiştir.
Bu yasal çerçevede feragat; davacının istem sonucundan vazgeçmesi olup, kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurmaktadır. Geçerliliği için davalının rızasına veya mahkemenin kabulüne gerek olmayıp, bu konudaki tek taraflı irade beyanının mahkemeye ulaşması yeterlidir. Mahkemenin, yalnızca, feragatin gerçekten anılan anlamı içerip içermediğinin ve yasal yönteme uygun yapılıp yapılmadığını araştırması ve koşullar gerçekleşmişse feragat nedeniyle davanın reddi yönünde hüküm kurması gerekir. Diğer taraftan, davacı tarafından feragat bildirimi yapıldıktan sonra mahkemece henüz buna dayalı olarak karar verilmemiş olsa da, feragatten dönülemez. Davacının bu tür durumlarda, hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatin geçersiz olduğunu aynı davada ileri sürebilme veya feragatin feshi için ayrı bir dava açabilme hak ve imkanı bulunmaktadır. Feragatin kesin hüküm oluşturma etkisi maddi anlamdadır ve feragat nedeniyle reddedilen dava, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeniden açılamaz. Ayrıca, feragat ile dava konusu uyuşmazlık esastan sona erdiğinden ve koşula bağlı hüküm verilemeyeceğinden, koşullu feragat geçersiz olduğu gibi, davacının istem sonucunun bir kısmından vazgeçmesi (kısmî feragat) durumunda, davanın feragat edilmeyen bölümü yönünden yargılamaya devam edilmesi zorunludur.
Öte yandan, HMK’nin 349. maddedeki, “(1) Taraflar, ilamın kendilerine tebliğinden önce, istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edemez.” düzenlemesi gereğince, mahkeme ilamının kendilerine tebliğinden sonra, ancak hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat mümkündür.
Aynı maddenin devamında da, “(2) Başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse, dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya, bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur.” düzenlemesi mevcuttur.
Somut olayda; karar ilamının taraflara tebliğinden ve istinaf incelemesi için dosyanın dairemize gönderildikten sonra dilekçe ile davacı vekili tarafından sunulan 27/06/2022 tarihli dilekçe ile, ” ödeme nedeni ile davadan açıkça feragat ediyoruz, ödeme nedeni ile davanın konusuz kaldığını ve feragat ettiklerini, karşı taraftan herhangi bir yargılama gideri ya da vekalet ücreti talebimiz bulunmamaktadır” şeklinde beyanda bulunulduğunun ifade edildiği;
Davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragattan dönemez (rücu edemez); feragat ile bağlıdır.
Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun buna sebep olan rızayı ifsat eden bir nedenle malul olduğu kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından hileye, hataya maruz kalan kimseye talep hakkı bahşedeceği kuşkusuzdur. Öte yandan; diğer maddi hukuk işlemlerinde olduğu gibi (BK’nın 23. madde vd ), hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatın feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi feragatın hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğu aynı davada da savunma yoluyla ileri sürebilir.
Keza, 6100 sayılı HMK’nın 311. maddesi, ”feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir.” hükmünü öngörmektedir. Bu durumda davacı vekili feragatin geçersiz olduğunu soyut beyanla iddia etmiş ise de, bu soyut iddiasını destekler herhangi bir somut delil ileri sürmediği gibi iddiasının açıkça hata, hile veya ikrah niteliği de taşımadığı, sadece asilinin feragati nedeniyle vekalet ücretinden mahrum kalması nedeniyle bu şekilde bir itirazın gerçekleştiği anlaşıldığından; İstinaf ve davadan feragat nedeni ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf aşamasında davadan ve istinaf talebinden feragatı nedeniyle (istinaf sebeplerinin incelenmesine gerek olmadan) Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/03/2022 tarih … Esas … Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
Buna göre;
1-Açılan davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Kararın mahiyeti gereği alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının başta peşin yatırılan 59,30 TL ve tamamlama harcı olarak yatırılan 464,00 TL toplamı olan 258,60 TL den mahsubu ile bakiye 177,90 TL fazla harcın karar kesinleştiğine ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflar birbirlerinden vekalet ücreti talebi bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden:
7-Davalı vekili tarafından yatırılan, başvurma harcı ve istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-İstinaf eden davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
9-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.08/09/2022


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.